722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

FARKLI İNANÇLAR

SORULAR ANA SAYFA | TÜM ÇEŞİTLİ İNANÇLAR SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

23 Mayıs 2022
Anaerki nedir? (722'nin doğuş öyküsü ve Janus'un olumsuz geçmişi)

Merhaba JANUS, bir yazinizda anaerki ile tanistim diye sikça bahsettiginiz anaerkinin kaynak dökümanlari nelerdir, nereden bulabiliriz? Çünkü kendi deyiminiz ile bir zamanlar bet bir karakter olan sizi bu derece degistiren ögreti Tanrisal olmali diye düsünüyorum. Bu ögreti gizli bir grubun ögretisi midir yoksa?
Tesekkür ederim size, güzel günleriniz olsun.

YANIT

Önce şakalaşarak başlayalım; giderek sözlerim ciddileşecek.

Bu arada: Yanıtımın okunması bizim için önemli. Bu kadar lafı okuyamam diyen arkadaşlardan "bold" karakterli başlıklara göz atmalarını ve hoşlarına giden noktaları okumalarını rica ediyorum. Özellikle sondaki kırmızı bölümü tavsiye ederim.

"Bu ögreti gizli bir grubun ögretisi midir yoksa? "
Öğreti bize ait… ve bizler gizli bir grup değil, cascavlak adamlarız. :) Ortalarda dolaşmama nedenimiz "büyücü" gibi biraz da itici bir yafta ile tanınmak istemememizdir. Bir grup olsak da, zaman zaman birlikte eğlensek de, birlikte tek bir rit yapmışlığımız da yoktur. "Birlikte eğlensek de" dedim, orji filan yaptığımızı düşünmeyin, ilkimiz yok. Orjide -kibarca "birden faza kişi ile cinsellikte" diyelim- ilkimiz yok demedim; birlikte orji yapmakta ilkimiz yok. :D Hepimizin özeli, kendine özeldir. Bizim grubumuz bir "büyücüler grubu" değil, "bilime inanan araştırmacı majisyenler" grubudur. Gizem, esrar, gizlilik, örgütler, erkek erkeğe orderlar gibi konular bizi kasar; içimize baygınlık verir. Erkek erkeğe, araştırmalarımız dışında, hiçbir halt yapmayız. Araştırmalara kadın alsak… valla biz cavlarız, ahlakı bozar, kafayı toplayamayız. :DD Bizler güneş ya da ay altında gülüşmeyi, hafifliği, neşeyi, müziği, dansı severiz.

Ve ciddi konuşmaya başlayalım.

Anaerkil ezoterizm olarak tanıttığımız düşünce ve yaşam sistemi bize "varlık" olarak adlandırılabilecek, bir diğer deyişle "öte dünyaya ait" bazı kaynaklardan "anaerkil ezoterizm" adı altında gelen bir sistemdir. Bizden başka hiçbir yerde bulmanıza belki de olanak yoktur. Ancak "varlıklar" olarak nitelediğimiz kaynak da bize özel değildir. Bu nedenle biz bilmesek de, başka insanlara da aynı bilgi verilmiş olabilir. Buna karşın bizler, bizden başka bir platformda bu bilgilere rastlamadık.

Bilgileri almam yirmi beş yıl önce bir Mecusi sekt lideri ile tanışmamla başladı. Satanizmden yeni-yeni çıkıyor, ya da çıkmaya çabalıyordum. Dayanacağım bir kişi, ya da bilgi yoktu. Çıkar yol arıyor, bulamıyordum. Bu hoca ile dostluk ortamında tanıştım. Samimiyetimiz ilerledikçe verdiği her kararın doğru çıkması, insanlar üzerindeki kelimelerle ifade edilemeyecek pozitif etkisi (hiç çabalamadan, hiç aldırmadan, hiç fark etmeden sempati yaratması/sevilmesi), elini her attığı konudaki inanılmaz başarısı, buna karşın ihtirassız yapısı, başarılarıyla ve yarattığı etki ile hiç ilgilenmemesi, sadece rahatlık odaklı olması dikkatimi çekti. Giderek konuşmalarımızdan etkilenmeye koyuldum. Çok az konuştuğu halde söylediklerini dinlemeye ve uygulamaya çalıştım. Ancak asla ders, ya da vaaz verir gibi bir şey anlatmıyor, sadece sorulara yanıt veriyordu. Bu nedenle maharet, doğru (gerekli ve işime yarayacak) soruları sormaktı.

Yanıtları kısa ve özdü. Benim gibi uzun uzadıya bir şey anlatmıyordu. Oysa ben tartışmak istiyordum. İkna edilmek istiyordum. Beğenmediğim yerleri eleştirmek istiyordum.

Bunlara izin yoktu. "İzin vermem" diye bir çıkışı hiç olmadı; sadece bu durumlarda uzaklaşıyordu. Dersleri (müfredat programı) olmayan bir okulda okumak gibiyi yaşadığım.

Süreçte –daha önce de yazmıştım- defalarca isyan ettim, eski hayatıma döndüm. Ancak eski hayatım dediğim hayat artık dağılmıştı; çünkü bir kere "iyilik" de diyebileceğim farklı gerçekleri ve bu gerçeklerin geri yansımalarını görmüştüm.

Yirmi yıllık bir eğitimden geçtim; ama ilk on yılda kendimi topladım. Giderek bazı "kafadar" (bilime önem veren) majisyen ve araştırmacı arkadaşlar edindim. Maji ile bilimi karmaya koyulduk. Samimiyetimiz arttıkça mistik açıdan öğrendiklerimi onlara anlattım. Etkilenmeleri üzerine bu bilgileri majiye uygulamaya başladık. Yeni metotlar keşfettik. Ardından ortak karar ile bu bilgileri bedensiz varlıklara onaylatmaya karar verdik.

[Varlıklara zaten önceki hayatımdan yakınlığım vardı. Benim içinde olduğum ve "gerçek" olarak niteleyebileceğim satanizm (ki, buna "salt kötülük etmek" diyebilirim; bu sistem ülkemde tanıdığım satanistlerin düşüncelerine/hedeflerine paralel değildir) sürecinde de bir varlığım vardı. Onu satanik ortamda tanısam da, beni kötülüğe karşı ilk uyaran kendisi olmuştu. Bu garip durumu önceki yanıtlarımda "Her balığı kendi yemi ile avlarlar; varlığımın ve Bülent Kısa'nın yaptığı budur" benzeri sözler ile anlatmıştım.
]

İletişimleri ilerlettik. Bizler pozitivite açısından ilerledikçe kontaklar güçlendi. Ve giderek bir ekol sahibi olmaya başladığımız gördük.

722 Sistemi böyle ortaya çıktı.

Ekolümüzü Bülent (Bülent Kısa) da onayladı. Hocamıza –tüm dürüstlüğümle söylüyorum- benden çok değer verdi… saygı duydu. Ve bize –ekolümüze- "Satanizm" adlı kitabında yer verdi. İddialı olmak istemem, küçük bir düşünce diye algılayın: Belki de eğer yaşasaydı, onu bir ölçüde etkileyebilirdik; çünkü Bülent –diğer arkadaşlarım hakkında yorum yapamam ama kendi açımdan kesinlikle söyleyebilirim ki- benden daha iyi (pozitif) biriydi. Kİbarca ve sakince anlatılan her şeyi -kendi görüşlerine ters yönlü olsa da- saygı ile dinler, ama beğenmezse eleştirmekten geri durmazdı.

Ardından ücretsiz bir alanda (wix.com'da) bir beta site kurduk. İki yıl sonunda sözlerimize ilgi olduğunu görünce siteyi geliştirip kendi web alanımıza taşıdık. Sorulara yanıt vermeye ve ekolümüzü 722 adı altında anlatmaya başladım.

Biz bir sistem kurmak, bunu tanıtmak, hatta tanıtarak insanları kurtarmak gibi amaçlar sahibi değildik; hala da hiç-mi-hiç değiliz. Ancak ben geçmişte öylesine acı çektim ki, belki soru soranlara bazı ek bilgiler vererek, onların kendi bilgi havuzlarında pozitif esintiler yaratabilirim diye soru yanıtlıyorum.

[Satanik geçmişimde kimseye bilfiil zarar vermediğim, yasa dışı bir şey yapmadığım, uyuşturucu kullanmadığım ve benzer şekilde "en kötü" denilebilecek hiç bir işe bulaşmadığım halde, verdiğim zararlar ciddidir. Bu durum belki de beyin elektriğindeki negativitenin tehlikesini apaçık ortaya çıkaran bir durumdur. Bu yüzden bu paragrafı yazdım.
]

Müslümanlık ve anaerkinin bağlantısı var mıdır?

Kulağa garip gelse de, bize göre vardır. Öncelikle anaerki kadınların tekelinde değildir. Ayrıca Müslümanlık, kadın düşmanı bir din olmayabilir. Cennet'in bir numaralı ağacı –Tuba- dişidir. Hacer-ül esved, dişidir. (Bizler -tıpkı Fikri Yavuz gibi, ki, Bülent'in tek onayladığı yorumcudur- Necm 21in de bütünü ile kadınlardan yana, kadınları korumak amacında olduğuna inanmaktayız.) Daha önemlisi, bize anaerki olarak yansıtılan sistem, Müslümanlığın içrek yapısına bütünü ile (şaşırtıcı şekilde) paraleldir.

Anaerki, iyiliğin insanlardan gizlenen yanıdır. İyiliğin, Yahveh'in dokunamadığı görünümüdür. Anaerki şunu der: "İyilik çok eğlenceli bir şeydir. Hatta iyilik, eğlencenin ve/veya HER AÇIDAN çok iyi, ÇOK KEYİFLİ yaşamanın yegane yoludur." Yani salt huzur filan değildir. Yaşama coşkusu, yaşama heyecanı iyilikle gelir. İşte insanlardan bu gerçek gizlendiği için yürekten inanan (cehennem korkusu, Cennet arzusu olmadan inanan, din diye bir şey olmasa da iyiliğin iyiliğine(!) inanacak olan) kişi sayısı azdır; ayrıca satanzim diye –aslında genelde gerçek Şeytanla ilgisi olmayan- bir ekol doğmuştur.

722 Sistemi nedir?

722 sistemi PE üzerine kurulu bir majikal sistemdir. Düşünsel yanı da bulunsa da temeli ezoterizmdir; anaerki gibi bir iyilik felsefesi değildir. Sistem bizler tarafından var edildiği için KESİNLİKLE "mutlak doğrudur" gibi bir iddiamız yoktur; olmayacaktır da.

Buraya dek aktardığım sözlerimi özetleyeyim.

"Anaerki dediğimiz ve aslında kadınların tekelinde olmayan sistem iyiliği, Müslümanlığın anlattığı şekilde anlatan bir felsefedir. 722 sistemi bu felsefeden etkilense de, BİZLER tarafından yaratıldığı için –ve her noktası hakkında tebliğ almamıza olanak bulunmadığı için- içerikte hatalar, yanılgılar olabilir."

Şimdi de biraz kendimden söz edeyim.

Önceleri tahmin edemeyeceğiniz kadar sert biriydim. Gülmeyi kendime yakıştırmazdım. Çok ciddi ve mesafeliydim. Kasıntıydım. Ciddi ölçüde kavgacıydım. İki gözaltım var. Saygısızdım. Pervasızdım. Bunları güçlülük olarak görürdüm. Gücün anlamını bilmezdim. Ve o saldırgan kişilik içinde çok korkaktım. "Güçlülük, saldırganlıkla uyuşmaz. Genelde en fazla korkan saldırır." Gamlı baykuş tiplemesini fersah-fersah geride bırakacak kadar kötümser ve endişe içinde biriydim. Ciddi hasatlıklarım vardı. Evimde –hiç abartmıyorum- kendi boyumda bir ilaç dolabı da…

[Kendini bir anlamda "din adamı" olarak tanıtan biriyim ve tanrımı tanık göstererek yemin ederim ki, yirmi yılda asprin ve –içkiyi fazla kaçırdığım seyrek zamanlarda- baş ağrısı kesici dışında hiçbir ilaç kullanmadım, hiçbir hastalığa yakalanmadım. Bunca yılda en fazla iki-üç kez hafif ateşim çıktığı için reçetesiz satılan anti-gribal ilaç kullanmışımdır.
]

Bazı dersleri çok zor öğrenebildim. (Öğrencilerimin kolayca kabullenişlerini izleyince içimde onlara gerçek bir saygı ve hayranlık doğuyor.) En zor öğrendiğim dersler sıcak olabilmek, şefkatli olabilmek ve özverili olabilmekti.

Ve boş vermek…

"Boşver" anlamında "kafaya tokadan başka şey takmayacaksın" diyen bir dostumla ilişkiyi kesecek kadar ciddi kavga etmişliğim vardı. Büyük hayranlık beslediğim (yıllar içinde NE taşıdığını açıkça gördüğüm) Cem Karaca'nın "Beni siz delirttiniz" adlı parçasının "Beni siz delirttiniz, bu boşverli türküler" mısrağını nasıl hırsla söylediğimi anımsıyorum.

Sürekli felsefe okurdum… Her şeyi sorguladığım, derin bir beyin olduğum kisvesi altında ideaları eğip bükerek, akıl oyunları oynar, insanların kafasını bilmeden karıştırırdım.

Daha da zor bir ders şuydu: Kadınlara saygı duymak…

İşte en çok bu konuda isyan ettim. Kelimenin tam anlamı ile "kullanmaktan" başka işe yaramayacak canlılar olarak gördüğüm kadınlar nasıl önemli olabilirlerdi? Kadınlara yönelik öyle bir küçümsemem vardı ki, ilk eşime şiddet uygulardım. Bunu hakkım olarak görürdüm. Benim eğitimimin 20 yıl sürme nedeni kadınlara değer vermeyi öğrenmememdi.

Anaerkil kavramları ders gibi oturup çalışarak öğrenmedim. Bu yola girince, PEye yaklaşınca, olaylar sizi yönlendiriyor. Yaşayarak bildiğiniz, doğru bildiğiniz yolun çıkmazını; size ters gelenin gerçekten işe yarayan yol olduğunu sürekli görüyorsunuz. Öyle bir an geliyor ki, kabul etmekten başka yol kalmıyor. Bütün mesele önünüzde uçurum olduğunu görebilmek... Bir kez kabul ettiğinizde, giderek bu kabullenişin pozitif geri yansımaları olmaya başlıyor. Birçok şey kazanıyorsunuz. İşler daha kolay rayına oturuyor. Biraz daha adım atıyorsunuz iyiliğe…

Ancak ben öyle bir yerden başladım ki, daha alacağım belki de uzun bir yol var. Oysa öğrencilerimde, yaşadığım varoş semtteki hanım komşularımda, bazı şeyleri tamir etmeye eve gelen ustalarda, sevgili dostum elektrikçimde, bindiğim taksilerin şoförlerinde, bebekle geçerken hoş-beş ettiğim park bekçilerinde, gittiğim restoranlarda dost olduğum garsonlarda yoğun iyilik potansiyeli görüp, gıpta etmişliğim, ama yanlış şeylere inandırıldıkları için kayıplarına cidden üzüldüğüm o kadar çok olmuştur ki. Oysa benim bildiklerimi bilseler, benden kat-be-kat şahane hayatlara kavuşacaklardır. Ben ise hala tehlikeli yollarda, tökezleme (hatta düşme) tehlikesi içinde, ama diğer pek çok kişiden daha istekle, hızla ve dikkatle ilerlemekteyim. Benim tek kalkanım öğrenme şansım olan bilgilerimdir. Onları da soranlara anlatmaktayım.

İyilik tam olarak nedir?

İyilik; coşkunun, eğlencenin, neşenin, yaşam heyecanının, güzel dostların, güzel aşkların, tatmin edici seksin, flörtün, estetik güzelliklerin, doyumun, huzurun ve başarının TEK yoludur. İnsan özlemi olan, aslında beynin ödül devrelerini tetikleyen HER ŞEYİN TEK yoludur. Gençlerin elde etmek istediği her şeyin TEK yoludur. Erkeklerin özlediği ;-) her şeyin tek yoludur.

Ve iyiliğin yolu erdemlerdir.

Bu gerçek, insanlara inandırılabilse, herkes canını dişine takıp erdemli olmaya çabalayacaktır.

Erdem ile insan isteği arasına giren; iyiliği dünya dışı, dünya için epey sıkıcı, sert bir tanrının buyruklarına uyup cenneti garanti etmekten başka işe yaramayacak bir şey olarak gösteren şeytandır. İnsan öyle bir yapıdadır ki, istediklerini elde edebileceğine inandığı zaman en imkansız şeyleri bile yapabilir. Erdemli olmak ise "imkansız şeyler" denilebilecek şeylerden çok daha kolaydır. Bütün mesele, yukarda saydığım insan özlemlerine varmanın tek yolunun erdem olduğuna inanabilmektir.

Peki erdemli olmak nedir?

Erdemli olmak, aşağıdaki temel erdemleri İSTEYEREK kişiliğin parçası haline getirmeye çabalamakla ilgilidir. Bu erdemler şunlardır:
Özveri (fedakarlık), anlayış, hoşgörü, alçak gönüllülük, affedicilik, merhamet, uyum, denge, sabır, saygı, sadakat, paylaşma, nezaket, şefkat, sakinlik, efendilik, cesaret, kararlılık.

Erdem ile PE bağlantılı konulardır. Erdemli kimseler, PE celp ederler; PE celp edilince, kişi erdemli olmaya başlar.

PE enerji celp etme yolları enelerdir?

Kişilik olarak rahat, dengeli, kararlı, korkusuz bir kimlik sergilemek.

Konuşurken ve düşünürken hiçbir şeyi ve hiç kimseyi suçlamamak, kınamamak, küçümsememek.

Aşağıdaki niteliklerden ve bu nitelikleri yaratan HER ORTAMDAN ve unsurdan uzak durmak; bunlara araya mesafe koymak.
Hafiften güçlüye:
Hüzün > elem > kasvet
Gerginlik > kızgınlık > öfke > hırs > hınç > kin
Tedirginlik > huzursuzluk > endişe > tasa > kaygı > korku.

Yukarıdaki nosyonları kimliğine İSTEYEREK/İNANARAK perkitebilen herkes, çok kısa sürede yaşamın ne kadar eğlenceli, kolay ve sorunsuz olduğunu görecektir.

Soruyu sorduğunuz için içtenlikle teşekkür ederiz. Sizin de GÜZEL günleriniz olsun. :) Teşekkür etmekten daha iyi ne var? Hemen yanıt: "GÜZEL günleriniz olsun" demek var.

Güzellik, iyiliğin eşidir.

Hangisi dişi, hangisi erkek mi? İkisi de çift cinsiyetli eşler. :DDD (Hermafroditizim, anaerkide kutsaldır.)


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -