YANIT
Evet mümkündür.
Saçmaladığıma inanmadan önce lütfen aşağıdaki bilgileri okuyun. :)
Şekil değiştirmeden başlayalım: Bu eylem küçük çaplı ise majikal çalışmalar içinde görece en kolay olanlardandır; çünkü makroda yapılabilmektedir. Pek çok hayvan, örneğin ahtapotlar, sürekli şekil değiştirerek yaşarlar. İpek böceğinin kelebek olması şekil değiştirmedir. Büyüme eylemi şekil değiştirmedir. Tenimizde sivilce çıkması şekil değiştirmedir. İslam hocalarının "okuyarak" siğilleri iyileştirmeleri şekil değiştirme büyüsüdür. Maji eğitiminim ilk safhalarında bile küçük çaplı şekil değiştirmeler gerçekleştirmek mümkündür. (1988 yılında John Carpenter'ın Prince of Darkness adlı filminden etkilenerek Şeytan tarafından seçildiğini kanıtlamak adına kolunda filmdekine benzer bir "temriye" çıkartan bir arkadaşım(!) vardı.)
İleri seviyelerde (örneğin majisyeni rahatsız eden bir beden bölgesine estetik müdahale) yapılabilir. Maji ile cildi gençleştirme de bir şekil değiştirme çalışmasıdır.
Editörün notu:
Majikal eğitim hakkında bilgi almak için lütfen tıklayın!
İşi biraz daha zorlaştıralım ve görünmez olmaya gelelim.
Görünmezlik de makroda mümkündür. Teksas üniversitesi
Cockrell School of Engineering'de bu konuda araştırma yapılmış ve bir rapor yayınlanmıştır. Araştırma, görünmezlik konusundaki ciddi kısıtlamaları ortaya koysa da, bunun mümkün olabileceğinden de söz etmektedir. Kısaca özetlemek gerekirse, makroda gerçekleşen olayları maji ile elde etmek mantıken mümkündür.
Şimdi bu sözlerimin gerçekliğini görmek adına elimizdeki verileri sıralayalım:
-
Kuantum mekaniği ortodoks yorumu, makrokozmosa (içinde yaşadığımız evrene) biçim vermenin (dalga fonksiyonu çöküşünün) "ölçüm" ile yapıldığını ortaya çıkartmıştır.
-
Wigner-Von Neumann yorumu söz edilen "çöktürmenin" bilinç ile (ancak bilincine varmadan) yapıldığını savlamıştır.
(722 bu inanca dayalıdır. Unutulmamalıdır ki Young deneyinde ölçüm aleti ölçümü yaparak çökme var etse de, aletin ölçümü bilinç tarafından algılanmadan (ölçülmeden) sonuç gerçekleşmez
("if a machine measured a quantum system, the results in the machine remained in superposition until observed by a conscious human, that consciousness “collapsed the wave function.” Stuart Hameroff)
-
Orch OR yorumu bilincin gama dalgaları ile var edildiğini ortaya atmıştır.
Bu bilgilerden yola çıkarak
"Maji, bilinci bilinçli olarak gama dalgalarına çıkartmak ve şimdilik ezoterik çerçevede bulunan bazı teknikler kullanarak dalga fonksiyonunu iradi şekilde çöktürmektir" denilebilir.
Peki neden biz majisyenler duvarlardan geçememekte, görünmez olamamakta, istediğiniz geceler eğiliminize göre kurt adam ya da vampire dönüşememekte, en azından geceye akarken Brad Pitt veya Jessica Alba'ya tıpatıp benzeyememekteyiz? Ya da bunu gerçekleştirmek için ne yapmalıdır?
İradi çöktürme için "süperpozisyon adlı olasılıklar bulutundaki milyonlarca seçenekten birine gama dalgası ile ulaşmaktır" denilebilir. Bu demektir ki majisyen, üretebildiği gama dalgasının hertzine paralel ölçüde seçeneklere ulaşabilir. Genlik (imkansızlık) ne denli büyükse, iradi çökürme için gereken hertz (gama dalgası dahil, beyin dalgasıfrekansı ölçüsü) o denli yüksek olmak zorundadır.
Beynini en muhteşem ölçümlerde bile (örneğin günde altı saat antrenmen yapan Budist rahipler) ancak 100'e ulaştırabilen insanoğlu için akıldışı gelebilen seçeneklere ulaşmak bu yüzden neredeyse olanaksızdır.
Ancak umutlar henüz tükenmemelidir.
Gama dalgasının bilinci yaratıyor olmasının nedeni dalganın kendisi değil, dalgaların var ettiği "gama senkronizasyonudur". Bu duruma "nöral senkronite" ile "volüm transmisyonu" denilebilir. Yani majikal başarınız nöronlar arasındaki senkronite ve transmisyonun volümünün büyüklüğü ölçüsündedir.
Gama senkronizasyonu ise en yüksek düzeyde inanç ile var olmaktadır. İnancın hastalıkları iyi etme, ya da kişiyi ölüme götürme ve placebo effect'in (bu sonuçlar iradi çöktürme ve maji yapma anlamındadır) nedeni budur. Bir Fransız atasözü "İnanan adam dağları yürütür" der… doğrudur.
İnancınız varsa (süperpozisyonda dilediğiniz gerçekliği çöktürecek gamanız varsa) kurt adam olmak, Brad, ya da Jessica'yı kıskandıracak kadar değişmek, duvardan geçmek, hatta uçmak mümkündür.
Bunları yapacak enerjiye ulaşamama nedenimiz, dünya adlı planetteki ataerkil kültürde doğduğumuz için beynimizin "bunların olması imkansızdır"a inanacak şekilde biçimlendirilmesi, yani konuları yapabileceiğimiz hakkında inanç var edemememizdir.
Editörün notu:
Bu konuda bilgi edinmek için İNANÇ ve BEYİN - Bölüm 2
adlı makalesini okuyabilirsiniz.
Kimseyi suçlamak istemem ama 1800lü yıllar ve sonrasında giderek artan ve kuantum mekaniğinin şafağında zirveye oynayan "sadece görünen gerçektir"ci poztivist bilimin verdiği hasar, günümüzde "ölüm ötesini kuantum teoremleri ile araştıralım, ölüm anında gamanın yükselmesi anlamlıdır" tartışmasını başlatan Hamoroff'a çok yıkıcı tepkiler veren ateistler tarafından var edilmektedir.
İmanlı olmak kadar, inançsız olmakta da bir yanlış yoktur. Ancak önemli olan bilinçli bir tanrının (yaratıcının) varlığı veya yokluğu aspetinde, maddeden öte bir şeylerin varlığından kuşkulanmak ve araştırmaya koyulmak, en azından arayışa giren kişileri hakaretler ve linç girişimleri ile engellenmeye çalışmamaktır. Makrokozmosun bir "Mucizeler Alemi" olan mikrokozmos tarafından var edildiği 1920lerde kuantum mekaniği ile ortaya çıkmış; 80li yıllardan sonra makrokozmosun da mikro kadar mucizevi sonuçlara gebe sayılabileceği teorileri ortaya atılmaya başlamıştır. Bu festivale katılamamamıza neden olan sadece beynimize yerleştirilen ket vurucu inançlardır. Üzücü olan ise o zamanlarda bile Einstesin dahil bazı fizikçilerin zaman içinde deneysel ortamda kanıtlanacak gerçeklere karşı çıkmış olmalarıdır.
Aslında mucize gerçekleştirmek için majikal eğitime de gerek yoktur; elde edilmek istenen arzuya kuşku kırıntısı olmadan (Planck seviyesinde bile bir dust speck bulunmadan) inanmak yeterlidir. Ancak bu şansımız elimizden alınması ortamında, evet, küçük çaplı da olsa mucizeler için maji tek çözüm gibi durmaktadır.
Sözlerimi özetleyeyim:
Beyninizde kuşku kırıntısı olmayan inanç,
yüksek gama dalgası,
doğru majikal bilgi,
olması;
çalışmanızı engelleyecek NE katresi
bulunmaması şartlarında duvardan geçebilir, görünmez olabilir, hatta uçabilirsiniz. Ancak görülebileceği gibi gerekliliklere eksiksiz sahip olmak pek de kolay değildir; hatta belki de imkansızdır.
Kişisel olarak pozitivizm ve bilimin daha var olmadığı çağlarda, söz konusu sonuçları elde eden druid, müneccim, witch gibi kimliklerin olduğuna ve onlar hakkında anlatılan "diğer aleme gidip geldi, kuş oldu, kurda dönüştü, falan yerde bedenlendi" benzeri hikayelerin gerçek olduğuna inanıyorum. Örneğin Lokman Perende ve kral Süleyman...
(Editörün notu:
Lokman perende ve teleportasyon yapan peygamberler benzeri konularda bilgi edinmek için Janus'un Ab-ı Hayat'ın İzinde: Mitolojiler ve Dinlerin Kılavuzluğunda Ab-ı Hayat
Arayışı adlı kitabını okuyabilirsiniz.
Site üyelerine ücretsizdir.)
Kuantum mekaniği ile okültistlerin nice iddiasının bilimsel dayanağının olduğu ortaya çıktıkça eski bilgilerin yeniden işlevsel olacağına inanmadan edemiyorum. Gelecekte -kuantum mekaniği sayesinde- majisyenleri muhteşem günler bekliyor. :-)