722 EĞİTİMLERİ
Temel Maji
Manyetik Maji
Pozitif Enerji
Maji Nedir?
Maji Artık Bilimdir
Eğitim Hakkında Bilgiler
Ücret Sorgulama
Eğitime Katılın!
SİTEYE ÜYE OLUN
ÜYE GİRİŞİ
ÖZEL İLİŞKİLER SORULARI

JANUS'a SORUNUZU SORUN!

SORULAR ANA SAYFA        |        SON EKLENEN SORU        |        TÜM ÖZEL İLİŞKİLER SORULARI

Önemli Açıklamalar        |        Soruların Kabul Edilme Kriterleri



= TÜM SORU KONULARI =

722 Ekolü ve Eğitimleri     |     Maji     |     Astroloji     |     Kuantum ve Bilim     |     Ezoterizm

Pozitif/Negatif Enerji     |     Müslümanlık     |     Farklı İnançlar     |     Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar     |     Fal/Tarot

Ruhsal Sorunlar     |     Yaşam ve İlişkiler     |     Özel İlişkiler     |     Janus

16 Ekim 2023
Fakir Erkeklerle Sinanmam Sorunsali

Merhaba sevgili Jan, nasilsiniz?

Yekten konuya gireyim mi?

Eski esim çulsuzdu. Bankalara borçlari vardi. Ben de eser miktarda sapsaldim herhalde ki o dönemki üç kurus maasimla onun borçlarini kapatiyordum ki borçlari bitsin, evlenelim.

Bu sapsalligimin geçtigini saniyorum. Artik erkeklere para yedirme/harcama konusunda farkli düsünüyorum. Özellikle sevgilim olan/sevistigim yani özel erkegimle olan iliskimde ben para harcamamaliyim. Nitekim mevcut sevgilimde bu açidan sorun yasamiyoruz lakin.

O da borç içinde. Disarida yemelerimizi içmelerimizi o ödüyor hep. Ama ben onun borcu oldugu ögrendigimden beri artik disarida yemek içmekten huzursuz oluyorum.

Benim para durumum da zaten yillardir arzu ettigim gibi degil. Sizinle ilk tanismam, size ilk ulasmam da bu sikintimin halli arzusundandi. Daha iyiceyim, sükür, ama hâlâ arzu ettigim noktada degilim, saglik olsun, çalismaya devamke.

Sorum su ki; Ben böyle oldugum için mi çulsuz erkeklere denk geliyorum?

Bu sorunun cevabi "Evet" gibi geliyor bana ama sizin neden-sonuç düzeninde akici ve akilci anlattiginiz yazilara ihtiyaç duyuyorum. Zahmet olmazsa, müsait bir zamaninizda yanitlarsaniz çok mutlu olurum. Biraz mahcup da olurum, çünkü onca yildir ögrencinizim, her yazinizi ilgiyle okuyorum, benimsiyorum, inaniyorum ama hâlâ tekliyorum, özür diliyorum, sizi seviyorum, çok sag olun.

YANIT

Merhaba benim zamanımı almamak adına sorularını siteye yollama nezaketindeki kadim dostlarımdan biri olan değerli hanım.

Sorunun yanıtı birden fazla olabilir. Hepsinin üzerinde duralım.

Önce en olası olasılıktan başlayalım: Elde etmeyi çok istediğimiz şeylerin bir türlü gerçekleşmemesinin başlıca nedeni onları fark etmeden "ya olurum, ya ölürüm" mantalitesinde istememiz, yani işin içine kaygı, hatta korku sokmamızdır. Endişe, kuşku gibi duygular, öfke, hırs, kin ve zalimlik kadar kişiyi yıkıcı beyin elektriğine neden olurlar.

Ancak farklılıkları (büyük başarıları), onların üzerlerinde fazla durmadan elde etmek de imkansızdır. Elinden geleni herkes yapar… maharet, elinden gelmeyeni yapma gayreti (hatta bu süreçte başarı) göstermektir. Bütün mesele bu büyük hedefleri ihtiras ile isteyip, uğurlarında savaşırken -lütfen buraya çok dikkat edin- süreçte bir serüvenci gibi EĞLENMEKTİR. Hırs, öfke, kuşku, kaygı, hüzün, kasavet benzeri duygular üretiliyorsa… sonuç beklemek anlamsızdır demeyeyim… ama sonuç elde etmek hayli gecikecektir.

İkinci neden senin zaten belli inançlarının olması (soruna verdiğin başlık bir "kesin yorum"dur) ve gerçekliği bu yöne çöktürmendir.

Üçüncü neden ise son derece basittir ve "Ülke koşullarında borçsuz erkek (partner) bulmanın hayli zor olduğunu nasıl fark etmezsin değerli arkadaşım?" şeklinde dile getirilebilir. Sana hayat yerine ben "Çok fazla şey istediğini" fısıldayayım. Sözlerimin açık anlamını sorarsan, "Partnerinden hem aşk, hem para beklentisi içinde olmak fazladır" diye yanıt verebilirim. Özgürlük, aşk ve para birbirlerinin yanında ancak çok-çok yüksek PE sahibi kişilerin kaderinde yer alırlar.

Bana "Ne yani? Ben NE sahibi miyim?" dersen yanıtım evet olacak. Ama dur; tabidir ki en sevdiğim öğrencilerimden/dostlarımdansın ve ben hiç de -özellikle hanımsalar- her önüme gelenle seninle olduğu gibi dostluk kurmam/kuramam. (Hanımlarla dost olmayız. Bu onları küçümsememiz değil, aşk ve seksi dostluktan önemli gördüğümüz için büyümsememiz anlamındadır.) Bu dostluğumuzun nedeni sendeki farklı PEdir. Çok ciddiyim.

Bu nasıl olur? Yani özde pozitif bir kişi nasıl NE celp eder?

Şöyle: Senin mesleğin (burada açık etmeyeyim), her ne kadar özün pozitif olsa da, sürekli kısa süreli negativite celp ettiren bir iştir. Bu tehlike -işini istediği kadar istekle ve inançla yapıyor olsun- doktorlarda da görülür. Mesleğin yüzünden hakkın olanı (özündeki PEnin verebileceklerini) alamıyor olabilirsin.

Konuya dönelim; ama farklı bir konudan konuşmaya başlayalım.

Sen aşıksın… Zaten hep aşk ya da beğendiğin erkeklerle olmayı aradın. Karşına çıkan bazı adamları beğenmediğin için istemedin. Şimdi aşka sahip oldun… bedel ödeme zamanı.

Zengin erkek isteyen, çok zengin erkeklerin bulunduğu çevreden arkadaş arar… ve burası önemli: Gelene -tüm kusurları ile- razı olur. Yaşam, defalarca yazdım, daima bedel ister. Zenginlik ve eli açıklık (bu da önemli) isteğini alırsan, bedelini, çok fazla çekici bulamadığın, ya da baş derdi bir adamla olmak şeklinde ödemek zorunda kalabilirsin.

İstediğimiz işi seçmekte de benzer bir dinamik vardır. İstediği işi seçen, artık bir eli yağda, diğeri balda yaşamaz. Hala bir dolu sorunla yüzleşir… ama artık bunları aşmaya enerji de bulacak ve süreçte eğlenecektir. İstediği işi seçen düşük gelire de razı olmak zorundadır çokluk. Bu da ödenmesi gereken bedeldir.

(Editörün notu: Bu konuda bilgi edinmek için Janus'un Yetenek ve para iliskisi başlıklı yanıtını okuyabilirsiniz.)

Senin hatan, istediğini (aşkı) bulduğun halde bununla yetinmemek olabilir. Ancak biraz can sıkıcı laf edeyim: Genelde istediğimizi elde edince ödememiz gereken bedelleri fark etmeden öderiz. Eğer adisyon geldiğinde bu fiyatı yüksek bulduysak belki de aslında restoranı çok da beğenmemekteyizdir.

Şimdi sana paganistçe bazı laflar edeyim. Bu sözler, bizim gerçeklerimiz olsalar da, genel cinsel ahlak değerleri ile çelişik oldukları için üzerlerinde fazla durulmamasını öneririm. Genele uyabilen daha rahat yaşar.

Her insan çok eşlidir. (Azınlıkta kalanların olması kuralı bozamaz.) Tek eşli olan sadece aşık olandır; aşk farklı bir sadakat yaratır… Söz ettiğim yapının gerisinde fizik kurallar (manyetizma) vardır.

(Editörün notu: Bu konu, Manyetik Maji Eğitimi'nde işlenmektedir.)

Senin durumunda kalan bir kişinin önünde iki seçim vardır.
1 - Aşık olduğuna karar verir ve burnuna dayanan tüm sorunlarla (istediği mesleğe geçen kadar) keyifle savaşır.
2 - Sevse de, aşk denen -bize göre çok da matah olmayan- (tabidir ki sadece makro ortamında, aşk cennet duygusudur) duyuya pek yakın olmadığına, karar verir… birlikte olduğu kişide bulamadığı özelliklere kavuşacağı bir diğer (ek) partner daha arar.

Aslında bu doğru ve iyi yoldur… çünkü doğal olan, doğanın emrettiği yoldur. Bu yüzden ataerki (aslında bende bol bulamaç olan erkek bencilliği) tarafından "aşk-meşk çözümdür, aile kutsaldır" benzeri işlerle yasaklanmıştır. Anaerkil kültürlerde bu işlere prim verilmediği için soy kadını izler, çünkü babanın kim olduğu nadiren sahih biçimde belirlenebilir. İnsanların ilişkilerinde asla tatmin olamamaları, ilk aylar sonrasında DAİMA sürtüşmelerin başlama nedeni bu, yani çok eşlilik doğamızı yaşayamamanın gizli öfkesidir. Çok eşlilikte de bir esas oğlan/kız vardır tabidir ki… insanlar tavşan değildir. Ama başrol oyuncusunun olması, senaryonun iki kişilik olmasını gerektirmez. Herkesin limanından gece geçen dost ve iyi gemiler bulunabilir. ("Gece geçen gemiler" sözü, Xaviera Hollander'e aittir.)

Partnerine acı vermeden (bu nokta çok-çok önemlidir) çok eşli olabilenin, bu özgürlüğü ona da tanıyanın (belki açıkça konuşup, belki çaktırmadan verenin), hatta partnerin gece gemisi ile itidal çerçevesinde dost olabilenin önünde baht ve bereket kapıları ardına kadar açılır… çünkü bu kişiler doğal bir akımla senkronizasyona geçmişlerdir. Kapıları kapayan, doğallığa ket vurmaktan başka bir şey değildir. Kıskançlık Tevrat'ta bile yasaklanmıştır.

Şimdi cümlelerine gelelim.

" Ben de eser miktarda sapsaldim herhalde ki o dönemki üç kurus maasimla onun borçlarini kapatiyordum ki borçlari bitsin, evlenelim."
Bu şapşallık değil, bir seçimdir sevgili arkadaşım. Her seçim gibi -eğer istekle ifa ediliyorsa- yanlış değildir. Yanlış olan pişmanlıktır; çünkü pişmanlık duygusu, ya yanlış seçim yaptığımızı, ya da eylemi fazla düşünmeden ifa ettiğimizi fark edince yaşanır. Buna karşın senin gibi paraya değer veren (bu tutum anaerkide onaylanan bir tavırdır, para kutsaldır) birinin paraca yardıma karar vermesi hatalı bir karar olabilir… hele ki bu karar bir isteği elde etmek (evlilik) için alındı ise…

" Artik erkeklere para yedirme/harcama konusunda farkli düsünüyorum."
Bu cümle çok önemli; çünkü -yanılıyor olabilirim- beyninde para harcama ile para yedirme eylemlerinin aynı şekilde algılandığını göstermekte gibi. Para harcama istekle ifa edilen bir eylemdir. Para yedirmede ise ciddi bir isteksizlik ve kendini bu işi yapmak adına zorlama vardır.

Özel hayat kapsamındaki ilişkilerde para alarak iş yapan bir erkek olarak hanımlara mesajım, partnerlerine para VERMEMELERİDİR. Kendi zevkim için seçtiğim (tabi ki onlar da beni kendi zevkleri için seçmişlerdir) ve özelime aldığım hiçbir kadından tek bir kere bile değil nakit para almak, BİR KEZ BİLE hesap ödetmişliğim yoktur. Beni bu sayfada okuyan hanım arkadaşlarım var (kimi ile dostluğumuz sona erse de, sağ olsunlar, farklı konularda bilgi almak adına siteyi izlemektedirler). Birinin bile aklından "Pis yalancı!" düşüncesinin geçmeyeceğini bilerek, bu kadar güvenle söylüyorum. Benim dünyamda kadın parası geçmez. Kadınımdan kuruş almak tabudur. Kadın parası, erkekliği paramparça eder. Makroda para zor elde edilen bir şeydir. Zorluklar ise erkeğin işidir. (Kadınlar -sanılanın aksine- zorluklara erkeklerden daha fazla tolere etme kapasitesi taşırlar. Ama zorluklar onları yıpratır. Zorluklar erkeği ise güçlendirir.) Kadınıma para vermek, ona (gücüm dahilinde) armağanlar almak (tıpkı bir erkeğin bahşiş verme konusundaki eli açıklık miktarı gibi) benim gücümle ilgilidir.

Bir erkek -testosteron içeren bir bedende adalenin zorluklar karşısında gelişmesi gibi- yük taşıyarak erkekliğini (erkini) var eder ve varsa geliştirir. Arzu eden hanım, erkeklerle özel ilişkiyi bir iş ortamı gibi (alma-verme, fiyat belirleme ve ödeme yapma) algılayabilir. Bunda hiçbir yanlış yoktur; hatta bu tarz ilişkiler kimi zaman bazı terslikleri onarabilir bile… ama EŞLEŞME farklıdır. Eşleşmede -yukarıda çok eşliliği öneren bizler- hala da kadınların partnerlerine para vermesine karşıyızdır. (Bir kez daha yineleyeyim: Eşleşmede de GEREKTİĞİNDE gece geçen gemiler -belki anlaşarak, belki belli etmeden- yaşanabilir.)

Anaerkide kadın ve erkek rolleri farklıdır ve çerçevesi -pek çok yerde kadınlar lehine- çizilidir. Kadın lehine olma nedeni kadınların güzellik, denge ve uyum yaratan taraf olmalarıdır. Bu bir armağandır hayata. Erkek ise onun bu ödülünü kolay vermesi için onu taşıyan (erkeksi gücü ile ona ortam sağlayan, işini kolaylaştıran) taraftır. Kazanç, yine erkeğin olacaktır.

Bir kadın erkeksi roldeki lezbiyenliği seçebilir; transvestit olarak yaşayabilir; hatta dilerse cinsiyet değiştirebilir. Hepsi anaerkide onaylanır. Onaylanmayan, kadın olarak kalıp, kadınlığı erkekleştirmektir; çünkü bunun anlamı bir kutsallığı, bir koruyuculuğu bozmaktır. Bu tutum, dünyanın sonunu getirecek olan tutumdur. Kadın da savaşabilir, çarpışabilir, cengaverlik edebilir. Kadın, raftaki biblo değildir. Ancak kadın, kadınca savaşır. Makroda kimi zaman -savaşmak demeyelim- "KARŞI KOYMAK" kaçınılmazdır. Biz erkeklerin kadınlardan öğreneceği ilk ders, sorunlara/tersliklere "güzellik, denge ve uyumla" nasıl karşı koyulabileceği konusudur. Güzellik, denge ve uyum kadın teklinde sayılmamalıdır. Erkekçe, muhteşem şekilde yaşanabilir. Bu başarı en benzersiz biçimde Kral Süleyman'da izlenmiştir. Bu zorluğu başaran erkekler efemine değil, kadınların karşı koyamadığı kimliğe evrilmiş kimselerdir. Kadınlar, gerçeği (doğal olanı) ararlar; çünkü onlar doğa ile (ya da tanrı ile) kontaktadırlar.

Evrenin giderek bölünmesinin gerisinde bu planetteki kadınların erkekleşmesinin olduğuna inanmaktayız. Tabidir ki aynı evren, başka planetteki canlılarda bu tutum yoksa dağılmamaktadır. (Bu konu kuantum mekaniği ile ilgili olduğu için girmiyorum.)

" O da borç içinde. Disarida yemelerimizi içmelerimizi o ödüyor hep. Ama ben onun borcu oldugu ögrendigimden beri artik disarida yemek içmekten huzursuz oluyorum."
Yanlış yapmıyorsun tatlım. Güzel gönüllü birisin. Seçtiğin adamın (onun için kendi çok eşliliğini reddettiğin adamın) zorluklarına tolere etmen gerek. Basite indirgersek; onun varlığı ile yetinip, sosyallikten uzak durabilmelisin.

" Benim para durumum da zaten yillardir arzu ettigim gibi degil. Sizinle ilk tanismam, size ilk ulasmam da bu sikintimin halli arzusundandi. Daha iyiceyim, sükür, ama hâlâ arzu ettigim noktada degilim,"
Beklentilerinin yüksek değil, çok yüksek olduğunu biliyorum. Hala da imkansız demiyorum. (Bedel ödenirse, imkansız yoktur.)

" Zahmet olmazsa, müsait bir zamaninizda yanitlarsaniz çok mutlu olurum."
İşte kadın… Bu ne güzelliktir, ne nezahettir… Kadınları bu yüzden -şahane poponuz, memeleriniz, uzun bacaklarınız ;) ya da kısa bacaklarınız (bu da şahanedir) için değil, bu kalbiniz yüzünden- seviyoruz. Bu enerjidir aslına erkeği uyaran. Bir kadın bu enerjisini kahkahası ile, cilvesi ile, yürüyüşü ile de sergileyebilir… güzel kelimeleri ve bakışı ile de… Güzel konuşmak (tatlı dilli olmak), güzel bakmak, güzel (çalkalayarak, hanımlar kızmayııınnnn) yürümek doğanın bir kadına verdiği büyük armağanlardandır.

" onca yildir ögrencinizim, her yazinizi ilgiyle okuyorum, benimsiyorum, inaniyorum ama hâlâ tekliyorum,"
Canım benim yaaa… gözümü doldurdun. :') Bebeğim, hangimiz teklemiyoruz? Örneğin ben teklemiyor, tökezlemekten fulll titrek-titrek yürüyorum. Bilmek ile yapabilmek farklıdır. Ama bilmek, bende olduğu gibi, hata yapmayı tamamen engelleyemese de, zayiatı kolay onarmayı ve ilerlemeye hızlanarak devam etmeyi sağlar.

Teklemediğimiz zaman, çoktan başka bir zaman, belki de planette doğduk demektir. Her şeyin bir gün pir-ü pak olacağını -insanlar elde edemeyip kendilerini başarısız bulsunlar diye- ataerki empoze eder… Amerikalıların bir lafı vardır: "Son taksit, son nefes" derler. Biz de diyoruz ki, "Son hata, son nefes". Makroda soluduğumuz her an bir yenilik öğrenmek için teklememiz gereklidir. Sakın nevmit (na-ümit) olma.

Biraz ortaya konuşayım.

İlişkiler, insanların mecbur edilip aile gibi yaldızlayarak bir eve kapatıp (genelde kadını kapatıp) bir yastıkta 20 yıl tüketmeleri (içimden köhnemeleri demek geldi, ama demedim bunu ) için değildir. İlişkiler, insanları BİRLEŞTİRMEK içindir… bu yüzden paganlarca çok eşlilik desteklenir. Varlığımın sözü ile: Beden seks yaparak kirlenmez.

Ancak farklı seçimlerin kutsallığı da gerçektir ve eğer seçim aynı yastık ortamı yönünde ise (ben bu karakterde bir adamımdır; birini sevdiğimde hem kendi "farklı" hayatım biter, hem onunki) ve de bedel ödenebiliyorsa bu da şahane bir şeydir. İnsanların isteklerinin ötesinde kutsallık yoktur. Bize göre tanrı, onunla senkronize olanların HER (sınırsız) isteğini vermeyi diler. Onunla senkronize olanlar zaten hatalı şey isteyemezler.

Ama seçimlerin ne ölçüde gerçek olduğunu da sınamak gerekir: Eğer yastık hedefli partnerin getirdiği zorluklara tolere edilemiyorsa, bedel ödenemiyorsa, partner ona yüklenen role uygun kişi olmayabilir… o zaman yastığı farklı kişilerle de arada paylaşmak gerekiyordur belki de.

Hayata biraz geniş bakmak gerek. Suçluluk duymadan… fazla aldırmadan… kesin kurallar koymadan… Genele, herkese dostça… ama derine dalmadan. Derine dalıyorsan da bedeli takır-takır ödemek adına eli cebi atmak gerek.

Bence yasalardan başka tek bir kural var: "Kalp kırma!" (Diğerinin alanına girme). Ama sen geniş olduğunda onun kalbi kırılıyorsa… o zaman o sana uygun değil demektir.

Ve son olarak yine seninle konuşayım ve "har'tayı, pus'layı" farklı yöne çevirip vurucu cümlemi edeyim: Bir erkek, borç içindeyken kadını için harcama yapıyorsa… İyisi mi bu cümleyi ben bitirmeyeyim.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -