Adept Majisyen
Manyetik Maji
Pozitif Enerji
BİLGİ ALIN >>
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

FARKLI İNANÇLAR

ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR        |        SORULARIN KABUL EDİLME KRİTERLERİ        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

722 Ekolü ve Eğitimleri | Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Astroloji
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Fal/Tarot |
Ruhsal Sorunlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

6 Mart 2023
bülent kisa satanizm vs

Merhaba janus umarim iyisindir. (..) aklima takilan birkaç soru hakkinda senin görüslerini merak ettim. Öncelikle geçenlerde rastladigim birkaç yazida geleneksel satanistlerin çogunun Bülent Kisanin satanizmi Wiccadan bozma uydurma bir ekole çevirdigi, demonlari meleklestirdigi ve inanci alakali alakasiz uzak dogu felsefeleri ile doldurup karanlik özünü deforme ettigi ve Set'i kabul edilebilir hale soktugu için çok elestirildigini gördüm. Eskiden bu islerle içli disli biri olarak sen bu konu hakkinda ne düsünüyorsun?
Ikinci olarak benim bildigim kadariyla tanrilasma bir satanistin ölüm sonrasi amacidir peki böyle bir mümkün mü? Ayni zamanda her ne kadar bazi insanlar satanizmde kurban olayina sicak bakmayip bunu gerçeklestirmese de geleneksel satanizmde böyle bir gelenegin oldugu ve bunun çok eskilerden beri yapildigi gerçegini degistirmiyor ama ben majiye yönelik düsünürsem bunu yapmanin illaki bana kötü bir sekilde getirisi olmasi lazim ama ben su ana kadar böyle sonuçla karsilasan birini daha görmedim diger yanitlarinizda kötü insanlara bir sey olmadigini söyleyen birine biz görmesek bile bir sekilde getirisi olacagini söylemistiniz peki bunlari yapan birinin kendi inanç sisteminde bunun kötü bir sey olduguna dair bir inanci yoksa gene de dönüp dolasip o insana sonuçlari bi sekilde gelir mi gelirse bu yaptigi amaca yönelik mi bi getiri olur yoksa kötü bir sekilde sonuçlarini mi öder? Üçüncü olarak sitenizde bir sürü çekicilik karizma vs ile ilgisi yazi var ama anlam veremedigim bir sekilde bu sorulari hep erkekler sormus. Peki bu konu hakkinda bir kadina verebileceginiz tavsiyeler nelerdir?
Degerli vaktinizi ayirdiginiz için tesekkür ederim

YANIT

Bülent ile başlayayım. Bildiğinizi sandığım gibi, Bülent Kısa uzun yıllar çok yakın dostluk ettiğim bir majisyendir. Türkiye'deki ilk hocamdır. Yıllar içinde onun görüşlerine bütünü ile ters yönlü bir ekol geliştirsem de engin hoşgörüsü ile beni eleştirmemiş; dahası, Satanizm adlı kitabında "2. Ekol" başlığında bizlere yer vermiştir. Hayatta sahip olduğum iki arkadaşımdan/dostumdan biridir (ikisi de diğer alemde). 84 yılından ölümüne dek hem majikal, hem özel yaşamda yakın ilişkimiz olmuştur.

Bana kendi getirdiği "Satanizm" adlı kitabından başka kitabı olduğunu bilmiyorum; bana böyle bir şeyden söz etmedi. Oysa Satanizm adlı kitabının basılma aşamasındaki zorluklara tanık olmuşumdur. Eğer başka bir kitabı olsaydı, tıpkı Satanizm adlı kitabı gibi, onu da getireceğini biliyorum. Ancak eklemem gerek: Son 5-6 yılda ilişkimiz ben farklı bir yola girdiğim için bir ölçüde kopmuştu.

Ve en önemlisi: Neredeyse yirmi yıldır popüler kültürden uzağım. Okült çevre ile en küçük iletişimim bulunmuyor. Tek bir satanist tanımıyorum. "Geleneksel satanistler" dediğiniz kişilerin ne düşündüğünden de haberim yok.

Bu nedenler yüzünden söyleyeceklerim bilgilerime değil, geçmişte yaşadıklarıma (bir anlamda "anılara") dayalı olacak.

"Bülent Kisanin satanizmi Wiccadan bozma uydurma bir ekole çevirdigi,"
Ben Bülent ile yakınken onun bir ekolü yoktu. Kendisi Saki adlı varlığından tebliğ alana dek sadece İslami ve Kabalistik çalışırdı. Saki'den aldığı bilgilerle kurulan ekolüne hiçbir yakınlık duymadım. Verdiği çalışmalarda başarılı olamadım. Bunu kendisine de söyledim. Ve kısa sürede sisteme ilgimi yitirdim. Ama gördüğüm kadarı ile sistemin Wicca ile hiçbir ilgisi yoktu; bana verdiği çalışmaların hepsi de siciller ve zikir tabanlıydı.

" demonlari meleklestirdigi ve inanci alakali alakasiz uzak dogu felsefeleri ile doldurup karanlik özünü deforme ettiği"
Bülent'in demonları melekleştirmediğini biliyorum. Bülent'in ağzından tek bir demon adı duymuş değilim. Ama Kabalist spirit benzeri şeylere hiç bir sempati duymadığını net şekilde hatırlıyorum. "Öf neydi bu karın ağrısının adı?" gibi dalga geçtiğini, "İcbar etmek falan, ne biçim şeyler?" (iki cümle de kendisine aittir) dediğini çok duydum. Yıllar süren ilişkimizde başka da varlık adı (demon adı) geçmedi.

"Set'i kabul edilebilir hale soktuğu"
Bu insanlar hangi Bülent'den söz ediyorlar, acaba başka bir Bülent mi var diye düşünmeden edemiyorum. Aramızda Set'in lafı da tek bir kere geçmedi. Bizim devrin satanizminde Set adlı tanrı kullanılan, bilinen bir tanrı değildi. Ancak bir kez daha altını çizmem gerek: Son yıllarda ben anaerkiye geçtikten sonra ne yaptı, bilmiyorum.

Şu da önemli: Set, anaerkide kesinlikle Şeytan olarak görülen, Baba Tanrının ölümünden sorumlu bir Mısır tanrısıdır. Eğer satanizm kötülükse, anaerkiye ters yönlü demektir. O zaman anaerki şeytanlarını (örneğin Set'i) desteklemeleri gerekir. Yok eğer Set'i kötü bir varlık olarak görüyorlarsa, Baba Tanrıya inanıyorlar demektir… o zaman da anaerkil olurlar… en azından anaerkil-satanist(!) olurlar. :)

"Ikinci olarak benim bildigim kadariyla tanrilasma bir satanistin ölüm sonrasi amacidir peki böyle bir mümkün mü?"
:) İnanışlara saygısızlık etmem istemem ama gülümsemeden duramadım.

Sevgili kardeşim, önce biri beni ölüm ötesinde karşılaşacağımız tanrılar olduğuna inandırsın; ondan sonra bir bilinç makrodan ayrılınca o forma girebilir mi… oturup düşüneyim.

Bakın; bu insanı tebessüm ettirecek amaçların nedeni "okült" denen "sallama serbest" bir ortamın olmasıdır. Sonra gel de bilim adamları neden bizi sevmiyor, kolaysa şaş… Anılan "sallamalar" yaşarken istediklerini elde edememiş ve düş kırıklığı içindeki bir takım kimseleri rahatlatıyorsa inansınlar. Rahatlamak güzel şey… Ancak böyle şeylere inanan insanların ölüm ötesinde kendilerini içinde bulacakları düş kırıklığına da bir yandan hazırlamaları gerek.

Ölüm ötesi de fizik ile (parçacık fziği ile) çalışıyor! Orada Amerikan filmlerinden fırlamışa benzeyen tanrıların, şeytanların olduğuna inanmak biraz fazlaca Orta Çağ okültüne takılıp, çağdaş bilgilerin acemisi olmak anlamındadır. Kuantum mekaniğinin ortaya çıkması ile TÜM standart fizik yasalarının mikroda (atom altı evrende) yıkıldığının anlaşılmasından beri (ölüm ötesinin de giderek kuantum mekaniği ile deşifre edilmesinden beri) gel de tanrılara, hele ki tanrılaşmaya, hatta orada makroda anlaşıldığı şekli ile iyilik-kötülük bile olduğuna inan. Parçacık fizikçileri, The day I died adlı TV reality programını örnek göstererek, ölümden alınan insanlar temelinde kuantum enerjilerinin bilinçten nasıl ayrıldığını, sonra yeniden geri geldiğini tartışırlarken (ölüm ötesini kuantum mekaniği bazında tartışırlarken) okültün bu gibi bilgilere uzak, tanrılaşma gibi şeylerde takılı kalması üzücü değilse nedir? Bilimadamları dalga fonkiyonu çökme olaslık formülünü formülünü yazarken hala tanrılar, şeytanlar, krallar, güçler, üstünlerle uğraşmak biraz çocukça işler değil mi?

Bilimi öğrenmek zordur. Özellikle bir okültist için bunaltıcıdır. Anlayabiliyorum. Öte yanda adamı hoş düşler aleminde eğlendirecek laflar vardır. Ama hala da yol tektir, o da gerçeğin nasıl işlediğini öğreten bilimdir. İşleyişin kurallarını bilmeyen nasıl başarı kazanabilir ki? Ayrıca bizim eğitimde verilen bilgilerden bunalanlara anımsatmam gerek: Bu bilgiler Amerika'daki 9th-10th grade öğrencileri düzeyindedir. (Sürekli laf soktuğum batıda gençlere parçacık fiziği ve nöro-bilim öğretilirken, bizim ülkede astronomi dersi müfredat progtamından çıkartıldı. Yıllar önce, bilimle içli-dışlı olmaya başladığımda, Quora'da nörotransmitlerler hakkında sorduğum bir soruyu dalga çekmek için sorduğum düşünülmüştü.)

İsteyen "Bana ne gerçeğin nasıl işlediğinden" diyebilir, ama o zaman Grand Jeep Safari yarışmacısı olamaz; çünkü yarışmacı olmak için sadece sahilde gazlayacak direksiyon yeteneği bütünü ile yetersizdir. Harita okumayı, araç mekaniğini, sağlık konularını bilmek, farklı lisanları konuşabilmek, çok da dayanıklı olmak şarttır. İsteyen sahilde araç sürer tabi ki… ama gizli hazine, sadece jeep safari finalistlerinin girebileceği vahşi ormanın ardındadır.

"Ayni zamanda her ne kadar bazi insanlar satanizmde kurban olayina sicak bakmayip bunu gerçeklestirmese de geleneksel satanizmde böyle bir gelenegin oldugu ve bunun çok eskilerden beri yapildigi gerçegini değiştirmiyor"
Kurban olayı her inançta var… paganizmde bile. Şimdi sözlerimi duyan bazı kişiler bana öfkelenecekler ama gerçek hala da şu: Geleneksel anlamı ile kurban, SADECE MÜSLÜMANLIKTA YOKTUR! Müslümanlık kurbanın gerçeğini YOK ETMEK İÇİN kurban olayını din kapsamına almıştır.

Sözlerimi açıklayayım.

Müslümanlıkta kurbanın ilk şartı, etin besin olarak YENMESİDİR! Doymaktır. Yemek yemek adlı –bizde de kutsal- (biz modaya uyup zayıf olacağım diye perhiz yapanlara sempati duymayız, NE altında olduklarına inanırız) eylemdir. (Ne yazık ki binyıllara dayalı türeyiş gerçekleri nedeni ile metabolizmanın bir ölçüde kırmızı ete ihtiyacı vardır.) EN ÖNEMLİSİ: Müslümanlıkta kurban kesmenin amacı kan dökmek değil, insan DOYURMAKTIR. Sadece Müslümanlıkta kurban eti ÖNCELİKLE fakr-u zaruret içinde olanlara verilme şartı ile kesilir.

Üstelik Kuran'a kurban kanının önemi olmadığının altı açıkça çizilir: “Kurbanlarınızın ne etleri, ne kanları Allah'a ulaşacaktır. Allah'a ulaşacak sadece O'nun için yaptığınız gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hac/37)

Ayrıca kurban farz değildir. Kurban, Şafii mezhebine göre sünnettir, Hanefi mezhebine göre ise vaciptir.

Oysa paganizm dahil HER inançta amaç doymak ya da zor durumdaki kimselere yardım değil, kan dökmektir.

Yahudilikte Yahveh Musa'nın kavmine, kurban edilen hayvanların etlerini yemelerini yasaklamıştır. Kurban etlerinin YAKILMASI şarttır! (Oysa kavim ciddi ölçüde açlık içindedir.) Yahveh, yanık kokusundan hoşnut olmaktadır!

Çıkış 29
18 Sonra koçun tümünü sunağın üzerinde yak. Bu RAB'be sunulan yakmalık sunu, RAB'bi hoşnut eden koku, O'nun için yakılan sunudur.

Yahveh'in yanık kokusu istediği onlarca ayette yinelenir. (Sadece Levililer bölümündeki konu ile ilgili ayetleri ekliyorum: Levililer 1:9/13/17, 2:2/9/12, 3:5, 4:31, 6:15/21, 8:21/28, 17:6, 23:18)

Peşinde olunan kavram ise kandır.

Çıkış 24
5 Sonra İsrailli gençleri gönderdi. Onlar da RAB'be yakmalık sunular* sundular, esenlik kurbanları olarak boğalar kestiler.
6 Musa kanın yarısını leğenlere doldurdu, öbür yarısını sunağın üzerine döktü.

"bunu yapmanin illaki bana kötü bir sekilde getirisi olmasi lazim ama ben su ana kadar böyle sonuçla karsilasan birini daha görmedim"
Geri yansımanın ne zaman ve hangi alandan geleceğini bilemezsiniz. Dahası; insanların ne yaşadıklarını dıştan bakarak bilemeyebilirsiniz. Cehennem beyinde yaşanır. Ve ekleyeyim: Ben geri yansımaları her seferinde gördüm… görmeye de devam ediyorum.

" diger yanitlarinizda kötü insanlara bir sey olmadigini söyleyen birine biz görmesek bile bir sekilde getirisi olacagini söylemiştiniz"
Evet; yukarıda söylediğim gibi, insanların ne hissettiklerini, nasıl sıkıntılar çektiklerini bilmek kolay değildir. NE sahibi kişilerin sıkıntı yaşayacakları gerçeğinin gerisinde mistisizim, okültizm gibi biraz "sallama serbest" konular değil, basit fizik kuralları ve nörobilim vardır. NE, belli bir frekanstaki bir radyasyondur. Düşünceniz negatif ise (beyninizdeki nöronlarla çakan elektriğin var ettiği EM alanın frekansı ona benzerse) celp olur (beyin elektriği ile senkronize olur). Bu bir rezonans, yani ortak titreşimdir. Bu duruma okült açıdan bakarak "şeytan obsede etti" diyebilirsiniz. Oysa ortada bir bilinçli şeytanın var olması gerekmez. Elektrik şeytan olduğu için, size düşmanlık etmek, ya da sizden beslenmek için değil, prize firkete soktuğunuz için çarpar. Sistem bu kadar basittir. Anlamak için derinlere dalmaya, belirsizlik içinde kanıtlar armaya, felsefeler yapmaya pek de gerek yoktur.

" peki bunlari yapan birinin kendi inanç sisteminde bunun kötü bir sey olduguna dair bir inanci yoksa gene de dönüp dolasip o insana sonuçlari bi sekilde gelir mi"
Bu çok önemli bir soru, çok önemli bir konu. Anlatayım.

Çöküş (yani süperpozisyondaki olasılıklardan birinin seçimi ve realize olması) beyin elektriği yapısına (dalga boyuna) bağlıdır. O zaman bana "ben adamı mutluluk içinde öldürürsem, hiçbir olumsuz kader çöktürmem" diyen olabilir. Bu düşünce mantıken doğru gibi de gözükür; ama değildir. NE celp edecek bir tavrı –örneğin adam öldürmeyi- SADECE beyninizde NE varsa anımsayabilir, düşünebilir, planlayabilir ve ifa edebilirsiniz. Basit bir anlatımla: Güle-oynaya, eğlene-güle adam öldüremezsiniz. Cümleyi biraz daha farklı şekle evirelim: Adamı öldürten, beyninizdeki NEdir; o da gülüp-eğlenmeyi yok eden yapıdadır.

NE –bize göre- sadece KORKU VE ÖFKE İLE CELP OLUR. Bu yüzden korku ve öfkesi olan her kişide NE vardır; korku ve öfkesi olmayan (ya da bunu an bazında sıfırlayabilen) herkes PE celp eder ve OLUMSUZ İŞ YAPAMAZ OLUR.

Daha basit örnek verelim: Sosyal medyaya girer, sevmediğiniz partinin lideri hakkındaki eleştirileri okuyup, onlara hak verip, beyinde öfke var ettiğiniz anda NE celp olur. O anda eleman, ya da patron, ya da eş/tanış gelir, sinir edici bir laf ederde, NE artar. Celp olan NE yüzünden, olumsuz şeyler düşünmeye başlar, frekansın genliğini fazlalaştırırsınız. İçsel konferanslarla haklılığınız düşündükçe NE bir alana dönüşür; sizi yanlış davrandırmaya başlar. İşte o anda sizi kıl eden adama ya da kadına vurmak isteyebilirsiniz. Yani gülüp oynarken "Ay gideyim şuna vurayım" diyemezsiniz, bilakis keyfiniz geldiği anda "Ya, geçen ona kızmıştım, neden bu kadar kızdım ki?" diye düşünmeye bile başlayabilirsiniz. :)

Özetle: NE varsa, varlık oranında yanlış davranış vardır. Yanlış davranış yüzünden değil, YANLIŞ YAPTIRAN NE YÜZÜNDEN, olumsuz geri yansıma olacaktır. NE celp etmeyende yanlış davranış YOKTUR. BU yüzden, insanlar NE celp etsin ve yanlış yapsın diye bu hatalarla dolu kültür var edilmiştir. Bir bilinçli şeytan varsa, asla insana durduk yerde hükmedemez, istediğini yaptıramaz. Yapabileceği tek şey –Müslümanlıkta defalarca yinelenen- ALDATMA becerisidir. Aldatmaktan başka gücü yoktur. Aldatmak, kişinin kendini, beynine NE celp edecek şekilde davranmaya yöneltmektir.

" Üçüncü olarak sitenizde bir sürü çekicilik karizma vs ile ilgisi yazi var ama anlam veremedigim bir sekilde bu sorulari hep erkekler sormus. Peki bu konu hakkinda bir kadina verebileceginiz tavsiyeler nelerdir?"
Söyleyeceğim çok şey var. Ama bu söyleyeceklerimi söyleyebilmem için iki de ricam var:
1- Sorunuzu siteye yeni bir mesaj atarak sorun lütfen.
2- Söyleyeceklerimi büyük bir anlayışla dinleyin. Bizler yaygın kültürde yaşayan/düşünen kimseler değiliz. Yani Filipinler ve Tayland gibi seksin "ibadullah" yaşandığı bir farklı diyara turistik gezi yapma isteğiniz varsa sorun. :)

Yine de bir tüyo vereyim: Seksilik diye size tüm belletilenleri (bütün bildiklerinizi) unutun. Modayı unutun. Kız arkadaşlarınız ne öneriyorsa tersini yapın. Tıpatıp olmasa bile "porn star" olarak tanınan kadınların imajlarını kendinize uyarlayın. ;-)

" Degerli vaktinizi ayirdiginiz için tesekkür ederim"
Nezaketiniz ve düşüncelerimizi merak ettiğiniz için biz teşekkür ederiz. Mutlu olduk. :) Ayrıca eklemem gerek: "Vaktinizi ayırdığınız" değil, "Değerli vaktinizi ayırdığınız" sözleri çok önemli. Birinin vaktinin değerli olabileceğini ancak ince ruhlu (PE sahibi) kişiler fark edebilir, ya da fark etmeden dile getirirler. Bu –fark etmeden bile sergilemiş olabileceğiniz- farkındalığınız için bir kez daha teşekkürler…


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -