722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

MÜSLÜMANLIK

SORULAR ANA SAYFA | TÜM MÜSLÜMANLIK SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

10 Mart 2021
Beden dışı deneyim

Sevgili Janus kendimi sürekli bir ruhsal arayis içinde buluyorum ve beden disi deneyimler yapmak istiyorum kutsalligi deneyimlemek istiyorum su anki bilinç halinden çikip daha kutsala yönelmek istiyorum ama nasil yapacagimi bilmiyorum sürekli arastiriyorum ama hep kisirdöngü bir yol gösterici bulamiyorum paganim de bunu yapmanin bir yolu yöntemi varmidir ?

YANIT

Bizim teorilere uygun olmayan arzularınız bulunduğunu söyleyerek başlayayım.

Değerli kardeşim, ruhsal arayış ne? Ruhsal ne arıyorsunuz? Madde ortamında yaşarken ve kaçınılmaz olarak “ful ruhsal”a bir gün geçecekken, burada yapılması gerekli şeylere öncelik vermek çok daha akılcı (gerekli ve yapıcı) değil mi?

Beden dışına her gece uykuda çıkıyorsunuz; uyandığınızda beden dışında kalmak –darılmayın- feci bir akıbettir. Neden derseniz, çünkü bilinciniz henüz makrokozmos esasındadır, burada var olmak adına beyine gerek vardır. Bedeni bütünü ile terk etmemişsinizdir. Silver cordlar sizi bu dünyaya bağlamaktadır. Bunun da nedeni ruhunuzun (dalga boyunuzun) frekansı nedeni ile burada çökmüş (maddeleşmiş) olmanızdır. Yapılması gereken bu durumu bir fırsat şeklinde görüp, karakteri güncel olaylar (dünyasal olaylar) bazında rafine etmek, silver cord kopunca -değişen (evrimselleşen) yeni dalga boyunuzla- diğer alemde ya iyi bir yere kapağı atmak, ya da dünya adlı ortamdan daha keyifli bir mekanda yeniden bedenlenmektir.

Kutsal meselesi ise –kimse darılmasın- pek çok kişi tarafından Yahudilik bazında algılanmaktadır. Ülkemiz nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olduğu halde ne yazık ki (çok-çok acıdır ki) bu güzel din kurban, tesettür, hac, oruç vb. bazında görülmektedir.

Sözlerimi şöyle açayım: Beyinde ödül devreleri vardır. Bunlar güzel koku, güzel yemek, seks, armağan almak, beğenilmek, onaylanmak, güzelleşmek gibi olaylarla tetiklenir. Yahudilik ve Hristiyanlık bunlara “dünyasal” diyerek burun kıvırır, hatta kimi tarikatlarda zinhar günahtır. Katolik papazlar ve Buda rahipleri erkekliklerine (androjenlerine) rağmen kutsallık adına yaşam boyu seks yapamazlar.

Müslümanlıkta ise güzellik, güzelleşmek, güzel yemek, güzel koku, armağan (karşılıksız vermek) ve belli erdem kuralları içinde seks –duymaya hazır mısınız- yüceltilir!

Birkaç örnek verelim.

Ayetler:

  • Secde 7 ve Tin 4’de doğrudan güzelliğe gönderme yapılır. “Biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır.” (Tîn-4)

    "En güzel biçim” diye çevrilen sözcüklerin orijinali ahsen-i takvîm'dir. Ahsen'in anlamı ise "Her iki cinsiyette de çok güzel, en güzel; çok güzel olan, en güzel olan anlamındadır.

Hadisler:

  • "Bana, koku ve kadın sevdirildi. Gözümün nuru ise namazda kılındı." (Nesâî) (Namazın meditasyon olduğuna inanmaktayız. Meditasyon, Baba Tanrı'nın lanetlenmiş görünümü olan Hinduizm yaratıcısı Şiva'nın yaratısıdır. Öncel Baba Tanrı'nın modern verisyonunun Allah olabileceği yönünde düşüncelerimizi vardır.)

  • “Hayırları, yüzü güzel olanların yanında arayın.” (Ebû Ya’lâ)

  • Zekeriya Beyaz Hoca:

    ‘‘İslam giyim-kuşamı, güzel ahlaklı olmak ile birlikte düşünülmüştür. Kuran-ı Kerim'den önce hıristiyanlarda bir ruhbanlık inancı vardı. Buna göre dünya zevklerinden, dünya güzelliklerinden uzak olmak esastı. İslamiyet bunu kaldırdı. Kuran-ı Kerim diyor ki,‘‘Allah'ın ziynetlerini, süsleri kim haram kıldı. Süsler ziynetler, güzel giyinme haram değil'". ("De ki: 'Allah’ın kulları için yarattığı süsü, temiz ve iyi rızıkları kim haram kıldı?' De ki: 'Onlar dünya hayatında müminlere yaraşır; kıyamet gününde ise yalnız onlara mahsus olacaktır.' İşte anlayan bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz." Araf 32)

  • Dinayet İşleri Yüksek Kurulu emekli üyesi Mustafa Ateş:

    “Bizim dinimiz dünyadaki nimetlerin daha üstünlerinin cennette olacağını öngörmüştür." (Janus'un notu: Cümlenin alıntılandığı yazının konusu sekstir.)

[Bazı kişiler –bana darılmasınlar- Yahudilik undeleri etkisinde, Müslümanlık gerçeğinden bîhaber, Müslüman din adamlarının güzel yerlerde tatiller yapmalarını, şık giyimlerini ve lüks evlerini, araçlarını eleştirirler. Oysa mantık gereği eğer din adamı en kutsalsa, bu ayrıcalıklara en fazla onların sahip olmaları gerekir. Gerçek anlamı ile kutsal olup olmadıkları tartışması beni aşar. Kişisel olarak böyle şeyleri düşünmem; çünkü uzaktan bakarak doğru karar verme olasılığımın çok zayıf olduğuna inanırım. Sadece “mantıksal olan budur” demek istedim.]

Ödül devreleri (çok kabaca anlatıyorum) beyin elektriğinin pozitif ya da negatif olmasında etkindir. Ödül devrelerini var eden eylemeleri yasaklamak, o kişiyi “NE celbi adayı”na çevirmekten başka işe yaramaz.

Ben de sizin gibi paganistim. Kendi inancımı değiştirmek gibi en küçük bir arzum/hedefim yok. Ancak Müslüman, paganist, Yahudi, Hıristiyan, Budist olmayı bir yana bırakalım; beyin elektriğine odaklanalım (her inançta irade, bilgi ve inançla PE celb edilebilir; “gönüldür” önemli olan. Ama kimi inançlarda söz konusu celp için gereksiz yere zorlanılacağı düşünülebilir). Beyin elektriğindeki pozitif dalgaboyları adamın inancına göre var olmaz. Kişi “insan” adlı yaşam formu ise, ister Hotanto olsun, ister eskimo, ödül devresi aktivasyonu PE celp edecektir.

Peki PE nedir?

İnançlılara göre "İyicil Yaratıcı" (Müslümanlıkta Allah-u teala, paganizimde Ana Tanrıça ve/veya Baba Tanrı vb. vb.) ve/veya "tanrısal esin", inançsızlara ve pek çok bilimciye göre "mikrokozmos derinlerindeki bütünü ile pozitif bir derin katmanın radyasyonu"dur.

İyicil yaratıcı Cennet’tir. Cennete gtmek, yeniden Yaratıcı’nın yanına, özgün yerimize dönmektir. Bu nedenle “PE, cennetten gelen bir frekanstır; Yaratıcı’nın frekansıdır”.

İşte, 722 sisteminde pek tutulmayan ve “aramayın, gerektiğinde o sizi bulur” dediğimiz mutluluk adlı duygunun odağı, kaynağı orasıdır.

İnsanlar BU YÜZDEN ödül devreleri tetiklenince mutlu olurlar. Velhasıl-ı kelam, bize göre bu bilgiler ışığında kutsallığı başka yerde aramak doğru değildir.

Ancak yanlış anlaşılmayı önlemek için kutsallığın sadece ödül devrelerini tetiklemekle (yan gelip yatmak, salt zevkçilikle) ilgili olmadığını eklemem gerek. Hiç sevemediğim bir hazret olan Crowley bile kendi kartları Cups 10 yorumunda “Salt mutluluğun sonucu çürümedir” demektedir. (İyi demiş de, acaba neden salt zevk ve şehvetini kovalamış, “istediğini yap” mealinde laflar etmiş, anlayan beri gelsin.)

Eğitimde bu yapıyı biz “İstediğini ve istemediğini yapmak” şeklinde özetliyoruz; çünkü ödül devrelerini tetiklemek İŞİN YARISIDIR.

Neden böyledir?

Basit: Çünkü Makrokozmos hayatımız, öncel evrenden kopmuş parçadır ve cennete (Yaratıcı’ya) ulaşmanın yolu, bölünmeyi yok etmek, birleştirmektir. Birleştirmenin yegane yolu ise DİĞERLERİNİN DE ÖDÜL DEVRELERİNİ TETİKLEYİCİ ŞEYLER YAPMAKTIR.

Hemen Müslümanlık dokunuşları ile örnekler gelsin. (Neden mi yine Müslümanlık? Çünkü dinsel bir sistem içinde söylenen sözler benim laf-ı gezafımdan çok daha yerli yerinde, etkileyici ve inandırıcı olabilir.)

  • Affetmek.
    (Hadis: "Affedenlerin yeri Cennet’tir").

  • Eylemci olmak, üretmek, çalışmak.
    (Hadis: "Hastalığın için sıhhatinden, ölümün için hayatından istifade et. Vaktini boş geçirme." "Kıyamet koparken sizden biriniz elinde bir hurma fidanı bulunursa, şayet ölmeden önce onu dikmeğe güç yetirebilirse onu diksin." )

  • Diğerlerine –farklılıklara aldırmadan- pozitif bakış açısı ile yaklaşmak.
    (Hadis: “Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.” )

  • Alçak gönüllü olmak.
    (Hadis: “Size cehennem ehlini de bildireyim: Onlar da her katı yürekli, kibirli (…) ululuk taslayan kimselerdir.” )

  • Güçlü olmak.
    (Hadis: "Güçlü mümin, Allah katında zayıf müminden daha hayırlı ve daha sevimlidir." )

  • Düşmanlık etmemek.
    (Ayet: Madie 8 "Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin."1
    Mümtehine 8 "Allah, sizinle din konusunda savaşmayanlara (dininizin hükümlerini yaşamaya engel olmaya çalışmayan), sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara (bağımsızlığınıza göz dikip, temel insan haklarınızdan mahrum bırakmayanlara) iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi men etmez (insaflı ve insan haklarına saygılı gayri müslim insanlara hoş ve yumuşak davranmak gerekir)".2
    Tevbe 6 "Ve eğer müşriklerden ( "Farklı tanrıya tapan" [Janus'un açıklamasıdır] ) biri senden korunma isterse, Allah’ın sözünü duymasına fırsat vermek için onu koruma altına al; sonra onu kendi güvenlik bölgesine ulaştır. (...)"

  • Sahip olunanın bir kısmını MUTLAKA ihtiyaç sahiplerine ve/veya dostlara, yakınlara vermek.
    (Fitre, zekat, gerçek kurban… Yine çok sevdiğim bir Müslümanlık yaklaşımı: Bu dinde fitrenin –hazır mısınız duymaya- zor durumdaki eşe (karıya/kocaya) verilmesine izin vardır! Düstur “Önce en yakınına” şeklinde özetlenebilir.)
Sevgili pagan kardeşim: Yukarıdaki ve pek, pek, pek çok ayet ve hadis Ana Tanrıça öğretisinin temel doktrinleridir. Bu güzel ayet ve hadisleri İlk Çağlarda (o devirlerde) Dünyanın burcu anaç Yengeç Burcu olduğu için insanlar bir dişi güce "Ana Tanrıça"ya bağlamışlardır. (Bu konuda bilgi edinmek adına KOVA BURCU ÇAĞI - 2. Bölüm: ÖNCEKİ ÇAĞLAR adlı filmi izleyebilirsiniz.) Ana’lık; dişi ve erkek cinsin varlığında geçerlidir ve Dünya’yı geçin, evrenimizdeki diğer yaşam olan gezegenlerde bile bulunmayabilir, dünyada bile dişi ve erkeksiz doğum vardır.

İyilik tekir. Biz şöyle deriz, onlar böyle der, berikiler falan eder… Kişiler dediklerinde (inançlarında, ya da inançsız olmakta) rahatsalar, diller/lehçeler farklılık arz etse de, denilenler aynıdır.

Toparlayayım: Kutsallık için soyutluk değil, henüz ayağımız yere basarken, olduğunuz yerde, bu gerçekler nedeni ile gerçek kutsallığı arayın. Kutsallığın, yani PE celbinin, formülü ise basittir: “Kendini ve diğerlerini eşit mutlu et.” (Biraz bilimsel konuşalım: Kendinin ve diğerlerinin ödül devrelerini eşit şekilde tetikleyecek şeyler yap.)

Cennete gitmek, Yaratıcıya ulaşmak, Yaradana kavuşmak, pozitif kuantum evreni ile rezonansa girmek… her nasıl derseniz deyin… aslında öylesine kolay ki!



DİP NOTLAR

Bu ayet ile günümüzde, özellikle politika ve sosyal medya alanında, kendinden olmayanın -neredeyse kural halinde- HER YAPTIĞINI eleştiren yaklaşımın Müslümanlık açısından bakılırsa “günah” olduğu ortaya çıkmakta değil midir? Bir tarafın HER yaptığının doğru, diğer tarafın HER yaptığının yanlış olması evrensel yapıya terstir.

Parantez içindeki açıklamalar Abdullah-Ahmet Akgül mealinden alıntıdır.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -