722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

ÖZEL İLİŞKİLER

SORULAR ANA SAYFA | TÜM ÖZEL İLİŞKİLER SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

9 Eylül 2022
Iliskiler ve Aldatma

Hocam Selamlar,

Umarim her sey gönlünüzce gidiyodur. Gün içersinde bazen, aklima takilan bi soruyu size sordugumu fark ettim. Ama kimi zaman zihnimdeki sizden cevap alamiyorum :) O yüzden iste burdayim :)

Hocam bir süredir egitim sebebiyle yurtdisindayim. Buraya geldigim ilk günlerde biri ile tanistim. Ilk karsilastigimiz anda etkilendim hanim arkadastan. Biraz resmi bir ortamda oldugumuz için o gün pek konusamadik ama bakislari, tavirlari ve hemen ertesinde baska biri vasitasiyla iletisime geçmek istemesi sebebiyle onun da ilgisi oldugunu tahmin ediyordum. Daha sonra siklikla bulustuk ve hala görüsüyoruz. Görüsmekten, konusmaktan birlikte vakit geçirmekten de acayip keyif aliyorum açikcasi. Karakterlerimiz, düsünce tarzimiz da bi o kadar farkli birbirinden. Bi seylerle ilgili yorum yaptiginda genellikle agzim açik kaliyor, böyle düsünen biri var miymis diye :) Bu durum bile tek basina hosuma gidiyor. Fakat, uzun yillardir birlikte oldugu bi sevgilisi var memleketinde. O yüzden, herhangi bir adim atmaktan çekiniyorum. Ayrica iliskisinden de mutlu gibi duruyor. Belki ben öyle görmek istedigim içindir emin degilim, ama yine de ara ara arkadaslik iliskisinden öte yakin davraniyor. Herhangi bir adim atmamamin nedeni reddedilecek olmam vs degil ama mutlu oldugunu hissettigim bi iliskiyi bozabilecek olmam. O yüzden bazen uzaklasiyorum ama yine tekrar bulusuyoruz. Bir de hayatina girdigim kisilerin ne yazik ki hayat ayarlari ile de biraz oynuyorum sanirim. Ayrildiktan sora bir çogu biraz daha farkli biri oldu (bence olumlu yönde ama simdi kendimi övüyomus gibi göstermeyeyim :) Yine de zorlu bir süreç yasadilar. Ne olacagini bilmedigim bi iliski için ayni seyin tekrarlanmasini da istemiyorum. Ama tüm bu yanlis oldugunu düsündügüm seylere ragmen birlikte olmak da istiyorum.

Buraya kadar bi soru sormamisim. Ne soracagimi da tam olarak bilmiyorum aslinda. O zaman soru sormayayim, tavsiye isteyeyim izin verireniz. Bu durumda nasil düsünmek lazim, ne yapmak lazim? Bunlari hiç düsünmeyip uzaklasip kaçabilirim de aslinda o da bir seçenek. Ama büyük ihtimalle tekrar böyle bir seyle karsilacagim sanirim.

Saygilar, Sevgiler Sevgili Hocam,

YANIT

Editörün notu: Yanıt 18 içeriktedir; herkese uygun değildir.

Merhaba sevgili sanal öğrencim/arkadaşım, :)

İçime bir kuşku düştü: Bu tarz sorulara "Bence şöyle-şöyle yapmanız lazım" mealinde verdiğim yanıtlar sonrası beni okuyanlar "Bu herif kendini ne sanıyor?" diye düşünebilirler. Ama altını çizeyim: PE, ezoterzim, okültizm vb. yıllarımı verdiğim konular; ama flört de öyle! :DDD Ancak ilk konunun sınırları belli olsa da, ikincisi bütünü ile sadece kişiye değil, o kişilerin ortamına, hatta içinde yaşadıkları zaman sürecine de bağlı… Bu yüzden gelin, sizinle iki kanka gibi laflayalım. Yani söyleyeceklerimi fazla da kâle almayın. :)

Yanıta geçmeden "cinsel ahlak" konusu hakkında iki uyarıda bulunayım. Hep söylüyorum; ben paganım. Müslümanım diyemiyorsam, bunun en önemli iki nedeni (başka nedenler de var) sıklıkla içki tüketmem, ikinci olarak cinsel ahlak konusunda bu dinden farklı gerçeklerimin olması. Ancak lütfen cinsel ahlak ile moral değerleri karıştırmayın. Moral değerler açısından Müslümanlığa paralel bir görüşümüz vardır. Özel yaşam kapalı bir odadır. Bize göre yetişkinlerin oyun odasıdır. Hayat ise en çok "bu oda dışındaki biz" adı verebileceğimiz kimliğimizle yaşanır.

Bizim buralarda –kapalı odada- yasak yoktur. Tek bir yasak vardır, partner dahil kimseye zarar vermemek, hatta kimseyi tedirgin etmemek; dahası, kimsenin canını bile sıkmamak… Bu konuda ciddi özverilerimiz olsa da, başka da bir sınırımız yoktur. Demek oluyor ki sözlerim sizin yaşadığınız olağan dünyadakilerin özel hayatına hiç de uygun olmayabilir. Bu yüzden sizden ve beni okuyanlardan anlayış rica edeyim. Söyleyeceklerimi uygulanması gereken doğrular olarak değil; farklı bir dünya hakkında kültürel bilgi almak amacıyla okuyun lütfen.

Bizim dünya hakkında kendimden söz ederek konuşayım; böylece daha samimi bir üslup yakalayacağım.

Diyelim bir hanım bana pas atıyor, ama hayatında birileri var. Bana göre bu hanım resmi nikahlı değilse, hayatında olan kişilerin benden farkı yoktur.

Yanlış anlaşılmasın, ilişkisi olanı hanımı baştan çıkartmak farklı bir iştir; pis bir iştir. Zaten baştan çıkartmak başlı başına pis bir iştir; çünkü bir insana özgür seçimi ile belirlemediği bir şeyi yaptırmak demektir. Böyle şeylere dokunmam bile. Ama bana pasveren bir hanımın isterse hayatında hepsine sırılsıklam aşık olduğu erkeklerden haremi olsun, beni durdurmaz. Yine de hanımın hayatında tek bir kişi olsa bile biraz da korkarım. Ancak bu duygumun nedeni NE celp edeceğim değil; adamın gelip beni benzeteceği endişesidir. :DDD

Şaka yapıyorum tabi ki… :)

İzin verin konuyu biraz dağıtayım; hemen yine sorunuza döneceğim: Resmi nikah zor iş. Flörte düşkün arkadaşlar, bu ortamdaki hanımlardan fertiği çekmeli. Olayın ucunda gelir/kazanç dağılımı ve yasaların kısıtlamaları (kanun erki) var. Bunlar ağır konular. Bu yüzden bana evli bir hanım pas atsa, topa girmem, sunulan ortama kesinlikle bulaşmam.

[Bilmem inanır mısınız? Tam bu süreçte, yani size bu yanıtı yazarken, böyle –çok arzu etsem de- tüm irademle kendimi engellediğim bir evli hanım var. Beni okuyordur; kendinden söz ettiğimi anlasın diye bir şifre de vereyim: "En neşeli" gibi benim taktığım bir ismi var.

Editörün notu: Bu soru sitemize 06-06-2022 tarihinde gönderilmiş, yanıtlanarak 10-06-2022 tarihinde sorucuya ulaştırılmıştır.

Baktım bu hanımla işler çatallanıyor, fena gaza geliyorum, kendisine apaçık şekilde beni unutmasını, hatta mümkün olduğu kadar karşıma çıkmamasını söyledim. (Ben de karşısına çıkmamak adına önlemimi aldım.) Şimdi burası çok önemnli: Ayrıca kocasının kardeşim olduğunu, bir erkeğe kazık atmayacağımı, anaerkil olsam da, erkekleri kendime daha yakın bulduğumu; her birimizin diğer erkeklerle bir çeşit brotherhood ilişkisinde olduğumuza inandığımızı anlattım.

Ancak eğer resmi nikahlı olmasaydı ve beyefendi ile uzun yıllardır aynı evi paylaşsaydı, yani bir düzeni olsaydı durmazdım. Adam gelip kafa-göz dalacak diye korksam da durmazdım. ;-) Şaka bir yana; flörte düşkün kardeşler; evlilere bulaşmayın.
]

Şimdi işin en ikircikli kısmına gelelim ve çok ciddiyetle üzerinde durulması gereken bir soru soralım: Bize pas attığını varsaydığımız hanım acaba pas atmış mıdır?

Hayatını flört ve seks üzerine kurmuş olan; başka hiçbir şeyi kafasına fazla takmayan bir kişi olarak (izin verirseniz kendime uzman diyebilir miyim? :D ) bu soruya (bir hanımın pas atmış olup olmamasına) doğru yanıt verdiğimi gururla söyleyebilirim.

Ancak bir itirafta bulunayım: Doğru yanıt verme (yani verilenin pas olup olmadığını anlama) başarımın nedeni deneyim DEĞİL; sakata gelmemek için verilen mesajlar gözümü çıkaracak kadar sarih olana dek beklememdir. :DD

Bu yüzden her "gel-gel" diyen kibar içten konuşma (hatta yan bakış, saç uçuruş, ilginç oturuş, kahkaha atış, ürperten laflar ediş filan-filan) benim için KESİNLİKLE yeşil ışık değildir.

Kendime koyduğum bu kısıtlamanın İLK nedeni hanımların bazen kibarlıkları yüzünden sergiledikleri davranışların erkeklerce "gel-gel" olarak algılanabildiğini iyi öğrenmiş olmamdır.

İKİNCİ VE EN ÖNEMLİ neden ise kadınların da gel-geç şekilde, "gel-gel" yapabileceklerini bilmemdir. Bazı an ve ortamlarda kadınların DA (dahi) amaçları karşılarındaki erkek ile daha da yakınlaşmak değil, an bazında biraz hoşça vakit geçirmek olabilmektedir. Bu yüzden "yeşil ışık yandı" diyebilmem için daha belirgin bazı kanıtlara gerek vardır… örneğin "gel-gel"lerin süreğen olması ve sadece benim için sergilenmesi durumu, ışığı sarıdan yeşile çevrildiğini düşündürür.

Seks ortamı riskli zemindir. Karşınıza "Benim bayana artistlik mi yapıyon?" diye dikilecek hazretlerden başkalarıyla da sudden encounterlar yaşanabilir. Örneğin yaktığı ışığı yanlış algıladığınız hanımların akraba-i taallûkatları karşınıza çıkıp "alırız paçanı aşağı" diye horozlanabilirler. Bense yukarıda anlattığım yaklaşımım yüzünden bu yaşıma kadar dayak yemeden işleri götürebilmişimdir. :D

[Arkadaşlar, bırakın biraz gururlanayım. Bunca yıldır, bu kadar kaygan zeminde dans ettiğim halde –şükür- bir terslik yaşamamak bir başarıdır bence. Sonucun nedeni ise işte yukarıda anlattığım aşırı önlemcilik ve kapalı oda kavramlarıdır. Size bana ait bir laf edeyim: Olağana saygısız davranan, asla farklı olamaz. Farklı (çılgın) yaşamak isteyen, olağana saygılı kişi de olmalıdır.
]

Buraya dek verdiğim ön bilgileri cümleleriniz üzerinden size uyarlayalım.

" bakislari, tavirlari ve hemen ertesinde baska biri vasitasiyla iletisime geçmek istemesi sebebiyle onun da ilgisi oldugunu tahmin ediyordum."
Ben de olsam bu durumu yeşil ışık olarak değerlendiririm kardeş. Gördüğüm kadarı ile gel-gel'ler süreğen ve flört olmasa bile bir iletişim teklifi gelmiş.

" Daha sonra siklikla bulustuk ve hala görüsüyoruz."
E, tamam. İşler yolunda. ;-)

" Fakat, uzun yillardir birlikte oldugu bi sevgilisi var memleketinde."
Bence ilişkisi yok. Yani şu anda ilişkisi yok; çünkü ilişkisi başka memlekette. ;-) Sözlerime şaşırmayın, burası "Melekler Şehri" değil; pagan alem, ya da Los Angeles doğrularının Türkiye yansıması. ;-)

Konuyu açalım:

Bir kadının sevgilisi uzakta ise, yakındaki ile –tabi ki canı istemişse- kısa ama güzel bir an paylaşmasının hiçbir sakıncası yoktur bizim dünyada. Hayır efendim; hanımın ana bağlantısına zarar gelmez. İnsan duyguları -ataerki gömmeye çalışsa da- son derece plastiktir. İnsanlar herkese ayrı ve layık olduğu yeri verecek (verebilecek), hatta birden fazla kişiye yer (farklı yerler) verebilecek bir beyin taşırlar.

Ama o yeni adam, ufaktan gidici olduğunu, ya da en azından ikincil olduğunu bilerek işe girmelidir. Bu da yukarıda söz ettiğim "brotherhood"un bir diğer kuralıdır. Yani sevgilisini yalnız bırakan alık, pardon aşık :D (gözden uzak olan, hızla gönülden ıraklaşır) gelince, sonradan devreye giren, sahneyi baş rol oyuncusuna terk etmeyi efendilikle bilmelidir. Bu güzel davranışı "dayak yeme korkusu" ile de var edebilir; sen sonuca bak.

[Dostlar; hanımları -tabi ki buna izin verdikleri ölçüde- yalnız bırakmayın. Bir eliniz daima üzerlerinde olsun. Baskı yapmayın... ama varlığınızı seri şekilde hissettirin. "Ben ona güvenirim" ya da "Onun hayatı, benim hayatım" hatta "birlikte ve özgür" ve de -en çok buna gülüyorum- "İş gereği mecburiyetler var, vakitsizlik işte..." benzeri çağdaş zırvalara inanmak -bizim burada- hanımefendiyi şahane bir paket ile vitrine koymaktır. Gün gelir ya hiç çağdaş olmayan bir paganist, ya da o paganistin akıl verdiği birileri gelir; kendi koluna hanımı, sizin kola sepeti takıverir.
]

" O yüzden, herhangi bir adim atmaktan çekiniyorum."
Dostum, hanım birçok şey vermiş. Bence daha düşünme, hepsini topla al. Diyelim o hanım sizinle –hiç sanmıyorum ama- arkadaşça görüşüyor. Bunu da anlamak kolay...

Hemen formülü veriyorum.

Hanımefendiye gayet efendice, gayet ciddiyetle, felsefi bir konuda münazarada gibi (yani aşık veya tutku dolu bir kişilikte DEĞİL), bu görüşmelerle ona farklı bir yakınlık duymaya başladığınızı, yanlış bir şey yapmaktan korksanız da (bu sözcüğü muhakkak kullanın), sormanız gerektiğini de düşündüğünüzü ve ilişkiyi biraz ilerletmek için şansınızın olup olmadığını öğrenmek istediğinizi sorun. Duygu dolu, ama sağduyulu da bir adamsınız; akıllısınız, dengelisiniz, gelişen şartları değerlendirmiş ve sakince ve saygı ile soruyorsunuz. Bu rol-modeli genelde işe yarar. :DDD (Size "aldatmak adına rol yap" demiyorum. Sözlerimin açılımı "Bu modellemeyi kullan"dır.) Verdiğim modelin "tutku dolu aşık" kadar etkileyiciliği yoktur; ama bu yolla bir sürü öfkeli beyle ile tepişmek zorunda kalmazsınız. ;-)

" Ayrica iliskisinden de mutlu gibi duruyor. Herhangi bir adim atmamamin nedeni reddedilecek olmam vs degil ama mutlu oldugunu hissettigim bi iliskiyi bozabilecek olmam."
Sevgili kardeşim, bu romantik havalarla bizim dilde "sıkı bi herif", yani flörtçü bir fırlama olamazsın. Daha kötüsü; hanıma cart diye bağlanır, asıl çocuk gelince kendini geri çekemez, yukarıda anlattığım brotherhood kurallarını uygulayamaz, bir çuval inciri berbat edersin. Hanım "Hayatım sensin; kendini geri çekme" derse o başka iş; kelle koltukta asıl çocukla takışmak da var işin içinde. Ama genelde uzaktan geri gelen parsayı toplayacaktır bence. Senin kazancın yaşadığın güzel anlardır ve yeni maçlara odaklanmaktan başka iş yapmanı da önermem.

Arkadaşlar; kadın bağlanınca bağlanır. Bu kesindir. Ama tanrı aşkına, kadınları "kanatsız melek" diye kakalanan, insanlık dışı bir yere sıkıştırmayın. Kadınların pek çoğu rahat bırakılırlarsa bağlılıklarından uzakta kalınca ataerkide "günah" diye göz korkutulan güzellikleri yaşamak, yani TIPKI BİZLER GİBİ "kaçamak yapmak" ballll gibi isterler. Hala da –YİNE TIPKI BİZLER GİBİ- bağlılıkları azalmaz; yaşadıkları alaminüt olayı "gel-geç" olarak görebilecek bir beyne sahiptirler. Belayı yaratan, bu güzel insan yapısını yalanlara köşeye kıstıran (şablona tıkan) ataerkidir. Burası makrodur. Makroda melek yoktur. Melek olan makroda çökmez. Ama melek olmamak, Allahın cezası bir baş belası olmak değildir.

Ayrıca hayatınızdaki hanımefendinin ilişkisinde mutlu olmadığını, ya da mutlu olmaması gerektiğini kim söyledi? "İlişkisinde mutlu olmadığı için benimle olacak" düşüncesi kendi kendinin joy killer'ı olman için ideal ataerkil uyduruktur. Yukarıda anlattım: Şahane ilişkisi memlekette olan hanım da insandır, eten kemikten ve hormondandır. Biraz daha kibarca olsa da erkek gibi yemek yer, büyük tuvaletini de benzer şekilde yapar. Yani farklı ve geçici şey yaşamış olmayı isteyebilir, özleyebilir. (Kural yoktur, özlemeyecek olanlar vardır muhakkak ki. Ama rahat olsalar dozunda özleyeceklerine eminim.) İnsanları (hanımları) kategorize etmek, hele ki onları ataerkil basmakalıplara sokmak hayatın alevini yok etmez; onu –sürekli yaşandığı gibi- kötü yangınlara çevirir.

Bu konuya –kendisine ve fikirlerine sempati duymasam da- Erica Jong zipless fuck demektedir. Bana inanın, (abartayım, "bu saçları değirmende ağartmadım" :D ) Zipless Fuck, erkeklerden çok, hanımlara gereklidir. Onlar erkeklerden çok ama çok daha yaramazlık yapma kapasitesine sahiptirler. Ataerki tarafından BUNUN İÇİN bastırılmaktadırlar. Ancak her girişimlerinde erkeklerin hotanlığı ile darbe alırlarsa, bilimsel araştırmalarda(!) bilim adamlarının elektrik verip durduğu ahtapot gibi bir köşeye büzülürler, artık yemek verilse de yerlerinden kımıldamaz olurlar.

Kadınları kısıtlamayın arkadaşlar, böylece parsayı SİZ toplayacaksınız. Kadınların baskı altında olduğu hiçbir yerde tanrısallık bulunmaz. Yani heyecan, doyum ve rahatlama olmaz.

" Bu durum bile tek basina hosuma gidiyor. "
Ne fark eder ki? Hoşuna gitme durumu, tek yanlı sayılsa bile son derece eğlenceli olabilir. Önemli olan bir duyguyu yaşayıp yaşamamanız; yaşıyor olabilip, olamamanızdır. Bundan ötesini düşünmek ataerkidir. Hoşunuza gidiyorsa… gidiyordur. :D Konu hakkında felsefeler yapmak, psikolojik tahlillere girmek nasıl bir sonuç yaratır, biliyor musunuz? Tam da dışarıda yaşanmakta olan hayatı yapar. :)

İlişkide hoşunuza gitmeyen şeyler fazlalaşırsa düğmeyi kapatıverirsiniz. Beyninizi böyle kullanmayı öğrenmeniz; daha doğrusu, beyninizi fabrika ayarlarına döndürmeniz çok önemlidir. Beyninizi özgün hali ile kullanamama nedeniniz bebeklikten başlayarak –büyük olasılıkla iyi niyetli aileniz tarafından, "aman pekiyi bir iş yapıyorum" diye- beyninize yerleştirilen ataerkil alanlardır.

" O yüzden bazen uzaklasiyorum ama yine tekrar bulusuyoruz."
Bu kafa ile gidersen dostum, sonraki aşama Barbara Cartland romanları okumaya gömülmek olabilir. :) Takılıyorum tabi ki… ama biraz da insülin iğnesi dokunduruyor olabilirim. ;-)

" Bir de hayatina girdigim kisilerin ne yazik ki hayat ayarlari ile de biraz oynuyorum sanirim. Ayrildiktan sora bir çogu biraz daha farkli biri oldu (bence olumlu yönde ama simdi kendimi övüyomus gibi göstermeyeyim :) Yine de zorlu bir süreç yasadilar."
Bizim ünlü zortlayan zurna yine ötmeye başladı. Konuya girmeden bir açıklama yapayım da, beni öfkelenmeden dinle: Ben de senin gibiyim! Hayatıma ciddi olarak giren kadın artık benimdir; bir hamurdur, ona istediğim şekli vermeden rahat edemem, ilerleyemem. Hamurunun yapısını değiştiremem, ama kıvamını değiştirebilirim; o pizza ise, ben onu pideye çevirebilirim.

Bu doğru mudur?

Bilmem ki?

Eğer hanımlar değiştirildikten sonra daha mutlularsa (benim ilişkilerimde bunu yaşadım; ciddi olarak hayatıma giren hanımlar öncelikle görüntü ve sonra psikolojik, sosyo-kültürel, sosyal sınıf, ekonomik koşullar benzeri nice alanda kesinlikle progre ettiler. Yalan söyleyecek halim yok; burada beni reelde tanıyan bazı kişiler de okuyor. Atmasyon yapsam en azından küçük düşerim. Sözlerimin doğruluğunu tüm yakın çevrem bilir.) Bakışları değişti, tavırları sakinleşti… kural olarak çok-çok güzelleştiler. Ama yine de doğru iş yaptığımdan hiç-mi-hiç emin değilim.

Bir kere andığım sonuçlar adına çok uğraştım. Muhakkak ki sen de öyle, beni anlarsın. Bir insanı değiştirmek emek işidir. Zorlama ile kimse değişmez. İnandırmak şarttır.

İkincisi, bu bir sorumluluktur ve bu işe soyunan söz konusu sorumluluğu taşıyıp taşıyamayacağını iyi ölçmelidir.

Bence bu güzel hayatta bu sorumluluk altına girmeye değmez.

İşte 2012 yılından beri hayatıma ciddi anlamda bir hanım almama nedenim biraz da budur; yani onu –tıpkı senin gibi- değiştirmeye kalkacağıma emin olmam ve bu sorumluluğu taşıyamayacağımı öğrenmemdir.

Sana da bu huyundan vazgeçmeni ve hayatı hafif yaşamayı, önünde ne konarsa ondan zevk almayı öğrenmeni, derinlere dalmamanı öneririm.

Ama kulağına fısıldayayım: Hala da sana önerdiğim tarz ilişkiler benim için önümde konan lezzetli yemeği yemek DEĞİL, tabağı kemirmektir. :DD

O zaman ikimize birden şu öneride bulunayım: Umarım Tanrım (ya da inanca göre evren) karşımıza "Hamurunum aşkım" diyecek bir hanım lütfeder… onunla –bence ikimiz de- kaçıp durduğumuz "kalıcı eşleşmeyi" yaşarız. :D

Azgınız, paganız, yok bilmeneyiz… ama insanız. Eşleşmekten öte erek yok. Bizim inançta olan kutsal olan hayvanlar (örnek köpekler, kargalar, kumrular, çakallar, ayılar, yılanlar vb.) insanlara parmak ısırtacak eşleşmeler yaşarlar. (Kediler, horozlar, tavus kuşları vb. yaşamazlar.) Kutsal hayvanlar başta çok eşlidirler… ayak üstü iş tutarlar… ama an gelir… eşleşirler. :)

PE sahibi kişi eninde sonunda kalıcı şekilde eşleşir babam. Evlilik kurumunun asla dünya üzerinden silinememesinin nedeni budur. (Resmi nikahtan söz etmiyorum. Ayrıca eşleşmenin kutsanması, "makroa her şey bir gün bitecek" bilgisini beyinden silmeyi gerektirmez. Resmi nikah, bence bir yastıkta kocama ideali çıkışlı olduğu için terstir. Ama nikahsız yaşarken, çevrede ahlaksız paganların kol gezdiği de unutulmamalıdır. ;-) )

" Umarim her sey gönlünüzce gidiyodur. Gün içersinde bazen, aklima takilan bi soruyu size sordugumu fark ettim. Ama kimi zaman zihnimdeki sizden cevap alamiyorum :) O yüzden iste burdayim :)"
Dağıttın beni kardeş, var ol. :) İstediğin kadar sor, istediğin gibi sor (herkes sorsun). Ama mümkün olduğu kadar uzun yazın ki ahkam keserken baltayı taşa vurmayayım. :D

" tavsiye isteyeyim izin verirseniz."
İzin ne demek dostum; böyle bir haddim olabilir mi? Ama ne güzel bir ruhtur bu sözü söyleten. Çok teşekkür ederim.

Bu güzel beyin elektriğini ataerkil romantizme de, benim gibi "bi' daha eşleşmiiceğğm işteğğ" diyerek "varlık içinde yokluk" denilebilecek farklı yalnızlıklara da kaptırma arkadaşım. Sendeki ZARİF enerjinin kırılgan olması ASLA gerekmez. Bu güzel enerji, çok güçlüdür, çünkü iyicil yaratıcıdan gelir. Bu enerjinin üzerinde hafiften duran tozları silkele, yaşama biraz daha basit bak. Çok şahane eğleneceğin ve en önemlisi, hayatındaki hanımları EĞLENDİRECEĞİN bir hayat seni bekliyor.

Bence böylece aslında aradığın "kalıcı hanım"a ulaşacaksın. Ama hala da o da bir gün bitecek.

Makroyu bilerek, makroya uygun ve yaşa. :)


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -