Çok teşekkür ederim, ne güzel bir şey yazmışsınız! Onurlandım. Ve belirtmek isterim ki sorunuz çok enteresan bir zamanda geldi: Tam da kitabımın bitip yayınevi arama sürecine girmeye hazırlanırken!..

Kitabımın adı -şimdilik- “Yaratılış”. Bölünen Evren teorisi hakkında… Bilmem yayınevlerinin dikkatini çeker mi, beğenilir mi, basılır mı? Bu soruların yanıtını sanırım bir süre sonra alacağız…

Eğer kitabım basılırsa ve talep ederseniz, size bir tane imzalayıp göndereceğime söz veriyorum. Belki de ofise gelip siz almak istersiniz; bu daha hoş olur. Sosyal ilişkilerde başarısız olsam da, seçtiğim öğrencilerimle birlikte olmak beni hep çok mutlu kılmıştır.

O zaman lets cross our fingers ve “görüşmek üzere” diyelim…

Bir de kısa açıklama yapayım:

Bildiğiniz gibi anaerki cinsellik ve içkiyi kutsar; dışadönük ve pratik bir yaşamı savunur. Ben ise daima gece kulüplerinden çok, kütüphanelerde mutlu olan biri oldum. Çok hızlı yaşadım… iki değil, üç kişinin hayatını bir yaşama sığdırdım. Girmediğim kalıp, yapmadığım iş, üstlenmediğim kimlik kalmadı desem pek de abartmış olmam. O kadar takma isim kullandım ki, gerçek adım bana hep yabancı oldu. Ama bu maceracı kişi, aslında sadece bilgisayarının, eskilerde daktilo makinesinin, daha da önceleri ciltli defterinin başına olmayı yeğleyen biriydi. Elime bir kitap alıp, dünyadan uzağa çekilmeyi severken dışa dönük olmayı, yaşamın nabız atışında durmaya özen göstermeyi DEĞİL, bunu SEVMEYİ öğrenmek yıllarımı aldı.

Kolay değildi, çok isyan ettim. Ama hiç pişman olmadım.

Tek bir kişinin fikirleri ile en azından birkaç gün boyunca halvet olmak beyinde bazı kalıplar açar. Bunlara da bilgi denilebilir; ama asıl bilgi (yaşam, yaşamak, “can” adlı enerjiyi aktif tutma yeri) sokaktadır. Huxley’in şahane sözünde yansıttığı gibi: Hayatın gerçek amacı bilgi değil, eylemdir. Yani kitap yazmak, insanları okumaya yönelteceği için bizim dünyada fazlaca doğru bir şey değildir.

Ancak benim yazmış olduğum bu kitap -eğer yayınevlerine götürmekten son anda caymazsam ve yayınlanırsa- bir rapor, ya da ders kitabı olarak kabul edilebilecek yapıdadır. İçerikte kesinlikle salt teori yoktur; teoriler olabildiğince somut kanıtlarla güçlendirilmekte desteklenmektedir.

İşte böyle…

Bakalım neler olacak.