YANIT
Sorunuzu dört ayrı aspektten yanıtlayacağım:
-
Beyindeki alanlar.
-
Gerçeklik nasıl var oluyor?
-
İdeal eşler.
-
Sünnet nedenleri.
Sonra cümlelerinize geçeceğim.
Alanlarla başlayalım.
Yaşam içinde size rahatsızlık verecek bir olayla karşılaştığınızda
[lütfen "travma" sözcüğünü kullanmayın; bu sözcük, kullanıldığı anda üzerine yığılmış negativiteyi beyninize yükler
]
eğer bizlerin "hayatı hafife al", "fazla düşünme" benzeri çağımızda pek beğenilmeyen, hatta küçümsenen bakış açısına sahip değilseniz, ataerkil kültürün beyninize yüklediği farklı alanlar tarafından yönetilmeye başlar, olaya gereğinden fazla ağırlık, önem ve zaman verirsiniz. (Plan zaten budur.) Böylece beyninizde size sıkıntı verecek NTler salgılanmaya koyulur. NTlerin salgılanma hızı, bir anlamda beyin elektriğini var eder. Söz konusu elektrik, manyetik alan yaratır ve ikisinin salınarak var meydana getirdikleri EM, ETC teorilerine göre bilincinizi oluşturur.
Bu bilimdir.
Ezoterizme geçelim: Adı geçen EM alan pozitif (tanrısal?) ya da negatiftir. Negatif ise, rezonans yasası ile evrendeki diğer NE radyasyonları celp eder, onlarla rezonansa girersiniz (demonlar tarafından obsede olursunuz). Böylece olumsuz düşünceleriniz artar. Bu gidişe bilinçle dur demezseniz, ya da şans eseri sizi bu ruh durumundan kurtaracak bir güzel olay yaşamazsanız beyninizde bir alan (neural pathway) oluşur ve artık istemesiniz de o düşünceleri üretmeye (yaşamaya, acıyı çekmeye) devam edersiniz.
Ataerkide küçümsenen (yine plan gereği küçümsenen) eğlencenin kutsallığı buradadır.
[Müslümanlıkta yas yoktur, cenaze ardından beyin ödül devrelerini tetiklemek adına lokma (tatlı) dağıtılır, siyah elbise giyilmez, hayattan bir süreliğin kopuş kutsanmaz, hz. Muhammet'in cenazede yüksek sesle ağlayanın şeytan güdümünde olduğu hakkında hadisi vardır.
]
Siz de geçmişte sünnet sırasında -büyük olasılıkla ailenizin sünnet olmazsanız penisinize olacak şeyler hakkındaki düşüncelerinin yarattığı alan yüzünden- acı çekmişsiniz, bu acıyı bir şekilde alana (nöral yolağa) çevirmişsiniz. Zaman bir numaralı temizleyicidir… ama onun tedavisine aşırı düşünmek ile (yarayı sürekli kaşımakla) olanak vermezsek bize yardım edemez.
İkinci olarak gerçekliğin nasıl var olduğunu anımsayalım.
Kuantum mekaniğine göre gerçeklik dalga fonksiyonunun (buna "olasılıklar bulutunun dalgası" diyelim) çöküşü ile oluşur. Bu yapı kesin olsa da, çöküşün nasıl ve hangi nedenle (ne aracılığı ile) var olduğu kesin değildir. 722nin üzerine kurulduğu von-Neumann - Wigner yorumuna ve Dean Radin deneylerine göre dalga fonksiyonunu çöktüren ölçüm değil, bilinçtir (buna da karakter yapısı diyelim).
Yine ezoterimze geçelim. Bu demektir ki beyinde negatif yolaklar varsa gerçeklik (kader), olumsuz karakter nedeni olumsuz şekilde var edilecektir (olasılık bulutundan, olumsuz olasılık realize olacaktır).
Şimdi de ideal eşlerden söz edelim.
Bazı eşler hayırlı, bazı eşler hayırsızdır… demeyeceğim tabidir ki… Her insan hayırlıdır bir ölçüde. Ama kimi zaman ağırlıklı olarak kendi hatası bulunmayan koşullarda NE odağına dönüşebilir. Bir örnek vereyim: Müslümanlıkta kaza vardır. Diyelim başınıza bir kaza geldi, eğer -yukarıda dediğim gibi- bu olaya gereğinden fazla değer verir, kendinize acır, atarekide popüler olan düşünceler aspektinde olayı değerlendirirseniz, özünüz pozitif eğilimli olsa da negativite celp olaya başlar.
Hepimiz, kendi fazla istemeden NE enerji ile yüklenmiş kişilerle de eşleşebiliriz.
Şimdi kısa süreliğine farklı bir alana atlayalım. Hep söz ediyorum: Kara büyü, pozitif (iyi) insanlara etkin olamaz. İşin içinde yine rezonans gerçeği vardır. Lanetlenen kişi sadece kendi olumsuzluk oranında lanetlemeden etkilenir.
Ve yine konumuza dönelim: Eğer eşleşilen kişi negatifse ve kişide benzer negativite varsa, evet, bu eşleşme bir ölçüde de olsa olumsuzluk yaratabilir.
Bu yüzden eş seçiminde -biraz dogmatik bir yaklaşım olduğunun farkındayım, ama biz bilim adamı değil, okültistiz- bazı kriterleri göz önüne almakta yarar vardır.
Pozitif kişiler (aslında pozitif kişi yoktur, pozitif kişi normal kişidir, yani pozitif olmak işin kolay yanıdır) eşlerini bir genel/temel bir değerlendirme ile seçerler.
Sözlerimi şöyle açayım: Pozitif enerji taşıyan kişiler için karakter, tutum, "hal ve gidiş", olaylara yaklaşım ve bu niteliklerdeki özveri/anlayış/uyum miktarı gibi kalemler; sosyal konum, gelir düzeyi, fiziksel yapı gibi özelliklerden önceldir. Sosyal konum, gelir düzeyi, fiziksel yapı gibi olgular da önemlidir kimilerine göre, bunda da bir hata yoktur; ama onlar İKİNCİLDİRLER. Pozitif insanlar için ilk saydığım unsurlar seçimde baskın beklentilerdir. İnsanların geneli pozitif olduğu için
[lütfen bana karşı çıkmayın, makro gibi şeytanın at oynattığı (olumsuz radyasyonlarla dolu) bir ortamda birbirimizin gırtlağına sarılmamamız, çoğumuzda erdemlerin varlığına (ona direnebilecek pozitivite taşımamıza) delildir
]
karakter/tutum ekseninde beğenilen nice kişi, fiziksel görünüm, gelir miktarı, sosyal konum ve buna benzer ikincil gereklilikler açısından mükemmel olmasa da seçilir… sevilir.
Bir kişi sizi (TABİDİR Kİ KARAKTER VE TUTUM OLARAK EN AZ ORTA SEVİYEDEYSENİZ) penisiniz, geliriniz, boyunuz, kilonuz vb. yüzünden eliyorsa lütfen inancınıza göre tanrıya ya da doğaya (yeni moda: "evrene" :) ) bir teşekkür ritüeli yapın. KORUNMAKTASINIZ. Bu gibi NE taşıyan kişilerin sizi seçmemesi büyük bir şanstır. Dilerim bu sözlerimin ağırlığını siz soruyu soran arkadaşıma ya da beni okuyan dostlara hissettirebilmişimdir.
Eş bulmak için ÖNCELİKLE karakterinize oynayın dostum. Güzellik kutsaldır. Asla onu kenara itmeyin, bu da NE belirtisidir. Ama güçlü bir karakteriniz olduğunda elinizde olmayan nedenler yüzünden reddedilirseniz sadece gülümseyin. :)
Ve son olarak Müslümanlıkta sünnet nedenlerinden söz edelim.
Ama baştan ana görüşümüzü yineleyeyim: "Sistemin veya yanıtların mutlak doğruları yansıttıkları iddia edilmemektedir. Bilgiler, doğru olduğuna mutlak olarak inanılanlar kapsamındadır."
Bize gelen tebliğlere göre bunun nedeni erkeklerin daha fazla cinsel heyecan duymalarına ortam yaratmaktır. Müslümanlık; Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi cinselliğin "dünyasal" diye lanetlendiği bir din değildir. Cinsellik -bazı edep/adap kuralları çerçevesinde- kutsaldır. Sünnet derisi, glans ile "uyaran" arasındaki engeldir. Bu yüzden kaldırılımıştır.
Cümlelerinize gelelim. Ancak bilmeniz gerek; sizi eleştireceğim.
" Ama büyüdükçe birçok seyi sorgulamaya basladim"
Bu cümle bize terstir; çünkü genelde belli bir kesim tarafından, karakteri belli çerçevede sunmak adına kullanılan bir kalıptır. İçerikte eleştirel, kınar, kendi girişimini ise baştan onaylar, hatta yüceltir bir tutum vardır. Bunlar NE celp eder.
Yerine şöyle konuşmaya (düşünmeye) çalışın.
"Yıllar içinde daha bir araştırıcı oldum. Merak ettiğim için sorular sordum. Kimi doğrular hakkında -kesin emin olamıyorum ama- bazı sonuçlara vardığımı düşünüyorum."
" durumun pek de öyle olmadigi kanisina vardim."
Bu daha güzel bir cümle…
" Sünnetsizken glansim daha pürüzsüz hassas ve canli renkliydi ama artik kurumus, çatlamis ve önceye göre asiri hissiz."
Literatürde böyle bilgiler varsa bile üzerinde durmamanız gerekir. Hayat basittir, basit bir laf edeceğim: Eğer kuruduğuna inanırsanız kurur. Eğer kuruyorsa "Kurumuyor hiç de" diye inanç sağlarsanız placebo ile nemlenir. Nüfusun neredeyse tümünün sünnetli olduğu bir coğrafyada hayatımda ilk kez duyduğum bir sorunu yaşama nedeniniz bence bu konuda internet ortamındaki "bilgilendirici"(!) yazılara başvurmanızdır. Penis, sürtünme için yaratılmıştır; ya da evrimsel gelişimde sürtüne-sürtüne sürtünmeye dirençli hale gelmiştir. Beyninizdeki "kuruma" benzeri inançları silin.
" Ve sünnet izli penisime her baktigimda yahvehden yedigim bir darbe olarak görüyorum."
:) Yahveh o kadar güçlü değil sevgili arkadaşım. Ona-buna kolayca darbe atabilse hiç makroda kalabilir miydik? Makro, iyi ve kötünün ORTAK alanı olarak kalabilir miydi? Onun gücü sadece biz davet edersek vardır. O ETKİLEYEMEZ, SADECE DAVET ÇIKSIN DİYE ALDATIR. Ve siz sürekli bunu yapıyor, ona iş bırakmıyorsunuz. Şimdi şu anda gülümseyin, biraz küçümseyin onu (çok az) ve bu inançları unutup sevdiğiniz işe bakın… gücü sıfırlanır.
" Yillardir depresyonla mücadele ediyorum ve tek takintim bu."
Acı çekmek için daha ne lazım ki? Eğer bizi okuyorsanız depresyon diye bir şeye inanmadığımızı bilirsiniz. Sıkıntı vardır tabi ki… Süreğenlik bazı dokularda daralma-sıkışma da yaratır. Ama en baştan "sıkıntı" diye kabul eder, üzerinde durmaz, acayip isimli hastalık kalıplarına inanmazsanız, güzel bir olay olduğu anda pozitif NTler salgılanıverir. Alan dağılır.
" Sex benim için çok önemli."
Bravo. :) Yürekten sizi kutlarım.
"Benim için ruhsal bir tarafi da var"
Biz işin o tarafına inanmayız demem gerek. Seks eğlencedir. Keyiflenmedir. Ağırlaştırmayın bence.
"sanki sakatlanmis bir genitalle buna bile ulasamiyorum gibi geliyor."
Bakın kardeşim: Ben hem iyi bir araştırmacıyım, hem de saçlarımı eskortluk/porno ortamda ağırttım. Lütfen bana inanın: Penis kadınlar için sandığınızın 1/4ü kadar önemlidir. Penise önem veren erkeklerdir. Ataerkil eğilim ne kadar fazla ise, önemseme de o ölçüde artar. Bir kadına sekste zevk verecek olan son şey penistir. Kadınlar öpülme, sarılma, el ve dil uyarısı beklerler. Bu konuda bütünü ile onlarca bilimsel araştırmaya/rapora dayalı bir taslak kitabım var. Umarım yazabilirim.
Kadınlar, piç de sevmezler arkadaşlarım. Kadınlar insanların sanat ve nezahete yakın tarafıdırlar, hiç piçlerden hoşlanabilirler mi? Kadınlar kalite ararlar. Beceri ararlar. Doğru hitap ararlar. KİŞİLİK GÜCÜ ararlar. Sorun çözücülük, sarsılmazlık, koruyuculuk, güvenilirlik ararlar. Ama onlar da insandır ve cinsel heyecan da ararlar. Cinsel heyecan arkadaşlar, biraz yasak şeylerle ilgilidir. Yasakları yapan kimlikler bu yüzden bizlere -uyarı ortamında- çekici gelir. Cinsellik ortamında DOZUNDA yasaklara dokunmakta bir hata yoktur. Kadınlar DOZUNDA yasaklara dokunan DÜZGÜN erkekler ararlar… genelde BULAMAZLAR. Bu yüzden yasaklara dokunan olumsuz kimlikleri kimi zaman çekici BULMAK ZORUNDA KALABİLİRLER.
Ve orgazm ararlar!
Size penisiniz ya da işlevi her nasıl olursa olsun, "A-Stil imaj kursu" adlı kursumu öneriyorum. Kursu "kadın tavlama sanatı" olarak da değerlendirebilirsiniz. Ama kursu alırsanız göreceksiniz ki, asıl mesaj "kalite ve kadın severlik var etme" eksenindedir; çünkü kendi isteklerini geriye alıp, kadınların istediklerini vermeye soyunmak sadece kadınları tüm yapıları ile sevmekle mümkündür.
Ayrıca "Vulva Masajı" kitabımı isterseniz (lütfen iletişim linkinden mesaj atın) ücretsiz yollayacaklar. Kitaptaki bilgilerle penisiniz tümüyle işlevsellikten uzak olsa bile, bir kadına benzersiz zevkler (belki harika bir penisi olduğunu düşünen nice erkekten daha fazla) verip, onu kendinize bağlayabilirsiniz.
" Hiçbir zaman dogal bir penisle neler hissedebilecegimi bilemeyecegim, sadece toplum ve yahveh tarafindan bana izin verilen kadarini bilebilecegim."
Bu ölçüde olumsuz inançlar, kendine acıma ve ataerkil gerçek dışı düşünce kalıpları ile o olumsuz alanı dağıtmanız zor. Gerçeklere değil, size belletenlere inanıp otomat gibi davranırken Yahveh'i suçlamaya hakkınız var mı? Ona da yazık. :) Nice eğri penisli, erect hali 5 cm penisli, erken boşalan, boşalamayan, hiç ereksiyon olamayan öğrencilerim sizin kadar elem keder içinde değillerdi. Kendinizi sevdiğiniz işlere vererek unutma savaşına girmekten başka yapacak şey yok. Şu yazdığınız mesaj bile o alanı tetikledi. Gelin; bana sözlerime uyduğunuz hakkında bir mesaj daha yazın. Bu PEye adım atmanıza yardım edecektir.
" Bu kadar negatifte olmanin kötü oldugunu biliyorum ama pozitif kalamiyorum."
Sizi anlıyorum, alanın radyasyonlarının genliği büyükse biraz zaman alabilir. Maji öğrenin. Vulva masajı öğrenin. Penisinize tapınmamayı öğrenin. :)
Ve en önemlisi: KADINLARI TANIMAYI ÖĞRENİN. Kadınlar sevdiklerinde penis boyu, boy-kilo oranı, düşük gelir düzeyi benzeri pek de şahane olmayan nice durumu görmezler bile… Onlarla güzel ilişkiler kurmak, yani yaşarken mutlu olmak için, gerçekleri görün. Sorunun penisinizde DEĞİL, sürekli ataerkil doğrular içinde yaşayan beyin alanınızda olduğunu kavrayın, onu düzeltmeye çalışın. Penisinizi değil, "kadınlar" adlı gerçeği (güzelliği) önemseyin. ;-)
Penisiniz yamuk yumuk olsa bile erkeksi ve sağlam kişiliğiniz varsa (hele ki usta bir aşıksanız, yani penis tapınıcısı değilseniz) kadınların pek çoğu ile güzel ilişkiler kuracaksınız. Olmaması imkansız; bu sözlerim makro yasaları, ben uydurmadım.
"Sorularimiza zaman ayirip uzun uzun cevap verdigin için tesekkür ederim. Umarim hayatin daha da pozitife gider."
Sağolun dostum. Teşekkür etmek ve güzel dilekler yollamakla yeni sayfaya ilk kelimeyi yazdınız bile.
Sorucunun yanıtıma gönderdiği mesaja yanıtımdır:
"Gelin; bana sözlerime uyduğunuz hakkında bir mesaj daha yazın. Bu PEye adım atmanıza yardım edecektir" şeklindeki sözlerime istinaden bana uzun bir yanıt yollamışsınız. Emeğiniz ve ayırdığınız zaman için teşekkür ederim. Ancak ya beni anlamamışsınız, ya da kendimi anlatamamışım. Sizden yeni bir mesaj isterken amacım, verdiğim yanıtımda aktardığım teorilerin sizi etkilediğini görmekti. Beni anladıysanız, yani negatif düşünmenin verdiği zarara sizi inandırabilmişsem, bana bu değişimi gösteren bir metin yazmanız gerekirdi. Oysa yazdığınız metin (üzülerek söylemem gerek; okumaya başladığımda içeriği tahmin edince, aşağı bölümlere göz gezdirdim; yanılmadığımı anlayınca okumayı kestim) bir öncekinden çok da negativite dolu.
Başına terslik gelmiş (ki, terslik denecek ciddi boyutlu bir felaket yaşadığınıza inanmıyorum) tek kişi siz değilsiniz. Pencereden dışarı baktığınızda, makroda bedenlendiğimiz için, gördüğünüz her insanın kendi tersliği vardır. Bundan kurtulmanın yolu, bunlara aldırmamayı öğrenmekten başka bir şey değildir. Aldırmadıkça terslik sayısı da azalır. Bu sözlerime son derece mantıklı ve akılcı argümanlarla yanıt veren herkes olumsuz ortamında kalacaktır; çünkü acıları var eden, yaşanan olaylar (yani acı veren olaylarla yüzleşmemize neden olacak yapıdaki kader) değil, beyin elektriğini dalgaboyuna göre var OLAN GERÇEKLİKTİR. Bir kez daha yineleyeyim: Yüzleşilen olumsuz olayları var eden kahpe kader, eli yıldırımlı tanrılar, ders veren tanrı vb. değil; beyin elektriğinizin yapısıdır (dalga boyunun negativite veya positivite miktarıdır).
Siz bu beyin EM alanı dalgaboyunu taşırken size gönlünüzden geçen penisin tıpkısı ışınlansa bile hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanmanız gerek. Olayları madem ki beyin EM dalgbaoyunuz var ediyor; o zaman aynı elektrik sizi farklı bir yerde vuracak, önceki sorununuz elimine olmuş olsa da, çektiğiniz acı katsayısı ne yazık ki aynı kalacaktır.
Size bir şans daha veriyorum kardeşim. Bana yaşadığınız tatsız olayı önemsememeye başladığınızı düşündüren bir mesaj yazmak, sizi yöneten alanı (buna kimleri şeytan bile diyebilirler; ben demem) zayıflatacaktır.
Umarım sizi üzmedim. Bildiklerimi aktarmayacak olsam, burada sorulara yanıt vermemin bir anlamı kalmaz. Bunu fark etmenizi rica ederim. İzninizle altını çizeyim: Bir kez daha negativite içeren bir mesaj yazarsanız yanıt veremeyeceğim.