Kaos Majisi(Chaos Magick) ile ilgili gorusleriniz nelerdir? Yapilabilirligi, ulasilabilirligi varmidir? Anladigim kadariyla bireysel calisilan bir sistem. Sanirim 1970lerde cikan bir terim ve gunumuze kadar ne kadar degisim gosterdi emin degilim, ama tarihini degil sizin goruslerinizi sormak istedim bu soruda.
YANIT
Bir site izleyicisi bu soruyu bir süre önce kapsamlı şekilde sormuştu. Kabul etmedik. Kısa süre sonra bu soru emailsiz olarak bir kez daha geldi; yine yanıtlamadık. Sonra bir tane daha ve en son siz de aynı soruyu sorduğunuzda yanıt vermeye karar verdim.
Belki bu sorucuların hepsi sizsiniz. Olabilir; bize ters bir durum değil bu. Nezaket ve saygı çerçevesinde ısrarcı olmanın ayıplanacak değil, onurlandırılacak bir yanı vardır. Hayat dozunda zorlamaları sever. Stres altına girmedikçe ve karşı tarafta ciddi ölçüde stres yaratmadıkça, şartları zorlamadan pek bir şey elde edilemez. Bu yüzden soruyu yanıtlamaya karar verdim.
Ancak baştan söyleyeyim: Bu konuda hiçbir bilgim yoktur, konuya sadece Wikipedia'dan göz attım ve orada ne yazıyorsa onu biliyorum. Yani bilgilerim Wiki'de yazanlarla sınırları. Okuduklarımı kendi bilgilerimle rezüme ederek sorunuzu yanıtlayacağım. Hatalarım olabilir… hoş görün.
Her zamanki "alınltılar üzernde konuşma" yaklaşımımı bu kez de Wiki'deki metinden alıntılara uygularsam benim için daha kolay olacak. (Çeviriler Google translator ile yapılmıştır.)
The founding figures of chaos magic believed that other occult traditions had become too religious in character.[9] They attempted to strip away the symbolic, ritualistic, theological or otherwise ornamental aspects of these occult traditions, to leave behind a set of basic techniques that they believed to be the basis of magic
"Kaos büyüsünün kurucu figürleri, diğer okült geleneklerin karakter olarak fazla dindar hale geldiğine inanıyorlardı.[9] Bu okült geleneklerin sembolik, törensel, teolojik veya başka türlü süsleyici yönlerini ortadan kaldırmaya, büyünün temeli olduğuna inandıkları bir dizi temel tekniği geride bırakmaya çalıştılar."
Bu sistem, bizim gibi, birkaç kafadar arkadaş tarafından var edilmiş olsa ve kendi sitelerinde ya da bloglarında tanıtılsa bizden çalmışlar diyebilirdim. :) Kısaca: Aynı düşüncedeyiz.
Chaos magic teaches that the essence of magic is that perceptions are conditioned by beliefs, and that the world as we perceive it can be changed by deliberately changing those beliefs. [11] Chaos magicians subsequently treat belief as a tool, often creating their own idiosyncratic magical systems and frequently borrowing from other magical traditions, religious movements, popular culture and various strands of philosophy.
" Kaos büyüsü, büyünün özünün, algıların inançlar tarafından şartlandırıldığını ve algıladığımız dünyanın bu inançları kasıtlı olarak değiştirerek değiştirilebileceğini öğretir. Kaos sihirbazları daha sonra inancı bir araç olarak ele alır, genellikle kendi kendine özgü büyülü sistemlerini yaratır ve sıklıkla diğer büyü geleneklerinden, dini hareketlerden, popüler kültürden ve çeşitli felsefe kollarından ödünç alır."
Gerçekten gülümsüyorum. :) Bizim sistemi bu kadar muhteşem şekilde biz tanıtamazdık. Biz zaten bunları savunarak 722yi kurduk, ama kırk yıl düşünsem bu anlamlı sözlerle kendimizi ifade edemezdim.
Belief is a tool for achieving effect.
"İnanç etki elde etmek için bir araçtır."
Hırsızlık huyum olsa, bu cümleyi çalar, eğitimlerin tanıtıma koyardım.
Belief itself is a form of "psychic energy"
"İnancın kendisi bir "psişik enerji" biçimidir."
Burada biraz ayrıldık. Psişiği, misiçiği geçelim. İnanç beyinde volüm transmisyonu ile meydana gelen bir EM alandır.
Buradan sonra metindeki sözlerin İngilizcelerini yazıda kalabalık yaptığı için almayacak, sadece çevirilere yer vereceğim. Dileyen Wiki'den (Chaos Magic linkinden) okur.
"Alan Chapman - Batı okültizmine "yeni bir hayat soluduğu" için kaos büyüsünü överken, böylece onu "aşırı karmaşık sembolizm ve eskimiş ahlak duvarının arkasında kaybolmaktan" kurtardı - aynı zamanda kaos büyüsünü "başlatıcı bilgi" eksikliği nedeniyle eleştirdi: yani, tüm geleneksel büyü okullarında bulunan "kitaplardan öğrenilemeyen, ancak sözlü olarak iletilmesi veya gösterilmesi gereken öğretiler."
Aynen katılıyoruz.
"Kaos büyüsünde, Kabala, Enoch sistemi, astroloji veya I Ching gibi karmaşık sembol sistemleri, belirli amaçlara ulaşmak için manipüle edilebilecek, ancak kendi içinde mutlak veya nesnel bir doğruluk değeri olmayan haritalar veya "sembolik ve dilsel yapılar" olarak ele alınır."
Sözün bittiği yer.
Özetle; içerik süper… Ama bu muhteşem anlatımda Wiki yazarlarının büyük payı olduğu da gerçek; bunu unutmamak gerekir.
Şimdi biraz sazı elime alıp, kendi türkülerimi tıngırdatayım.
Bu soru Aziz tarafından onaylanıp bana her yollandığında reddetmemin ilk nedeni bu konuda bilgim olmamasıydı. Ama "bir göz atayım, sadece göz attığımı belirterek edindiğim izlenimi yazayım" deMEME nedenlerimden biri sistemin adının Kaos olmasıydı.
Bizim sistemde kaos kutsaldır. Aman bir dakika, durun: Bizim kaos, genelde kullanılan sözcüğün anlamı ile alakasızdır. Ataerki tarafından –bence kasten- içerik bozulmuştur. (Eğer yayınlamaya karar verirsem, Bölünen Evren adlı –kendimce her şeyi anlattığım- kitabımda gerçek kaosun ne olduğunu yazdım.) Bana yolladığınız soruda kaos lafını duyunca acayip gerildim, tamam dedim, satanik bir şey bu… Doğrusu ya, dürüstlükle aklıma hiç de "Bu adamlar belki bizim bildiğimizi biliyorlar, kaos kelimesini gerçek anlamı ile kullanıyorlar" düşüncesi saniye gelmedi. Kendimizi pek üstün görmüşüz. :DD
Adamlarda iş var… gibi… Neden gibi? Gibi; çünkü okuduklarım biraz zarf… Peki mazruf nedir? Bilmiyorum ki… Yani Wikicilerin döşendikleri laflar soluk kesici… ama bu kişilerin sistem içinde çalışma pratikleri nedir, nasıldır? Bunları bilmiyorum. Yine de şurası önemli: İnancın önemine (hatta tek argüman olduğuna) vurgu yaptıktan sonra, baba-baba ritüeller, yok bilmeneler dayıyorlarsa ayıp etmiş olurlar. Biz ne diyoruz? "Kendi metodunu yarat" diyoruz. Böyle bir şeye izin var mı acaba sistemde? Yoksa inanç dedikten sonra "şunu şöyle yap, bunu böyle yap, onu şu saatte yap, bu saatte yat, bunda kalk, şu çiçeği topla, bunu dik, onu üfle, bunu kokla çalışmaları(!) var mı?
Bir sistem inanç dedikten sonra artık öğreteceği belki de TEK şey, o inancın nasıl var edileceğidir; çünkü bir kişi -okült aşığı olsa da- eğer makroda bedenlendi ve büyütüldü ise, ister Eskimo olsun, ister Tuareg, "Ben dedim mi olur"a, ya da "İstersem dağı yürütürüm"e inanamaz. İ-na-na-maz. Bu kadar da dogmatiğim. Hemen kanıt: Bir kişi bile inansa, bir dağ yürüdü haberi yayılırdı.
Editörün notu:
Bu konuda bilgi edinmek için İNANÇ ve BEYİN -
1. Bölüm: BİR DAĞI YÜRÜTMEK
linkini ziyaret edebilirsiniz.
Biri bana "Ben inanıyorum" derse ona diyeceğim şey: "Kutlarım, şimdi lütfen dağı yürüt de göreyim" olur. O önemli şeyi, tek şeyi, yani inancı var etmek çok ama çok zordur.
İşte o inancı var edecek olan, yani dağın yürütülebileceğine inandırmanın yolu, BİLİMDİR… çünkü bilim somut, bu yüzden de kolay reddedilemez kanıt sunar.
Bilim diye yırtınmamızın, özellikle Manyetik Maji eğitiminin ilk bölümünde adamı sıkıntıdan uyutmamızın nedeni, çaktırmadan aprentiste –ilerdeki derslerde alacağı- biraz alelacayip çalışmaların gerçek ve işler olduğuna VE HATTA –eğer sistemi anladı ise- benzerlerini kendi kafasına göre takılarak var edebileceğine inandırmaktır.
Bilmem Kaos majisinde aynı yaklaşım var mıdır?
Ben sanmıyorum.
Yani bence bu sistem, gerçekleri çok net şekilde görse de, hala da içerikte "Ortaçağ'dan kalma okült" diyebileceğimiz "ben ne dersem odur" düşüncesinin modern versiyonu olan "Ben inanç önemli diyorsam odur" kafası hakimdir.
Yani daha basitçe dile getireyim: Bu işler sadece "inan" demekle olmaz, adamı elden geldiğince inandırmak ve ardından rahat bırakmak gerekir.
Ancak yineleyeyim: İçeriği hiç bilmiyorum. Zarfa bakıp, mazruf hakkında kanılarımdan söz ediyorum. Ve bence bizim sistem bu sistemden daha pozitiftir ("herif havalara girdi" demeden aşağıdaki laflarımı bir okuyun allasen. :D )
1 - Biz de inanç diyoruz ama inancı oluşturmak için bilimsel kanıt arıyoruz ve bulduklarımızı sunuyoruz.
2 – Söz konusu alt yapıyı oluşturduktan sonra "metot yok, hepimiz çayırdayız, mevlam kayıra, cesaret et, ilerle, uydur buydur, kendi metodunu yarat" diye devam ediyoruz.:) (Hatta tüm arzum, öğrencilerimin metotlarını bana yansıtmaları, bu sayfaya "Oldu mu?" diye soru sormalarıdır.)
3 - İnsanlar kendi sistemlerini yaratacaklarsa, onlara evrenin işlemesi hakkında bilgiler vermek ŞARTTIR. Mimarlığı bilmeyene en klas harcı, tuğlayı, planı versen, bir şeyler yapar… yaptığı en iyi tahminle gecekondu olur. Ama aynı kişiye mimarlık adı altında bina fiziğini, tasarım yöntemleri ve statik hesaplamayı öğretirsen belki gökdelen bile diker… hatta cancağızı istiyorsa bina dikmeye yan çizer, bisiklet imal eder. Derslerde ise hala da genel matematik de vardır. Hiçbir öğrenci ise "üff bu matematik nerden çıktı" demez. (Gül, gülümsüyor olabilir. :) )
Buradan bizim sistemi fazla bilimsel bulup sempati duymayanlara –fırsat buldum- iki laf çakayım: Biz size hem evreninizin mimarının beyniniz olduğunu; hem beyninizin nasıl çalıştığını; hem de majinin ne olduğunu –tabi ki bir majisyenin işine yarayacak kadar, işine yarayacak şekilde- öğretiyoruz. Bu nedenselliklerle bizim sisteme yakınlık duyanlar, inancın beyinlerinde kendi kendine var olduğunu sonraları görüyorlar. Yani inanç, anılan ortamda kendini belli etmeden oluşuyor. Ama birine "inan" dersen, o da yanıt olarak "oh-oh; bu harika bir sistem, tamam inandım, teşekkürler" diyorsa… o kişi bu gün buna inanacaktır, belki yarın cayıp Kabala acayipliklerine… çünkü hala beyninde bilim temelli inanç yoktur, ortaçağ nedensellikten yoksun okültizminin modern versiyonu vardır.
Biz diyoruz ki, maji yapmayı becerecek kişi, maji öğrenmekten evvel, evrenin NASIL İŞLEDİĞİNİ bilmek ZORUNDA OLDUĞUNU kavramış kişidir.
Bizim eğitim üniversitedir filan dediğimi sakın düşünmeyin, ama şu benzetmeyi yapmadan duramayacağım: Üniversite okumadan (ve itiraf: bilimin bunaltıcı yüzü ile barışmadan) ev dikmeye kalkan, çokluk kumdan kale yapar. Ve daha kötü bir laf edeyim, kimse üzerine alınmasın, kişisel fikrimdir: Onun asıl istediği de zaten kum havuzunda oynamaktır. ;-)
Özetle demek istediğim şudur ki, Kaos majide, bizde olan bilim/maji paralelliği hakkındaki bilgiler olduğunu düşünmüyorum. Bence içerik yine "şunu yap, bunu yap"la doludur. Bu kuşkumu doğrulayan bir de kanıt vereyim: Sistemde bir metnin, yeni bir metin var etmek için kesilmesi tekniği varmış. Böylece "siyasi savaş, bilimsel araştırma, kişisel terapi, büyüsel kehanet ve çağrışım" hakkında bazı bilgilere ulaşıldığı düşünülüyormuş.
Hemen lafı saplayayım: Eğer bu tekniğin neden işlevsel olduğu (neden işlediği) somut verilerle açıklanmıyorsa Kabaladan pek de farklı yoktur; hala da "şunu yap, bunu yap"tır. Şu anda beni okuyan bir kişi yukarıdaki teknik ile şahane sonuçlara varacağını düşünmüş olabilir. İçinden "Ahh çok ilginç, bunu hemen yapmak istiyorum, ama tam da anlamadım, neyi keseceğim? Nereden öğrensem acaba?" dedi ise, hiç boşuna uğraşmasın; alsın eline bir Kuran, (satanistse ters tutsun) herhangi bir yerini açsın ve gözlerini kapayıp parmağını bir ayete dokundursun… bence benzer değerde bir bilgi alacaktır. Ciddiyim, şaka etmiyorum.
[Hemen kısacık da olsa nedenselliği vereyim: Sonucu yaratan beyindir.
Kuantum mekaniğine göre beynin –dikkat buyurun- zamanı durdurması mümkündür. Merak eden Quantum Zeno Effecit'i araştırabilir. Bu bilimsel gerçeğe ezoterizmi katalım. Beyin zaten bildiği bir bilgiyi, zamanı durdurup seçimini yaparak, sorucuya (bilinç sahibine) ulaştırmaktadır. Yani bir cin, ya da koruyucu meleğiniz gelip parmağınızı doğru ayete itmemektedir. Size ayeti seçtiren, yanıtı çoktan bilen beyninizdir.
Peki, beynin bildiğini neden siz bilemiyorsunuz?
Bilemiyorsunuz; çünkü ETCye göre bazı bilgiler kortekse ulaşamayacak dalgaboyundadır. İşte Freud'un allayıp pullayıp "bilinçaltı" diye geçirttiği sadece budur. İşin gerçeğini psikolojinin değil, fizik biliminin ortaya çıkarttığını da hain ve sinister bir gülüş ile (kıs-kıs gülüş ile :) ) ile ekleyeyim. :)
Metinde bu kesme metodu ile "bilinci çevreleyen engellerin yıkıldığı" söylenmiş. Dostlar; eğer bu lafı okuyup: "Valla şahane…Ne muhteşem laf… bence tam doğru dedi" diyorsanız… "yanlış" demeyeyim, "pek doğru yolda değilsiniz" diyeyim. Çünkü asıl demeniz gerek şudur: "Öyle mi? Şahane! Peki de… Acaba nasıl oluyor bu?"
Sistem sorunuza yanıt vermedi ise…
Siz bilirisiniz. ;-)
]
Sonuç olarak: Kaos maji çok güzel bir gerçeğe parmak basmıştır. Maji diye kakalanan saçmalıklara (içimden ahmaklık demek gelmediyse ne olayım, ama demem tabi ki ;-) ) sıkı ve kaliteli bir "dur" dediği için gerçekten takdire şayandır. Saygı ile yürekten, dürüstlük içinde bir teşekkürü arkadaşlarımla evrene yolluyor, bu sistemle çalışan majisyenlere çalışmalarında başarılar diliyoruz.
Ama gönül isterdi ki, içerikte bilimsel dokunuşlar olsun.
Maji; bilim adamlarının (inatla desem ayıp olur mu?) görmediği, bilmediği nice gerçeğe –biraz derme çatma, içerikte uydurukların da bulunduğu şekilde- işaret eden bir disiplindir. Eğer Şeytan'ın engellemesinden insanlık kurtulur, naçizane bizler gibi, maji ve bilimi birleştirmeye soyunacak biriler çıkarsa, bu iş majisyenlere olduğu kadar, hatta daha fazla, insanlığa yarar sağlayacaktır.
Bizlerin de zaten yapmaya çabaladığı aslında "maji ile muhteşem piliç (hatun) modelimin hem sarışınına, hem kumralına, hem esmerine sahip olayım" ülküsü
değil; yüzlerce kilit ile kilitmiş o kapıyı açma gayretidir. O kapının ardında Cennet vardır. Sitemdeki bio'mda yer alan "Cenneti arıyorum" lafı bu düşünceye gönderme yapmaktadır.
O zaman ne diyoruz? Muhteşem piliçler (tavuklar, yarkalar, horozlar, kurtlar, bülbüller, tavus kuşları, sülünler, aslanlar, tombul balıklar) isteyenler önce biraz can sıkıcı eğitimlere tabi olmayı göze almalıdırlar. ;-)
Ve son olarak soruyu soran arkadaşıma takılayım: "Öncelikle düşüncemi öğrenmek istediğiniz için teşekkürler ediyorum. Ama bana sorarsınız bu Magick işini bırakın; Crowley'dan bir cacık çıkmaz… adam allahın önde giden Kabalistidir. Kabala nedir? Kabala, Yahveh'in majisidir.
[Sözlerim sadece şakalaşma amacını taşır. Thelema yolu izleyicilerine ve Kabalistlere saygımız sonsuzdur. Herkes kendine neyin iyi geleceğini kendi bilir. Crowley'in sözlerinde de, aynı Tevrat'ta da olduğu gibi, bazı güzel bilgiler vardır.
Makroda siyah veya beyaz (mutlak iyi, mutlak kötü) yoktur.
Ama açık gri, koyu gri vardır. (Bir kıs-kıs gülüş daha.) :)
(Editörün notu:
Kabalist arkadaşlara bakış açımızı öğrenmek adına
ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR linki,
Temel İnançlarımız başlığında yer alan
Kabalist majisyenler hakkında
linkine başvurabilirsiniz.)
]