YANIT
Küçümsememeyi bir başarı olarak algıladığınıza göre başarmaya başladınız bile.: )
Küçümseme duygusu benzer birçok duygu gibi ataerki tarafından öğretilen ama yararı değil, sadece zararı olan bir savunma kalkanıdır. Kişi küçümseyerek kendisine zarar vereceği (acı çektireceği) varsayılan, ya da bunu ifa etmiş kişilere kendi içsel dünyasında üstün gelerek acı/korku/öfke üçlemesinden kurtulmayı hedeflemektir. Oysa bu duygu köksüz olduğu, somut ve gerçek verilere dayanmadığı için kalıcı olamaz.
Küçümseme, kişiyi hedefine ulaştıramasa da, zarar verici sonuçları yaratır… örneğin küçümsenen kişi ya da kişilerle, küçümseyen kişi arasında aşılması çok zor olan bir uçurum var eder. Oysa düşman olanın (ya da düşman sanılanın) vereceği varsayılan acıdan kaçma/korunma yolu o kişiyi anlamaya çalışmaktır; çünkü bu başarıldığı zaman, ama gerçekten başarıldığı zaman, düşman sanılanın düşmanlık etme nedeninin yine acı/korku/öfke üçlemesi olduğu (yani o kişinin sanıldığı kadar ürkütücü olmadığı ve kişiye benzerliği) görülecektir.
Bu dünya üzerinde yaşayan her insan temelde benzerdir; aynı hatalı bilgilerin yüklendiği benzer yapılı beyinler taşımaktadır; yani tipik (eş) korku/acı/öfke dürtmelerine maruz kalarak yaşamaktadır. Gerçekte “güçlü ve kötü” kimse yoktur. Bu yüzden bir diğerine duyulan (o kişinin acı vereceği varsayıldığı için duyulan) korku/öfke aslında illüzyondur.
Acı verici olduğu varsayılan (ve küçümsenen) kişi aslında gerçekten de acı verici eylemlerde bulunuyor ve bunu başarıyor da olabilir. Ancak bu durumda bile acı/korku/öfke üçlemesine kapılmadan “düşmanı” anlamaya çalışmak onunla başa çıkmanın en güvenli ve etkin yolunu gösterecektir. Öfke ve korku, yapılması gerekli davranış ve eylem modellerinin keşfedilmesine de engel olur.
Özetle, küçümseme duygusu ile tetiklenecek NE’den sakınmak için önerim bu dünyada soluk alan her insanın zaman zaman aynı negatif frekansın saldırısı altına girebildiği, bu yüzden benzer hatalar yapmakta olduğu gerçeğini görecek bilgeliğe erişmeye çalışmaktır.
Söz konusu tutumu ifa etmek adına yukarıdaki düşünceler yeterli (inandırıcı) gelmedi ise ve uygulanamayacaksa yapılması gereken, küçümsenen kişiyi kesinlikle düşünmemektir. Düşünce yoksa, mükrotübüllerde gerçeği çöktürecek olumsuz dalga boyu (olumsuz dalga boylu düşünce) da yoktur. Böylece kaderin olumsuz dalga boylarının kontrolunda çökmesi engellenmiş olur.