YANIT
Evet; maji başarı sağlar. Yani maji “isteklere sahip olmayı sağlayan” bir sistem, arzulara ulaşmak adına değerli bir destek, ataerkil kültür tarafından kırılan bacağın (gerçek bilginin) yerine konulacak bir koltuk değneğidir.
Ancak majide başarı, olağan hayatta istekleri elde etme başarısından zordur! Fakat majikal yetenek bir kere elde edildiğinde, kişiye çok farklı kazanımları, gerçekten kolay biçimde sunar.
Sanılanın aksine; majikal başarının iki temel ayağı vardır.
Bunlar;
1- İnanç. (Majinin varlığına, çalışılan sisteme, kişinin kendine inancı.)
2- Pozitif enerjidir.
1- İnanç, beyinde -majide çok gerekli olan- volüm transmisyonu ve gama senkronizasyonunu üretir.
2- PEnin yokluğu, yani NEnin varlığı ise majikal başarıyı engeller; çünkü mutsuzluk yaratarak (bölerek, yani mutluluk veren ana alandan uzaklaştırarak) beslenen/var olan bir enerji, öncelikle kendisini celp edende aktive olur, yani kendini celp edenin başarısını engeller. Ne de olsa en güçlü şekilde kendini davet edenle senkronize haldedir. Basit ve apaçık bir mantıktır bu.
Bu ön ve gerekli bilgilerden sonra biraz teorik konuşmaya koyulalım.
Beyniniz kendi elektriğini bio-kimyasal yolla üretir. (Beyinde elektron zıplaması ile meydana gelen bildik elektrik yoktur.) Bu meyanda bir EM alan meydana gelir ve bu alanın bir dalga boyu vardır. Bu dalga boyu pozitif ise ana pozitif alanla (inançlı iseniz buna tanrı diyebilirsiniz) rezonans yapar, böylece her iş KENDİ KENDİNE yoluna girer. Yani işlerin genelde yolunda gitmesi, işlerin daima yolunda gittiği ana alanla kontağın varlığına delildir. İşlerin yolunda gitmemesi (sürekli karşılaşılan sorunlar) ana alandan kopacak beyin elektriğinin varlığını gösteriyor olabilir.
İşin zor yanı beyin elektriğini pozitive etmektir; çünkü makroda (iyilik ve kötülüğün çarpışma alanında) bedenlendiğimize (çöktüğümüze) göre, ana yapımız pek de pozitif değil demektir. İşte maji, ideal olarak bu noktada devreye girer ve beyin elektriğini pozitive etmek adına kullanılabilir. Eğer sonuç başarılı olursa, tek bir çalışma ile birçok kazanım elde edilecektir.
İşin ikircikli kısmı ise bu “yolunda gitme” kavramının içeriğidir. İşler yolunda gidince ne olması gerektiğini majikal çalışmada şiddetle (ya olurum, ya ölürüm yaklaşımı ile) deklare ettiğiniz anda (kesin sınırlar çizdiğinizi anda) kontak kopar. Farklı bir söyleyişle: Eğer majiyi “İllaki zengin olayım, başka şey istemem” diye yaparsanız büyük olasılıkla NE celp edeceğiniz için çalışma başarısızlıkla sonuçlanabilir. (Büyük ihtiraslar, sınırları kesin çizgilerle belirlenmiş istekler, “Ya olurum, ya ölürüm” yaklaşımları beyinde NE varlığına delildir.) Oysa niyeti daha sınırlamasız şekle sokar “Yaşamımdan bereket eksik olmasın, daima rahat yaşayayım” dediğinizde beyninizdeki size bunu dedirten PE, majikal başarıyı destekler.
Anılan gerçekler asla ortaya dökülmediği için maji özünden çok farklı yerlere savrulmuş, kirletilmiştir. Ortaya dökülmeme nedeni gerçeklerin hoşa gitmemesidir. Ne de olsa ortada maji diye, birkaç yöntem elde edince kişinin her istediğine sahip olacağı bir sistem vardır. Bazı insanlar bu gibi umutları yok etmemek pahasına gerçeklere sırtlarını dönerler.
Beyninizde PE yoksa, çevrede pek bol olan (kimse darılmasın, bu gruba Crowley ve Regardie’yi bile alıyorum) “palavracı” diyerek terbiyesizlik etmeyelim, “kendi çalışmaları hakkında aşırı iyimser” adamdan başka şey olamazsınız. Yıllarını Order’larda, gruplarda geçirmiş, güçlü olduğuna inanılan büyücüleri yakından tanımış biri olarak rahatça söyleyebilirim ki maji ortamında başarı sanılanın çok, ama çok-çok altındadır. Ortada dolaşan yaldızlı sözler genelde abartıdır.
Benim izlenimlerimi bir kenara bıraksak bile sözlerimin gerçekliğini “en bi’ ünlü büyücüler"in, garip isimli Order liderlerinin, anlaşılmazlığı oranında değer biçilen öğreti sahiplerinin, sokaktaki adam kadar kavga, gürültü, hastalık, ayrılık, felaket ile iç içe yaşamalarından anlamak olasıdır. Bir akıllı adam da bu tiplerin karşısına çıkıp “Ya, kardeş, tamam en iyi dalgıç sensin, en güzel filmi sen çektin abi de, neden benden farkın yok?” demeyi akıl etmemiştir.
Bu “büyük büyücüler”in başarısızlık nedenleri (cümlemi rafine edeyim: “Sizden bizden farklı hayat sürmeme nedenleri”) onların ihtiraslı “ille de olsun”cu karakterleri ile celp ettikleri NE yüzündendir. Maji, “Ne istersen senin olur” şeklindeki hatalı tanıtımı nedeni ile bu tip kimliklerin tekelindedir. Kötü ününün nedeni de bu birbirinin üstüne çıkıp, kimsenin anlayamayacağı -bence- gülünç metotlar yaratmaktan başka şeye aklı ermeyen adamlardır.
Oysa maji, ılımlı insanların hayatlarını kolaylaştırabilecek hayırlı bir gerçektir. Müslümanlıktaki -başka hiçbir inançta görmediğim- “Hayırlısı ne ise o olsun”, ya da “hayırlı ise olsun”cu kişiler eğer maji öğrenmişlerse, evet, arzularına öncekinden daha olay ulaşırlar.
“Hayr” isteyenlerin spesifik arzuları olmayacağını düşünmek hatadır; onlar istemeyi bilmektedirler!
Onlar;
-
Bir düşmanı yok etmek yerine, onunla yürekten gelecek bir dostluk, en azundan rahatlatıcı bir uzlaşma oluşturma,
-
bir kadın ya da erkeği elde etmek yerine, ona benzer bir diğeri ile karşılaşma,
-
üzerine iş yükleyen patronu lanetlemek yerine, verilen işin üstesinden gelip dikkat çekme ve vaz geçilmez, ihtiyaç duyulan olma
çalışması yapacak elektriğe sahip beyinlerdir.
“üstat büyücü egitiminiz geliyor acaba bu egitimi alirsak kendimize maji yaparak daha basarili üretken azimli olmami saglar mi ?”
Eğer majisyen olmayı başarırsanız kesinlikle sağlar. Eğitimde size bir ekipman sunulmaktadır; bir beyin yeteneği değil. Balerinler, aldıkları eğitimde ikili pirouette’in nasıl yapılacağı teknik olarak öğrenirler. Bundan sonrasını hiçbir hoca onlara öğretemez.
Amacınızın tehlikeli bir ormanın sonundaki bir hazineyi elde etmek olduğunu düşünün. Biz size üç ay boyunca araç kullanmayı öğretiyor, elinize bir harita veriyoruz. Bundan sonra bunları kullanmakta egaliyet kazanmak için yalnızısınız. Başarı oranınızı yeteneğiniz, çalışma gücünüz, vakit ayırma sıklığınız, inadınız, şevkiniz, irade miktarınız, tutarlılığınız ve sabrınız belirleyecektir. Bu niteliklere sahip olan, ya da bunları sergileyebilenler PE sahibi kişilerdir zaten. :)
Harita ve ehliyeti her elde edenin ormanı geçeceği inancına sahip biriyseniz sizi düş kırıklığı bekliyor olabilir. Size verdiklerimizi sadece çok önemli (ve seçkin) bir ilk adım olarak görebilirseniz, o zaman evet, başarı şansınız vardır; çünkü bu inanış, diğer adımların gerekliliği konusunda da inancınız olduğunu göstermektedir.
Binlerce alan etkileşimi ile var olmuş kuantum uzayını iradi olarak, tek taraflı bükmekten söz ediyoruz… Bu iş kolay olabilir mi? Belli kelimeleri söyleyip, belli şekiller çizen, belli saatlerde, belli işler yapan herkes her istediğini elde edebilse bu dünyanın hali nice olurdu?
Biz öğrencilerimizde -dikkatle planladığımız bir süreçte, bilim bazlı kuantum ve manyetizma bilgileri ile- aslında onlarda inanç yaratmayı hedefliyoruz. (Manyetik maji eğitimi ilk bölümde adamı yere yıkacak kadar bunalttığımızın farkındayım.:) ) Unutmamak gerekir ki, eğer sözler/teoriler bilimsel verilerle desteklenirse gerçek oldukları konusunda kişide inanç yaratırlar. İnanç ise majinin başlıca argümanıdır.
Eğitimden sonra hala da bir hiç olarak yapayalnızsınız sevgili kardeşim. Asıl serüveniniz bundan sonra başlar. Size aktarılanları hıfz edecek, çalışacak, çok çalışacak, inanacak, çok inanacak, ilk altı ayda bir minik pırıltıcık elde etme peşine düşeceksiniz.
Pırıltıcık dediğim şey minik bir geri dönüştür…
O pırıltıcığı ele geçirince, ya ip ucunu yakaladığınız görüp, onu bırakmaz ve ağrı ağır çekmeye başlarsınız; ya da “yok abi, bu rastlantıdır” deyip şansınızı yitirir, başka bir ip ucu bekler, belki de bu süreçte tembelleşir ve ilginizi yitirirsiniz.
Toparlayayım: Maji, doğru düşünmeyi bilen (PE sahibi), inançlı ve çalışkan kişiler için büyük bir fırsattır. Eğitim ise bu gibi kişilerin yararlanabileceği bir ehliyet ve yol haritası…
“bir süredir siteyi takip ediyorum ve çok güzel bir sey buldugum için seviniyorum”
Bu sözleri size söyleten beyin elektriği bence majikal dünyada başarılı olacağınızın bir göstergesidir. Sitemizi bizce kutsal “güzel” sözleri ile nitelediğiniz için ek teşekkürler ederim.