722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Pozitif Enerji Eğitimi Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

POZİTİF ve NEGATİF ENERJİ

SORULAR ANA SAYFA | TÜM POZİTİF ve NEGATİF ENERJİ SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

28 Şubat 2022
Matriks, 5.boyut, Atlantis dongusu

Merhaba janus son zamanlarda cok fazla bilgiye maruz kaldim yani bilinen bir konuya cup diye dustum gibi hissediyorum ama karsima cikmasinin da bir sebebi vardir diye dusunuyorum.Hepimizin dunya disi zeki varliklar oldugumuzdan bahseden bu donguye (dunyaya 3d matrikse) gonullu olarak katildigimizi anlatan bir seyler okuyorum nuh tufanindan thottan bahsediyor ve surungen irklardan bu konular hakkinda ne dusunuyorsun bir bilgin var mi cok merak ediyorum.simdiden cok tesekkur ederim

YANIT

Önce gerekli bir girizgah yapalım ve "Herkes -eğer rahat bırakılırsa- kendine neyin iyi geleceğini keşfedecek yetenektedir" şeklindeki özlü sözümüzle başlayalım. Bizler inançlara dokunmanın kişisel alana girmek olduğunu bilir, bundan uzak durmaya çabalarız. Ancak insanların bir karara varmadan önce farklı görüşleri öğrenmeye ihtiyaçları olabilir. Bu nedenle, yani bana soru yönelttiğiniz için, size sistemimizden bilgiler aktarmaya hakkımın doğduğuna inanmaktayım.

Üzülerek söylemem gerekir ki sorduklarınız araştırdığımız konular değil; hatta benzer konuların çoğunu gelen sorularla öğreniyoruz. Bu yüzden sorunuz doğrudan yanıt veremeyecek; ama elime sazı verdiğiniz için bildiğim havaları okumaya koyulacağım. Bu noktaları belirtme ardından nokta atışı yapmayacak olan (sorunuza hiç de doğrudan yanıt vermeyecek olan) "ortaya karışık" yanıta geçelim.

Bize göre yaşam basittir. Yemek yemek, seks yapmak, avlanmak, dinlenmek temel yapıdır. İnsan hayvandan sanıldığı kadar da farklı değildir.

Doğrudur; insanın duygulanmak, aşık olmak, arkadaşlık etmek, yardım etme ihtiyacı duymak, daha iyi/güzel olma gereği hissetmek gibi gerçekleri de vardır. Ama liste sanıldığı gibi uzun değildir. (Üstelik bazı hayvanlar, özellikle köpekler, eşleşir, bağlanır, yardım eder, üzülür, sevinirler. :) )1

İnsan beyni bu temel eylemlerden başka elleri ve bedeni ile bir şeyler üretecek yapıdadır. Bize göre hepsi bu kadardır. Rahatlığa, bu çerçeve içinde yaşanırsa kolay ulaşılır.

Ancak ortada bir predator (bize göre NE) vardır. Beslenmek için et, kemik ve kan değil, belli beyin elektriği dalgaboylarına ihtiyaç duymaktadır. Alana (dünyaya) sızar, "Hayır, bunlar yanlıştır. En doğrusu beyni farklı şekilde çalıştırmaktır, diğerlerini pek de yapmamaktır, çünkü bunların bazıları paçozdur, bazıları zinhar fecaattir" diye herzeler yumurtlar.

Oysa gösterdiği hedefler (kendisinin "doğru ve değerli" modeli) insan beynine uygun değildir. Uygun olmadığı için beyin rahatsız olur ve NE yaymaya başlar; rahatsız olan (rahatı olmayan) NE yayar. Zaten predator bu yüzden bu yanlış doğruları yaymakta; insanı, insana en iyi gelen şeylerin kötü olduğuna inandırmaktadır.

Ona inanan insanlar –asla yanıtını bulamayacakları- soruları düşünmeye başlarlar. Bulamayacaklardır; çünkü bu soruların var olduğu bir evren yoktur. Sonuçta felsefeler üreterek içinden çıkılmaz ortama girer, tartışmaya, kavga etmeye ve bölmeye/bölünmeye koyulurlar. (Artık seks de yasaklanarak minimize edilmiş, böylece aşkın da tadı tuzu kaçmış, aşık olmak bir soruna dönüşmüştür.) Yani NE tavan yapmıştır.

Predator şölendedir artık.

İnsanlar tabi ki düşüneceklerdir. Beyin düşünmeden duramaz. Ama halı saha maçtaki taktikler ya da fiziksel görünüm ve giyimde yeni tarzı yaratmak adına yapılan araştırmalar da düşünmektir. Nasıl daha iyi sevişirim, nasıl daha güzel olurum, nasıl daha çok sevgili veya arkadaş edinirim, hatta nasıl daha iyi dans ederim diye de araştırmalar –hem de ciddi araştırmalar- yapılabilir. Bu gibi araştırmalar pratikte de yarar sağlar; çünkü daha iyi sevişmek, daha güzel olmak, ya da daha çok dost, arkadaşla/aşıkla olmak hoş geri dönüşler var eder; hem de bunlar TEMEL eşleştirici argümanlar (Venüs nitelikleri) oldukları için PE celp olur.

İster sekste, ister aşkta olsun, yolunda/yönteminde eşleşme kadar kutsal ne vardır? BU YÜZDEN bu iki kavram lanetlenir. Seksin sınırları daraltılır; arzular ketlenir, kısıtlanır, hatta yasaklanır. Eşleşme ise tek eşliliğe, "aynı yastıkta 40 yıl"a BU YÜZDEN tutsak edilir. Aynı yastığa dileyen 140 yıl da baş koyar. Bundan zevk alıyorsa, bununla doyum buluyorsa bu şahane bir şeydir. Ama "aynı eş ile yıllar boyu aynı yastık" modeli hayatın değişim temelli akışına uygun değildir. Buna ZORLANAN insanın beyni –olağandan dışarı itildiği için- NE üretmeye koyulur.

Şimdi yön okumuzu biraz farklı konuya çevirelim.

Dünyada bazı saygın(!) bilimadamlarının insanları daha uzun yaşatmak adına günahsız hayvanları kafeslere kapatıp, onlara akıl almaz, dile getirilemez korkunçlukta işkenceler yaptıkları bilinir. (Üstelik bu tiplerin bazıları hayvan sever, hatta kimileri vegandır.) İnsanların daha iyi yaşaması adına işkence edilen hayvanlara kobay denir ve işkencecilerin canları isteyince öldürülüverirler. Ülkemizde katillere "tetikçi" dendiği gibi, bu "katl" eylemine pek bilimsel bir ad takılır ve "bir canlının canını kendi yaşam kalitesini arttırmak adına alma" eylemi (dikkat buyurun, "beslenme" yani hayatta kalma gibi mutlak bir ihtiyaçtan DEĞİL, "deney" adlı olaydan bahsediyorum) "sakrifiye edildi" gibi havalı bir isim ile adlandırılır.

Ve işin acıklı tarafına gelelim: İnsanların bir üstün uygarlık tarafından yaratılan bir bilgisayar programındaki sanal kimlikler olduğu hakkında ciddi bilimsel varsayımlar vardır. Yani bu teoriye göre insanlar da kobaydır ve görevleri bitince sakrifiye edilmektedirler.

(Bu konuda bilgi edinmek adına EVREN BİR İLLÜZYON MUDUR? - 4. Bölüm: EVREN (GERÇEKLİK) BİR BİLGİSAYAR SİMÜLASYONUDUR adlı makalemi okuyabilirsiniz.)

Bu teori –yalana gerek yok- önceleri canımızı sıktı, yani bizi olumsuz etkiledi. Arayan bulur, biz de hayatımızı "irdelemecesine" de bazı aramalara kalktık ve bu teoriyi doğrulayacak bazı şeyler bulduk. Ama baktık ki bu saygın ve akılcı arayış CANIMIZI SIKIYOR. Hemmmmen frene bastık.

Ardından şöyle düşünmeye başladık: Biz rahat ve mutlu isek, kobay olup olmadığımızı umursamak tam da gerzekliktir. :DD Ayrıca biliyorduk ki, beyin egzersizleri ile zaten bilinen ama unutturulduğu için zor ulaşılan "anında kendini rahatlatma" yeteneği ile çok, ama çok güzel yaşamak mümkündür. (Coşku dolu olmayı gerektiren hisleri kendi içimizde yaratabilirsek derhal coşkulu duruma geçebiliriz. Anthony Robbins.) Yani kobay olsak da (He-Man'in dediği gibi) "güç bizde"ydi.

Rahata ermek, böylece PE celp etmek ve hiç bir şey için savaş-mavaş vermeden güzel yaşamak için beynimizi DOĞAL yapısı yönünde kullanmaya özen göstermek; İNSANİ araştırma İHTİYACIMIZI pratikte yararlı ve öz beyin yapısına (KEYİF VERİCİ konulara) yöneltmek şarttır. (Tabidir ki diğer beyinlerin alanına bulaşmadan, yani kimseye rahatsızlık vermemeye özen göstererek.)

Bu konuda örnekler vereyim:

  • "Güzellik nedir?" arayışı, boş laf üretimidir. "Nasıl daha güzel olurum?" eğlenceli ve yararlı insani (insana uygun) bir arayıştır.
  • "Nasıl lider olabilirim?" arayışı, NE celp edici bir iştir. "Bicepsimi nasıl 1 cm. daha geliştiririm?" arayışı eğlenceli ve yararlı insani (insana uygun) bir arayıştır.
  • "Ben en iyisiyim, yönetimi bana verin", boş laftır; "Rakibim olan arkadaşın (partinin) şu işleri çok başarılı, bunu açıkça söylemem gerek, kendisini bu yararlı işi için kutlamak istiyorum" diyen kişi oy verilesidir.
  • Her "okuduğu" bişeyleri, başka bişeylere düşmanlık amacı ile sosyal medyaya taşıyan yanlış iş yapar. Sosyal medyayı hayatının güzel anlarını, kendini güzel bulduğu anları, sevdiklerinin mutluluklarını aksettirmek için kullanan keyiflenir… eğlenir… PE celp eder.
Biraz daha ileri gideceğim ve hoşgörü rica ediyorum. Çok kişiyi kızdırmayı -sadece o kişileri gözettiğim için- göze alıyorum: Politik ve felsefi tartışmaların, sosyal medya çekişmelerinin ana nedeni insanların doğal ve BASİT hallerinden uzak tutulmalarıdır. Bu plana her "dur" diyen, Cennet'e bir adım atmıştır.

Beyni, ataerkil "idea" adlı zımbırtılarından asice kurtarıp, insan doğasında uygun konularda işletmek özellikle aydınlar için zor bir iştir; çünkü beyinlerini çalıştırmayı çok sevenler büyük planın içinde, en tutsak kobaylardır. Oysa bu beyinler, planı fark edip kendilerini kurtarsalar ve güçlerini insana uygun konulara yönlendirilebilseler ortaya ne güzellikler, ne şaheserlikler çıkacaktır; çünkü asıl güç onlardadır. :)

Size yanıtım sadece budur sevgili kardeşim. ;-)



DİP NOTLAR

[1] Bir-iki arkadaş, Ekşi Sözlükte köpektaparlarla mücadele yöntemleri başlığında yazdığım entry nedeni ile "Köpekleri kişisel olarak sevdiğim için köpeklerden yana çıktığım" benzeri serzenişlerde bulunmuşlar. Oysa bu doğru değil. Ben önceleri köpekleri hiç sevmez ve itiraf edeyim, biraz korkardım. Bir arkadaşımla aramın evine köpek aldı diye soğuduğunu ekleyeyim. Ben eski bir "kedisever"dim ve evimde yıllarca 18 kedi ile yaşadım. Köpekleri, anaerkil ezoterimze geçtikten (ters yüz olduktan :) ) sonra tanıdım ve sevmeyi/saygı duymayı öğrendim.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -