722 EĞİTİMLERİ

Temel Maji   |   Manyetik Maji

Pozitif Enerji

SİTEYE ÜYE OLUN
ÜYE GİRİŞİ



Ana Tanrıça KİBELE

13 - Ve Son

<< Önceki Bölüm


İlk bölümden okumaya başlayın      |      Tüm bölümler

Araştırma ve yazı:

Dünya üzerindeki pek çok coğrafyada kurulan ilk kültürler -nedeni asla çözülemese de- anaerkildi. Hindistandaki Mohenjo-Daro, Harappa ve Anadolumuzdaki Çatalhöyük ve Hacılar buna örnektir.

İÖ 1600-1200’lerde ise dünya üzerinde bir şeyler oldu; birdenbire ortaya
Yunanistan’da Dorlar;
Hindistan’da Aryalar;
Suriye ve Filistin’de İbraniler
çıktı.

Böylece erkek egemen kültür ve mitolojilerin devri başladı.

Artık baş tanrı erkekti; seks günahtı; dişi ikinci sınıf ve “saptırıcı” bir varlıktı; farklı olan düşmandı... ister kadın olsun, ister pagan! Oysa insanların alışkın olduğu anaerkillikte, erkekler dişilerden farklı oldukları halde hiçbir zaman düşman ve “ikinci sınıf” görülmezlerdi.

Tanrının Maskeleri (Batı Mitolojisi), Joseph Campbell s.29
Yunanistan'da ataerkil tanrılar ülkenin tanrıçalarını yok edememiş, onlarla evlenmişlerdir. ... Oysa Kutsal Kitap mitolojisinde bütün tanrıçalar yok edilmiştir.

Tarih Öncesi Ege, George Thomson s.316
Zeus, bütün tanrıların başına geçişini (...) Akhalara borçludur. (...) (böylece) daha önceki anaerkil söylenceler altüst olmuştur. Gerçi tümden yok olup gitmemişlerdir, ama uyarlanıp çarpıtılarak neredeyse tanınmaz bir kılığa bürünmüşlerdir.

Tanrının Maskeleri (Batı Mitolojisi), Joseph Campbell s.11
Tunç çağının sonuna doğru ve daha güçlü bir biçimde Demir Çağı'nın şafağına doğru (Levant'ta İÖ 1250) Ana Tanrıça mitoloji ve kozmolojisi, (...) Yunan mitlerinde, gelenekleri bize kadar gelen ataerkil savaşçı kabilelerin ani baskısı ile kökten değişti, yorumlandı ve hatta büyük ölçüde sindirildi.

Bana sorarsanız Kibele'nin sonu Artemission'un sonu ile geldi. Anlatayım.

Kibeleye Efes'te görkemli tapınak inşa edildi: Artemission! 190 metre boyunda, 55 metre eninde; içinde İyon üslubunda 15 metrelik 127 sütun bulunan; kabartmaları ünlü heykeltraş Skopas; heykelleri Yunan ilkçağının en büyük sanatçılarından olan Polykleitas, Pheidias, Kresisas ve Kydon; resimleri ise Efes’li Apelles yapmış olan bir şaheser... Atina’daki Parthenon’dan dört kat büyük olan bu eser kurulduğu günden beri yöreyi ele geçiren tüm yabancı liderlerce saygı gördü.

İskenderiyeli şair Kallimakhos’a göre Artemission'un ilk halini Amazonlar oluşturmuştu.

Amazonlar zaten, Kibele'ye tapmaktaydılar. Mitlerde, kır tapınaklarındaki Kibele heykellerinin önünde silahları ile dans yaptıkları ve ardından da koro oluşturup şarkı söyledikleri yazılı. Artemission’u ilk kurduklarında da tanrıça adına diktikleri heykelin çevresinde de aynı dansı yapmışlar ve öyle bir coşmuşlardı ki, birbirine vuran kalkanların sesi ta Lidya başkenti Sardes'den (Manisa) duyulmuştu.

Ne acıdır ki bu eşsiz tapınak İskender’in doğduğu yıl yakıldı. Suçu kimi bir deliye yıktı, kimi papazlara... Halk arasında ise Kibele'nin o gece oğlunun (Büyük İskender'in) doğumu ile ilgilendiği için kendi tapınağını koruyamadığına inanılıyordu.

Otuz yıl sonra Lidya kralları ve İskender’in bağışlarıyla yeniden kuruldu. Zamanla eski görkemine ek olarak para basımı, kredi ve bankacılık işlemlerinin görüldüğü uluslararası bir alışveriş kurumu olarak yeniden doğdu. Ama sonunda kenti ele geçiren Hıristiyan Bizanslılar, yapının taşlarını sökerek Ayasofya; mermerlerini ise Sen Jan kilisesinin inşaatında kullandılar. Günümüzden yüzyıl kadar önce gelen yabancı arkeologlar da kalanları ülke müzelerine ve koleksiyonculara sattılar. Şimdi geriye tek bir sütun ve çevresindeki bataklık kaldı.

Anadolu’nun Sesi, Halikarnas Balıkçısı s.191
Efesos'da, dünyanın yedi harikasından biri -belki başta geleni- olan Artemis tapınağının sütunlar sökülüp Ayasofya'ya dikildi. Batılı yazarların hiçbiri -ilaç olsun- "yazık oldu" demedi.

Efes'e sonra Hıristyanlar sahip oldular. İncil'deki yedi kiliseden biri oldu.

agos.com.tr
İzmir'deki 'Smyrna', İzmir'deki 'Efes', Denizli'deki 'Laodikya', İzmir'deki 'Bergama', Manisa Salihli'deki 'Sardes', Manisa Alaşehir'deki 'Filedelfiya' ve Manisa Akhisar'daki 'Thiatira' adlı kiliseler, İncil'de vahiy gönderilen 7 kilise olarak biliniyor.

Gerçek yapı, doğallık, asla bastırılamaz. O eninde sonunda farklı şekilde de olsa ortaya çıkar; bunu hiçbir güç durduramaz.

Antik devirlerde -yaratıcının dişisi erkeği olamayacağı halde, onun karşıksız vericiliğini bir anneye benzettikleri için- yaratıcıya Ana Tanrıça Kibele diyen insanlar hala -evrenin yapısını modern şekilde, teklik ve birliğe vurgu yaparak anlatan bir inanç olan Müslümanlık kapsamında- eski inancın kuleli şapkaları, gallus rahiplerinin uzun etekleri, Kibele tefi ve Frigya flütleri (ve kalplerindeki farklı pozitif enerjileri ile) ile Mevleviler olarak dönmekteler.

Dans ederek tanrısallık var edilen yegane tek tanrılı din Müslümanlıktır. Bu verilere bakılarak "Romalılar elinde değiştirilmiş inancın son (belki de en gerçek/bozulmamış) şekli semazenlerde yaşamaktadır" demek olası mıdır sizce de?

<< Önceki Bölüm




ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -