722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

REENKARNASYON, ÖLÜM ÖTESİ ve RÜYALAR

SORULAR ANA SAYFA | TÜM REENKARNASYON, ÖLÜM ÖTESİ ve RÜYALAR SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Geçmiş yaşamdaki kimlik ve bu yaşamda nasıl davranılması gerektiği hakkında -astroloji bazında- bilgi almak için Ay Düğümleri adlı yazı dizisine başvurabilirsiniz.

Reenkarnasyonun varlığı ve nedenselliği hakkında -bilim bazında- bilgi almak için Reenkarnasyon ve Kuantum adlı yazı dizisine başvurabilir;
ya da yazıyı baştan okuyablirsiniz.


26 Ağustos 2020
Kedinizin yeniden bedenlenmesi hakkinda (Diğer alemdekilerle kontak)

Merhaba, Kedilerin negatif enerjik varlik grubuna dahil olduklarina dair cevabinizda söyle bir sey söylemissiniz.

"TAM 22 SENE YASADIKTAN SONRA diger aleme geçen, üç esimi de gören, yeniden bedenlendigini ve yeni hayatinda çok mutlu oldugunu bana inanilmaz bir olayla anlatan,"

Kedinizle nasil iletisim kurdunuz? Bu benim için çok önemli bir konu. Öyle ki hayati bir önemi var. Kedim 2016 yilinda 6 yasindayken hayatini kaybetti. Ben o dönemlerde siki bir materyalist ve ateisttim. Pozitif bilim disinda yayinlari okumayi vakit kaybi olarak tanimlar ve ezoterizm/okültizm ile ilgili konulari sikici bulurdum. Ancak kedimi kaybettikten sonra "ölümden sonra yasam ve öte alem" konularini arastirmaya basladim, bu konuda yazilmis kitaplar aldim, bir noktada ikna oldum. Simdi deistim. Iletisim kurmayi denedim ama olmadi tabii. Bazi kaynaklarda kendini bilinçsizce öte dünyayla irtibata açmanin tehlikeli olabilecegi yaziyordu, korktum ve vazgeçtim. Hatta meditasyona bile baslamayi erteledim ki hâlâ da baslayamadim. Siz bunu nasil yaptiniz(yapacagimdan degil, zaten yapamam, beni asar) ve size neler söyledi? Çok merak ettim. Sayet sizin açinizdan çok özel degilse paylasabilir misiniz lütfen? Teselli olur belki benim gibiler için. En derin saygilarimla.
Tesekkürler.

YANIT

Kedimle iletişim kurmak adına yola çıkmadım, bunu denemeyi düşünmedim bile. Her şey kendi kendine gelişti. Yüzleştiğim olayı severek anlatabilirim; ama o konuya geçmeden önce cümleleriniz hakkında biraz konuşalım derim.

“. Iletisim kurmayi denedim ama olmadi tabii.”
722 sistemi “karine ile” yaratılmış düşünceler içermez. Sözlerimiz somut bilimsel incelemeler kadar, diğer alemden aldığımız doğrulamalara dayalıdır. Bize mantıklı gelen ezoterik bilgileri doğrulayacak bilimsel arayışa girer, bir sonuca ulaştıktan SONRA diğer alemden doğrulama (bir anlamda kullanma izni) alırız. Bu sayfalarda “araştırmalarımızdır” sözleri ile aktarılan bilgilerin elde ediliş metodu budur.

Sistemimize göre diğer aleme geçen her alan, dalgaboyu frekansına göre ya Müslümanlıkta Cennet olarak ifade edilen Yaratıcı ile yeniden bir olma sonucuna ulaşır, ya diğer alemde farklı bir mekan ile senkronize olur, ya da dünyadakinden daha rahat olanaklar sunan bir evrende veya yeniden Dünya planetinde çöker (bedenlenir).

Herhangi bir mekanda bedenlenmiş bir alan ile kontak -bence- mümkün değildir. Cennetteki kimseler ile… Bilemiyorum… “Belki mümkündür” diyeyim. Ancak alan (ruh) evrimine diğer alemde devam ediyorsa, onunla kontak kurmaya çalışmak onu “rahatsız etmek” anlamına gelebilir. Kendisi istiyorsa ve makrodaki yakından davet varsa zaten kontak bir ölçüde vardır. Bunun ötesinde zorlamak doğru olmayabilir.

“öte dünyayla irtibata açmanin tehlikeli olabilecegi yaziyordu, korktum ve vazgeçtim.”
Tehlikeli olan yegane şey sizin herhangi bir şeyin tehlikeli olduğuna inanarak korkmanızdır. Diğer alem ile kontak, yaşanacak gerekliliklere ilgiyi azaltabileceği (evrimi aksatabileceği) için tarafımızdan hiç onaylanmayan bir şeydir. Kişi nerede ise oraya konsantre olmalıdır. Madem ki alanımız (ruhumuz) burası (Dünya adlı planet) ile senkronize oldu (yani yaşadığımakta olduğumuz kadere çöktük), o zaman yapmamız gereken buradaki gerçeklere odaklanıp, buradaki işleri bir an önce bitirip, daha iyi yerlere bilet hakkını kazanmaya bakmaktır. :)

“Hatta meditasyona bile baslamayi erteledim ki hâlâ da baslayamadim.”
Çok yanlış yapmışsınız (bu bir suçlama değil tabidir ki). Meditasyon, Baba Tanrının yöntemidir. (Haddimi aşmak istemem, Müslümanlık uzmanı değilim, ama bir okültist olarak namaz kılmak bana meditasyona yönlendirme gibi gelir.) Yakınlarınızda bir merkez varsa hemen reel olarak başvurmanızı, yoksa kendi başınıza öğrenmeye çalışmanızı öneriyorum. Korkacak hiçbir şey yok.

Yaşadığım olaya geleyim:

Olayın başlangıcı satanistliğim sürecine dayalıdır. Kara büyücü olarak bir familiar özlemi içineydim. Ama onu nasıl elde edeceğimi bilmiyordum. İstanbul’un en lüks semtlerinden birinde kendime ait iki buçuk katlı, bahçeli villada yaşadığım için bana bir familiar yollanması, yani bir kedinin bahçemde doğum yapması için bir çalışma yaptım. İşe bakın ki bahçede iki ayrı doğum oldu. Bir süre yavrular arasında inceleme ve araştırmalar yaptıktan sonra birini seçtim ve ritüelde kanlarımızı birleştirerek (kulağını minicik kestim, fark bile etmedi) onu familiar edindim.

Yirmi iki sene hiç ayrılmadık. Hoşgörülü biri olsam da (ki, bu yeteneği de zaman içinde öğrendim) bazı konulara hala anlayışım yoktur. Örneğin son eşim, kedim yatağımda hırladığı için rahatsız olunca odaları ayırdım… kedimden ayrılmadım. Belki de o olay eşim ile kopmamızın ilk işareti idi.

Sonunda yitirdim kedimi. Çok yaşlanmıştı bir tanecik dostum. Benden fazlasıyla becerikli ve cevval biri olan bir arkadaşımız yardımıma koştu, onu sardı, kutuladı ve bir otoban üzerinde özel bir yere götürüp, o gömdü. Özel yer dediğim yer, ben ve arkadaşlarımın gözden ırak piknik yaptığımız bir yerdi. Şehrin banliyölerine giden bir otobandan sapılarak ulaşılan ücra bir yer… Çevrede değil yapı, insan bile görmediğimiz bir mevki… O kadar ıssız bir yerdi ki, kendi bayramlarımızda orada içki eşliğinde gecenin geç saatlerine dek rahatça azabilirdik. Kimsenin ruhu duymazdı.

İşte kedimi tam oraya gömdük.

Sevdiklerimin kaybını görmek bana yabancı olmasa da (çok sevdiğim dedemin, annemin, beni büyüten anne bildiğim üvey annemin, başka kedilerimin ölümünü yaşamıştım) bu kez uzun süre, alkışın olmadığım kadar (yataktan kolay çıkamıyor, işlerimi yapamıyordum) yas içine gömüldüm. Onu gömen arkadaşımız, benim gibi ölüm acısı çekenlerin yitirdiklerinin mezarına gidince rahatladığına inandığını söyledi, beni sıklıkla ona götürmeye başladı.

Zamanla her şey gibi acı da hafifledi. Kedimin mezarına gitmez oldum. Bir daha bayramları orada kutlamadık.

Bir gün yeniden -ama bu kez kimseye askıntı olmadan, yalnız başıma- onun yanına gitmeye karar verdim. Mezarına vardığımda arkadaşımızın özenle hazırladığı tümseğin hala aynen durduğunu sevinerek gördüm. Tümseğin yanında biraz konuştum kedimle… sonra sırtımı tümseğe döndüm; yere, çimenlerin üzerine oturdum, ilerdeki şahane manzara bakarak bira içmeye başladım.

Tam o anda arkamdan bir ses geldi… refleksif olarak arkama baktığımda tümseğin tepesinde gürbüz, pırıl pırıl tüyleri olan, iri ve gerçekten göz alıcı bir kedi oturuyor, bana bakıyordu.

Gerçekten inanılmaz aptallığımla kediye hiç aldırmadım, arkamı dönüp biramı yudumlamaya koyuldum… ama kısa sürede kafama gerçek “dank” etti: O ıssız yerde kedi olması bütünü ile imkansız, en azından çok zordu! Bu düşünce bilincime ulaşınca dönüp yeniden tümseğe baktım… Kedi yoktu. Bir süre çevreye bakındım… Adını seslendim… Kedi bir daha görünmedi.

Bu olay tabidir ki rastlantı şeklinde değerlendirilebilir. Ancak size mevkiyi anlatabilsem, oraya bir kedinin, hatta köpeğin ulaşma imkanının azlığını göreceğinize eminim. Ayrıca diyelim ki bir kedi yolunu kaybetti ve oraya vardı, o kedinin, boş arazide, bir insanın oturduğu tümseğe çıkıp oturması pek de rastlantı ile açıklanabilecek bir olay değil gibi geliyor. Dahası; aynı kedini birden yok olması da kolay izah edilebilir bir durum değil. İşte bu olayı, ya kedimin bana ulaşması, ya da tanrımın bana bir ödül (onun özgürce ve sağlıklı şekilde yaşıyor olması hakkında bilgi) yollaması şeklinde değerlendirmekteyim.

[Ataerkil sistem etkisindeki birçok hayvansever gibi petlerimi -güvence ve sevgi adına- eve kapatma huyuna ben de sahiptim. Bu günahtan habersiz yetiştirildiğim için yaptığım büyük yanlışın farkında bile değildim. Anaerkil kültüre geçtikten sonra edindiğim bilgiler ile özellikle familiar’ıma çektirdiği acı yüzünden kendimi affedemedim. Eğer kuşkularım doğru ise bana yollanan ödülün içeriğinde “artık üzülme, bu hayatında özgür ve mutlu” bilgisi de var bence.

Kediler, özellikle köpekler, VAHŞİ HAYVANLARDIR. Köpekler, kurt soyundan gelecek kadar vahşidirler. Günde bir kez, o da boyunlarındaki acımasız kayış ile çekiştirerek tuvalet yaptırmaya çıkartmak, hayvanın koşma hakkını bile elinden almak, yani insan hayatına tutsak etmek, ciddi ölçüde NE envoke eder. Petlere -özellikle Sibirya kurdu, golden retreiver benzeri iri ırktan köpeklere- HER gün, EN AZ bir saat, bütünü ile özgür yaşam veremeyecek kişilerin bu işe girmeleri doğru değildir.

Ben yazdığım bilgiyi hocalarımdan öğrendim. Bu gerçeği bir kişiye bile öğretebilirsem geçmişte sevgi adına yaptığım hatanın negativitesini biraz olsun temizleyecek olabilirim. Hepimiz edindiğimiz bilgileri bir diğerine aktararak ataerkinin üzerimize yığdığı negativiteden arınacağız. Böylece sevgili dostlarımız daha mutlu olacak... onların pozitif enerjisi çevremize yayılacak ve yaşamımız (kaderimiz) güzelleşecek. ]

Kaybınız için gerekten çok üzüldüm sevgili kardeşim. Acınızı hissediyorum.

Ancak bu işi doğal bir değişim olarak görmemiz ve böylece evrimde ilerlememiz gerek. İlerde bizi bekleyen şahane kadere ulaşmamız (ve yol boyunca dizili armağanları toplaya-toplaya ilerlememiz) için bu şekilde düşünmeyi öğrenmemiz çok önemli; çünkü işin iyisi ve doğrusu (yararlısı) budur. Ölen, aslında hiçbir yere temelli gitmiyor; diğer alemdeki dostları ACI ÇEKMEDEN (güzel ve ŞEN ŞEKİLDE) düşünürsek kontak süreğen oluyor. Ölüm ötesinde zaten birlikteyiz. Hiç kuşkunuz olmasın.

Ruh bir dalga fonksiyonu olduğu için ve bulunduğu ortamda zaman kavramı bulunmadığı için sadece duvarlardan geçmekle kalmaz, aynı anda pek çok yerde olabilir… tıpkı diğer parçacıkların dalga fonksiyonu hali gibi. (Örneğin bizi meydana getiren parçacık olan elektron, dalga fonksiyonu halinde her an, her yerdedir.) Yani diğer alemde -eğer elem/yas/keder/öfke gibi duygulardan arınabilmişsek- oradakilerle, hem aynı anda, hem de ayrı ayrı, birlikte olacağız. Bu durumda gizemli ve okült sırlar değil; kuantum mekaniğinin en temel, en basit, en olağan gerçeği, kuantum uzayının en sıradan yapısı vardır. Yani kimi zaman kedim benimle olacak, kimi zaman şimdiki bebeğim. Aynı anda diğer eşlerimle, ya da sevgililerimle, hatta sevgili ailemle birlikte olacağım… hepimiz, siz dahil herkes, olacak. Cennet, ya da takyon evreninin ana yapısı bu. Pozitivizm ile ketlenmiş, ataerkil kalıplarla biçimlendirilmiş beyinlerimizin bunu hemen kabul etmesi zor olsa da, zaman içinde gerçek yerli yerine oturuyor ve her şey apaçık anlaşılıyor.

Diğer alem, eğer ulaşmayı becerirsek (ölmek yeterli değil), tam bir mucizeler alemi… Onun inanılmazlığı, oranın yansıması olan kuantum uzayından belli!

Bu yüzden kendinizi sakın üzmeyin! Ama onu unutmayın da! Daha doğrusu ne unutun, ne de sık sık düşünün. Arada, EN KEYİFLİ ANLARINIZDA, en şen biçimde diğer alemdekileri anımsayın, bir selam yollayın, kontağı güncel tutun. ;) Majisyenseniz pozitif bir esma ile (örneğin Vedud1 ile) kontak yaratın (Müslümanlıkta ölüler ardından dua okumanın mantığının bu olduğuna inanıyorum). Sonra vedalaşıp işe-güce (evrime) geri dönün.

Bunu başarırsanız gelecek, onunla birlikte sizin. Hem de o gelecekte “zaman” diye bir şey yok… yani zamanın geçmesi ve bitiş yok.

Söz ettiğim güzellik bizi sabırla beklediği için bile evrime asılmaya değmez mi?

“Sayet sizin açinizdan çok özel degilse paylasabilir misiniz lütfen?”
Ne güzel bir cümle bu! Düşünceli davranmaktan öte “rica etmek”, edebilmek, hele ki bunu doğal bir davranış olarak kimliğe perkitmiş olmak; dahası, “lütfen” gibi güzel ve karşı tarafı rahatlatıcı sözcüğe kelime haznesinde yer vermek, "derin saygılarla" nitelemesini kullanacak duyguyu hissedebilmek başlı başına PE kaynağıdır. Bu PE enerji ile kediş hanım (ya da bey) ile zaten yakınsınız demektir. Dikkatle bakın… eğer yeniden bedenlenmediyse hoş dokunuşları zamanla görecek olabilirsiniz.

İman da böyledir: Arttıça yaratıcının hem akıl almayacak kadar iyi, hem de bilinçli olduğu hakkında giderek -imanlı kişiye özel- reddedilemez kanıtlar gelmeye ve hatta "akmaya" başlar.



DİP NOTLAR

Vedud konusunda bilgi edinmek adına Esmalar (Vedud), zikirler ve alanlar adlı yanıtımı okuyabilirsiniz.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -