YAZ GÜNDÖNÜMÜ - 1. Bölüm: Summanalia
Bu yazının filmini izleyin!
SONRAKİ BÖLÜM >>
Araştırma ve yazı: |
|
Genelde 21 Haziran olan Yaz Gündönümü, kardeşi Kış Gündönümü ve kuzenleri sayılabilecek İlk Bahar ve Son Bahar Ekinoksu ile birlikte astronomik açıdan dört önemli başlangıç noktası. Üstelik hiçbiri de 31 Aralık gibi herhangi bir astronomik veya tarihsel karşılığı olmayan bir tarih değiller. Örneğin YAz Gündönümü güneş ışınlarının yengeç dönencesine en dik, ekvatora en uzak geldiği saniye. Bu olayı basite indirgeyerek şöyle açıklayabiliriz: Dünya 365 günlük yörüngesinde ilerlerken eksenin üst ucu (bilindiği gibi dünya ekseni ortalama 34 derece eğiktir) Güneş'e doğru en yatık durduğu an Yaz Gündönümü. Bu andan itibaren Kuzey yarıkürede yaz mevsimine, güney yarıkürede ise kış mevsimine girilmekte.
Ekinokslar ve gündönümleri, geçmişin en popüler pagan bayramları. Ülkemizde Cadılık veya Bilge Kadınlar olarak adlanan Witchcraft ekolünde İlk Bahar ekinoksundan başlayarak sırası ile Ostara, Litha, Mabon ve Yule adını almaktalar. Eş deyişle pagan bayramlar bilimsel anlamları olan somut astronomik noktalar. Bu dört tarihten başka 1 Şubat - Imbolic, 1 Mayıs - Beltane, 1 Ağustos - Lughnasadn ve 31 Ekim - Samhain bayramları da var.
Pagan bayramlar binyıllardır çeşitli coğrafyalarda farklı adlarla ama benzer şekilde kutlanıyorlar. Örneğin kürt bayramı olarak lanse edilen İlkbahar Ekinoksu İlkçağlardan beri en fazla Persler tarafından kutlanmış. Günümüz İran'ında yeni yıl, yani senenin başlangıcı olan tarih, hala Nevruz günü. Eş değişle İranlılar 31 Aralık yerine 21 Mart'ta yeni yıla giriyorlar ve bu yüzden 21 Mart tarihinden başlayarak 15 günlük resmi tatilleri var. Beltane, yani 1 Mayıs ise May Day olarak Hıristiyanlık öncesinde bile kutlanmış olan bir pagan bayram. 4 Mayıs 1886 Haymarket Olayı ardından Sosyalistlerce İşçi Bayramı'na çevrilmiş.
Yaz Gündönümü pagan bir bayram olarak William Shakespeare'e bir yaz gecesi rüyası'nı yazması için ilham vermiş. Zaten eserin orijinal adı "Yaz Gündönümü Gecesi Rüyası", A Midsummer Night's Dream.
Yaz gündönümü pagan bayram olarak en fazla Roma imparatorluğunda dikkati çekiyor. 20 Haziran'da Summanus adlı tanrıya adanmış ünlü bir festival var: Summanalia... Bu bayramda kadınlar hem kendileri yemek için, hem de tanrıya bir çeşit kurban olarak sunmak amacıyla bal, süt ve undan yuvarlak ve çark şeklinde kek ve kurabiyeler yapıyor. Kurabiyeler güneş diskini sembolize etmekte...
O dönemde baş tanrı Jüpiter (ki, antik Yunanlılar ona Zeus diyorlar). Jüpiter gök gürültüsü ve yıldırımları yönetiyor... Summanus ise baş tanrı Jüpiter'in karşıtı bir tanrı: O geceyi ve gece yıldırımlarını yönetiyor.
Peki neden gece ve yıldırımlarla ilgili bir tanrıya güneş diskinden yapılmış kurabiye armağan ediliyor ve bayramı güneşin en dik geldiği gün?
Çünkü Summanus aslında bambaşka bir tanrı!
Aslında O bir Etrüsk tanrısı. Diğer pekçok Roma tanrısı gibi Etrüsklerden alınıp nitelikleri değiştirilmiş.
Etrüskler, Romalılardan çok önceleri bölgede parlak bir uygarlık kurmuşlar. Metal, özellikle altın işçiliğinde, şarapçılıkta, mimarlıkta ve ticarette çok başarılılar. Zenginlikleri, tüm Akdeniz ülkeleri ile bağlantıda olmalarına dayanıyor.
En çarpıcı özellikleri kadın-erkek ilişkilerinde izlenmekte: Kadınlar oğullarına kendi adlarını verebiliyorlar. Toplumda kadının yeri çok yüksek konumda. Tüm sosyal olaylarda kadın yer alıyor. Stadyumda daima erkeklerle yan yana. Roma ve Grek kültürü kadınları ile aralarında radikal farklılıklar var.
Etrüsklerde dans ve içki büyük önem verilen kavramlardan; öye ki, erkekler de çıplak dans ediyorlar! Seks zaten kesin olarak serbest... Eşcinsellik de öyle!
Onların nereden geldikleri hakkında hala spekülasyon yapılmakta olsa da genelde Anadolu'dan geldikleri düşünülüyor. Örneğin Herodot, Tarih adlı eseri 1. bölüm 94'de Lidya'daki on sekiz yıl süren kıtlığı anlatmış ve sonunda aralarından bir kısmının yeni bir diyara göç edişlerinden söz etmiş:
Herodot - Tarih 1:94
Böylece ülkeden çıkmak üzere ayrılmış olanlar İzmir'e indiler, orada gemiler edindiler, işlerine
yarayacak şeyleri yüklediler, bir yurt ve yaşama çaresi peşinde kıyı kıyı dolanıp, sonunda Umbaria'ya yanaştıkları güne kadar denizlerde gezdiler; orada kentler kurdular ve
torunları bu gün de orada oturmaktadır.
Etrüskler hakkında bir ilginç tez de Etrüsklerin Türk oldukları hakkında! Bu teoriye en başta ulu önder Atatürk inanmış ve onlarla ilgili birçok araştırma yapılmasını emretmiş.
Summanus birçok araştırmacıya göre anaerkil kökenli bir tanrı; çünkü bayramlarda kek/çörek yapma geleneğinin çıkışı Fenike aşk, bereket ve tahıl tanrıçası Astarte'dir. Astarte yakındoğuda çok popüler olan seks tapımı ayinleri ile ünlü bir bereket tanrıçası. Yahudilik yüzyıllarca anaerkil inançlarla savaşmış, üstelik sadece düşünsel düzeyde değil, "fiilen" de savaşmış: Musa'nın Mısır'dan çıkarttığı ve "seçilmiş" olarak tanıtılsalar da aslında bilim insanları tarafından sınırlardan içeri alınmayan göçebe mevsimlik işçiler oldukları ortaya çıkmakta olan topluluk yurtsuz şekilde yıllarca ilerlerken ve yerleştikleri topraklarda yüzyıllar boyu Yakın Doğu'nun -uygarlıkları ve zenginlikleri ile tanınan- anaerkil krallıkları ile savaşmışlar.
Astarte bu krallıkların en önemli tanrıçası. Yahudilik tarafından öylesine lanetlenmiş ki, Astarot adıyla erkekleştirilmiş de!... Ortaçağ büyücüleri büyü kitapları olan Grimoirlerde onu Lucifer ile eş görüp cehennemdeki düklerden saymışlar, onu şeytani ayinlerinde çağırmak için siciller icat etmişler!
Halen satanistlerin çok sevdiği bir şeytan. Anton Le Vey ritlerinde bile adı geçiyor.
Oysa Astarte'nin öncel hali Babil aşk tanrıçası İştar. Onun da önceli "Sümer'in süsü, neşesi" olarak tanınan aşk tanrıçası güzeller güzeli İnanna... Genelde elleri ile iki göğsünü tutmuş olarak betimlenmiş. Hatta Hititlerde bile ona rastlanıyor.
Astare tapımında, bayramlarda yemek ve tanrıçaya sunmak için, içine uyarıcı otlar ilave edilerek kekler ve pideler pişirilmesi uygulaması var. Bu o kadar sevilen bir uygulama ki, Yahudiliği kabul ettikleri halde yüzyıllar boyu zaman zaman paganizme dönmek isteyen halkın en önemli baş kaldırısı bu konuda olmuş: Yahudalılar hz. Yeremya'ya karşı gelip "Gök Kraliçesi" dedikleri Astarte'ye pideler pişirme geleneğine dönmek istediklerini haykırmışlar.
Tevrat, Yeremaya 44:
15 Karılarının başka ilahlara buhur yaktığını bilen erkekler, orada duran kadınlar, Mısır'ın Patros bölgesinde yaşayan bütün halk -ki büyük bir topluluktu- Yeremya'ya şu karşılığı verdi:
16 “RAB'bin adıyla bize söylediklerini dinlemeyeceğiz!
17 Tersine, yapacağımızı söylediğimiz her şeyi kesinlikle yapacağız: Gök Kraliçesi'ne (Astarte) buhur yakacak, atalarımızın, krallarımızın, önderlerimizin ve kendimizin Yahuda kentlerinde, Yeruşalim sokaklarında yaptığımız gibi ona dökmelik sunular dökeceğiz. O zamanlar bol yiyeceğimiz vardı, her işimiz yolundaydı, sıkıntı çekmiyorduk.
18 Oysa Gök Kraliçesi'ne buhur yakmayı, dökmelik sunular dökmeyi bıraktığımız günden bu yana her yönden yokluk çekiyoruz; kılıçtan, kıtlıktan yok oluyoruz.”
19 Kadınlar, “Evet, Gök Kraliçesi'ne buhur yakıp dökmelik sunular dökeceğiz! Kraliçe'ye benzeyen pideler pişirip kendisine dökmelik sunular döktüğümüzü kocalarımız bilmiyor muydu sanki?” diye eklediler.
Astarte zaman içinde önce bahar tanrıçası Eostre'ye dönüşüyor... sonra da İsa'nın çarmıha gerilişinin 3. günü olan Hıristiyanlık bayramı Easter, yani Paskalya'ya... Yine de tam olarak yok edilemiyor kek çörek pişirme geleneği... hala Paskalya'da çörekler pişiriliyor... ama Paskalya çöreği deniyor artık adına...
Summanus'a dönecek olursak Ciçero De Divinatione, 1. kitap, 10. bölümden öğrendiğimize göre Roma imparatorluğunda Sumanus Jüpiter'den daha fazla sevilmiş, çok daha fazla saygı duyulmuş. Bu durum ise gazaplı tanrıyı kızdırmış ve bir gün tapınağının tavanındaki Summanus heykeline bir yıldırım isabet etmiş, heykelin kafası kopmuş... kaybolmuş.
İnsanlar ise yine de vaz geçmemişler Summanus'tan; İÖ 278 yılında, atlı araba yarış sahası olan Circus Maximus'ta ona özel bir tapınak yapmışlar... tam 20 Haziran'da... Ve o günü adına bayram ilan etmişler.
Ancak 197 yılında bu sefer tapınağa yıldırım düşmüş!
Summanus'un İtalya'da bir dağı da var: Monte Summano... Dağın tepesine ise hala sıklıkla yıldırımlar düşüyor.
|