YANIT
Editörün notu:
Bu yanıta, soruda yer alan konunun (Janus'un Dolunay Astrolojisi adlı yeni çıkan kitabının) güncelliğini yitirmemesi için yayın önceliği verilmiştir.
Merhaba arkadaşım. :)
ASTROLOJİ EĞİTİMİ: Herkes
için Harita Yorumlama Dersleri adlı kitabımı beğenmişsiniz; sağ olun. Bu kitabım Google Play'de, yayınladığımız beş kitap arasından en çok satan ve en düşük puanı alan kitap oldu. :) Sanırım diğer kitaplarım kadar beğenilmeme nedeni, yazarken yayamadığım PEdir. Hanımlar diyorlar ya "Pişirdiğiniz yemeğe en son olarak sevginizi üfleyin" ("katın" da olabilir, tam anımsayamadım); standart astroloji ile HİÇ aram olmadığı için kitabıma sevgi katamadım. Ama hala da içerikte "bizden" bilgiler sokuşturdum. Yeni dinamomuz Aziz sayesinde (onun hem kafamı şişirmesi, hem gaza getirmesi ile :) ) kendi sistemimizi anlatacağımız (milleti ya şoke edecek, ya sinirden tırnaklarını kemirtecek, ya da gülmekten yerlere yatıracak) bir eğitim düşlüyorum. Ama millet kızmaya ya da gülmeye başlamadan belirteyim: Çizgi dışı laflarıma elden geldiğince nedensellikler vereceğim. Standart astroloji gibi "Bu budur, böyle yapacaksın, o kadar" yaklaşımı olmayacak. Ha, birde standart astrolojideki bazı hataları astronomi (bilim) bazlında anlatmaya çalışacağım. Hemen bir örnek vereyim mi? Astronomiye göre (astroloji değil, astronomiden söz ediyorum) hiç birimiz sandığımız burçta değiliz. :DDD
Ve sorunuz geleyim.
" En son çikan dolunay astrolojisi kitabinin son kisminda harflerin alfanümerik degerleri ile ilgili bir cetvel var. Cetveldeki en son harfin sayisal degeri 2000 yazilmis. Bu cetvel 722 ekolüne özel olusturulmus bir hesaplama sistemi mi yoksa Ingiliz gematriasi mi?"
Rezil olmayı göze alarak belirtmem gerek: "İngiliz gematriası" nedir bilmiyorum. Ama dikkatinizi altını çizerek çekeyim: Gematria, Kabala demektir. İngilizi, Rusu, Almanı, Türkü olamaz. Belki de "İngiliz Gematriası" sözleri ile Yahudiliğin her şeyi nasıl tek eline aldığını fark edebiliriz.
DOLUNAY ASTROLOJİSİ adlı kitabımdaki cetvel bana ait değil; kesinlikle gizli kalmayı isteyen, bu konuda çok hassas olan, onun seçimine saygı duyduğum bir çalışma arkadaşıma ait. Kitaptaki mini çalışma zaten klasik majidir; 722 ile ilgisizdir.
[O kitabı insanlarda hoş duygular var etmek için yazdım. Ayda bir gün kral ve kraliçe olacakları konumların altını çizmeyi hedefledim. O majikal çalışmayı da eğlence olsun diye ekledim. Ama lütfen dikkat edin, "eğlence" bizde kutsal bir eylemdir. Yanlış anlaşılmayı engellemek için "O kitabı ve çalışmayı PE var etmek amacı ile yazdım" diyeyim. Kapağı da bu duyguları hissettirmek adına özel tasarladık. Görmüş olduğunuz gibi kitabın içeriğinde şarkılar filan da var. :)
]
Ancak o minik çalışmada sizin gibi deneyimli bir majisyenin de kullanmasını önerdiğim bir nokta vardır; o da Ay karesidir.
Çizmek zordur… kabul. Hata yapılırsa baştan başlamak gerekir. Ancak bunca yıllık majisyenlik hayatımda gördüğüm kadarı ile en güçle işleyen majikal kare bence budur. Bunun nedenini çizme süresinin uzunluğuna ve girift olduğu için dikkatle çizmek zorunda olmaya bağlıyorum. Bilirsiniz… bu gama dalgası demektir. :)
Alfa-nümerik değerlere geleyim. Dostum; bu yapı, yani harflere sayı atama işi, tıpkı akrofonoloji gibi bilimsel kanıt bulamadığımız, kullandığımız, eğitimde yer verdiğimiz, ama yürekten "budur" diyemediğimiz bir konu. Bunun nedeni alfabelerin farklılığı… İslami ve İbrani alfabe benzer… ama batı alfabeleri ve Türk alfabesi birbirinden farklıdır.
Biz sayları (rakamları) çok inceledik ve renklerle bağlantılarını kendimizce kurduk. Eğitimde detaylı anlatıyoruz. Ama harfler? Valla onların ne sayısal değerlerini, ne de hangisinin hangi burç tarafından yönetildiğini (daha doğrusu "hangisinin hangi plazma enerjisi ile etkileşim içinde olduğunu") saptayamadık.
Ancak eğer sayısal değerler (yani küme enerjileri), harflerle alfabedeki harf sıralamasına paralel şekilde etkileşim içinde ise (ki, ezoterik mantık da, akrofonolojik mantık da budur, yani her alfabede sayılar alfabedeki harf dizisini izler), bu etkileşimin enerjisi, her ulusun aktif kullandığı alfabe bazındaki sıralamada etkin olmalıdır. Bu işin gerisinde ulusların -genetik benzerklierine dayalı- kollektif bilinci vardır. Türkiye'deki insanlarca (daha doğrusu bilinçlerce; ki, bu bilinçler arasında ETC teorilerine göre DE kaçınılmaz bir ortaklık/senkronizasyon vardır) kullanılan sıralama, baskın olarak Türkçe yazıp okuyan bilinç topluluğunda, içinde ğ, ü, ö gibi harfler yer alan Türk alfabesine göre olmalıdır.
Editörün notu:
Akrofonoloji konusunda Janus'un verdiği yanıtlar için aşağıdaki linkleri ziyaret edebiliriniz.
İsim/ad ve astroloji (Astrolojji ve Akrofonoloji)
Beynin sağı-solu ve Akrofonolji
Çocuga isim vermek (İsim enerjileri - Akrofonoloji)
" Ayrica arap ve ibrani harflerinin alfanümerik degerleri ayni oldugu için majikal bir çalisma yaparken ismimin arap ebcedi ile buldugum degeriyle ibrani ekolünde çalismalar yapabilir miyim?"
Dogmatik olacağım ama söylemem gerek: Kesinlikle önermem. Arap ve Yahudi alfabelerini unutun derim, Dolunay Astrolojisindeki sıralamayı öneririm. Ama İslami yöntemle çalışıyorsanız (ki, bu sadece esmaları kullanmak demek değildir; İslami majide bir dolu ek gereklilik vardır) o zaman Arap alfabesi kullanmanız gerekir.
Bir konuda sizi tebrik edeyim: Anladığım kadarı ile çalışmalara (belki de zikir sayısına) adınızı da ekliyorsunuz. Bu doğru bir yaklaşım bence... Gerçi yukarıda söz ettiğim gibi harflerin nümerik değeri biraz müphem… ama unutmayın: İnanç, her sorunun üzerinden gelir; yanlış bilgiyi doğrular. Güncel hayatta hiç sevmediğim ve kimseye önermeyeceğim "Ne diyosam o!" yaklaşımını majikal alanda büyücüler "Neye inanıyorsam odur!" şeklinde kullanabilirler.
Şimdi size bir çalışma sırrı vereyim: İsim, özellikle yeni almamışsınız (ya da yeni değiştirmemişsiniz) kesin enerji taşır. Bu yüzden esma zikri yapılan çalışmalara, çalışma güçlensin diye, sadece adede DEĞİL, ZİKRE DE katılmalıdır. Kendi isminizin esmalardan –kutsallık anlamında değil- majikal güç olarak farkı yoktur.
Bir arkadaşımız eşi hamile iken bu konuda bir çalışma yaptı. Bebeğe bir özellik vermek için hamilelik sürecinde –bebeğe vereceği adı da ekleyerek- çalıştı… Sonuç başarılıydı. Çocuk sanırım dört yaşında şimdi, emin değilim. Bana "Belki de sonuçta ismin etkisi yok; sadece
kullanılan esmanın etkisidir?" diyen olabilir. O zaman eklemem gerek: Çocuğun ikinci isminin kullanıldığı bir ortamda bana söylediğine göre etki sona ermekte.
Anne adı eklemek ise bence gereksiz... Majisyen bunun önemli olduğuna inanıyorsa, kesinlikle eklemeli. Ancak sadece tradisyona uymak adına bunu yapacaksa bence boş versin. Zikr adedine ya da başka yere anne adı eklemenin gerisinde Batılılarca Felix Arabia yani "Mutlu Arabistan" denen antik Arap uygarlıklarında yer alan cinsel serbestlik vardır. Çok eşlilik yüzünden çocukların babası belli değildir; bilemiyorum, ama belki de küme evliliği bile bulunabilir. Bu yüzden çocuklar daima anne adı ile anılırlar. Yani tradisyonun çıkış noktası bu gerçektir.
[Bu yaklaşım tüm anaerkil uygarlıklarda görülür.
Anadolu Tanrıları, Halikarnas Balıkçısı, s. 68
Lykia’da soy saptaması için -tıpkı Girit’te olduğu gibi- asıl ana ve nine ve ninenin ninesinin adı sayılırdı. Baba ve ata değil.
Bu tutumun gerisinde kadına verilen önem kadar, babanın belli olmaması da bulunabilir. Ancak soyun kadının izlemesinin mantıklı olması bilimsel şekilde de onaylanabilir; çünkü
insanlar genetik olarak, babalarından çok, annelerinin genini taşırlar. Bunun nedeni, hücrelerdeki -yalnızca anneden alınan- mitokondri adlı (enerji paketi denilebilecek) organellerdir.
]
Sevgili dostum; kitaplarımı satın aldığınız için gönül dolusu teşekkürler ediyorum. Satın almak önemli bir özveri.
Sakın yanlış anlaşılmasın, kimseye "kitap satın alın, bu en iyisi" dediğim yok. Bizler üç kitabı, üyelere istekle ücretsiz yolluyoruz. Bu kararımızın gerisinde ise "Şunu yapana bu bedava" şeklindeki Amerikan satış taktiği (ki, bu tarz şeyler eski Osmanlı kültüründe ayıptı) yok.
Kitaplarıma ilgi duyulması, ücretsiz istenmesi, yeterince memnun edici… ancak hala da para önemli bir unsur. Makro yasası gereği zor elde edildiği için kolay paylaşılan bir şey değil. Bu yüzden kitaplarıma para verecek, (parasını paylaşacak) kişilerin belki de bana, diğer ilgi duyma nezaketinde olanlardan daha fazla değer verdiğini düşünmeden edemiyorum. E, bu da bir ek mutluluk tabidir ki…
Kulağınıza fısıldamama izin verin: Son kitabımı bu yüzden "üyelere ücretsiz" kılmadık. 12 ₺ lik fiyatı -beni ya da düşüncelerimi, hatta bizim ekolü- sempatik bulanların –tabi ki kitabı ilginç bulmuşlarsa- verebileceğine inandık.
Eğer yayınlayabilirsem bundan sonraki kitabım, bilgi içeriyor, eğlence (PE) değil. Bilinmesinin gerekli olduğunu düşündüğüm astronomik ve bilimsel bilgilerle ilgili. Aziz'in gadrinden kurtulabilirsem üyelere ücretsiz yapmayı planlıyorum.