KARA DELİKLER (Sanal Varlıklar Mıyız?)
3. Bölüm: KARA DELİKTEN Mİ YANSIMAKTAYIZ?
Araştırma ve yazı: |
|
Bilim adamlarına göre kara delikler bize evrenin geçmişini, Big Bang’den bu güne değin olan biten her şeyi, en ince detayına dek anlatabilecek olan bilgileri depolayan kütüphanelerdir! Onların neden evrenin bilgi bankası olduklarını kavramak adına öncelikle “bilgi nedir” sorusunu yanıtlamak gerekir.
Bilgi, standart anlayışta “parçacıkların düzenleniş biçimi” şeklinde açıklanır. Bu tanımı basitleştirerek bilgiyi “evrende her şeyin var olma, gelişme, işleme prensibi” ya da “evreni meydana getiren oluşum rehberi” benzeri sözlerle daha anlaşılır kılabiliriz belki. Örnek olarak bir karbon atomunu alalım. Karbon atomlarının farklı dizilişleri kömür ya da elmas meydana getirir. Atom, hep aynı yapıdadır; değişimi yaratan “diziliş”in yapısı ise bilgidir.
Teoriye göre kara deliğe düşen her şey çekimin gücüne dayanamaz ve elementlerine ayrılır. Ancak bu şekilde parçalanan her şeyin bilgisi kara deliklerin yüzeyinde (olay ufkunda) toplanmakta; inanılmaz ölçüde küçük boyutlardaki piksellerle yüzeye işlenmektedir. İçeri giren obje yok olsa da, onu var eden bilgi olay ufkuna kodlanır. Bu durumu bir göle taş atmaya benzetebiliriz: Atılan taş göle gömülür, görünmez olur; ama gölün yüzeyinde dalgalanmalar yaratır. Gölün yüzeyi, kara deliğin olay ufku; objenin yarattığı dalgalanmalar olay ufkuna kodlanan objenin bilgisidir.
Karadeliğe düşen her şeyin olay ufkunda depolanması; üç boyutlu şeylerin, iki boyutlu düz bir yüzeyde kaydediliyor olması anlamına gelir.
Sözü edilen oluşumun ise bir adı vardır ve ona “hologram” denir. “Hologram Evren” teorisi ise böylelikle doğmuştur.
Hologram, 3D resimdir; üç boyutlu bir imajın kodlandığı iki boyutlu bir düzlemdir. Kara deliklerde de onların içine düşen her şeyin bilgisi olay ufkunda depolandığı için kara delikler de bir hologramdır. İçeriye düşen (çekilen) üç boyutlu cisim olay ufkunu aşıp kara deliğe girdiğinde parçalanmış, bilgisi yüzeyde iki boyutlu kodlara dönüşmüş ve olay ufkunda yer almaya başlamıştır.
Bu teorinin en çarpıcı tarafı ise bu teoriden geliştirilen bir diğer teoridir. Bu ikincil teori evrenin, yani bizlerin, bir kara deliğin içine düşmüş ve çekimin gücü yüzünden elementlerine ayrılmış şeylerin hologramı olduğumuz hakkındadır.
Nasıl ki kara delik içindeki bir şey kendinin düz bir yüzeye kodlandığını fark etmemekteyse, evrenin (bizlerin) de aynı akıbeti paylaşmakta olabileceğimizi düşünmek mümkündür.
Sonuç olarak kara deliklerle ilgili iki ilginç teori onları daha da ilgi çekici hale getirmektedir: Bunların ilki kara deliklerin bir “evren tarihi kütüphanesi” sayılabilmeleri ise, ikincisi de bizlerin, bu kütüphane bilgilerinin yansımasından meydana gelmiş zahiri görüntüler olabileceğimizdir.
Bu konuda ek bilgi edinmek adına EVREN (GERÇEKLİK), İKİ BOYUTLU YÜZEYDEN YANSIYAN ÜÇ BOYUTLU BİR HOLOGRAMDIR adlı yazıma göz atabilirsiniz.
|