722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

MAJİ

SORULAR ANA SAYFA | TÜM MAJİ SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

21 Mayıs 2021
Dua ve Majikal Çalışma Arasındaki Fark Nedir? (Nasıl dua edilmelidir?)

Başka birisi adına maji yapmıyorsun, harika ama başkası adına dua da mı gönderemiyoruz? Ben Allah ne muradı varsa versin hep iyi olsun gibi temenniler ile dua çok okurum, yanlış mı yapıyorum?

YANIT

Sorunuzun yanıtı adına, dua ile maji arasındaki farkı net şekilde ortaya koymamız gerekecek.

Yanıtıma "Dua, bir anlamda majinin soft versiyonudur" diyerek gireyim ve ilerleyeyim.

  • Majideki gereklilik beyinde gama dalgası yaratmaktır. Daha gerçek bir tanımla "Beyin EM alanı dalgaboyunu gama hertzine çıkartabilmektir.
  • Duada ise aynı alanın dalgaboyunun "spiritüel frekans" sayılan teta dalgası hertzinde olmasına gerek vardır.
Meditasyonda da teta esastır ve bilindiği gibi meditasyonun ruhsal şifa verdiğine inanılır. (Bu yüzden, yani dua da, meditasyon da teta temelli olduğu için, dua ile meditasyon benzer olabilirler.) Ancak ilginçtir; bir araştırma adına Wisconsin üniversitesine davet edilen Budist rahipler meditasyonlarında inanılmaz yüksek gama frekanslarına çıkmışlardır! (Bu konuda yanıtlarım var. Sorular sayfasında dileyen aratabilir.) Bunun nedeni günde –bildiğim kadarı ile- dört saate veren meditasyon çalışmalarıdır.

[Öğrencim olarak tanıştığım, sonra yakın dostuma ve sıkı bir teorisyene dönüşen (bana önerdiği bir konuda açılmış ve araştırılmayı bekleyen bir klasörüm vardır) bir arkadaşımız yüksek hertzde gamaya çıkmıştır; ama o yine de “tetacı”dır… Öyle değil mi Yağız? ;-)

Bu noktada rahiplere takılayım: "Yahu hazretler, bu gama dalgalarınızı –daima tak kaş havada, küçümser pozda baktığınız- majide kullansanıza. Hiç olmazsa yerden çiçek, şifalı ot filan bitirin." Evet; maji ile botanik başarılar elde edilebilir. Yağız, bu konuda da araştırmalar yapmaktadır. Konu ile ilgilenenler kendisine e-mail gönderip iletişime geçebilirler. yagizgkce@gmail.com Maji ile yakın ilgileri olmayanların "Adam büyücü, neme lazım, uzak durayım" benzeri kaygılara kapılmaları yersizdir. Yağız gördüğüm en efendi, en kibar, en hak bilir arkadaşlarımdan birdir. ]

Yani;

  • majide bir odağa (çalışma konunuza) iradi (arzuya ve isteme dayalı) şekilde –doğrudan- radyasyon göndermektesiniz,
  • duada evrene dağılmaktasınızdır.
[Bizim sistemde meditasyon yoktur; ama "dağılma" vardır. Ancak meditasyon ve dağılmamız aynı şey olabilir. Dahası, bize göre namaz da aynı kapsamdadır. Bazı kişilerin "anlamadığım duayı okumanın ne anlamı olabilir ki?" sözleri fazla haklılık içermiyor olabilir; çünkü arapça dua okumak, sürekli "Ommmm… Ommmm…" demekten daha anlamlıdır belki de. Sözlerimin meditasyon ve/veya çakra chantinglerini küçümsemek olarak algılanmamasını rica ederim. Hafiften takılmanın bir zararı yok ama... ;-) ]

Farklı şekilde dile getireyim:

  • Maji, bir bütünden (dinsel açıdan Tanrı veya şeytandan) alınan enerjiyi iradi şekilde kullanmak, arzulanan odağa göndermek/fışkırtmaktır.
  • Dua ise aynı bütün ile “karılmak” (karışmak, sentez haline geçmek) anlamındadır. Tanrı olarak tapındığınız varlığa (odağa) ne kadar benzerseniz, kontak o kadar güçlü kurulur. Kontak her zaman (gün içinde) beyin EM alanınızın dalgaboyuna (PE veya NE miktarına) koşut şekilde vardır; ancak duada iş kontaktan çıkar, “karılmaya” dönüşür.
Yani –bize göre- maji de illaki Yaratıcı (Allah, Ana Tanrıça Baba Tanrı, Ana Alan) ile kontak ile yapılır; kontak kurulamamışsa (majinin konusu diğer insanların alanına girmek benzeri bölücü herhangi bir konu olduğu için negatif odakla kontak kurulmuşsa) kesinlikle başarısız olacaktır. NE, yapısı gereği böler; böleceği ilk şey de kendini beyin dalgaboyu ile davet eden majisyendir. Majisyeni ortadan ikiye bölmez; onu arzularından ayırır.

Önemli nokta ise şurasıdır:

Kimi zaman dua, dua olmaktan çıkar, majiye dönüşür; ya da tam tersi, majikal çalışma, çalışma olmaktan çıkar, duaya dönüşür. Bu farklılığa karar verecek olan en çok beyin dalgaboyunuz ve dua ediş biçiminizdir. Eşdeyişle, kimi zaman amaç maji yapmak olsa da, beyin dalgaboyunuz teta ve benzerine inebilir; ya da dua etmekte iken beyin dalgaboyunuz gamaya çıkabilir.

Sözlerimi açayım:

Maji yaparken (örneğin yüksek sayılı zikirlerde) canınız sıkılıyorsa, dalıp gitmişseniz, imajinasyonunuz zayıfsa, artık o beyinde gamanın katresi yoktur; o kişi dua etmektedir.
Dua ise aşırı tutkusal şekilde ediliyorsa, dalgaboyu da yükselmişse, kişi zayıf da olsa bir majikal çalışma yapmaktadır.

Bu sözlerimden sonra akıllara "Dua sırasında beyim EM alan dalgaboyumuz gamaya çıkarsa, dua ediyoruz sansak da aslında maji yapıyoruz, anladım; ama o zaman -yani maji yaptığımıza göre- göre isteğimiz gerçekleşmez mi?" diye bir soru gelebilir.

Gerçekleşemeyebilir; çünkü gamaya ulaşıldığında illaki pozitif odakla senkronize olunacak diye bir şey yoktur. Gama ile negativite ile de senkronize olabilirsiniz... bunun adı Kara Büyüdür.

Bir diğer anlatımla, dua ederken kendi kendinize kara büyü yapıyor olabilirsiniz.

Bu sözlerimi de açayım:

Diyelim zor bir dönemden geçiyorsunuz, örneğin sürekli işleriniz ters gidiyor. Elleriniz açıp: “Allahım neden bunları veriyorsun bana, ben ne yaptın sana? Günahım ne? Adaletin nerrrrdeee? Adalet istiyoruuuumm! Nedennnn? Niyeeeee? Ahhhh… Vaaahh...” diye dua ediyorsanız, yani acı ve öfke içindeyseniz, sözde tanrıya yakardığınız halde, kontağınız farklı bir alan ile kurulmuştur. Bu alan –bana göre- yapısı gereği –arkadaşlarıma göre- insana NE celp ettirip, onun enerjisi ile beslenmek için "bölecektir".

Duaların bir türlü “kabul olmaması”nın gerisinde sadece kontağın kurulamaması değil, üstelik yanlış alanlarla kurulması da vardır.

Kontak kurulunca (kurulabildiyse) Tanrı “Falanca kulum bunu istiyor, vereyim mi? Hımmm… Bu kez vereyim gitsin” yaklaşımına girmez. Tanrı (Pozitif ve İyicil olan Yaratıcı) zaten siz isteseniz de, istemeseniz de, dua etseniz de, etmeseniz de –eğer kontak varsa- (ona benziyorsanız) size en iyi gelecek olanı VERECEKTİR DEĞİL, VERMEKTEDİR. Bu nedenle ataerkil anlayış bazındaki dua anlamsızdır. Zaten verilecek bir şey için ricacı olmanın fazla anlamı yoktur. Bu yüzden –bize göre- dua, aslında tanrı ile konuşmak şeklinde görülürse/ifa edilirse değerlidir; “ha babam” bir şeyler istemek için değil. (Cümlenin doğrusu şudur: "Beyin elektriğini ona benzer şekilde değiştirmeye zerre çaba göstermeden, ha babam, bir şeyler istemek için değil".)

Nasıl dua edilmelidir peki? Sorunun yanıtı: "Tanrıyla konuşarak!" şeklinde verilebilir.

Ona sahip olduklarınız için teşekkür edebilirsiniz, onu ne kadar sevdiğinizi söyleyebilirsiniz, sözlerini ve önerilerini çok doğru buluğunuzu ama kimi zaman uygulayamadığınızı belirtip –acı çekmeden, gülümseyerek- özür dileyebilirsiniz… Böylece "DE" (bu POZİTİF yaklaşımla "DA") kurulacak konak ile, sizin aklınıza gelmeyen güzellikler, en kolay şekilde kaderinize akmaya başlayacaktır.

” Ben Allah ne muradı varsa versin hep iyi olsun gibi temenniler …
Bu cümleyi zikrederek dua ettiğinizde farklı dinamiklerden söz etmek gerekir.

  • İyi niyetiniz, yani bir diğerine yardım etme arzunuz, yüzünden PE celp olur ve ilahi kontak kurulur. (Sadaka vermek, yardım etmekten öte, kontak yaratıcı bir eylemdir.)
  • Eğer duanız –siz fark etmeden- maji düzeyine geçmişse, o kişiye “ne muradı varsa olsun” majisi yaparak -özellikle majikal gücünün büyüklüğü kendi tarafından bilinmeyen kişilerdenseniz- onun başını derde sokabilirsiniz... çünkü arkadaşınızın muratları, kendine hiç de yarar sağlamayacak arzular olabilir.
Şu noktanın altını önemle çizmek isterim: Tanrı, siz istediniz diye yardım etmez. :) Sizin yardım etme arzunuz, onunla kontak tesis eder, böylece SİZE ihsanlarda bulunulur. Ancak süreçte beyniniz gamaya çıkmışsa, dua ettiğiniz kişiye maji yapmaktasınızdır. Kötü haber odur ki, arkadaşınızın muradı, kendisine ziyan getirecek bir şey de olabilir.

Andığım nedenler yüzünden birisi için dua –bence- sadece "Tanrım, sevgili arkadaşım falanca, sana çok yakın olacak karaktere geçsin, seninle senkronize olacak beyin elektriği dalgaboyuna sahip olsun” şeklinde yapılmalıdır.

Aynı yaklaşım bir din ulusuna yapılacak adakta da izlenebilir: Edilecek dua "Şunu yap, bunu ver, noolur…" tarzı yerine, önce ilgili odağa sevgi ve şükran duyguları ile dolup (pozitif kontağı, yani senkronizasyonu sağlayıp), ardından "Şu arzum olursa çok mutlu olacağım ve beyin elektriğim pozitive olacak. Bu bana hatalarımdan arınmak için ek güç sağlayacak" şeklinde edilmelidir. Eğer bu sözler gerçekleri yansıtıyorsa (yani kişi gerçekten dileği olunca hatalı bir yanını aşmaya çalışacağından eminse), ilgili kontak daha da güçlenecek ve vermeye hazır olan odak ile ÇOK GÜÇLÜ BİÇİMDE KONTAK KURULDUĞU İÇİN dilek yerine gelebilecektir.

[Adaklar için Yuşa hazretlerini önermekteyiz. İnancımıza göre kendisi Musa'nın –tarihe yüksek uygarlık düzeyleri ve barışçılıkları ile geçmiş kentlerine saldırıp, onları yerle bir eden (örneğin Jeriko) savaşçı komutanı Yeşu1 DEĞİL; Tevrat'ta "düşen melekler" ya da "devler" şeklinde ifade edilen –insan dostu- güçlerden olduğuna inanmaktayız. Mezarının boyu da bu inancımızı güçlendirmektedir.]

Radyasyon gönderirken dikkatli olmak gerekir. Büyücü ile adept arasında fark bu bilgilere sahip olmakla ilgilidir. (722 sistemi adeptleri sadece maji yapmazlar... dua etmeyi de bilirler. ;-) )



DİP NOTLAR

Bu konuda detaylı bilgi edinmek için Ab-ı Hayat'ın İzinde: Mitolojiler ve Dinlerin Kılavuzluğunda Ab-ı Hayat Arayışı adlı kitabımı okuyabilirsiniz.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -