YANIT
Bazı hanım arkadaşlarım (yani kendi dünyamızdan olmadığı halde yakınlık kurduğum nadir kişiler) özel yaşam hakkındaki sorulara yanıt vermemi eleştirirler. Hatta bir tanesi soru soranları suçlayarak "Seni Güzin abla yerine koymaları hoşuma gitmiyor" bile demişti. Oysa bu eleştiri hatalıydı. Bizlerin yanıtlamak için beklemede olduğumuz ilk konu maji/kuantum ise, ikincisi özel ilişkilerdir. Aslında salt maji hakkında değil; farklı bir kültürün tanıtımı hakkında emek vermekteyiz; çünkü bu kültürle insanların mutlu olduğunu gerek kendi yaşamımızda, gerek tarih sayfalarında izlemişizdir. Yani dileyen bana istediği kadar özel ilişkileri hakkında soru sorabilir. Hatta sizin için pek de önemi olmayan olaylar bazında, "çalakalem" bile soru yöneltebilirsiniz. Size göre anlık ve belki de siz soruyu yolladıktan sonra, yanıtı bulduğunuz soru, ya da halloluveren sorun, bana bazı bilgiler aktarma fırsatı vermiş olacaktır. Lafı dallandırıp budaklandırma ve konudan konuya atlama huyumu biliyorsunuz. :)
Yanlış anlaşılmak istemem; insan ilişkileri benim uzmanlık konularım değil. Ancak çok, ama çok-çok-çok flört etmiş ve etmekte olan bir kişi sayılabileceğim için deneyimlerimi –uzmanı olduğum- anaerki konusuna sentezleyerek belki işe yarar diye sunuyorum; hepsi bu.
Öte yandan uzmanı-muzmanı geçin; hanımsanız, bir erkeğin; erkekseniz bu konularla içli dışlı bir adamın görüşünü almak adına sorabilirsiniz.
Yapmayı asıl istediğimiz iş anaerkiyi tanıtmak olduğu için, sorunuzu enerjiler veya ezoterizm değil; anaerkiyi en basitçe yaşayacağınız yer olan özel hayatınızdaki kimliğiniz, yani "aşk kimliğiniz" bazında vereceğim.
Tutumunuz –bence- baştan hatalı. Farklı şekilde açıklayayım: Hatayı, doğru yaptığınıza inandıklarınızla yapmışsınız.
Cümle-cümle konuşalım mı?
" kendisi beni uzunca bir süre beklettikten sonra görüsmeye geldi. anlayisla karsilayabilirdim ama hakli bir sebebi yoktu ve görüsmeye söz verdigi zamandan daha geç geldigi için özür vs hiçbir sey söylemedi."
Sanılanın (genel kanının) aksine; gecikmek ciddi ve üzerinde durulması gerekli bir hatadır. Bir erkeğin gecikmesi daha büyük bir hatadır; çünkü erkek beyni, kadın beynine oranla daha plan/program orijinlidir.
Bir erkeğin bir hanımla randevusuna gecikmesi daha da büyük bir hatadır; çünkü erkekler kadınlara oranla yeni şanslara daha düşkündürler. Kadınların ilgi yoğunluğu ilişki ilerledikçe artar; erkeklerinki ise ilk başta zirvededir… giderek düşer.
Hanımlara öğüdüm, bu davranıştaki (yani geç kalan) erkeklere hemen bir "mülazahat hanesi" açmalarıdır. Sözlerime "Hemen olumsuz karar vermek hatalı. Belki bir kaza olmuştur" diye karşı çıkacak hanımlar olabilir. O zaman kendilerine "Kaza ihtimali –atıyorum- 1/1000 olasılıktır. Kararları 1/1000 olasılığa göre almak yanlıştır" diye yanıt veririm. Ayrıca eğer böyle bir şanssızlık yaşandıysa, durum açıklanacaktır. Açıklama inandırıcı ise alınan karardan geri adım atmak zor değildir.
" asiri tepki vermeden rahatsiz oldugumu sakince ve normal bir sekilde belirttim"
Neden? Dikkat buyurun, sosyal ilişkilerde ya da ciddi eşleşmelerde DEĞİL, ama flört ilişkilerinde bal gibi de tepki verebilirsiniz. Flört, hayatın farklı bir fazıdır. "uzunca bir süre beklemek" de neymiş? Tepkinizi, gecikme olunca hemen, su gibi rahat şekilde ortamı terk etmek şeklinde vermek en uygun davranıştır. Yineleyeyim; mesleki ortamlardan, sosyal ilişkilerden, aile ilişkilerinden, ya da aşk (ciddi eşleşme) ilişkilerinden söz etmemekteyim.
" ben içten içe çok rahatsizdim ama ona bunu yansitmadim."
Yine aynı şeyi sorayım: Neden? Çok basit bir soru bu. Neden?
"kibarligimi vs korudum."
Kibarlık, size kabalık yapan erkeklere en az uygulanacak erdemdir. Sıradışı bir laf edeceğim: Flört ortamında hanımlar "farklı bir kibarlık" anlayışı üstlenmelidirler. Kimseye kırıcı olun demiyorum. Ama sosyal, aile ve iş ilişkilerindeki standart kibarlık anlayışını flört ilişkilerine uygulamak doğru değildir.
" bir süre geçtikten sonra esnemeye basladi ve enerji çok yogun dedi :D nasil yani dedim enerjimin çok malefik oldugunu söyledi."
Tatlı bebeğim (büyükbabanız yaşında olduğumu, kız öğrencilerimi asla sahip olamadığım kız çocuklarım gibi gördüğümü söylersem dilimi tutamama nedenimi anlarsınız) bu herif-i na şerifleri nereden buluyorsunuz? Sizin kadınlık sezginiz nerede? Bunca sayfa "kadınlar piç tercih etmez" diye yazıyoruz. Buna da inanıyoruz. Neden bu dalgınlık?
İlk olarak şunu sormak isterim: Bu hazret bu yorumu nasıl yapabilmiş?
İkinci olarak da şunu sormak isterim: Bu hakareti etme cesaretini nereden bulmuş?
Bu lafların özrü yok kardeşim. Bu kez hiç de "Kişileri suçlamadan önce bir de savunmalarını dinlemek gerek" diyecek değilim. İnsanlara hakaret edemezsiniz. "Enerjin malefik" (lafa da bakın, içimden "Allahın özentisi" demek geldi) ise çok ağır bir hakarettir… çünkü kötü şekilde yaralar. Anaya edilen bir küfre bile bu konulara çok takıntılı, ya da hassas değilseniz gülüp geçmek mümkündür. Ancak arkadaşın sözü yaralayıcılıkta çizgiyi aşmıştır.
Bir insanın enerjisini kesin olarak anlamanın imkanı yoktur; çünkü enerji frekansı an bazında ortama ve kişinin karşısındaki kişiye göre değişir. Bu durumu paralel evrene atlamak olarak görebilirsiniz: Paralel evrenler nano saniyede var edilir. Göz okuma ile anlık enerjiyi ve resimlerle göz okumak ile genel enerjiyi görebilirsiniz, doğru; ama bu kişizade göz okuma uzmanı mıymış? Hadi uzmanıymış diyelim, buna gördüklerinin söylenmeyeceğini, hele ki tanımadığı (samimiyeti olmayan) birine hiç söylenmeyeceğini, dahası, böyle hakaretamiz bir kelime ile söylenmeyeceğini ona kimse öğretmemiş mi?
" neden böyle oluyor dedigimde kafamdaki endiseler yüzünden oldugunu söyledi."
Sizi "uzunca süre" bekletmiş, bir de böyle bir hadsizlik yapmış adama tepki vereceğinize, onu bilirkişi yerine koyup soru sormak… Pes! Ben olsam ona "Bu kadar geç kaldığın için başına bir şey geldi düşüncesi yüzünden kaygılandığımı ve 'malefik' beyin süreduruma geçmiş olacağımı da lütfen göz ardı etmeyiniz sayın uzmanım!" derdim.
"sonra sunu söyledi eger karsinda biri sürekli esniyorsa veya bacagini falan sallamaya baslarsa anla ki ona kötü enerjin geçiyor."
Hemen az ve öz yanıt veriyorum: Zarrrttt! :)
Bu lafa bu cevap yeter. :DDD
Yine de yanıt bekleyen bir hanımı özlü sözümle düş kırıklığına uğratmayayım, bir laf edeyim: Bir insan esnerse SADECE canı sıkılmıştır.
Bir insan bacağını sallıyorsa HEM sinirli biridir, HEM canı sıkılmıştır.
Hayat BASİTTİR.
"yani böyle bir sey nasil mümkün olabilir? ona isteyerek bir sey yapmadim ki. evet öfkelendim ama ona bunu yansitmamaya çalistim veya herhangi tek kötü söz söylemedim, sesimi yükseltmedim hatta baya normal konuştum."
Başta söz ettiğim hatalarınız bunlar zaten.
Bakın; öfkelenmek, rahatsızlıkların birikmesi ile olur. İyi bir iş değildir. Bu yüzden rahatsızlıklar iyi izlenmeli ve YERİNE GÖRE ortamın koşulları ve kurallarına uygun olarak (örnek sosyal ortamda başka, flört ortamında başka şekilde), ölçüsünde yansıtılmalıdır. Ayrıca önünüzde iki seçenek olduğunu inanmanız çok yanlış. Yani size göre ya "nezaket olarak nitelediğiniz hatalı susuşlar", ya da "kötü söz etme"ler gibi iki seçenek vardır ve bu düşünce hatalıdır.
Yapılması gereken ilk şey flört ilişkilerinde fazla beklememektir.
İkincisi rahatsızlıkları surat asmaktan kaş çatmaya, az konuşmaya varacak yelpazede BEDEN DİLİ İLE (yani dar-dar kafa ütülemeden) anlatmaktır.
Karşınızdaki kişi laf anlamaz hödükse yapılacak şey yine basittir: Kendinizi geri çekersiniz.
İsteyen gelir.
Bunu sakın ola unutmayın.
Bir erkek, kadınlar gibi düşünmez. Erkekler genelde sabırsız, "hemen şimdi"ci, "elde etmem gerek"çidirler. İstediklerini almak için kolayca çok şeyi de göze alan cinstirler.
Ayrıca şu sözü de unutmayın lütfen: İnsanlar size, sadece sizin onlara verdiğiniz izin doğrultusunda davranırlar.
"farketmeden karsimdakilere zarar mi veriyorum? eger böyle bir enerjim varsa bunu nasil dönüstürebilirim? veya söyle sorayim enerjimi kontrol mu etmem gerek? farketmeden NE mi saçiyorum?"
:) Bu cici, bu dişice saflığa gülümsememek elde değil. Bu ne kadınca tatlılık… :) Size benzeyen bekar ve arayışta olan büyükanneniz (hatta nineniz) varsa lütfen e-mailimi verin. ;-)
Hiç kimse bir diğerine zarar veremez. Bu yüzden kara büyü YOKTUR. Kara büyü tutarsa büyülenen kişinin büyücünün beyin frekansında olduğuna inanmaktan başka da çare yoktur. Kara büyünün çalışma prensibi o kişiyi (ya da toplumu) "seni büyülerim" (ya da "kara büyü vardır") diye korkutmaktır; çünkü korkan kişi celp ettiği NE ile büyücü beyin EM alanı ile senkronize olacak negatif frekansa gelecek, böylelikle yollanan radyasyonlardan etkilenebilecektir.
Bu safsata kimliklerle aranıza çizgi çekin… Unutmayın, bir insana (erkeğe) değer verdiğinizde koruma kalkanınız açılır; karşı taraftan gelen NEye bir ölçüde savunmasız kalırsınız. Bu durum ise o kişinin sizi –kara büyücü olmasa bile- bir ölçüde büyüleyeceği anlamındadır. Kimin tarafından büyüleneceğinize iyi karar verin. ;-)