722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

MAJİ

SORULAR ANA SAYFA | TÜM MAJİ SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Çeşitli İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

15 Temmuz 2020
Esmalar ve kullanımları

Zikir çekmenin insana bir çok faydasi oldugundan, hatta sifa niyetiyle yapildigindan bir nevi beyaz büyü oldugundan birçok yazinizda bahsediyorsunuz, ben de buna katiliyorum. Bununla birlikte ben tam olarak bilmedigim sadece var oldugunu bildigim bazi sayili, sifreli - dogru tabiri neyse- zikirler var. Yani su gezegen gününde, günün su saatinde su adette okudugunda bu konuya iyi gelir seklinde çok yaygin paylasilanlarin haricinde bir de biraz daha gizli olan belki bizi belli ruhsal alanlara daha çabuk ulastiran ama ayni zamanda da bir süre sonra savunmasiz hale getiren ve belki zarar görmeye açik olmamiza sebep olan ya da belki önce ödülü sunup sonrasinda daha fazlasiyla ruh ve akil sagligina zarar veren.(Yanlis hatirlamiyorsam sizin de satanizmle ilgili bahsettiginiz, verilenlerin sonrasinda insani çok zor durumlara düsürerek geri alindigiyla benzer geliyor bu.) Dedigim gibi bu konuda derinlemesine bilgim yok sadece bildigin genel bilgiler bunlar. Bunun yaninda bir de insanin dogum haritasi ya da astroloji çok baglayici olmasa bile tabiatinin ve sahip oldugu niteliklerin de göz önünde bulundurulmasi gerektigini biliyorum çekilen zikirleri belirleme noktasinda, çok basit bir örnekle Mars'i ön planda olan veya mizaci sinirli, dürtüsel olan birinin celali esmalari çekmemesi veya dikkatli olmasi gibi.Simdi bütün bunlari düsündügümüzde;

1-Allah'in isimleri Esmaül Hüsna(güzel isimler) dedigimiz cennete belki bir baglanti noktasi olan isimler nasil kötülük için kullanilir, yani nasil bu konuda islevsel olabilir, zaten amaci birlestirmek olan bir seyin üzerinde ayristirici bir seyin nasil etkisi olabilir, iyiligin yapisinin buna müsait olmamasi gerekmez mi? Yani öyle bir birlestirici yapi ki kendisini ayirmaya çalisan yapiyi da yine o birlestiricilik ve kabulle kendine katip onu da bir parçasi haline getirip ayrismanin olmamasini saglamasi gerekmez mi, belki bir anne gibi?(Insallah dogru anlatabilmisimdir:))

2-Bu zikirler(kötülük için kullanilan) diger herkes tarafindan yaygin bir sekilde paylasilanlar arasina da eklenmis olabilir mi, sizce bunlari çekmeli miyiz? Siz böyle bir seye rastladiniz mi ya da bunu nasil fark edebiliriz?

3-Astrolojinin ve mizaçlarin aslinda birçok degiskenin bu kadar etkisi varken çekilecek zikirleri seçerken neye dikkat etmeliyiz, en azindan hangilerini daha dikkatli çekmeliyiz?

Biliyorum bunlarla ilgili egitim veriyorsunuz, o yüzden egitiminizin kapsaminda olan çok ayrintili cevaplar istemiyorum, aslinda benim için en önemlisi ilk sorumun cevabi, verebildiginiz veremediginiz bütün yanitlar için size ve arkadaslariniza tesekkürler, zor zamanlarda hala sorularimizi cevaplamaya devam ediyorsunuz, hepiniz hakkinizi helal edin, sevgiler:)

YANIT

“Zikir çekmenin insana bir çok faydasi oldugundan, hatta sifa niyetiyle yapildigindan bir nevi beyaz büyü oldugundan birçok yazinizda bahsediyorsunuz,”
Bu cümlenizde birbiri içine geçmiş doğru ve yanlışlar var: Zikir, büyü denilen olaydır. Dua bile öyledir. Hıristiyanlıkta da papazlar belli duaların, bellirli sayılarda okunması gerektiğini önerebilmektedirler. Ancak bu dinde genelde sadece günahlardan arınmak için dualara başvurulur.

Müslümanlığın diğer dinlere -bence- üstünlüğü esmalardaki gücün, Yahudilik ve Hıristiyanlığı lanetlediği kavramlar için de kullanılmasına cevaz vermesindedir. Yaşam korkusu Müslümanlıkta yer almaz. Müslümanlık, diğer birçok konuda olduğu gibi esmalardaki enerjilerin yaşamın HER alanında kullanılmasını kabul eder.

[Bu yüzden bizler din adamlarının (Allaha yakın oldukları öne sürülen kişilerin diyelim) lüks içinde yaşamalarını olağan ve yerinde buluruz. Eğer inanç içinde dünyasal güzeller lanetlenmemişse (Müslümanlıkta lanetlenmez), dünya şartlarında en iyi yaşamın en kutsalların (en çok PE celp edenlerin) hakkı olduğu düşüncesi mantık kazanır. (Din adamları ne kadar kutsaldır tartışması ise beni aşar.) Bunun tersi düşünce (kutsalların “temizlik” adına dünyasal nimetlerden uzak yaşaması gerekliliği) şeklindeki düşüncenin kaynağı Yahudiliktir ve Yahudilik (kısmen Hıristiyanlık) pop kültür aracılılığı ile kültüre yansımış; gerçekler, Yahudiliğin gölgesi haline dönüşmeye başlamıştır.]

Ancak bizler zikir yapmayız ve eğitimimizde ilerdeki düzeye gelebilen (eğitim sonrası danışmanlık alan) kişileri giderek bu yöne yönlendiririz. Zikir, bir başlangıç, bir beyin antrenmanıdır. Alçıdan çıkmış bir bacağın, bir süre koltuk değneği ile yürümeyi öğrenmesidir.

“bazi sayili, sifreli - dogru tabiri neyse- zikirler var.”
İnanın ki bunu sizden duydum ve bu sözleri önemsemem mümkün değil. Bu bilgiler, olağan şekilde kuantum uzayını bükmeyi becermeyen insanların yarattığı şehir efsaneleri bence.

“Yanlis hatirlamiyorsam sizin de satanizmle ilgili bahsettiginiz, verilenlerin sonrasinda insani çok zor durumlara düsürerek geri alindigiyla benzer geliyor bu.)”
Bu farklı bir gerçek… Benim satanist olduğum neredeyse 40 yıl önceki süreçte (ve yine, bir kez daha altını çizeyim, benim üye olduğum yurt dışı kaynaklı grup, ülkemizdeki satanistlerle benzerliği olmayan bir oluşumdu; gerçek anlamı ile negatif enerji ile kontak hedeflenirdi) yaşadıklarımın HİÇ BİR bilimsel açıklaması yoktur. Oysa bizler, grup olarak, teorilerimizde bilimsel verilere gönderme yapmayan, gerisinde sözlerimizi savunmamıza dayanak sağlayacak raporlar bulunmayan hiçbir düşünceyi sistemimize almayız. Kişisel olarak inansak da almayız. Satanizm sürecimle ilgili verdiğim bilgiler ise bilimsel açıdan dayanaksız, sadece yaşadıklarımla ilgilidir. Ve evet: Nedenini ya da gerekçesini asla bilemeyeceğim şekilde önce akıl almaz şekilde arzulara sahip olunmakta; oysa kişi ile kontak tam olarak sağlandıkça verilenler geri alınmaya başlamaktadır. BU süreçte kayıpları durdurmanın imkanı yok gibidir. (En azından ben bütün çabama, bilgime, majisyenliğime karşın durduramadım ve -yemin ederim- durduran görmedim. Durdurmanın yegane yolu değişmektir... ki, bu iş -özellikle güce, hükmetme denilen şeye, boyunduruk altına almaya alışanlar için- sanılanın çok ötesinde zor bir eylemdir.) Bu tam da bir uyuşturucu satıcısı taktiğidir. Bu mekanizma nasıl işlemektedir? Gerisinde nasıl bir oluşum vardır? Hiç bilmiyorum… Ancak örneğini çok gördüğümü ekleyeyim.

“Bunun yaninda bir de insanin dogum haritasi ya da astroloji çok baglayici olmasa bile tabiatinin ve sahip oldugu niteliklerin de göz önünde bulundurulmasi”
Bu sözler hatalı olabilir; çünkü astrolojik teoriye göre insan tabiatını astrolojik veriler doğum anındaki (gök yapısı) belirlemektedir. Astrolojiyi arada sırada kullanıyor olsam da, teorileri astroloji tabanında var etmek, ya da soruların yanıtlarını salt astrolojide aramak hatalıdır; çünkü kaderi gök yapısının belirlediği kuantum mekaniğine terstir. Ancak astroloji, Einstein “Genel Görelilik Yasası” temelinde incelenirse BELKİ anlam ve dayanak kazanabilir.

“Mars'i ön planda olan veya mizaci sinirli, dürtüsel olan birinin celali esmalari çekmemesi veya dikkatli olmasi gibi.”
Celali esma nedir bilmiyorum. Bizler Müslümanlığı iyi bilen insanlar değiliz. (Müslümanlıktan sıklıkla söz etme nedenim, anaerkil paganizmde yer alan doğruları ayet ve hadislerde bulunca ortaya döküp, Müslüman kardeşlerle aramızda bir köprü, bir bütünlük yaratmaya çalışmaktır. Ayrıca paganizmde yazılı kitap olmadığı için düşünce ve inançlarımız -bir din jargonu ile- ifade edilince etkileniyorum, mutlu oluyorum.) Evet; kadim dostum Bülent Kısa’nın yönlendirmesi ile bir süre İslami çalıştım, ama kısa sürede terk edip, kendi metodumu kurdum. Fakat Mars esmalarına “karakteri marsien olmayan insanlar bile el sürmemeli” derim.

Şimdi şıklar haline sorduğunuz soruları yanıtlayayım:

1- Allah’ın isminde (Müslüman yaratıcı tanrısının iyiliğin odağı olması gerektiği düşüncesinden yola çıkıyorum) kötülük yer alamaz. Bizim görüşümüze göre negatif içerikli esmalar kopan parçalardır. Antik mitolojileri incelerseniz bu kopan parçalar daima “mutasyona uğramış” bölümler (alt tanrılar) olarak yer alırlar. Örneğin Enuma Eliş’te evrenin öncel liderleri karı-kocaya savaş açıp onları parçalayarak evreni var eden Marduk bir çeşit laboratuvarda yaratılmıştır.

Yanlış bir şey söylüyorsam Müslüman kardeşlerim kusuruma bakmasınlar; sadece kendi inancımız muvacehesinde konuşmaktayım: Esmalar arasında Müntekim diye bir esma vardır. “İntikam alan” anlamındadır. İnsan bilincinin algılayamayacağı, hatta var olabileceğini bile düşünemeyeceği kadar iyi, güzel, doğru, karşılıksız verici, esirgeyici ve bağışlayıcı, mutluluk verici vb. bir gücün intikam alıyor olması bize göre akıl dışıdır. İnancımız odur ki, bu bölümler Yahudilik yansımalarıdır, çünkü Yahveh defalarca Tevrat’ta intikamcı bir tanrı olduğunu söyler ve insanlara sunduğu hedefler -iki din dikkatle incelenecek olursa- Müslümanlıkla taban tabana zıttır. (Minik örnekler: Tevrat’ta ilk insanlar cennette cinsel organlarını örterler ve bu yüzden kovulurlar. Müslümanlık cenneti ise cinselliğe göndermeler yaparak cenneti tasvir eder. Kuran'da yılan lanetlenmez, Tevrat'da aldatan yılandır. Kuran'da yasak elmayı Havva vermez, Tevrat'da Havva yedirir.)

2- Çok güzel söylediniz. Bu gibi -onlara esma demeyeyim- isimlerden uzak durulması gerekir bence. Onların zararını görenlerden bir kişiyi yakinen tanıyorum… o kişi bendenizim. Önceki sorunuzda çok güzel ifade ettiğiniz gibi -bize göre- Allah birleştiricidir. Örneğin evreni “yer ve göğü” bölerek yarattığını Tevrat Yaratılış 2’den (Tevrat’ın başından) başlayarak anlatan Yahveh’e ters olarak Allah yer ve göğe “birleşin, bir ayara gelin dedik” demiştir (Fussilet 11). Birleştirmeye çalışan bir gücün -yine altını çizdiğiniz gibi- ayrıcı işler yapmasına bir dayanak bulmak zordur.

" isimler nasil kötülük için kullanilir, yani nasil bu konuda islevsel olabilir, zaten amaci birlestirmek olan bir seyin üzerinde ayristirici bir seyin nasil etkisi olabilir, iyiligin yapisinin buna müsait olmamasi gerekmez mi?" sözlerinize yanıt olarak Eleştiri başlıklı yanıtımda, "Peki neden Kuran’da -dediğiniz gibi- yer yer Yahveh jargonu ve görüş çelişkileri vardır?" şeklindeki cümleden sonrasını okuyabilirsiniz.

3- Basitleştireyim: Hangi esmalar? Öncelikle sempatizasyon ilişkisi kurulan esmalar seçilmeli. Ancak bizim sistemde -araştırmalarımıza dayalı olarak- bazı esmaların daha “kullanılası” olduğu yönünde bulgularımız vardır. Örneğin Vedud bunlardan biridir.

(Bu konuda bilgi edinmek adına http://www.janus722.com/sorular/maji/2020_02_10.html linkini okuyabilirsiniz.)

İkinci önerim ise Fettah olacak. Majikal eğitim almak istemeyen, ya da bedelini ödemeye imkanı olmayan kişiler her gün bu iki esma ile yaşamlarında bir ölçüde de olsa olumlu dokunuşlar yapabilirler.

Esmalarla çalışmak istiyorsanız seçeceğiniz esmalar kadar niyete de önem vermenizi önermem gerek: Anladığım kadar ile inançlı birisiniz. O zaman Allah’a güvenmeniz ana koşuldur. Yani öncelikle -Müslümanlıkta çok beğendiğim bir söz olan- “Hayırlısı ne ise o olsun” ile başlayın ve BUNA İNANIN! Bazen arzunuzun gerçekleşmemesidir hayırlı (sizin için uygun) olan.

[Oysa gördüğüm bir çok inançlı kişi sürekli Allah’a istek deklare etmekte, olmayınca ya düş kırıklığına uğramakta, ya da öfkeye kapılmaktadırlar. :) Bu yaklaşımın iman ile ilgisi yoktur. Biraz daha ileri gideyim: Belli bir istek adına dua edip durmak bana biraz Allah’ı (ya da Ana Tanrıça’yı, Baba Tanrı’yı, neye inanılıyorsa onu) “kullanmak” gibi geliyor.

Konuyu dağıtmak adına düşüncemi açayım: Örneğin salgın sürecinde camilerden yayınlanan “Bize acı verme, bize acı, bizi koru” şeklindeki dualar beni hep gülümsetti. Bu kafadaki kişilerin, haddimi aştımsa affedin, Yaratıcı ile kontakları -bence- olanaksızdır. Şöyle düşünelim: Yaratıcı’dan korunma isteniyorsa, “korunmayacak olma” gibi bir seçenek var demektir. Yaratıcının acıması isteniyorsa, Yaratıcının acımayabileceği inancı vardır. Korunmak için dua etmek, dua yoksa korunmayacağından kuşkulanıldığını gösterir. Bu gibi düşüncelerin varlığı ise gerçek bir kontağın (imanın) olmadığının ipuçlarıdır. Bu sözleri kaleme alan arkadaş sanırım Allah-u teala'nın Ben asla kullarıma zulmetmem şeklindeki sözlerini (Kaf 29 ayeti) duymamış. :D

Yaratıcı olarak adlandırılan odağa tapım (saygı), bazı kuralları yerine getirip, sonra istek deklare etmek (dua edip durmak) değil; Yaratıcıya benzemek için özveride bulunmak, kimliği, Yaratıcı olarak seçilenin doğruları yönünde değişmekle ilgidir. Değişim oldukça kontak kurulacak, kontak kuruldukça yardım/korum/arzuların realziasyonu vb. otomatik olarak var olacaktır. Yalvarınca koruyan, gözeten bir tanrının iyiliğinin hayli tartışmalı olmasının ötesinde; ezilip büzülerek yalvarmanın içinde negatif duygular (örneğin korku, kaygı, elem, tedirginlik vb.) bulunduğu için kontak çok başka yerlerle kurulacağı bilinmeldir.

Dua güzel bir şeydir; ama insanların çoğu duayı Yaratıcı ile söyleşme DEĞİL, ricacı kimliğinde istek deklare etmek için kullanırlar. Oysa duada, Yaratıcı ile dertleşilebilir, amaçlar söylenebilir, bunları elde etmekteki hatalar dile getirilebilir, bunlardan üzüntü duyulduğu anlatılır… Ayrıca dua sürecinde saygı, sevgi ve en önemlisi sakinlik ve rahatlık bulunmalıdır. Dahası; en büyük be en iyi dost ile konuşuyor olmanın mutluluk ve sevinci yaşanmalıdır. Bu duygular beyin elektriğini pozitif dediğimiz frekansa getirecek ve kontak kolayca sağlanacaktır.

Bu yanlış dua sistemlerini yaratan, pop kültüre sızan Yahveh doğrularıdır. Yahve bir yandan ezen, diğer yandan -sadece emirlerine uyulursa cezalandırmayan bir modeldir. Oysa Yaratıcı, bir sakınma sığınağı değildir. Ona yakın olan zaten sakınma/korunma altındadır. BU YÜZDEN yapılacak olan ona yakın olmaya çalışmak, inancın kurallarından çok, içrek kısmına yönelip, bu yönde değişmeye uğraşmaktır. Bu değişime isteyen evrim der, dileyen cennetlik kul olma çabası... Arada fark yoktur.]

İkinci önerim hedefi iyi belirlemeniz, yani sorunun kaynağına başarılı şekilde inmeniz olacak. Şöyle örnek vermek isterim: Çekicilik kazanmak isteyen, bu konuda başarısız olan kişiler çekicilik kazanmak yerine, beyinlerindeki -onlara güvensizlik yaratan- alanını yok etme çalışması yapmalıdırlar. Bilmem anlatabildim mi?

Üçüncü önerim belirli kişileri hedef almamanızdır. Sizinle ilgilenmeyen bir kişiye celb-i muhabbet çalışacağınıza, ondan iyisinin size gelmesi için çalışma yapın. Ya da belli bir işe girmekten ziyade, önünüzde uzanan zorlukların tümünün dağılması adına çalışma yapın, ya da esma seçin.

Bizlere teşekkür etme nezaketinizi için bizden de SELAMlar…

“zor zamanlarda hala sorularimizi cevaplamaya devam ediyorsunuz, hepiniz hakkinizi helal edin”
Ne güzel bir söz bu! Çok, çok teşekkürler ederim. Hakkım varsa gani-gani helal olsun; ama hakkımız olduğuna inanmıyorum, bu güzel düşünce sizin gönlünüzde sadece.

Bizler (özellikle de ben diyeyim) “fedakar iyilik melekleri” değiliz. Sadece eğlenmeyi, hafiften yaramazlığı, coşkuyu, heyecanı, rahatlığı, keyfi çok seven kişileriz. Uzun, çok uzun yıllara dayalı yoğun araştırmalarımızla bu güzelliklere, Yahudilik ve Hıristiyanlığın yasakladığı bu insanî mutluluklara, ANCAK erdemler ile ve diğer insanlarla EL ELE VEREREK ilerlenebileceğini gördük. Bendeniz -hiçbir yasadışı eyleme, hatta uyuşturucuya elimi sürmediğim halde- kirli (karanlık demedim, dikkat buyurun) geçmişten gelen biriyim. Ve çok, ama çok iyi gördüm ki, saydığım ve sahip olmak adına savaştığım güzellikleri oralarda aramak, çıkılması zor bir batağa düşmek için tuzakmış.

Bütün güzel duygular (neşe, coşku, heyecan, keyif, doyum, zevk, uyarı, dinginlik vb.) insanlar içindir ve iyidir/kutsaldır.

Müslümanlık, o kirli ataerkil el zaman zaman uzansa bile, bence, bizim grup olarak inandığımız “zevkler insanlar içindir, ama onlara erdemle varılır” inancını savunan bir dindir. Bu temel done büyük ölçüde gölgeye çekilmiş; Müslümanlık, oruç, hicap, kurban, hac benzeri tapım gereklilikleri olarak sunulmuştur. Bir paganist olarak bu durum bana ciddi bir acı vermektedir.

Yani bir hakkın varlığından söz etmemiz pek de doğru değil.

Biz sadece şu bilgiyi aktarmak adına çalışıyoruz:

Erdem adlı kavramları anlamak/yorumlamak çok önemlidir. Anlayış, hoşgörü, efendilik, paylaşmak, yardım etmek, sabır vb. kadar, yeri gelince hakkını talep etmek de gereklidir. Hatta daha güzel, daha bakımlı, daha hayat dolu, daha heyecanlı, daha aktif, daha istekli, daha korkusuz olmaya da odaklamalıdır. Bunlar da erdemdir.

Bu gibi kavramların olabildikçe çoğunu kişiliklerine perkitmek adına çalışan kişileri ölüm ötesinde muhteşem bir sarayda (ya Müslümanlık ve paganizme göre bahçede), şahane, akla zarar, doyumsuz, saat gece yarısı on ikiyi vurunca ayrılmak zorunda kalınmayan, ilelebet sürecek olan bir balo beklemektedir.

Dahası, makrodayken o baloya katılmamız mümkün olmasa da, farkı bir departmanda, saray çalışanlarının verdikleri partiye akmamız son derece mümkündür. Bu parti de son derece eğlenceli… zevkli… keyiflendiricidir.

Şurası da önemlidir: Partiye, ne kadar çok kişi kol kola girerek katılırsak, o kadar ön masalarda yer almaktayız. ;-)

O zaman eğlenmek, coşmak, neşelenmek, zevk-ü sefa etmek adına: Gelin dostlar, tek/yekpare olalım. ("Gelin canlar, bir olalım." Pir Sultan Abdal.)

İnanç sahibi olduğunuzu düşündüğüm için bir ayet, bir hadis paylaşayım:

Ali imran 103
(…) bölünüp parçalanmayın. (…) Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi”
(Yahveh ise insanlar birbirleri le anlaşamasın diye “dilleri ayrırır”.1

Hadis (Müslim)
Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!
(Selam, hakkında bilgi edinmek adına SELAMÜN ALEYKÜM ve ŞEYTAN - 1- Güzel Esma "Es Selam" ve SELAMÜN ALEYKÜM ve ŞEYTAN - 2- 2. Eski Bir Tanrı "Shalim" adlı yazılarımı okuyabilirsiniz.)



DİP NOTLAR

Yaratılış 10 7 “Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar.”


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -