Sorunuz 12-07-2020 tarihinde sorulmuş. Yanıtlamışım ve sıraya alınmış. Yayınlanma tarihi ise bu gün. O zamanlar yaşam öyküm yarıda kesilmişti. Sonradan yeniden yayınlama kararı aldık, her bölümü yayınladık. Ancak sonra yeniden yayından kaldırdık! Bunun nedeni hayatımı en baştan, daha detaylı biçimde, ama roman şeklinde kaleme almam. Bence güzel oldu. Hem kuru-kuru sadece benim hayatım değil; hem de hayatım üzerine kurulu bir roman... İçinde kurt adamlar var, vampirler var. :) Lilith dizisi bitince yayınlanacak sanırım. İlginiz için teşekkür ediyorum.

Yeniden doğduğumda -seçme şansım olsaydı- yine ailemi seçerdim. Belli birikimle (re-enkarne olarak) dünyaya geldiğim için yaptığım hataları yapmaz, onların hatalarını onarabilir ve vermek istedikleri güzelliklere bu kez sahip olurdum. Ancak aile ve kaderi bilinçle seçemiyoruz; bu yapı, bizim ruhumuzun (dalga fonksiyonumuzun) frekansı ile oluşuyor. Alan (ruh), frekansına göre çöküyor (maddeleşiyor). Genelde evrim ileri gittiği için daha iyi koşullarda (hatta yaşanması daha keyifli bir planette) var olmak mümkün.

Olağandışı aile bireyleri ile yaşamak gerçekten zorlu bir durumdur. Ancak kabullenilmesi güç olsa da bu kader bile kişi bilinci tarafından saptanır. Bu sözler pek çok -özellikle ailede travma yaşamış ve acı çekmiş- kişide öfke uyandırır. Eğer böyle bir durum şimdi de oluştuysa kendi yaşamımdan örnek vermek belki duyguları biraz hafifletebilir: Bu yaşamımda pek az kimsenin bildiği ve çok zorlu bir on yıl geçirdim. Bu on yılın gerisinde -önceki satanist yaşamımda- çektiğim enerjilerin saldırısı vardı, doğru; ama bu enerjiler sadece büyük bir senaryonun tek bir sayfasıydı. Yaşadıklarımın nedeni geçmiş yaşamımda sürekli yinelediğim bir hata idi. Bu hata, şimdiki inancımda büyük bir suçtur ve -üstü kapalı geçeyim- hep söylediğim “diğer kişilerin alanına girmek"le ilgilidir. Yaptıklarım, bu yaşamımda geri yansıdı, on+ yılıma mal oldu.

Bu durumu farklı teoriler bazında yorumlamak mümkündür:

• Yaptıklarım “ayna teorisi” kapsamında geri yansımış olabilir.
• Despot ve cezacı bir tanrı bana yaptıklarım için “yaşa ve gör” şeklinde yorumlanabilecek olan bir ceza vermiş olabilir.
• Bazı evrim teorilerine göre “bu hatamı onarmak için diğer alemden bilinçle bu hayattaki zorlu kaderimi seçmiş olabilirim”.
• Hatalı dalga fonksiyonu yapımın (ruhumun) frekansıne paralel frekanstaki bu kadere otomatik olarak çekilip, bu ortamda bedenlenmiş olabilirim.

ETC ve QM teorilerine göre son seçenek gerçektir.

Kaderi bilinç belirler; ama bebekken bile önceki yaşamdan getirdiğimiz hatalı frekansa sahip olduğumuz için kaderde hata olmaz.

Makrokozmosta içinde olduğumuz şartlardan, bilinç (kişilik) yapısına kadar uzanan spektrumdaki bize ait “gerçeklik” (yani kaderimiz), ezoterizmde “benzer, benzeri çeker” şeklinde görülen; ETC teorileri açısından “alan senkronizasyonu” şeklinde ifade edilebilecek bir mekanizma ile var olur.

Bu teori bazı bilim adamlarının inançsızlık eğilimini uzun yıllar tetiklemiş, onların “evrende bir tanrıya gerek yok, her şeyin nedenselliği çözülüyor” eğilimlerini doğrulamıştır.

Oysa işin böyle olmadığı YİNE bilim adamları tarafından ortaya çıkartılmaktadır! :)

Bu sözlerime en büyük örnek -özellikle Bohm’un savunduğu- pilot wave teorisidir. Pilot dalgalar -çok kabaca söylemek gerekirse- evrene sızarlar ve bazı durumları değiştirirler, düzenlerler.

Bu düşünce kuantum hipotetik teorilerindem “takyonlar” varsayımında da görülür. Okültistlere göre “cennet parçacıkları” olan, bilim adamlarınca “ışık hızını geçen” şeklinde dile getirilen bu parçacıklar, makrokozmosa sızıp, olumsuzlukları gidermektedirler.

Eş deyişle, doğrudur, reenkarnasyon yasalarının gerisinde fizik vardır; Yaratıcının (“bölünen Evren” teorisi gereği) makrokozmosa çok fazla dahli yoktur. Bu alemde kötülük de söz sahibidir. Ama yine de o (ya da ful pozitif bir şey) makrokozmosa sızıp, kötü kaderlere çökmüş insanlara yardımcı olabilmektedir.

Evrim (kurtuluş) zaten böyle oluşmaktadır.

Dedem için “muhterem” sözcüğünü kullanmanız (bu beni tarifsiz mutlu etti) sizin bu kavrama yakınlığınızın göstergesi. Yaşam öyküme ilginiz ve güzel dilekleriniz için benden de Selamlar ve teşekkürler… Güzel günler misli ile sizin olsun.