Ülkedeki artan asiri sinirlenme durumlari, sinir patlamalari, ve NE baglantisi
Türkiyede yasadigimiz için ve beyaz büyücü oldugunuz için(yani pozitif enerji odakli oldugunuz için) acaba insanlarin iyi oldugu ve tahammüllerinin yüksek oldugu konusunda çok fazla mi iyimsersiniz?
Bence toplumun çogunda tahammül seviyesi çok alçaldi. Özellikle son dönemde çok fazla artan asiri sinirlenme vakalari var insanlarda gözlemledigim(Cinnet mi desek?). Belki bu konuda bir arastirmaniz vardir?
Insanin biri sizi bir sebepsiz nedenden bile begenmeyip hakkinizda atip tutabiliyor ve ya sinirlenebiliyor. Geçenlerde sokak ortasinda 3 arkadas arasinda yüksek sesli ve fiziksel'e varan kavgaya denk geldim. Adamin biri(sözde adam) bir kadini arabanin üst kismina dogru itti vuracakti digeri engel oldu. Ki burasi Türkiyenin en bilinen yerlerinden biri.
Insanlarla genelde aramda ciddi mesafe vardir. Yani fazla muhattap olmam tanimadigim insanlarla o yüzden hiçbiryerde sorunda yasamam genelde. Buna ragmen bende birkaç kez fiziksel olarak saldiri benzeri duruma maruz kaldim hiç alakam olmamasina ragmen bu tarz durumlarla. Bunlarin hepsinden rahatlikla kurtuldum gerçi(Judo'da siyah kusagim ve yanimda hep biber gazi tasirim-uyari amaçli zarar vermek için degil).
Bunun disinda sadece sokak canlarimi beslerken bile aksam saatleri oldugu için birkaç kez kavga arasinda kaliyorduk neredeyse gençlerin kendi aralarinda olan...Yine çogu gereksiz sözde insanlar, dünyanin en uysal hayvanlarindan(Kedi ve Köpeklerim) korkan kisiler beni sikayet etmeye çalisti agiz dalasina girmeye çalisti sokak canlarimi besledigim için(ve tabiki hiçbir sey yapamadilar beni bir daha rahatsiz ederlerse mahkemeye dahi verecegimi söyledigim için). Köpeklerimle beraber Kedilerimden korkanda çok çikti... Restaurantlarda kedilerden korkup disari kaçan kisiler dahi gördüm... Insanlar iyice gariplesti.
Artik Kova çagimi dersin, ekonomik nedenlermi dersin, negatif güçlerin dünyayi etkisi altina almasi mi dersin bazi kisiler gibi :), madde kullanimimi ama birseyler bence 20-30 yil öncesi gibi degil sanki? Sizce insanlardaki asiri sinirlenmelerin ve artan bu hosnutsuzlugun okült bilgilerinize göre veya sahsi görüslerinize/hayat tecrübelerinize göre nedenleri nelerdir?
Ayrica insanlari bence birsekilde etkiliyorsun pozitif olarak :) Adam sizin büyücü oldugunuzu bilmese bile bir sekilde saygi duyuyor bence ya sabah/aksam yaptiginiz bir çalisma etkiliyor veya hal ve hareketlerinizden bu kaniya variyorlardir eminim. Ayrica bence toplum içinde iyi niyetli oldugunuz için kimseyle zaten kimseyle ters düsmüyorsunuz ve zaten böyle durumlarda kalmiyorsunuz sanki? Ama bu karsi tarafin muhtesem olmasindan kaynaklanmiyor bence siz alttan aliyorsunuz olayi tatliya bagliyorsunuz :) Bu sizin için müthis olsada karsi tarafi hiç düzeltmiyor ama.
Bu artan asiri sinirlenme vakalari ve NE baglantisi ile ilgili görüslerin nelerdir? Degil Kuantum, maji, evrenin sirlarini ögrenmek insanlar birbirlerine söyle bakti bu bana, veya trafikte tartistim sunla diye öldürüyorlar zarar veriyorlar. Insanlarda birbirlerinden korkmaya basladi yolda bile karsidan gelen olunca yolunu degistirenler var.
Asiri sinirlenmelere karsi korunmak için tavsiyelerin nelerdir? Fiziksel olanlara karsi sanirim benimkiler yeterli(yukarida yazdigim) ama bu konularda sik sik majikal çalismada yapiyorum sürekli bu tarz seyler oldugundan beri zaten(yani yillardir bende sizin gibi Büyücü oldugum için ve egitimlerinizide almistim uzun yillar önce ve baska egitimlerimde var) ve birdahada hiç basima gelmedi. Bu tarz durumlarda kalmadim yeniden. Ayrica sanirim tamamen yaniliyor olamam bu konuda ülkede artan vakalar hakkinda. Sizde bir yazinizda Mecusi egitmeninizin eskiden sizde yaninizdayken bir kisi tarafindan saldiriya ugradigini onun ise adama karsilik vermek yerine aracinin aynasina vurup kirdigini yazmistiniz(ve yine kendiside bir uzakdogu sporunda egitimliydi zaten ayni benim gibi yanlis hatirlamiyorsam). Eminim basiniza veya çevrenizdeki kisilerin basina benzer durumlar gelmistir. Saygilar.
YANIT
Yanıtım uzun olacak. Uyuyup kalmamak için power drinklerinizi hazır edin… Sözlerimi okumayı uyumakta zorlandığınız bir geceye de bırakabilirsiniz. Size bu yazıda PEnin sadece iyi kalp, sadece erdem, sadece rahatlık olmayabildiğini anlatmaya çalışacağım.
Evet; çevremde olumsuz olay, ya da kişi yok. Nasıl inandırsam bilmem ki? Herkes beni sever mi? Valla hiç bilemem… ama bana çok iyi davrandıkları kesin. Öyle ki, önceden sanırım bir yanıtımda yazdım, yanıma gelip konuşmak isteyen kişi sayısı zaman içinde o kadar arttı ki, bundan kaçınmak için (yalnızlığıma tapınırım) bebeği (köpeğimi) çıkarma saatini adım adım erkene aldım… sonunda saat sabah 6ya ulaştık.
Yani hiç de arkadaş canlısı biri değilim. Arkadaş sevmeme (bendeniz) negativite belirtisi olabilir.
Hayatım kolay: Kredi kartım yok, borcum yok (param da yok ), çok uysal ve dost (her köpekle geçinen) bir köpeğim var. Hanımlarla aram iyi… Çok sevdiğim işlerden para -kıt-kanaat da olsa- kazanıyorum. Takım arkadaşlarımla çok iyi anlaşıyorum, bana hep destekler. Gürültüsüz, dost komşularla sarılı bir evim (kira) var (içerisi aşırı tapon, ama olur o kadar). Ev sahibim "İstediğiniz kadar oturun siz" dedi. Valla. ki, lafını esirgemeyen, no nonsense bir hanım. Beş yıldır hiçbir sorun yaşamadık. Kiram düşük. Sağlığım yerinde (mutfağı kaybetmediğim zaman). Her gece içkimi alacak para bulabiliyorum (içkimi kendim yapıyorum).
Evim, arabam, arsam, tarlam, param, çocuğum, akrabam, sevgilim yok (bu hayatımda hanım yok demek değil ) ama yine de hayatım iyi bir hayattır.
Oysa kesinlikle ful pozitif biri sayılmam!
Allah aşkına inanın yahu!
Acayip öfkeliyim. Zor kızarım ama kızınca ortamı yıkar geçerim. İtiraf ediyorum: Bu krizlerimden en çok hanım arkadaşlarım, hatta tanrım da pay alır. (O affedicilerin, affedicisidir, her seferinde beni hoş görür.)
Benim bu bet kimliğimle -görece- sorunsuz yaşamamın nedenleri nedir sizce?
Yanıt önem sırasına göre aşağıda. Bu yapıyı uygulayabilen herkes -sorunları asla sıfırlayamayacak olsa da- makro gerçekleri çerçevesinde güzel bir hayata sahip olabilecektir.
1 - Büyük bir iyilik içeren, cezalandırmaktan/denemekten anlamayan (böyle yapısı olmayan), daima vermeye çabalayan, herkesi, onu sevmeyenleri bile seven bir tanrıya inanıyorum. Tabidir ki herkes imanlı olamaz; bu karakter meselesidir. Ama imanlı olmayınca da evrenin temel yapısının pozitif olduğuna, bu yapı ile senkronize olmaya engel olan enerjiler yüzünden güzelliklere ulaşmak için bazı değişiklikler yapılması gerektiğine inanılabilir.
2 - İyiliğe (PEye) gönülden bağlıyım. Bu demektir ki iyiliğin, doğru davranışın muhakkak getirileri olduğunu kabul etmekteyim. Her hareketimi ve düşüncemi (beyin elektriğimi) -daha güzel günlere ulaşmak için- büyük ciddiyetle kontrol altında tutmaya çabalıyorum. (Sık sık fosluyorum, ebenin gamını görüyorum. Ama çabalamak çok önemlidir.)
3 - GERÇEĞİ biliyorum. "Evrenin işleyiş sistemi bilgisi"ne hakimim. Yani neyin karşısında nasıl davranacağımı, neyin ne olduğunu, neyin nereye götüreceğini çok-çok iyi biliyorum. (Bu gerçekleri çok, ama çok kişinin hiç mi hiç bilmediğini de biliyorum.) Bu bilgiye erişmek zordur; ancak tanrıya (ya da evrenin temelinin pozitivitesine) inanç olunca, davranışlar kontrol altına alınıyor, bu PE celp ediyor, PE adım adım sırlarını kişiye açıyor. Yani bilgi hemen elde edilmiyor… ama sonunda muhakkak ediliyor.
4 - Büyücüyüm. Mistik (paranormal) uyarıları alabiliyorum, bunları bir majisyen olarak değerlendirip, bir majisyen olarak gereken adımları atıyor, önlemleri alıyorum.
Hepsi bu.
Bu kadarcık.
Özetle; manyaklığı, öfkesi, uçukluğu ile bıçak sırtında yaşayan ben (daha Ekim ayında dik kafalılığımla her şeyin içine zıçtım, öbür aleme kısa yolculuk yaptım) bu denli "hop şıkıdım" yaşarken, iyiler iyisi nice hanım arkadaşımın, hatta tam bizim gruptan olmasa da, "kanka sayılırız" dediğim bir değerli arkadaşımın layık oldukları muhteşemlikte yaşamları yok. Oysa altına imzamı atarım; hepsi de PE olarak benden iyidirler.
Eksikleri ise bilgi… Sürekli hatalı adımlar atmaktalar.
Bilginin gelmeye değil, akmaya başlayacağı o değişimi yapamıyorlar bir türlü. Ben de söyleyemiyorum. İnsanlara "Sen hatalısın" demek, hem de en inandıkları, en severek yaptıkları şeyin ciddi tehlikeler içerdiğinden söz etmek, bir dost kaybettirir. Çok da rahatlıkla "Sen kimsin ki?" derler… haklıdırlar. Sorsalar da söylemem; çünkü söylediğimde, sormuş olmalarına rağmen, sözlerimi kaldıramayacaklardır. Kaldırabilecek olsalar, o şekilde davranmazlar. (İsteyen buradan sorabilir. Şu şekilde: Kendinizi çok haklı gördüğünüz bir olayı, kendinize istediğiniz kadar hak vererek, bana anlatın... Bildiğim kadar düzelteyim.)
PE (iyilik) korur, tamam, iyiler kim bilir nelerden korunuyordur. Ama şıkıdım hayat başkadır ve yukarıda saydığım şartları -BİLGİYİ- gerekser. Bir kez daha altını çizeyim: İnsanların %99.9u bu bilgiye sahip değillerdir. Gemen kanıt gelsin: Sahip olsalar ne sosyal medyaya girerler, ne de film/dizi izlerler.
Üzgünüm. Sordunuz söylüyorum.
" insanlarin iyi oldugu ve tahammüllerinin yüksek oldugu konusunda çok fazla mi iyimsersiniz?"
Ben insanların özgün olarak -tanrının parçası oldukları için- iyi olduklarını söyledim. İnsanların sergiledikleri kimliklerin çok da doğru olduğunu hiç düşünmedim, bilakis, o güzel insanların yaptıkları hatalar yüzünden başlarına gelecek şeyleri görmemeleri beni sürekli üzer. Kesinlikle romantik bir iyimser değilim. Hataları (yani bana yapılanları da) cascavlak görüyorum… ama sahip olduğum bilgiler yüzünden onlara tepki vermiyorum. Bu sözlerimi "vermemek için canımı dişime takıyorum" diye okumayın; kafam kızınca cellatlaşırım. Normal bir şekilde vermiyorum. Rahat şekilde verme gereği duymuyorum. Önemsemiyorum. Nasıl anlatsam? Bir örnek vereyim: Bir dostum markette ve sokakta insanların saygısızca üstüne geldiklerinden ve bundan rahatsız olduğundan söz etmişti. O sözlerden sonra ben de aynı şeyi fark ettim. Ama bunu hiç sorun etmedim; çünkü yaptıklarının farkında değillerdi. Onlar da öyle insanlardı.
Şimdi hoşgörü rica edeyim ve cümlelerinizi biraz eleştireyim:
"Insanin biri sizi bir sebepsiz nedenden bile begenmeyip hakkinizda atip tutabiliyor ve ya sinirlenebiliyor."
Atıp tutsun? E? Ne olmuş ki? Neyinize zarar geldi, egonuzun yaralanmasından başka. Gider SİZ onun gönlünü alırsınız, o konuya HİİİİİİÇ girmezsiniz (girerseniz tartışma çıkar), kendinizin o kadar bet bir kimlik olmadığını gösterirsiniz, olur biter. Görmezse de görmez; kendi bilir. Sizin bildiğiniz ise çabanızın tanrı ya da doğal iyilik tarafından ödüllendirileceğidir.
" ve ya sinirlenebiliyor."
Hayır; kimse durduk yerde "sinirlenmek" denen ruh haline girmez.
" Judo'da siyah kusagim ve yanimda hep biber gazi tasirim-uyari amaçli"
Bu "güvenlik önleminiz" ve eğitiminiz de NE çeker kardeşim. Özellikle eğitimi spor olarak değil de korunma amaçlı aldıysanız. PE sahibi insan -gece hayatında riskli mekanlara gitmiyorsa, tehlikeli ortamlarda bulunmayı gerektiren bir mesleği, ya da ortamı yoksa- yanında biber gazı taşımayı aklına getirmez. (Bu bir tavsiye değildir.)
" korkan kisiler beni sikayet etmeye çalisti agiz dalasina girmeye çalisti sokak canlarimi besledigim için"
Ben de bir sene öncesine kadar (bebek artık yaşlandı, 17 yaşında uzaklara yürüyemiyor pek, familiar kedim 22 yaşında öldü) köpek ordusu ile 6-7 sene her gün gezdim; hiçbir olumsuz olay yaşamadım. Hatta bana sokakta "köpeklerle gezen vatandaş" diye gülerek takılanlar bile oluyordu.
" Insanlarla genelde aramda ciddi mesafe vardir. Yani fazla muhattap olmam tanimadigim insanlarla"
Çoooook doğru karar. Kutlarım.
" Artik Kova çagimi dersin, ekonomik nedenlermi dersin, negatif güçlerin dünyayi etkisi altina almasi mi dersin bazi kisiler gibi :),"
Zor geçindiğim halde ekonomik nedenlerin etkin olduğunu hiç sanmıyorum. Bayramda Bodrum girişindeki trafiğe hayretle baktım. Bu fiyatlara her yer dolu. Ben fakir olarak sadece kendimi görüyorum.
Negatif güçler… Ne zaman yoktular ki sevgili arkadaşım? Biz beyin elektriğimizi pozitive edip daha iyi paralele sıçramadıkça hiç bir yere de gitmeyecekler.
Ama Kova Çağı… Evet! Kesinlikle katkısı var. Ancak hangi çağda olsak da, o çağ kendi iyilikleri ve kötülükleri ile gelecek. Kovanın en iyi yanı akıl almaz hızla ilerleyen bilim ve teknoloji... Büyük teyzem 96 yaşında. Bana "Tel dolaptan (onun zamanında buz dolabı yoktu), akıllı evler çağına geçmiş bir nesiliz" dedi. Çok az kuşak bu dev değişimi yaşadı. Kova manyaklıklarına kızınca bunu anımsayalım.
" Sizce insanlardaki asiri sinirlenmelerin ve artan bu hosnutsuzlugun okült bilgilerinize göre veya sahsi görüslerinize/hayat tecrübelerinize göre nedenleri nelerdir?"
Bence güneşin altında yeni bir şey yok arkadaşım. İnsanlar hep yanlışlarla doludur. Bu günün modası sinirliliktir, bizim devrin modası baskıydı, ondan önce vatanseverlik ayağına savaş çıkartma modası vardı… bakalım gelecek 50 yılda ne çıkacak. Nedensellik aramak, beyninizde size kaygı veren düşünceye -çözüm bulmak adına onu sürekli düşündüğünüz için- yuva kurmaktır.
" Ayrica insanlari bence birsekilde etkiliyorsun pozitif olarak :) Adam sizin büyücü oldugunuzu bilmese bile bir sekilde saygi duyuyor bence ya sabah/aksam yaptiginiz bir çalisma etkiliyor veya hal ve hareketlerinizden bu kaniya variyorlardir eminim. Ayrica bence toplum içinde iyi niyetli oldugunuz için kimseyle zaten kimseyle ters düsmüyorsunuz ve zaten böyle durumlarda kalmiyorsunuz sanki?"
Beni mahcup ettiniz bu güzel cümlelerle… daha dürüst olmam gerekirse sevinç içine soktunuz.
" Adam sizin büyücü oldugunuzu bilmese bile"
Rahat yaşamanın ilk adımı mesafedir. Yaşadığım yerde kimse majisyen olduğumu bilmiyor. Söylemeyi düşünmüyorum. Bu kolay tolere edilebilecek uğraş değildir. Komşum büyücü olsa, ben de tedirgin olurum. Yani -sanılanın ya da öğretilenin aksine- dürüstlük adına her şeyi söylemek ve herkesle samimi olmak çok iyi bir şey değildir. Maske taktığınızı belli etmeden maske takmalı, ketum olduğunuzu belli etmeden ketum olmalısınız.
" bence ya sabah/aksam yaptiginiz bir çalisma etkiliyor"
Evet, bu konuda majikal çalışmam var.
" hal ve hareketlerinizden bu kaniya variyorlardir"
Kesinlikle doğru: Çok efendiyim. Elim de açık. Bu da çok önemli… İnsanları armağan devrelerini tetikleyerek de dost edinebilirsiniz.
"toplum içinde iyi niyetli oldugunuz için kimseyle zaten kimseyle ters düsmüyorsunuz"
Evet çok değerli gözlemler bunlar; haklısınız. Ama iyi niyet demeyelim: Onları gerçrrrrrrrrçekten anlıyorum. Bunu öğrenmem 20+ yılımı aldı. İnsanlara kızmama neredeyse imkan yok.
[Öfkemi hayatımdaki hanımlara saklıyorum. Zor bir erkeğim. Baştan diyorum. Beğenen gelir. Ama aşırı seflatli, ilgili, eli açık, her şeyini paylaşan, birlikteliğe düşkün olmam, cellatlığımı genelde bağışlatıyor.
]
Bu noktada size bir eleştiri getireyim: "Böyle durumlarda" (pozitif ortamda) kalmamın nedenlerini benim akıl edemeyeceğim kadar net müşahede etmişken, hala neden bana soru sordunuz ki? Formülün önemli kısmına haizsiniz… Neden uygulamıyorsunuz?
Siz kardeşim biraz olsun hayatı kavga yüklü görüyorsunuz. Ya da şöyle diyeyim: Kavgaları, kavga olarak, en yalın halleri ile görüyorsunuz. Bu bir Magus'a yakışmaz. Magus, kazan başında concoction karıştıran büyücü değil; maji bilgisini mundane hayata uyarlayan adamdır. Bir kavgaya bakınca sadece oradaki insanların acı çektiğini görmeniz gerek, hayatın ne hale geldiğini değil. Hayvan sever olsanız da; köpekleri istemeyenleri görünce, o insanların korkuları ile çektikleri acı için üzülebileniz gerek.
İzin verin, kısa süre önce yaşadığım bir olayı anlatayım: Çevrede iki kurt köpeği ile gezen zorlu bir arkadaş var. Kavgacı bir tip, geçenlerde hayvanları sevmeyen bir adamla dövüştü, yumruk atıp elini kırdı. Aramız iyidir, şükür. Gerçekten de severim, danıştığım olmuştur. Bir gün bir hanıma çok ağır küfürler etti. Hanım da zorlu biri. Hayvanlardan nefret ediyor. O kadar ki, su kaplarının doldurulmamasını talep ediyor. Kendisine sempati duymadığımı ekleyeyim. Ama bunu ona hiç belli etmedim. Hep selam verdim, giderek hatırımı sormaya başladı. Yavaş yavaş konuşmaya ve anlatmaya da… Yaşlı bir hanım. Ve sonunda köpeklerden ne kadar korktuğunu, iki kez eve gittiğinde korkudan altını ıslatmış olduğunu gördüğünü anlattı acı çeken bir yüz ile. O karakterde bir hanımın bir erkeğe (bana) bu denli açılması çok önemliydi. Karşınıza çıkan sorunlara, hatta düşmanlara farklı gözlerle bakmazsanız, hep onlarla kalırsınız.
" Asiri sinirlenmelere karsi korunmak için tavsiyelerin nelerdir?"
Bu yanıtımı dikkatle okumanız.
"a bu konularda sik sik majikal çalismada yapıyorum"
Korkarım ki beyin elektriğiniz olumsuz inançlar temelindeyse, majikal çalışmalar güçsüz kalabiliyor. Bu yüzden her çalışma öncesinde kendinizi mutlu etmeyi deneyin ve çalışmaya bir eğlenceye, ya da kanka ile buluşmaya gider gibi başlayın. Ama bu duygunuz içten olsun, kabuk olmasın. Eğer esmalarla çalışıyorsanız esmaları, ya da majikal tanrıları, birer can arkadaş olarak görün; onlarla buluşmaya hazırlandığınızı düşünün (ki bu doğrudur). O zaman daha başarılı olduğunuzu göreceksiniz.
" Sizde bir yazinizda Mecusi egitmeninizin eskiden sizde yaninizdayken bir kisi tarafindan saldiriya ugradigini onun ise adama karsilik vermek yerine aracinin aynasina vurup kirdigini yazmistiniz(ve yine kendiside bir uzakdogu sporunda eğitimliydi"
Evet. Bizi izlediğiniz belli. Çok çok sevindim. Üstadımız hayatın "cücğünde" (size ve kendime yukarıda önermediğim yerinde) olmayı seven maceracı bir ruhtu. Bülent gibi "tehlike sever"di. Cangıla ne kadar girerseniz, tehlike ile karşılaşma olasılığınız o oranda artar. PE olayları minimize edemez pek… eder… ama bir yere kadar. PE daha çok size darbe almamak için nasıl davranmanız gerektiğini fısıldar. Üstadımıza bir keresinde birlikte olduğu bir hanım yakınları saldırdılar. Camlar kırıldı… kavga o kadar şiddetliydi ki, çevreden yetişip hemen ayırdılar. Ancak -burası önemli- o kavga ettiği kişi ile BİLE dost oldu ve o kişi ayağını kırıp evde hapis kaldığında sadece üstadımızı çağırır, önüne yemekleri içkileri yığardı. Üstadımız çok fakirdi ve bedava yemek içme olunca büyük mutluluk duyardı. Adam bir keresinde beni de davet etti… ben ise her zamanki gibi ortamda olay çıkarmıştım.
Lütfen burayı dikkatle okuyun arkadaşım: İnanılmaz geçimsiz, uyumsuz biriyimdir. Kafam kızınca tanrımla bile kavga edecek kadar ters (hatta manyak) bir yanım vardır. Ama hala da güzel hayatım hakkında anlattıklarımda en küçük bir abartı yoktur. Beni şahsen tanıyanlar okuyorlar. Abartmama bile imkan yok; adım yalancıya çıkar. Şunu demeye çabalıyorum: PE için mükemmel bir karakter öncel değildir. Doğru davranmayı bilmek İLK GEREKLİLİKTİR.
Ben bu geçimsiz, asosyal, özelimdeki kadınlara cellat halimle iyi yaşayabiliyorsam, eğer bilseniz, siz ne kadar daha iyi yaşayacaksınız. Ancak mailinizin her noktasından bu bilgiye uzak olduğunuz anlaşılıyor.
Üstattan konu açıldı, kendini çirkin bulan hemcinslerim için yazayım: Çok çirkin bir adamdı. Korkunçtu hatta. Bir arkadaşımız "Sende öyle bir tip var ki, silah taşımana gerek yok" demişti. Ama önceden yazdım, kadınlar kadar, o erkeksi tipine rağmen, erkekler de ona yakınlık duyarlardı. Bir mekanda bir kabadayı tuvalet önünde koluna girip "Sana hastayım" mealinden laf etmişti. Evli bir erkek arkadaşı ise onu sahile içmeye davet etmiş ve cinsel organını tutmak için yalvarmıştı. Beyninizde EM alanınız pozitifse, tipinizi çok kimse fark etmez.
Estetik ameliyatlar bir zevktir arkadaşlar, ASLA bir kurtuluş/çözüm değildir. Beyin elektriğiniz negatif ise, yüzünüz baştan yaratılsa bile, aşk hayatınızda mutluluk oranı eskisinden farklı olmayacaktır. Kendinizi beğenmeye başlamanız tabidir ki beyin elektriğinizi bir ölçüde pozitive eder… ama kimliğinizi pozitive etmek için yetersizdir. Aşk ve seks hayatında da son sözü görüntü değil, daima kimlik söyler.
Toparlayayım: Evrenin çalışma şeklini öğrenirseniz, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu, hatta çok şeyin (her şeyin diyerek "Herif tam uçtu" dedirtmek istemedim) yanlış olduğunu müşahede edebilir, böylece hatalı alanları (örneğin insanlara yönelik hatalı yorumlarınızı) beyninizden silebilirsiniz. Ardından Tanrıya ve/veya doğal iyi mekanizmaya (hayatın özgün halinin şahane olduğuna, ona ulaşacak frekansınız olmadığı için sıkıntı çektiğinize) yürekten inanın.
Var mısınız bir kontrole? Şu an kontrol edin kendinizi, "Hadi be, hayat hiç de şahane filan değil, iyiliğin hep kazandığı da palavra, adaletsizlik her yerde!" düşüncesi beyninize geldiyse…
Ayrıca neşe, heyecan, dostluk, arkadaşlık, şenlik duyguları ile doluyken maji yapın…
Ve son olarak olumsuz ortamlarla -"sosyalleş" benzeri yönlendirmelere biraz kulak tıkayıp- aranıza mesafe koyun.
Bilgiye ek olarak pozitif sonuçların gelmeye başlamamasına imkan yok.