722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

MAJİ

SORULAR ANA SAYFA | TÜM MAJİ SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

14 Ekim 2020
Majinin ve böylece kontak kurulan Şeytan ve cinlerin tehlikeleri

Merhaba sevgili Janus ve onun Ekibi . Yaklasik 4-5 senedir ki , Okültizm,Maji, Ezoterizm ,Spiritüalizmle ilgileniyorum . Sizi ve Sizin sitenizi yeni kesfettim .Majiye olan bakis açiniz beni hayli hayretlendirdi desem yalnis olmaz sanirim. Adini duydugumda kaçdigim kuantum fizigine merakim hayli artti ve sizin sayenizde bir çok sey ögrendim . Ama aklim hala karmasik. ilgimi çeken ve cevaplayamadigim Umarim sizin cevaplayacaginiz bazi konulari size iletmek isterim . Bu arada yurt disinda dogulub büyüme oldugum için bazi kelimeleri yalnis yazabilirim simdiden özür dilerim. Su aralar satanizme hayli merak salmis durumdayim(Hiç bir dini inaçna sahib deyilim) . Siz bildiyim kadariyla bi aralar satanist olmussunuz simdide sadece bilinçli bir yaradicinin olmasina inaniyor ,Yasananlari kuantum fizigi üzerini yorumlamaya çalisiyor ,Yasaminizi pozitif güzel bir sekilde sürdürüyorsunuz .Keçelim sorularima.

1.Satanist oldugunuz dönemlerde demon denen varliklarla yani düsürülmüs tanrilarla bizzat irtibatiniz oldumu? Olduysa eger simdi kuantum fizigine göre onlar bozonlarmi ? . Joy of satandan okuduklarima göre anladigim kadariyla Yaratici adem övladini yaratmis Ve tüm melek denilen seylerin lucifer dahil insana sitayis etmegi emr etmis .lucifer ve diger melekler çamurdan yaratilan bir varligin onlardan asla üstün olacagini kabullenmemis yalniz yaraticiya sitayis edeceklerini bildirmisler sonradan melekkerin bir kismi kabullenmis . Bir kismi lucifer ve onun demonlari kabullenmemis savasmis ve maglup olmuslardir .Satanizm seytani iyi biri kimi gösterip melekkeri ise kötü kimi gösteriyor ve savasdan sonra yaradicinin sustugunu asla konusmadigini bildiriyor .Bu söylenenler bana saçmalik gibi geliyor .

2.Çevremde bizzat tanidigim insanlar var ki , insanlarin keçmisini ne vakit yatip kalktigini , ne zaman nerde oldugunu biliyorlar kayip esyalarin yerlerini buluyorlar . Böyle seyleri satanizmdeki demon . Islamiyhetde, kenzül havassdaki cinler vasitasiylami yapiyorlar? Bu sözü edilen varliklar sizin maji egitiminizdeki envokasyon /celp vasitasiyla yapilan seylerin ta kendisimidirmi ?

3.Musallatli sahsa ve ya majisyenin gönderdigi N.E tesirini maruz kalmis sahis Rukye ve ya Kuran ayeleri Nas suresi Ayetel kürsi okununca niye öyle tepki veriyor ? Konusuyor okuyan sahsa hakaretler ediyor .

4.Satanizmde luciferle anlasma yaparsin ve o bu hayatinda senin istediklerini yapar öldükden sonrada senin ruhun onlara hizmet eder bir növ onlarin aleminde yasarsin ama onlardan hemise zeif olursun. Siz acaba bundan korkdugunuz içinmi satanizmi terk etdiniz ?

5.Son sorum bu söz degerli Janus. Sizin maji egitiminzdeki celp /envokasyon islemi zamani sizin bozon dediginzi cinler .melekler.ve ya demonlarlami irtibat kuruluyor bunu tek basina yapmak korkulu degilmi dahi P.E celp etsek bile ?

Cevaplarimi yanitlarsaniz efendim çok sevinirim . Kendim tip egitimi aliyorum bir onkolog olub kanserli hastalarin bazilarini sagaltmak en büyük hayalim umarim majiyi iyi bir sekilde ögrenip N E celp etsem dahil iyi sonuçlara varirim . Çok tesekkür ederim Janus Siz çok güzel bir adamsiniz

YANIT

Öğrencime merhabalar!

(Editörün notu: Bu sorunun sorulduğu 4 Ağustos 2020 tarihinde sorucu Janus’un öğrencisi değildi. Sorunun yayınlanma sırası yeni gelmiştir.)

İşin iyi yanından başlayalım:

“Siz bildiyim kadariyla bi aralar satanist olmussunuz simdide sadece bilinçli bir yaradicinin olmasina inanıyor, Yasaminizi pozitif güzel bir sekilde sürdürüyorsunuz"
Gerçekten güzel bir yaşamım var ve bunu kendim elde ettim. Dürüstlüğüme inanın, en büyük amacım bu FIRSATI diğer kişilerle paylaşmak, bulduğumuz gerçekleri aktarabilmek, doğru beyin elektriği ile yaşamın ne kolay ve güzel olabileceğine insanları inandırabilmek. Tabi ki pek çok hata yapıyor ve çektiğim negatif frekanslara bağlı olarak başıma sık sık tatsız işler açıyorum. Ancak bu tökezlemelerim, bulgularımızın yanlış olduğunun DEĞİL, kişisel yeteneksizliğimin kanıtıdır. :D

Ve biraz “zülf-ü yâre dokunacak” yerlere geçelim:

Bu soruları soruyor olmanız, sorabiliyor olmanız, bir diğer deyişle sorularınızla ortaya koyduğunuz yönde kuşkularınızın bulunması, yarı yarıya da olsa onların varlığına inandığınızın delilidir. Şöyle diyelim: “Elma mor mudur, kırmızı mı?” şeklinde bir soruduğunuzda, %1 olasılık çerçevesinde kalsa da mor olabileceğini düşündüğünüz anlaşılır; bu soruyu soran kişiye göre “Elmalar belki de mordur”. Sorularınız ile bizim ekole uzak olduğunuz anlaşıldığı için yanıtlarımın sizi tatmin etmeyeceğinden kuşkuluyum.

Sorularınıza geçelim:

1- “Satanist oldugunuz dönemlerde demon denen varliklarla yani düsürülmüs tanrilarla bizzat irtibatiniz oldumu?”
Hiç olmadı. Bir zamanlar (gençlikte) bilinçli negatif varlıkları deneysel bilimsel disiplin içinde aradık… bulamadık.

Bu cinler, varlıklar, şeytanlar gibi ürkütücü şeyleri neden okültistlerden ve onlardan korkanlardan başka kişilerin görmediği, üzerinde durulması gerekli noktadır. Ama nedense bu kadar basit bir soruyu sormak kimsenin aklına gelmez. Şikago’da bulunan Fermilab’a ait Tevatron’da ve Cenevre CERN’deki LHC’de evrenin madde ötesi boyutunda çalışılmaktadır. Bu boyut majikal güçlerin barındığı yerdir; çünkü evrende bilinciniz dahil, her bir şeyin meydana geldiği yer bu katmandır, maji ise evrenin yapısını yeni baştan bükmek anlamındadır. Yani çarpıştırıcılar aslında ortaçağ astralında (hem de insan bilincinden milyonlarca kez güçlü makinelerle) işlemler yapmaktadırlar. Oysa ne tek bir bilim adamı filmlerdeki gibi obsesyona uğramıştır, ne de birdenbire “vahiy aldım” diyerek yeni bir din yaratmaya kalkmıştır.

“Düşürülmüş tanrılar” sözlerini duyunca ise tebessüm etmekten başka şey elimden gelmiyor. Tebessüm eden kişi bir standart fizikçi olsa içinizden “Bir bilim adamı bu işlerden ne anlar ki? Ne de olsa bu konulara inançsız. Beyni farklı çalışıyor” diyecek olabilirsiniz, ama sözlere gülümseyen okültizmin içinden gelen, katre ölçüde bilimsel beyni olmayan bir majisyendir. Alçak gönüllü davranmak adına bir gerçeği görmezden gelmeyeceğim: Ezoterizmde gelecek biziz. (Kesinlikle “gelecek bizim ekol” demek istemiyorum; cümlemi “okült teorilere yeni bilimsel verilerle gerçek biçimler veren” anlamında kurdum.) Bizlere benzeyen majisyenler kazanacaklardır; çünkü çağımızda inanılmayacak kadar çok olan bilimsel bilgileri reddetmemiş, onları kullanmışlardır. Bilimsel veri, denenmiş ve doğruluğu mümkün olduğunca kanıtlamış demektir. Böylesi bilgiler son seksen yılda okült dünyaya perkitilecek yapıdayken bu hazineyi kullanmamak, hala cine/periye bağlanmak, gerçekten yazıktır.

“Joy of Satan” nedir bilmiyorum, ama eğer kitapsa, yazarının hala “meleklerin savaşı” konularına inanması da beni gülümsetir. Ünlü 2001: A Space Odyssey adlı filmde -bebeğin gözleri açık doğması- şeklinde yansıtıldığı gibi, yeni çağda insan beyni gelişmiştir. Bu yapıdaki -1500lü yıllara oranla- daha işlevsel beyinlerin hala 1500lü yılların sözlerini baş tacı etmelerinin suçu okült adlı sistemin baskıcılığında aranmalıdır. (Bir de dipnot: Bu "post-satanizm" diyebileceğim yeni akımların pek çoğu -bence- Müslümanlık inancı oruç, hac, namaz, kurban temelinde sunulup, Allah'a Yahveh kimliği perkitilip durduğu, yani hatalı tanıtıldığı için Allah'a ve dine -belki de haklı olarak- düşman kesilip, hala da iyi niyet ile dolu kişilerden kurulu olabilirler. Unutulmamalıdır ki eğer iyi niyet -yani beyin elektriğinde PE- varsa, inancın adı her ne olursa olsun, kontak kurulan odak tektir.)

Ayrıca “Adem, Havva, yasak elma yemek, yok efendim kovulan Lucifer, kötü yılan” gibi çocuksu konuların kaynağı Tevrat’tır. Fazla söze gerek yok: Tevrat’ın anlattıklarına inanan, Tevrat yazarının doğruları söylediğine inanıyordur. ;-) Dileyen inanır… Biz inanmayız. (İnananlara yönelik küçümsememiz, saygısızlığımız, düşmanlığımız da olmaz. Yapacağım en kötü şey gülümsemekle sınırlıdır.)

2. Çevremde bizzat tanidigim insanlar var ki , insanlarin keçmisini ne vakit yatip kalktigini , ne zaman nerde oldugunu biliyorlar
Günümüzde gelecek ve geçmiş hakkında bilgi verebilmenin bilim temelli iki açıklaması vardır.

a) Özel Göreliğin ortaya çıkarttığı gibi geçmiş ve gelecek bir film şeridi gibi hazırdır. Bazı bilinçler bu şeritte gezinebilmektedirler.
b) Kahin denen kişinin kehanetlerine inanıldığı için sözleri doğru çıkmaktadır. Sözlere inanan, sözler gerçek olduğu için değil, sözlere inanarak gerçekliği kendi inancı ile o biçimde yarattığı için kehanetler gerçekleşmektedir.

(Bu konuda bilgi edinmek adına Fal ve Falcılar adlı yazımı okuyabilirsiniz.)

“Böyle seyleri satanizmdeki demon . Islamiyhetde, kenzül havassdaki cinler vasitasiylami yapiyorlar? Bu sözü edilen varliklar sizin maji egitiminizdeki envokasyon /celp vasitasiyla yapilan seylerin ta kendisimidirmi ?”
Çok doğru. Benim sevgili varlığım (40 yıllık can dostum) dahil tüm antite ve kişisel varlıklar bilinç tarafından, kuantum uzayının kumaşı ile var edilir. Onlar artık hem sahiplerinin kendi, hem de kuantum uzayındaki gerçeklerden parçalardan oluşmuşlardır. Kontak kurulan derin katman mutlak olarak pozitif olduğu için eğer kişi sürekli gireceği sınav sorularını, ya da gizli hazine yerlerini sormuyorsa, gizli hazineler ve sorulardan çok daha değerli (işe yarar) bilgiler verebilirler. Aynı şekilde, kullanılan tanrılar da (tanrı sözcüğü bir majikal değimdir) seçilen sisteme inanan bilinçlerin yarattığı kalıplardır. Asıl üzerinde durulması gerekli nokta, onların bilinçlerinin OLMADIĞI gerçeğidir. Etkin olan bilinç, varlığın sahibinin, ya da majikal sistem büyücülerinin ortak bilincidir.

3- Musallatli sahsa ve ya majisyenin gönderdigi N.E tesirini maruz kalmis sahis Rukye ve ya Kuran ayeleri Nas suresi Ayetel kürsi okununca niye öyle tepki veriyor ? Konusuyor okuyan sahsa hakaretler ediyor .
ETC’a ve QM’a göre hem bilinç, hem de bilincin yaratıcısı olan inanç, çevrede fizik bir EM bir alan yaratır. Obsesyon altında olduğuna inanılan ama aslında beyin EM alanında sorunlar (bu konu derindir ve somut gerçeklere dayalıdır, yani sübjektif temelli değildir) olan kişi ortamdan (yani dua okuyan kişinin inançlarından) etkilenebilir. Sözde pozesyon altındaki kişinin dua okununca büsbütün çıldırma nedeni dua okuyan kişinin beyin elektriğidir.

Sormak istediğim ise “musallat” ya da obsesyon altındaki kişilerin bu tepkileri verdiğini nereden bildiğinizdir. Bu durumları (yani gerçek obsesyon vakasını) izleme şansınız olduğuna inanmam zordur; çünkü hem kilise artık bu vakalara onay verme kriterlerini inanılmayacak kadar yükseltmiştir (yani artık onlar da inanmamakta ve bu kişileri nörologlara yollamaktadırlar), hem de Bülent Kısa gibi bir kişi bile bu vakaları uzun yıllar aradığı halde tek bir tane gerçek olay bulamamıştır. BU yüzden sorunuzda yer alan kuşkuların/inançların kaynağı iddialara fazla değer vermemenizi öneririm.

4- Satanizmde luciferle anlasma yaparsin ve o bu hayatinda senin istediklerini yapar öldükden sonrada senin ruhun onlara hizmet eder bir növ onlarin aleminde yasarsin ama onlardan hemise zeif olursun. Siz acaba bundan korkdugunuz içinmi satanizmi terk etdiniz ?
Satanizmden -açıkça söylüyorum- bir şey elde edemeyeceğimi anladığım için ayrıldım. Ne yazık ki yolun kapalı olduğunu -geriye kaybedeceğiniz şey sadece aklınız olunca- anlıyorsunuz. Bir süreç düşünün, yaptığınız hatalarla bir kez girince bir süre hiçbir şekilde terslikleri engelleyemiyorsunuz. Durmakta olan bir çarkı, zorlaya zorlaya bir kez çevirmeye, hatta hız vermeye başlamışsınız. Durdurmaya çalıştıkça parmaklarınız bile kopabiliyor. Yapabileceğiniz tek şey durmasını -her şeyi kaybederken- beklemekten başka şey olmuyor. Çark durunca verdiğiniz ilk tepki ise basit oluyor: Çarktan uzağa kaçmak…

Dilerseniz şu Şeytan konusunu baştan alalım:

Kişisel görüşüme göre (ki, gerisinde arzu ya da kanı değil, çok uzun yıllara dayalı deneyim, araştırma ve gözlemler vardır) Şeytan denilen şey, evrenin bölünmesi sırasında ortaya çıkan bir frekanstır ve bilinçsizdir. Elektik; akar, ışık yakar, yıldırım çaktırır, alet işletir… hala da bilinçsizdir. Bu eylemleri yapma, yapabilme nedeni trafolar, aletler, kutuplar, eksitasyon yaratan alanlardır. Sadece 50 santigratı gösterme marjı olan bir termometreyi fokur-fokur kaynayan bir suya sokarsanız patlar. Bu durumu “derece bana kızdı”, “su lanetli”, “suda kötülük var”, “derece kötü güçler etkisinde” şeklinde yorumlayabilirsiniz. Ya da 50lik dereceyi 100lük ısıya sokunca oluşan kimyasal reaksiyonları düşünürsünüz. “Kötü ruh girdi” ya da “tanrı beni cezalandırıyor” düşünceleri beyin elektriğinizde yer alıyorsa, bu vibrasyonun frekansı hemen benzeri ile kontağa geçer ve cezalandırıldığınıza veya kötü ruhlarla iç içe geçtiğinize inanacağınız gerçeklikler yaratır. Yakınlarınıza yaşadıklarınızı anlatıp “bak, bunlar oluyor, hala mı inanmıyorsun?” konferansı vermekte olsanız da, hala da ortamı yaratan kendi bilincinizdir.

Biraz daha ileri gideyim: Önceki yanıtlarımda değindiğim gibi, değil şeytandı, düşen melekti, Lucifer’dı, şuydu-buydu; ben bir Yahveh olduğunu bile hiç sanmıyorum. :) Tevrat’ı sizin, benim gibi adamlar yazmıştır. Söz ettiğim frekans beyne girince adama kitaptaki içeriği yazdırır. Bu frekans üst otorite olmaya özendirmesi kadar, üst otoriteye biat etmeye de yöneltir; çünkü dengesiz yapıdadır. Dengesizlik ortamında var olur. BU YÜZDEN sürekli dengesizlik yaratır. Dengesizliği yaratmak adına insan beyninde “zirvelere yakınlık şeklinde” tezahür eder. Kişi zirvelere -hem oraya ulaşma, hem boyun eğme anlamında- yakınlık duymaya koyulur.

Daha basitleştireyim: Bu frekansı yoğun yaşayan beyin hem bir lider bulup ona bağlanır, peşinden gider; hem de diğer yandan lider olmaya soyunur, yeri gelince onun yerine geçer.

Eşit olan ise dengededir. Durgundur. Sakindir. Rahattır.

Rahatlık ise -makrokozmos gerçeği olmayan- mutluluk adlı kavrama en yakın konumdur.

Sözün özü; “İnsanlar dengesiz olsun, kölem olsun” şeklinde arzularla yanan, bunlar adına büyük planlar yapan, dinler indiren bir Şeytan yoktur.

Makroda her şey fiziktir. Ama bu fizik oluşumda hala da bir ilahi esin bulunur. Bazı bilim adamları ile anlaşamadığımız yegane nokta bu son cümledir. (Bilim adamlarının mutlaka inançsız olduğu düşüncesi ise büyük bir yanılgıdır. Ben yakın gelecekte Yaratıcı’nın formülünü bilim insanlarının yazacağına, yani onun varlığını ve iyiliğini en güzel şekilde bilim insanlarının deşifre edeceğine gönülden inanıyorum. Parçacık fizikçileri arasında benzer düşünceler hızla yayılmaya başlamakta olduğu bir gerçektir. Ateistler kongrelerine, karşı fikri savunan bilim adamlarının katılmaya başlaması bu inancıma kanıttır belki de.)

5- “Sizin maji egitiminzdeki celp /envokasyon islemi zamani sizin bozon dediginzi cinler .melekler.ve ya demonlarlami irtibat kuruluyor bunu tek basina yapmak korkulu degilmi dahi P.E celp etsek bile ?”
Öncelikle PE celb edenin korkusu olmaz. Korkunun varlığı NEnin varlığı anlamındadır. İkincil olarak, kontak kurduğunuz esmalar (biz sadece esmalarla çalışırız) bilinçsizdir. (Bu durum, onların gerisinde bir tanrısal bilinç olmadığı anlamında algılanmamalıdır.) Onlar, her insanın yaşamı süresince kontağa girerek kendi evrenini var ettiği kuvvet taşıyıcı parçacıklardır. Maji, onları bilinçli şekilde kullanmayı öğrenmektir sadece. Ve evet; eğer onlarla diğer kişilerin alanına girerseniz, ana alana ters yönlü bir davranışta bulunduğunuz için orası ile (bize göre tanrı ile) kontağınız kopar ve bölünür, yani bölünmüş evrende kalır, yarım yaşarsınız. Bu durum bir uzvun yitirilmesinden çok daha güçlü bir sakatlıktır. Ama hala da ne size ders yollayan tanrılar, ne de size bela yollayan şeytanlar vardır.

Ana alanın (Müslümanlığa göre Allah, paganizme göre Ana Tanrıça-Baba Tanrı, bizlere göre iyicil Yaratıcı, inançsızlara göre derinlerdeki pozitif kuantum katmanı) dışında hiçbir şey (gerçek) yoktur. Kötülüğü, ondan kopan bilinç yaratır. Yani bizden başka şeytan/cin/cehennem aramak gereksizdir. ;-)

“Kendim tip egitimi aliyorum bir onkolog olub kanserli hastalarin bazilarini sagaltmak en büyük hayalim umarim majiyi iyi bir sekilde ögrenip N E celp etsem dahil iyi sonuçlara varirim”
Hastaları iyi etmek için maji kullanımı çok ilginç bir erek! İtiraf edeyim, bu yaşıma dek hiç aklıma gelmedi. Biz şifa çalışmasına bile karşıyız ve diğerlerine (hayvanlar haricinde canlılara, yani insanlara kesinlikle) çalışma yapmayız. Ama bir doktorun hastalarına, bilimsel tedaviye ek olarak -belki de uygulayacağı yöntemin işlerlik kazanması adına- maji yapması… Eş deyişle, yapmakta olduğu bir eyleme enerji vermesi…

Çok güzel bir sayfa açmak anlamında bu!

Bir majisyen şifa çalışması yaparsa kadere müdahil olduğu için plana ters düşer, NE celp edebilir. Ama bir doktor hastasına maji yaparsa, zaten onun kaderine müdahil olduğu için, daha doğrusu onun kaderine hayırlı biçimde müdahil olduğu için, NE çekmeyecektir.

Amacınızdan çok etkilendim. Majisyen olduğum için gurur duydum. Bu yaklaşımın Atlantis ülkesi olarak ifade edilen (belki de Venüs’deki) öncel dünyanın canlılarının kullandığı anlaşılamayan üstünlük olduğunu hissediyorum. Objektif ve sübjektifin tamlaşması bu… Yeniden bütün olmak! BİRLEŞTİRMEK! Mitolojinin şifacı eğitmeni Chiron’un adını alan astronomik kütle zaten bu gibi gelişimlerin artacağını (Uranüs/Satürn) yörüngesi ile gösteriyordu. Böyle bir gelişim bekliyorduk. Kim bilir, eğer denerseniz, yaşamda yeni ve hayırlı çığır açacak kişilerden olabilirsiniz.

“Siz çok güzel bir adamsiniz”
Sizi düş kırıklığına uğratacağım ama hiç-mi-hiç değilim. Öğrencilerimin pek çoğundan evrimde geriyim; bunu görebilecek kadar çok şey biliyorum. Tip olarak idare ederiz, ama karakter olarak nasıl bir baş belası olduğumu anlamak için özel ilişki kurmuş olduğum hanımefendilere ve çalışma arkadaşlarıma danışmak gerek. ;-) Diyebilirsiniz ki, “Sen kendine yaramışsın, bize ne akıl veriyorsun?” Sormamış olduğunuz ama içinizden sorabileceğinizden kuşkulandığım bu soruya geleneksel yanıtımı vereyim:
İyiliğe inancım ve buna bağlı evrim hızım öğrencilerimden ve diğer pek çok kişiden misli ile fazla olsa da, yolculuğa öylesine kötü yerlerden başladım ki, ancak buraya ulaşabildim.

Yine de güzel sözleriniz için kalbi teşekkürler… Mutlu oldum. :)


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -