Simdi Soruma Geçiyorum...
Evli biriyim. Uzun yillar oldu... Esimle cinsellik zaman içinde ve bazi yasanmisliklar üzerine git gide köreldi ve tükendi. Zaten en basindan beri de cinsellik temelli bir iliskimiz yoktu. Tipki senin kitabinda anlattigin eslerinle oldugu gibi...
Esimi ve aile düzenimizi seviyorum. Bosanmayi düsünmüyorum . Çocugumuz da var. Fakat artik cinsel olarak baskalari ile olma ihtiyacima karsi koyamiyorum. Bu hislerimi bastirmaya çalistigimda ise aynen senin eslerinle yasadigin, bahsettigin gibi ruhsal dengem bozuluyor.
Bu süreçte sanal iletisimle konustugum kisiler oldu fakat durumun ortaya çikmasi, yakalanma, hamile kalma ve en önemlisi de cinsel bir hastalik kaparak bunu eve tasima korkusu yüzünden realitede kimseyle birsey yasamadim. Kendimi kapana kisilmis gibi hissediyorum...
Cinsel hastaliklar çok yayginlasmis durumda ve inan ki çogu için prezervatif çözüm degil. Hepsini çok arastirdim. Prezervatif zaten kimse takmak istemiyor. Tüm bunlar üzerine bana ne önerirsin?
Bu durumlarin majikal çözümleri var mi? Düsünce gücüyle veya majikal bir çözümle kronmasiz bir sekilde hastalik kapmadan ve hamile kalmadan seks yapabilmek mümkün mü?
Yine ayni yöntemlerle esim ögrenmeden ve zarar görmeden bu iliskileri nasil yasayabilirim ? Ya da hiç mi yasamamali miyim???
Kisaca korktugum seylerden korunmanin ve diledigim sekilde yasayabilmenin formülü nedir? Bunun bir çözümü var mi?
YANIT
(Editörün notu:
Yanıt 18+ içeriktedir; herkese uygun değildir.)
Bir balerinle iletişimde olmak, en sevdiğim alanda yer alan bir sanatçının bana soru yöneltmesi, üstelik kitabımı okumuş olması ne büyük onur. Hiç abartmıyorum.
(Editörün notu:
Janus'un Altar Baykal mahlası ile yazdığı DANSÇI adlı kitabını
buradan inceleyebilir, buradan satın alabilirsiniz.)
Benim dünyamda, benim beynim için bu büyük bir ayrıcalık ve gurur kaynağı bu. (Ayrıca gençlikte bir kaç kez balerin bir yakınımın (kuzenimin) puant ayakkabılarını ayağıma geçirmiş, puanta kalkmayı denemiş ve ne zorlu bir iş başardığınızı, siz zarif balerinlerin aslında ne güçlü kimlikler olduğunuzu anlamıştım.
Kitabımda okudunuz, hep balet olmak istedim… beceremedim. Gücüm sadece bu yaşıma dek kendi küçük çapımda dans etmeye yetti. Buna da binlerce şükür. Ama keşke email verseydiniz; size soracaklarımı sorabilseydim. Belki de şimdi "İyi ki vermemişim" diyorsunuz. Çok da haklısınız. İnsanın tanımadığı, seçmediği kişilerin kendilerine ricacı olması çok da sıkıcı bir iş... Hiç abartmıyorum. Ayrıca size yanıt verdiğim için sizin ve başka kimsenin bir borcu yok. Yanıt vermeyi istiyorum… Yapıyorum.
Bunların da ötesinde kitabımı beğenmeniz bu günün ödülü… Bunu da abartmıyorum. Gün kötü başladı… biraz sallandım, negativiteye kayamaya hafiften meylettim… Tanrım hemen bu mesajı yollayıverdi... sizin mesajınızı.
Kitabım biraz… ne diyeyim? "Cinsel açıdan rahatsız edicidir" diyeyim. Orijinali (İngilizcesi) çok daha zor… Yaşamım, dans hayatım, o kadar kolay geçmedi. Ülkem insanının cinsel ahlak değerlerine saygıdan yaşadıklarımı Türkçe versiyonda sansürleyerek anlattım. Ama bu hali de 18+. Hoşgörünüz, anlayışınız ve bu duygularınızı dile getirme yürekliliğiniz için teşekkürler ediyorum.
Ve yanıtıma geçeyim; ancak geçmeden önce yanıtım hakkında bir uyarıda bulunayım: Sözlerim, genel geçer hayattan bambaşka bir yaşam modeli olan bir pagana aittir. Bu yüzden görüşlerim bazı -daha geleneksel değerlerle yaşamayı seven- kişilere rahatsızlık verecek olabilirler. Bu yüzden eğer farklı görüşlere esnek yaklaşımız yoksa lütfen bu yanıtı okumayın.
Ve alıntılarla başlayalım.
" Fakat artik cinsel olarak baskalari ile olma ihtiyacima karsi koyamiyorum."
Bunu hissetmenizin basit bir nedeni var: Bir insan olmanız ve türünüzün doğal (yani sağlık verecek, mutlu edecek) gereksinimlerine neredeyse 180 derece ters doğrularla yaşamanız. Kendinizi suçlamak yapacağınız en büyük hatadır. İçinde olduğunuz duruma sevinçle bakın; çünkü bu ihtiyaçlar sizin -özellikle ruhen- ve de bedenen sağlıklı kalabildiğinizin göstergesidir.
" Bu hislerimi bastirmaya çalistigimda ise aynen senin eslerinle yasadigin, bahsettigin gibi ruhsal dengem bozuluyor. "
Objektif ya da sübjektif, herhangi bir alanda herhangi bir şeyi bastırmaya çalışmak -makrokosmosun yapısından kaynaklanan değiştirilemeyecek iki sonuç var eder:
- Baskı tepki yaratır.
- Baskı sıfırlar.
Tepki, dengelerin bozulmasına -çekişmeye, karmaşa çıkmasına- neden olur.
Sıfırlamanın manası ise ölümdür.
Buradaki ölüm, bedenin ve beynin çalışmasının durması anlamında değildir. Beden ve beyni çalışan insanların kimi zaman ruhu ölmüş olabilir. Baskı; yaşayan ölüler yaratmanın benzersiz bir yoludur. Ancak bu yaşayan ölüler, öldürülemeyenlerden daha tehlikelidirler... çünkü doyumsuzluğa bağlı mutsuzluk içindedirler. Mutsuz insan ile kötü insan arasında geçilmesi çok kolay bir köprü vardır.
Yakalanma… Hamile kalma… Hastalık bulaştırma… Evet; bunlar başınıza gelebilir. Bu üç tehlikeden en olası olan yakalanmadır. Bana inanın: Eninde sonunda yakalanırsınız. Yakalanmamak için aşırı önlemler alırsanız ve olayı kısaca yaşayıp unutursanız yakalanmayabilirsiniz. Ancak bu işler, insan bir makine olmadığı için, kısa tutulmaz, giderek köklenir. Aşırı önlemler ise işin mayasını kaçırır; bu yüzden kısa sürede önlemcilik terk edilir… ve açık verilir. Hamilelikten korunmak kolaydır… hastalık ise, sanırım sizi en fazla tedirgin eden konu, bence çok da yüksek olmayan olasılıktır. Bu ömrümde sadece tek bir kere cinsel yolla bulaşan hastalığa yakalandım; ki, gençler pek anımsamazlar; AIDS'in ilk ortaya çıktığı ve patladığı yıllar eskortluğumun en yoğun dönemiydi.
" çogu için prezervatif çözüm degil."
Kesin doğru… bu bilince sahip olmanız çok iyi bir şey.
" Prezervatif zaten kimse takmak istemiyor."
"One night stand" tipi ilişkilerde kimseye taktıramazsınız, doğru. Ama bu ülkede pek çok -benim şahsen tanıdığım- duyarlı, partnerini koruma sorunluluğunda olan erkekler var. (Bunun da nedeni ilgi duyduğu ve değer verdiği bir kadın için sorumluluk almanın ruh hastası olmayan HER erkeğin erkeklik duygularını okşamasıdır. Biz normal erkekler, sorumluluk aldıkça kendimizi daha çok beğeniriz. )
Pratikte, yani okültist kimliğimin dışında dururken size önerim seks tabanlı bir ilişki f… buddy ilişkisi kurmanız. İlişkiye dikkatli olarak girmek şartı ile biz grup olarak bunu destekliyoruz ve çevremde bu ilişki içinde olan reelde tanıdığım hanımlar var. (Benim böyle bir ilişkim yok, hiç olmadı, yanlış anlaşılmak istemem. Ama kadın olsam, kesin bu ilişki tipini denerdim.)
İzninizle bir örnek vereyim: Çok sevdiğim bir öğrencim/dostum bu hayattadır. Kendisi araştırmacı bilim kadınıdır. 30lü yaşlarda inanılmaz güzel ve seksi bir hanımdır; öyle ki takma adı aramızda "Muhteşem Kadın"dır. (Kendisi de biliyor.) Çok şehvetlidir. Hep seksi giyinir. Yaşadığım varoş denilebilecek çevreye geldiğinde olay yaratır. Ve uzun yıllara dayalı, gayet iyi anlaştığı iki F… buddy'si olmuştur.
Bir diğer tanıdığım hanım (öğrencim değil, bizden değildir, önceden BDSM ortamında sub'ımdı) önerimle bu ilişkiye girmiş ve çok mutlu olmuştur. (O kadar ki, sonunda, olan bana olmuş, bir sub kaybetmişimdir. )
" Bu durumlarin majikal çözümleri var mi?"
Tabi ki var. Her konuda maji yapabilirsiniz. Ancak sorun ne kadar başarılı olacağınızdadır. Her majikal çalışma -bizlerde bile- sonuç vermez. Maji yapınca istediğinizi muhakkak elde edecek olmak bir şehir efsanesidir. Bu yüzden kritik konularda sadece majikal çalışmalara güvenmek doğru değildir. Ama yine de majikal çalışma sonuç için önemli bir destektir.
" Düsünce gücüyle veya majikal bir çözümle kronmasiz bir sekilde hastalik kapmadan ve hamile kalmadan seks yapabilmek mümkün mü?
Evet ve hayır. Eğer bizlerden iyi bir beyin gücünüz varsa, yani majikal başarınız %90lardaysa, maji sizi korur. Ancak ben -af edersiniz- palavra dışında, bu sonucu elde eden (ki, güçlü büyücülerle çok yakın ilişkilerim oldu) görmedim.
Daha önce yazdım sevgili hanımefendi: Önemli hacker'lar "Meat space şarttır" derler. Yani sadece bilgisayar başında kod yazanı eksik görürler. Gerçek majisyenler de aynı fikirdedir. Yani işinizi sadece majiye bağlamanızı hiç önermem. Ama maji yaparak güvenlik katsayınızı yükselteceğiniz için, majiyi öneririm.
[Tanrı aşkına adam reklama girdi demeyin, bir rahat konuşayım arkadaşlar. Yeri geldi söylemeden duramayacağım: Bu yeni eğitimde, gama dalgaları eğitiminde, (ki, ilerleme hızım ağırlaştı, bu gün artık içine bitiremeyeceğim kuşkusu düştü) maji yapmak istemeyenlere de beyin gücü denilebilecek bazı şeyler öğretiyoruz.
]
" Yine ayni yöntemlerle esim ögrenmeden ve zarar görmeden bu iliskileri nasil yasayabilirim ? Ya da hiç mi yasamamali miyim???"
Hiç yaşamayın dersem, hayatım, gerçeklerim, beynim ve inancıma ters düşmüş olurum. Kesinlikle "yaşayın". Yani hem ilişki yaşayın, hem de hayatı yaşayın diyorum. Ama önce pozitif beyin elektriğini sağlamanız gerektiğinin altını çizeyim. Bu da, yani öncelikle beyinde bir PE alanı var etmek sizi maji kadar korur.
Bu konuda bazı önerilerim olacak:
-
Öncelikle beyefendinin sizinle aynı duygularda olabileceğini kabul edin. Olmayabilir de... Siz varmış gibi kabul edin ve şurası çok önemli: Ona hiçbir şekilde kızgınlık duymayın; hatta beyninizde "ona olan sevgi ve saygınız nedeniyle eğer ihtiyacı varsa ona eş bile aramaya sıcak bakma" alanı var edin.
-
Cinsel ihtiyacın çok önemli ve gerekli, ama o kadar da önemli ve gerekli olmadığı hakkında da bir alan yaratın. Bu şu demek: Öncelik, sorumluluklarını aldığınız ve bir söz verdiğiniz (anaerkide söz çok çok çok çok önemlidir) kişilerindir. Sorumluluk taşıyamayacak olan olayı bitirir. Cinsellik asla söz ve sorumluluktan (karakter gücünden) öncel değildir. Ama hala da yok edilmemesi gerekecek kadar önemlidir.
-
Seks arkadaşı bulmaya karar verin, ama sevgili edinmeye KESİNLİKLE sıcak bakmayın, duygusal (bağlanmaya, romantizme, sevgiye, paylaşıma eğilimli) bir cinsten olsanız da, beyninizde bu -görece nötr- alanı da yaratın. Bu fedakarlığı yapın. Seks arkadaşınız ile ilişkinizi fedakarlık ortamında yaşayın.
-
Beğendiğiniz bir erkekle bu işe GİRMEYİN. Playboy babamın çok sevdiği bir söz vardı.
(
Editörün notu:
Janus'un playboy babası hakkında bilgi edinmek için
Yaramaz Baba ve Eski İstanbul adlı makalesini okuyabilirsiniz.)
Derdi ki "Karanlıkta bir hizmetçi ile bir kraliçe arasında kokudan başka fark yoktur. Kokuyu gidermek ise onu duşa sokmaya bakar". Seksi duygudan ayırın… ki, işin iyisi ve doğrusu budur. Seks, birbirini pek de beğenmeyen ama iyi niyetli insanlar arasında geçici olarak bağ kuran, eğlence yaratan, tatmin eden bir dosttur.
[Bu beyin elektriğim yüzünden uzun yıllar boyu -inanılmasını hasseten rica ediyorum- erkek bedeni bana itici gelse de, defalarca erkeklerce erkeklerle olabilmiş, ama özel (zevkim için kurduğum) ilişkilere erkekler girememiştir.
]
Bu kaynaşma ortamını yasaklarla bozan ataerkidir. Bu yüzden antik anaerkil uygarlıklarda (ki, çoğu Anadolu'da yaşanmıştır, biz Türkler "türkî" değil, onların torunlarıyız) Bereket Şenlikleri adlı bayramlarda, grup seks yapılırdı. Kimse bundan gocunmaz, yara almaz, cinayet işlemezdi. Ne kadar çok kişi bu işe girerse tanrıların o kadar mutlu olacağına inanılırdı. Tanrıların mutlu olması ise bolluk, bereket ve güzellik demekti.
Ben kimseye "E, o zaman haydi toplu seks yapalım" demiyorum. Anaerkil paganlar daima genelin eğilime saygılıdırlar. Kendi marjinal isteklerini ve inançlarını benzerleri ile gölgede yaşarlar (ki, ben grup seks filan yapmıyorum, önceden de yanıtlarımda defalarca yazdım: kendi zevkim için bana hiç uygun değildir, ama yapmaktan zevk alan çok kişi tanıyorum). Ve dahası: Geneli DESTEKLERLER. Genel destekleMEMEK, kaos ve acı yaratır. Değişimin zamanı gelince zaten genel kendini değiştirir. Bunun için saçma sapan işlere girişmeye gerek yoktur. Ancak fikir soranlara görüş bildirmemek de anlamsızdır.
Siz de beyninizi şartlayın ve bu yeni ilişkinize anaerkil pagan kadın olarak bakın. Partnerinizi, düzeninizin küçük ama gerekli bir detayı olarak görün. Öncelik vermeyin. Vereceğinizden kuşkulandığınız erkekleri seçmeyin.
Bu kadar akıl vermeden sonra artık maji, mistisizm, okültizm konuşmaya başlayayım.
Olumlu düşünceler kadar olumsuz düşünceler de beyinde nörotransmiter salgılanması ile meydana gelirler. Nörotransmiter (NT) , nöronların -bir anlamda- imal ettiği bio-elektriğin bir nörondan, diğerine -sinaps denen yarığı geçmesi için- salgılanan kimyasaldır. Yani var edicisi bio-elektriktir. NT salgılanınca post-sinaptik nöronda (yani yarığın diğer ucundaki beyin hücresinde) hangi reseptöre (alıcı moleküle) bağlanacağı çok karmaşık işlemlerle belirlenir (bu süreç duyguları meydana getirir) ve elektrik yapı değişerek akmayı sürdür. Bu elektrik, normal (Newton) fizik kuralları gereği bir elektromanyetik (EM) alan yaratır. İşte beyin elektriği diye konuşup durduğumuz bu EM alandır.
Bu alanın, her EM alan gibi bir frekansı ve dalga boyu vardır.
EM radyasyonun (akımın) dalgaboyu ve frekanslara göre sıralandığı bir cetvel bulunur ve buna EM tayf ya da spekturm denir. Bu spektrumda bir taraftakiler insana (canlılara) yararlı, diğer yandakiler zararlıdır.
EM alanlar birbirleri ile benzeşince rezonans yapar ve genliklerini arttırırlar yani güçlenirler.
Bizim iddiamıza göre henüz ele geçmemiş süptil EM dalgaboyları ve frekanslar vardır (kanıtlarımızı, argümanlarımızı anlatmıyorum, uzun hikaye).
Şimdi: Beyninizin EM alanı, bilimcesi CEMI alanı, negatif veya pozitif olduğuna göre bu alanlardan biri ile senkronize olur.
Bazı düşünceleri şiar edinir ve uygulayabilirseniz, beyninizde CEMI alanınız PE dediğimiz ve tayfın kırmızı (pozitif, insana yararlı) tarafındaki süptil alanlarla senkronize olur ve bunlar insan dostu oldukları için korunursunuz.
Şimdi pseudo-science'dan çıkalım, güncele dönelim, şartları yeniden özetleyelim; bunlar meat space ve "beyin space" şartlardır:
- Seks arkadaşı edinin.
- Edinirken dikkatli olun.
- Fizik olarak pek beğenmediğiniz bir erkeği seçin.
- Beğenmediğiniz erkekle seks yapıp tatmin olmayı beyninize öğretin.
- Seks arkadaşınızın düzeniniz bozmaması için özverilerde bulunun (ailenize öncelik verin).
- Eşinize cinsel arzunuz olmasa bile, saygınızı yitirmemeye çalışın. (Bu konuda -onun da bu ilişkide sizin kadar zorlandığını, ama büyük olasılıkla duygularını bastırdığı gerçeğini hatırlamaktan- yardım alabilirsiniz.)
- Ona aynı özgürlüğü isteyerek vermeye hazır olun.
- Korkmayın.
- Kendinizi suçlamayın. (Yaşayan ölüye dönüşmeden kaldığınız için şükredin. Abarttık. )
- Fazla düşünmeden bu ikili hayatın tadını çıkarın.
Varlığımın sözünü unutmayın: "Beden sevişerek kirlenmez. Nice karı-koca birbirlerine saygı ve bağlılıklarını yitirmeden bu tarz ilişkileri birlikte kurmaktadır." Bu tarz ilişkiler kimi karakter yapıları için dayatılan doğal dışı hayata -manyaklaşmadan dayanmanın- emniyet supabıdırlar.
"Ben beğenmediğim erkekle olamam, duygularım var" derseniz… O zaman boşanmayı düşünün. Çocuğunuz mutsuz ve daha kötüsü, tatminsiz bir annenin olduğu ailede kimliğini geliştiremeyecek olabilir.
Yani sadece beyin gücü ile veya maji ile korunma beklemek yetersizdir. Beyninizi yukarıdaki şartların HER BİRİNE yürekten sahip edebilirseniz, bu maji kadar koruyucu olur.
Oysa korku, anlayışsızlık, özverisizlik, bencillik, saygısızlık NEnin en bariz duygularıdır. Eğer herhangi bir şeyden korkuyorsanız tayfın zararlı yanındaki (yani mavi ve mor ötesindeki) alanlarla senkronize olursunuz… onlar ise bölücüdür. Bölünmek, acı çekmektir, olumsuz olaylarla karşılaşmaktır vb. "İti an çomağı yanına koy", "İyi insan iyi lafın üzerine gelir", "Korktuğum başıma geldi" sözleri bu gerçeklerin sezilmesi ile var edilmiştir.
Ve son olarak: "Gerçeklerin, bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyları vardır" denir. Siz de bir gün ilişkinizin öğrenilebileceğini daima göz önüne alın; ona göre önlemler, çıkış yolları, çözümler vb. saptayın; bunları üzerinde "tehlike anında camı kır" yazan bir sanal camlı dolaba yerleştirin.
Görüşlerimizi öğrenmek istemeniz kadar beni çok mutlu eden sözleriniz için de teşekkür ederim.
" Seviliyorsun Janus..."
Siz de öyle…
Dans hayatınızda size tüm kalbimle başarılar diliyorum.