Size daha önceden de soru sormustum ve beni nokta atisi cevaplarinizla çok mutlu etmistiniz, tesekkürler. Hersey gönlünüzce olsun! :)
YANIT
Sözlerinize inandığımı belirterek başlayayım. Benzer olaylar şahsen yaşadığım ve Quantum Jump, araştırma konularımız arasında olduğu için anlatılanlara inanmam kolaydır.
Ancak bir hatanızı düzeltmeme izin verin: Gerçekliğin çökmesi benzeri sözcüklerle konuşmanız beni gerçekten mutlu etti; ama gerçekliğin çöktüğü durumlarda paralel evren kalmaz. Paralel evrenler adı da verilen teori (yani Many Worlds Interpration), evrenlerin çökmediği, hepsinin varlıklarını sürdürdüklerini öne sürmektedir. Yorumlardan hangisinin gerçekliği yansıttığı bulunamamıştır ama ya çöken, ya da atlanan evrenler olduğu kesindir.
“O gün annemin Allahin lütfuyla gerçeklestirdigi sey midir paralel evrene atlayis?”
Öyledir bence. Ancak “Allah’ın lütfu” olarak ifade ettiğiniz durumu yaratan bilincinizdir. İmana yatkın kişiler, o bilinci verenin Allah olduğuna inandıkları için olayı “Allah’ın lütfu” olarak görebilirler.
Yine de farklı olasılıktan da söz edeyim: Tehlike anında bazı beyinler ani olarak yüksek frekansta gama dalgası üretmektedirler. Gama ile beyin çok hızlı çalışmaya başladığı için olaylar ağır akıyor gibi görünür (bunu şahsen yaşadım). Basketbolcu Magic Johnson, bu durumu sıklıkla yaşadığını öne süren bir sporcudur. Örneğin Johnson kendisine bazı anlarda diğer oyuncuların ağır hareket ettiklerini gördüğünü, bu yüzden kolaylıkla onların arasından geçerek basket attığını söylemiştir. Kişisel kanım, eskinin ünlü futbolcusu Pele’nin de aynı yeteneğe sahip olduğu, ancak onun zamanında kuantum mekaniği bu denli popüler olmadığı için yaşadığını yorumlayamadığı hakkındadır. Bu yeteneğe ciddi oranda sahip kişiler kendilerine sıkılan bir kurşundan kaçma şansınına bile sahip olabilirler.
Orch OR adlı kuantum yorumuna göre gerçeklik nöronların mikrotübül adlı bölümündeki gama senkronizasyonu ile meydana gelmektedir. Bizim sistemde majinin temeli buna dayalıdır. Bu nedenle bazı anlarda gama dalgası üretme yeteneğine sahip beyinlerin paralel evrene atlamadığı, ancak bir evren yarattığı öne sürülebilir.
Sözün özü, annenizde (ve sizde) böylesi bir yetenek de bulunabilir.
“ben ve ailem o gece paralel bir Evrene atladiysak orada mi kaldik yoksa yine eski beyin frekansimiza ait olan Evrene mi düstük?”
Bu soruya yanıt vermek ne yazık ki çok zor. Paralel evrenler yaşanan modelin genelde aynısı oluyor, ama şartlar ya pozitife, ya da negatife dönüyor. O günden sonraki yaşantınızı gözlemleyerek bu soruya yanıt arayabilirsiniz.
“ve neden babam olayi eksik hatirliyor?”
Eğer gerçekten (ki, bence öyle) paralel evrene atlayabildiyseniz, atlayan siz ve annenizdir; babanız, diğer evrende kalmıştır. Yani siz, her şeyin yolunda gittiği evrene atladığınız için oradaki babanız, önceki olaydan haberdar olmayacaktır. Sizin bir doppelganger’ınız ise farklı bir evrende belki de yaralanmış olabilir. Unutmayın ki süperpozisyonda iki milyondan fazla olasılık bulunduğundan söz edilmektedir. İnanılması güç olan bu sözlerim kişisel yorumlarım/görüşlerim değil, bilimsel temelli teorilerdir.
“Atlanilan evrende nasil uzun kalinabilir? ”
Bu sorunun yanıtını Yarattigimiz evrende nasil kalici olunur? linkinde bulabilirsiniz.
Bana istediğiniz kadar soru sorabilirsiniz. Ancak bir ay içinde iki soru geldiğinde, diğer yanıtları daha fazla geciktirmemek adına kabul etmiyoruz. Sizi mutlu edebilmiş olmaktan gerçekten mutluluk duydum. Bunu dile getirmeniz çok güzel bir şey. Ben teşekkür ederim.