722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Pozitif Enerji Eğitimi Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

POZİTİF ve NEGATİF ENERJİ

SORULAR ANA SAYFA | TÜM POZİTİF ve NEGATİF ENERJİ SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

14 Ağustos 2020
Örnek

Siteyi sürekli takip ediyor, okuyorum ayrica. Özellikle sizin daha çok kendinizi veya yasadiginiz bir seyi paylasmanizi ilgiyle okuyorum :)

Sizin ortaminizda "örnek" diye gösterilebilecek biri oldugumu söylediniz. Bunun sebebi nedir acaba? Sahip oldugum bir sey mi? Yoksa yansittigim bir sey midir?
--
Sizin ortamin örnegi demisken sundan da bahsedeyim; geçmise dönüp baktigimda gördügüm bir sey var. Birkaç farkli sehirde yasadim ve çok fazla ortam degistirdim. Çogu insan bir yerde (tabiri dogruysa) dikis tutturmustu. Sabit bir yerde yasamaktan ziyade sabit bir kimlik ile yasamaktaydilar. Kendimde ise bunun olmadigini görüyorum. Yani o birçok ortami animsadikça.. her birinde farkli bir kimligim ve herkes de bende farkli bir kimlik görüyor. Bu sürekli zihinsel evrim halinde olmamdan kaynakli sanirim.

Lafi suraya getirecegim; Ben buna matrix'den çikmak diyecegim :) Yukarida anlattigim sey, bana her seyin mümkün olabilecegini düsündürüyor. Eger ben farkli bir yere gidip, yeni bir sayfa açabiliyorsam, her seye yeniden baslayabiliyorsam.. hiçbir sey için üzülmeme gerek yok demektir.

Kiminin beni deli ilan etmesi ve kiminin de övgüler yagdirmasi durumuna da söyle bakilabilir; davranislarimi yönetebiliyorum ve duygulari bir kenara birakip objektif bakinca olmasi gerekeni görebiliyorum. Bu sayede amacima yönelik dogru adimlar atabilirim. Veya iletisim konusunda çok basarili olabilirim. Sonuçta bunlar benim yansitacaklarima bagli ve ne yansitacagima ben karar veriyorum.

Hatali inançlar, yanlis algilardir buna engel olan.

Sizin sistem örnegine geri dönersek; bu dedigimi anlayip, "pozitif bir hayati saglamak için kontrollü bir sekilde kendimizi yönetmek" diyebilir miyiz acaba?

-- Not: yukarda ben böyleyim diye yazdigim seyler aslinda herkes için geçerlidir. Veya geçerli olabilir ;)

YANIT

Eski öğrencime merhaba!

Evet, bizim sistemimize göre önemli bir enerji taşıdığınızı düşünüyorum. Bu inancımın nedeni hem önceki danışmanlık ortamında sizi kısmen tanımam, hem de astrolojik haritanıza bakmış olmamdır. Bir diğer deyişle, iki verinin paralel bilgiler içermesi kanımı güçlendirmekte…

Gerek parçacık fizikçileri, gerek din adamları gibi her şeyi kesinlikle bilmeme olanak yoktur; ancak belli bir ortamın (ezoterizmin) yoğun çalışma içindeki bir üyesi olmam hasebiyle araştırmalara dayalı bazı teoriler de öne sürebilirim. Yine de lütfen sözlerimi yanılgı payı bulunabileceği düşüncesi ile değerlendirin.

Önceki yanıtlarımda “seçilmiş kişiler” şeklinde bazı ruhlardan (bir anlamda dalga fonksiyonundaki alanlardan) söz ettim. Bunların kimilerinin saldırıya uğradığı hakkındaki bilgileri de paylaştım. Ancak bu görüşe ek olarak bize göre bazı çökmemiş alanlar (ruhlar) diğer alem denilebilecek ortamdan kaderlerini SEÇMEKTEDİRLER. Daha net bir söyleyişle, “Zorlu alanlarda çökmeyi (bedenlenmeyi) seçmektedirler”.

Ben bu kişileri Kartal yuvası (1968) filmindeki müttefik casuslarına benzetirim. (Meraklısına not: Bunlardan biri Clint Eastwood, diğeri Richard Burton’dır.) Bu adamlar, üst düzey Alman komutanların tatil için geldikleri tamamen korunaklı bir şatoya sızma görevi almışlardır. Bu yüzden çevredeki kasabada konuşlanmış casuslardan (örneğin meyhane işleten bir kadından) yardım alacaklardır. Görevlerine kasaba dışındaki karlı dağlara paraşütle atlayarak başlarlar; kasabaya ulaşır ve şatoya Alman subay kimliğinde girerler. Ancak (spoiler vermek istemem) görev içinde görevleri olduğunu sonradan öğrenirler.

Bu filmi makroya uyarlayalım: Bazı üst düzey PE casuslar, makroya sızmaya ve ortamı düzeltmeye gönüllü olurlar. Makroda bedenlenirler… Yaşamaya başlarlar. Ama müttefik casusların sonradan öğrendiği görevleri gibi, sadece “yaşamak” sandıkları durumdan başka görevleri vardır. Yani diğer kişiler gibi yaşıyor olsalar da, asıl görevleri zorlukları yenmek, NEyi pozitive etmektir. Zorlu kadere (şatoya) bu yüzden yollanmışlar; ya da şatoya sızma görevini bu yüzden seçmişlerdir. Bu kişilerin yüzleştikleri zorluklar (pozitive etmeleri gerekli kişilik özellikleri, aşamaları gerekli sorunlar vb.) ne kadar fazla ise, diğer alemde o kadar üst düzey casus oldukları düşünülebilir.

Ben bu konumu öğrencilerimden şimdiye dek sadece size uygun görüyorum. Kendimin bile bu konumda olduğuma inanmıyorum. Bu süreçte biz, filmdeki müttefik casusların yardım almak zorunda olduğu yerel casuslar olabiliriz.

Sahip olduğunuz -özellikle yaşınıza göre- farklı kişilik gücü kadar, yüzleştiğiniz zorlukların yapısı da bana bunu düşündürüyor. Genelde sizin yaşamınızdaki zorluklarla yüzleşen kişiler, yani sizin yaptığınız hataları yapan kişiler diyeyim ‘izninizle’ :) , karakter olarak güçlü denilemeyecek yapıdadırlar. Yaptıkları hataların nedeni zaten budur. Sizin karakter gücünüz ve yaşadıklarınız, bana bu gücü o olaylara doğru şekilde uygulamak için taşıdığınızı düşündürüyor.

Ancak sizi fazla başarılı bulduğumu da söyleyemeyeceğim. Yaşamınızı ve yaptıklarınızı eskisi gibi bilemediğim için eski deneyimlere binaen konuşmakta olduğumu ekleyeyim. Yine de bazı gelişmeler olduğunu hissediyorum. Ve unutmamak gerekir, söz ettiğim filmde de başrol oyuncularının bir dolu başarısızlığı olmaktadır. Yaşam asla dümdüz başarıya odaklı bir süreç değildir.

Özetle; bence bu zorlu kaderi SİZ seçmiş olabilirsiniz.

Sözlerinize geçelim.

“Ben buna matrix'den çikmak diyeceğim”
Bu düşünce gerçek dışı, bu yüzden size yolunuzu kaybettirir. İçinden çıkılacak Matrix yoktur. Varsa onu ya siz yaratmışsınızdır; ya da yaratılmasına olanak sağlamış, yani izin vermişsinizdir. Bu gibi teoriler, insanın başarısızlıklarının suçunu kendinden farklı odaklara yükleme gayretinden başka şey değildir.

“hiçbir sey için üzülmeme gerek yok demektir.”
Kedinizi herhangi bir şey için üzmek, size hiç, ama hiç yakışmayan bir şeydir; bu gibi bir huyunuz varsa, NE tarafından size perkitilmiş bir virüstür. Ancak hiçbir şeye üzülmemek, hiçbir şeye aldırmamak anlamına gelmez. Yaşam, dikkatli ilerlenmesi gerekli bir yoldur ve kaygan taşlarla doludur. Bir buz patencisi dengesi elde edene dek adımlar dikkatli atılmalıdır. Bu yetiyi elde etme sürecinde yola dikkatli bakmak da şarttır. Maharet, ya da yapılması gereken, sorunları ele almak, bunlardan kaçmamak, ama onları acı/korku/öfke duygularını sıfırlamaya çalışarak ele almaktır. Yine de sorunları fazla düşünmemeyi de önermekteyiz. Dikkatli bir gözlem ile sorun incelenir, çözüm saptanır, uygulamaya geçilir ve bir daha (ciddi başarısızlıklarla karşılaşana dek) irdelenmez.

“davranislarimi yönetebiliyorum ve duygulari bir kenara birakip objektif bakinca olmasi gerekeni görebiliyorum.”
Olabilir. Ancak yine de yanınızda bir yol göstericisinin olmasını yeğlerim… ki, bu bir psikolog olabilir. Bu kişilere “psikoterapi görmek için başvuran hasta” olarak değil, “deneyimlerinden, bilgilerinden yararlanmak adına görüşülen danışmanlar” kapsamında başvurulmasını öneriyoruz.

“"pozitif bir hayati saglamak için kontrollü bir sekilde kendimizi yönetmek" diyebilir miyiz acaba?”
Tabi ki… Ancak demek ile yapmak, bilmek ile yapabilmek farklı şeylerdir. Kişinin kendini yönetmesi ciddi bir başarıdır ve bu başarı adına yeterli olmayabilirsiniz; ya da “bu zorluğun altından tek başınıza kalkamayacak kadar genç olabilirsiniz” diyeyim.

“Siteyi sürekli takip ediyor, okuyorum ayrica.”
Yanıtlarıma ve sitede yazdıklarıma ilgi duyduğunuza gerçekten sevindim. Bunu yapmanızın iyi bir şey olduğuna da inanıyorum.

“Özellikle sizin daha çok kendinizi veya yasadiginiz bir seyi paylasmanizi ilgiyle okuyorum :)”
Yaşadıklarımı bir iceberg’e benzetirsek; anlattıklarım, iceberg’in tepesindeki kısımdır, buna inanın. :) Önümüzdeki haftalarda -bir ihtimal- farklı bölümler, farklı bir formatta sitede yer alabilir.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -