722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

JANUS

SORULAR ANA SAYFA | TÜM JANUS SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

22 Mart 2021
Hangi yemekleri begenirsin ? (Yemeklerin Enerjileri)

Merhaba Janus !

Umarim iyisindir . Pekcok meselede sana soru sorulmus ama hayatimizin çok önemli bir parçasi an yemeker hakkinda sana soru sorulmamis.Herseyin iyiliginden , kötülügünden , pozitifliginden , negatifliginden bahsetmissin ? Peki sence yemeklerin enerjileri var mi ? Kisinin yeme zevki onun karakteriyle ilgilimi ? Hangi yemeklerden hoslanirdi ? Hangi mutfaga düskünsun ? Türk mutfagi hakkinda ne düsünüyorsun ? Manti,sarma,kebaplar,kokoreç,lahmacun,sakatatlar,çorbalar,mezeler,içecekler ,tatlilar.. ne düsünüyorsun ? Bu yemekleri severmisin ? Bunlarin enerjileri ne yöndedir ? Ben yemek yemeyi seviyorum.Yemek yemeyi sevmek sence iyi bir özellik mi ?

Kendine iyi bak,

Saglicakla kal !

YANIT

Yemekler… :) Verdiğim yanıtlardan pek çok kişi beni ayyaş ve de karı-kız düşkünü biri olarak tanır; oysa yıllardır HER AKŞAM tükettiğim içkide DAİMA itidal sahibi olabilecek bir kapasite taşırım. İçki, bir araçtır. Dileyen otomobilini gideceği yere rahat ulaşmak için kullanır; dileyen içinde birikmiş hırsları "Ben hızlıyım yeaa" maskesi ardında deşarj etmek adına gazlayarak! Yapacağı kazada suç aracın değil, bıngır-bıngır kendinindir.

Hanımlarla ise aram gerçekten iyi olduğu, istisnasız diyeceğim kadar HER kadını çekici bulacak bir kişiliğim bulunduğu, flörtüm çok (pek çok ;-) ) sayılabileceği halde, özelime girmek (sevgilim olmak) çok, ne çok’u, pek-pek çok zordur. Benim özelimde zevkime 1/1 uyacak hanımlara yer vardır. Böyle bir imkanım yoksa bir süre partnersiz kalmak bile beni hiç korkutmaz. Yani sanılanın aksine iki vazgeçilmezim konusunda aslında taş gibi sağlamımdır.

Ama benim de bir zaafım (zayıf noktam) vardır… o da yemeklerdir. On sekiz yaşımdan beri çok zor karşı koyduğum, bazen koyamadığım şekilde onlara düşkünümdür. Bu aşırı düşkünlüğüm nedeni ile hayatımın perhiz yapmakla geçtiğini rahatça söyleyebilirim. Bu yaşımda güzel denilebilecek bir bedenim var. Yemek kapasitemin ise en olağan şekilde iki İskender kebap, bir Ezo, bir künefe (hatta bir tencere kuru fasulye-pilav) 1 olduğu düşünülürse, bu bedeni korumanın bana nelere (ne acılara diyeceğim) mal olduğunu eminim hissedebilirsiniz. Bütün hayatım (inanmanızı rica ediyorum, sözlerimde en küçük bir abartı yok) yemek yememem üzerine kuruludur. Bu yüzden biri sürü daveti reddeder, belli saatlerde yatar veya kalkar, çok istesem de bazı kişilerle görüşmemek dahil, bir sürü özveri ile yaşarım. (Bu zaafın gerisinde canım ailem olduğunu üzülerek söylemem gerek. Annem uzun yıllar o zamanların kanseri olan tüberküloz ile yaşamış biridir. Yine aynı devirlerin tedavisi hastayı iyi beslemedir. Bu korku ve alışkanlık ile beni aşırı besleyerek korumaya çalıştılar. Birçok ebeveyn gibi niyetleri iyi, ama hatalıydı. )

Zaaflar, başa çıkarken acı çekilen şeylerdir ne yazık ki…

Hangi mutfağa düşkünüm? Hemen yanıtlıyorum: Anadolu mutfağına! Kebaplar, gözlemeler, börekler, tencere yemekleri… Abartılı olacak ama bence yemek gerçekte bunlardır. Bir restoranda salata yanında galeta (gerçekten) verildiği için tepki göstermişliğim vardır. Birlikte olduğum kişiler ise ekmek istediğim için utanmışlardı! : ) Anadolu insanını (özellikle Adanalıları) çok severim… yemek başarılarını kimliklerindeki yaşama zevkine bağlarım. Bu arada Urfalıları da ekarte etmeyelim. Ne yazık ki Akdeniz ve Karadeniz mutfağına uzağım; meyva, sebze, salata, şifalı ot, balık gibi şeylerle –üzülerek/utanarak söylüyorum ki- hiç aram yok. Davet edildiğim popüler balık restoranlarında aç kalkıp, sinir içinde işkembeciye koşmuşluğum, "por dane" kellepaça ve yarımbaş siparişi vermişliğim (ve doymuşluğum) boldur.

“Türk mutfagi hakkinda ne düsünüyorsun ? Manti,sarma,kebaplar,kokoreç,lahmacun,sakatatlar,çorbalar,mezeler,içecekler ,tatlilar.. ne düsünüyorsun ? Bu yemekleri severmisin ?”
Ya, yapmayın, ağzım sulanıyor. :D “Getirin yağsız yoğurdumu!” :) Yukarıda sevdiğim yemeklerden söz ederken bol sarımsaklı, yoğurtlu mantıyı, biber dolmasını, karnıyarığı yazmayı unuttum. Özür dilerim mantıcım, biber dolmacım, karnıyarıkcım.

Batılı eğitim ve kültürde yetişsem de, Türk olanın her şeyini severim desem pek abartmam. Aileden Osmanlıyım. Ukala dümbeleği –Fransa’yı haritada bulamayacak olsa da- Foli berjer anlıları ile milleti ağzına baktıran canım dostum babamın baskısı ile evde piruhi yerine volay dömi döy (nasıl yazıldığını bilmiyorum) pişmesine en asice halimle kafa tutmuşumdur.

Kendi hakkımdaki –meraklısına- bilgilerden sonra (sonunda : ) ) sorunuza gelelim ve cümleleriniz üzerinde konuşalım:

“Peki sence yemeklerin enerjileri var mi ?”
Yukarıda belirttiğim gibi yiyecekler de –sağlık ve zevke ulaştıran- araçlardır. Hangi aracın alınacağını ve nasıl kullanılacağını kişi belirler. Ancak doğada saf hali ile bulunan pek çok şeyin evrim ile (burada Darwin evriminden söz ediyorum) yararlı hale geldiğini düşünmek bence mümkün. Doğa ile senkronizasyon her zaman PE celp ettiğine göre, doğal gıdaların da PE envokasyonu bulunduğu hakkında konuşmak doğrudur. Bir gıdım daha ileri gideyim: Doğal ve yararlı gıdaları sevebilecek bilinç de PE taşıyor olabilir. (Buradaki kallavi çuvaldız bendenize bizzat kendim tarafından batırılmıştır.)

Yemek yemeyi sevmek de (benimki kadar olmasa da) bence PE varlığının kanıtıdır; çünkü pozitif kişiler Yahudilik ve Hıristiyanlığın lanetlediği “dünyasal” zevklere adabı çerçevesinde (aşırıya kaçıp güzellikleri mahv-ü perişan etmeden) yakındırlar. Yemek de bir dünyasal zevktir. Üstelik bir seks organımız olan ağız ile ilgilidir. Güzel koku adlı dünyasal zevki aldığımız burun, ya da güzel müziklerle dünyasal zevk aldığımız kulak cinsel bir obje değildir. (“Bunun dünyadan haberi yok, burun da, kulak da cinsellikte kullanılır” demeyin. Biliyorum efendim, ama ağız yanında ikincildirler. Burun ve kulağı işin -görece- uzmanları kullanır. Oysa ağızı -organını hanımındaki yuvasına sokmayı başaramayan- acemi damat bile "şıp diye" kullanır. :) )

Ayrıca beyin elektriğinde PE var olunca kişi zevk adlı fenomeni yoğun yaşar… hatta dozunda yaşar; yani aşırıya kaçmaz. Aşırılık varsa NEnin varlığından söz edilebilir.

Yine bir gıdım ilerleyelim. Yemek yemeyi güzel bir ortam hazırlamaya üşenmeden (tabidir ki her öğünde sağda dört bıçak, solda dört çatal, önde iki tatlı kaşığı benzeri İngiliz sofrası hazırlayacak kadar değil), bir küçük ritüele çevirmek de PE belirtisidir. Üşengeçlik ise NE… Yemek yemek gibi bir zevk için minik bir rit yapmak içinden gelen bir insanda ne güzel bir beyin süredurumu vardır. Hele ki taamları iskemleden kalkamayacak kadar götürmemişse… frene basabilmişse… PE, güzelliklere özlem yaratır ve onlarla kollabore olunca rahatlık ve dinginlik verir. Ancak bu duygu öyle tatlıdır ki, çığırından çıkabilir. İşte, kişi eğer tam doymadan ritine son verebiliyorsa; baloda saat 12yi vurana dek dans edip, tek pabucu kaybedip, seke seke aracına koşup, ama otoparkta bir kabak ile kala-kalmıyorsa… e, işte o hazretin elini bir sıkar, bir de şapkamı çıkartır, kelimi gösteririm. (Hz. Muhammet’in “Midenizin üçte birini yemek, üçte birini içecek ve üçte birini de havayla doldurun” şeklinde bir hadisi vardır. Bu hadis kimi zaman “yarı aç kalkın” ya da “tam doymadan kalkın” şeklinde de söylenir.)

“Yemeklerin enerjisi var mı?”
Bence kesin var! Hemen en pozitif gıdaya örnek: Sarımsak! Bir mitte, o kadar insanı ölümden almış ki, Cebrail tarafından (mitin kökeni Müslümanlıkla ilgili değildir) tanrının işine karışıyor diye lanetlenmiş. O günden sonra tohumundan köklenmeye başlamış sevgili sarımsak. PE şampiyonluğunda her zaman onu geçip altın madalyayı alan bir diğer şey: Su! :) Şifalı yiyeceklerin PE taşıdıkları bence öne sürülebilir. (Bu konuda bilgi edinmek adına Anaerkil Şifalı Yiyecekler (Afrodizyaklar) adlı yazımı okuyabilirsiniz.)

Bir paganist olarak cinsel güç veren gıda ve yemeklerin de PE taşıdığına inanıyorum. Örneğin aşure… Çıkışını Nuh peygambere bağlarlar; belki doğrudur, bilemem, ama bence değil. Paganizmde orjilerden önce hiçbir erkek köşede somurtup oturmak zorunda kalmasın, ya da katılımcı hanımları -beyefendiyi olaya dahil etmek adına- fazla yormasın diye ;-) özel olarak pişirildiği bilgisi vardır. Yanılıyor olabilirim ama anımsadığım kadarı ile bu bilginin kaynağı penis tanrı Pirapus’un kutsal kitabı Priapeia idi. (Hemen bir dipnot, Priapos Anadoluludur; Karabigalıdır! Karabigalı arkadaşlar, IBAN numaramı siteye mail atıp, moderatörüm Ali’den alabilirsiniz.;-) ) Aşurenin içindeki ögelere bakarsanız, hepsinin uyarıcı niteliklerini görebilir, çıkış noktasının Anadolu paganizmi olduğu hakkındaki teoriye inanabilirsiniz.

“Pekcok meselede sana soru sorulmus ama hayatimizin çok önemli bir parçasi an yemeker hakkinda sana soru sorulmamis.Herseyin iyiliginden , kötülügünden , pozitifliginden , negatifliginden bahsetmissin ?”
Gerçekten de! Ortaya "okültistiz" diye atladığımız için –haklı olarak- kimsenin aklına farklı sorular sormak pek gelmiyor. :) Bunun için size özel bir teşekkür yollamak isterim… Yanında kocaman kaymaklı bir ekmek kadayıfı ile servis ederek. (İzninizle yanında ben bir de bira açacağım… bira ile tatlı yemek gibi karşı konulmaz bir pisboğazlığım da var. :D)

[Bir pisboğazlığım daha aklıma geldi: Kebapçılarda künefe ile İskender’i birlikte yemek… Yanımdaki dostlarımın “Yav yapma yine, ayıp yaaaa…”larına karşı bu güne dek garson arkadaşların yüzünde daima anlayışlı bir tebessüm izlemişimdir. Yukarıda söz ettiğim galeta olayında da… (Hani salata yanında galeta verilince ekmek istediğimde de…)

Devrimci-mevrimci olarak değil, iyi niyet ve neşe ile kendi olanlara –iddia ediyorum- pek çok insanın hoşgörüsü hatta beğenisi vardır. İstediklerini çevreye rahatsızlık vermeden, saygı çerçevesinde yapanları insanlar severler.

Kendiniz olun sevgili dostlar; alafranga yemekleri (örneğin sushi denen zımbırtıyı) lanetlemeyin, ama Türk olduğunuzu da unutmayın. Türk mutfağı candır. :)]



DİP NOTLAR

En büyük aşkım kurufasulye-pilavdır. Çocukluğumda yitirdiğim annemin “Senin midende kurufasulye pilav ağacı çıkacak” diye bana takılacağı kadar bu yemeğe tutkum vardır. Demek ki kuru-pilav ile olan kara sevdamız çocukluğumdan başlamaktadır.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -