Kuzey Düğümü BALIK
Yazı: |
|
Önceki Hayattaki Kimliğiniz
|
Bu Hayatta Yapanız Gerekenler
|
Yapmamanız Gerekenler
|
Öneriler
|
Sonuç
Öğrencilerim (ve beni site aracılığı ile takip eden aprentisler) iyi bilirler; genelde yaygın okült ve astrolojik bilgilere çok da paralel olmayan bir bakışım vardır. Bu eğilimim balık node’unda zirve yapar: Balık karmasında tradisyonel yorumlara neredeyse bütünü ile ters yönlü bir yorumum vardır.
Bana göre bu karma çok değerli, sahip olunduğu için sevinilmesi gerekli bir yapıdadır; bu yüzden -eğer bu son sınıf da başarı ile bitirilebilirse- genelde dünyaya son kez gelen kişilerin karmasıdır.
ÖNCEKİ HAYATTAKİ KİMLİĞİNİZ
Enkarnasyon kuralları gereği önceki yaşamda edinilen kazanımlar bu yaşama biraz ayak bağı olarak getirilirler. Önceki yaşama ait alışkanlık ve huylar ne ölçüde geride bırakılırsa, mut ve başarı yaşama o ölçüde akmaya başlar. Genelde getirilenler daima biraz aşırıdır; fazlaca denenip benimsendiği için biraz da yozlaşmıştır belki. Zaten bu yüzden geride bırakılması gereklidir. Ancak balık karmasında böyle bir durum söz konusu değildir! Önceki yaşamda her şey yolunda gitmiştir. Kazanılması gerekli her şey ölçüsünde, dengeli biçimde elde edilmiştir. Üstelik niteliklere bir bağlanma (yapışma) yoktur. Bu yüzden bu yaşamda önceki yaşamdan getirilenler geride bırakılmamalı, bu nitelikler üzerine yeni bilgiler inşa edilmelidir.
Önceki yaşamınızda dengeli, her şeyi olması gerektiği kadar, lüzumlu ölçüde yapmayı başarmış bir kişiydiniz. Yargılarınız soğukkanlı, aklı başında, ancak asla tutucu/engelleyici değildi. Dahası, soğukkanlılık ve aklı başındalığın doğaya -doğada bulunan “çılgınlık” olarak nitelenen yapıya- uygun kavramlar olduğu dersini verir gibiydiniz. Doğanın çılgın sayılma nedeninin ataerkil baskılar olduğunun, doğada son derece “yerli yerinde” bir sistemi bulunduğunun yaşayan örneğiydiniz.
Yaşın verdiği olgunluk sizde diğerlerine oranla çok daha muhteşem şekilde tezahür etmişti. Olgun yaşınızda saygın, “doğru dürüst”, yüzeysel bakışı olanlara göre biraz uzak, ama görmeyi bilenlere göre bambaşka biriydiniz. Bir güzel örnektiniz siz evrim adına… İnsan adlı varlığın gerçeğinin idealize edilen modellerden ne kadar farklı olduğunu, bu farklılık geliştikçe değerin ne kadar arttığını sergilemekteydiniz. Buna rağmen ne fazla şöhretli, ne de sosyaldiniz. Her şey olması gerektiği gibi, yani dengeli, yani/yani sakindi sizde.
Bu noktalara varmanız yüzünden son sınıfa geçtiniz ve artık balık karmasındasınız!
BU HAYATTA YAPMANIZ GEREKENLER
Burçlar, tıpkı evler gibi bir gelişim çizelgesidirler. 12 ev son ortamdır. Artık diğer aleme yaklaşılmıştır ve gizler kişiye fısıldanmaktadır. Balık da aynı mantık gereği, aynı şekilde yorumlanmalıdır. Burç olarak bu yüzden mundane yaşama uymaz ve aşırı duygusal, sorunlu, aşırı hassas olarak nitelenir. Oysa o sadece gündelik ve sıradan olana uyuşamayacak kadar rafinedir.
Bu yüzden bu hayatınızda artık diğer alemin gizlerine (daha doğrusu gerçeklerine) doğru ilerlemeniz gerekmektedir. Bakış açınız kadar bilinciniz de olağanlığın ötesine geçmek ve temel yapıyı anlamak (benimsemek ve uygulamak) zorundadır.
Bu ne demektir?
Şu demektir: Evren ve evren ötesi aslında bölünmüş olsa da hala “tam”dır. Öncel bütünlüğe akmaya çalışmaktadır. Sizin de evriminiz herkesin, hatta herkes ile her şeyin, aslında bütün olduğunu görmek ve bir “bağlantılılık” felsefesi yaratmaktır. Spiritüel ortamlarda buna “plan” denir. “Büyük resmi” görebilme yetisi geliştirmeniz gerekmektedir. Bu noktaya erdiğinizde kendinizi zorlamadan kendinizi sevebildiğinizi, hatta herkesi ve her şeyi rahat bir biçimde sevebildiğinizi, insanları, hatta olayları, dahası mükemmel olmayan, belki de hatalı olan herkes ve her şeyi bile anlayabildiğinizi göreceksiniz.
Sevgi, bu kültürde romantik, biraz uyuşuk, kadınsı, başarı adına savaşmaya engel, aslında ütopik, hayatta kalma eğilimi ile uyuşmayan bir duygudur. Sizin düzeyinizde ise bu duygunun bir yapı olduğu noktasına gelmek vardır. Bu yapı bir olağanlıktır. Öncel evrenin olağan dokusu, sıradan ortamıdır. Özel değildir aslında. Normaldir. Aleladedir. Gündeliktir. Rutindir. Alışılageldik yapıdadır. Olmanız gereken yere vardığınızda bu ortam ile kontağa geçtiniz için herkesi sevmeye başlayacaksınız. Yani işin gerisinde muhteşem bir insan olmak değil, öncel olağanlıkla kontağa geçmişlik durumu vardır!
Karmada başarı elde ettikçe spiritüel yetenekleriniz ortaya çıkacak. Normal ötesi, mistik, paranormal benzeri adlarla anılan yetilere sahip olduğunuzu göreceksiniz. Herkesin algılayamadığı derin bilgilere böyle de ulaşacaksınız. Bu durum (yani altıncı his) bir karşılıklı etkileşim, birbirini tetikleme şeklinde gelişecek.
BU HAYATTA YAPMAMANIZ GEREKENLER
Aslında bu konuda fazla da söylenecek bir şey yok, ama yine de bu başlık boş kalmasın diye bazı bilgiler yansıtayım: Bilimsel kanıt arayışlarına girmeyin. Gerçeklik adlı kavramın ille denenerek ve/veya görülecek elde edileceğini düşünmeyin. “Gaipten gelen” şeyler olarak nitelenen duyguların gaipten gelmediğini, bunların “kontaktaki beyin”de yer alan sistemler olduğunu anlayın ve anlatın. Kuşku adlı hissi sıfırlayın. Tam ve kesin gerçekler olduğunu unutun. Cevap aramayın. “Görmeden inanmam” yaklaşımına “dur” deyin. Kanıt aramak adlı eğilimi yok edin. Düşünmeye, nedensellik aramaya, analizler ve sentezler yapmaya, irdelemeye, bilimsel bakış açılarına kesinlikle son verin.
Pratik ve güncel yaklaşımlar ve kuralcı düzenci sistemler de bu karmada size uygun değildir. Katı ve mükemmeliyetçi tarz sizin düşmanınızdır artık. Düzencilerin “kaos” dedikleri ortamlardan kaçmamalı, bunların aslında sadece farklı bir düzen sistemi olduğunu görme yetisi geliştirmelisiniz.
Ne eleştirin, ne de eleştiri dinleyin. Ama bunlardan ve farklı olanlardan korkmayın da.
Ayrı olmayın/durmayın. “Bütün” adlı kavram yol göstericiniz ve hedefiniz olsun.
PRATİK ÖNERİLER
Siz bir mistiksiniz! Uyandırın bu yetinizi. Uyanın! Edgar Cayce’in (Keys okunu) karmasında olduğunuzu hiç unutmayın. Kozmik (ve de mistik) okyanusa dalın. Korkmayın. Hissetmeye, farklı biçimde algılamaya çabalayın.
Başta zorlanırsanız sadece zor durumda olanlara -mantık yürütmeden, seçim yapmadan, “doğrudur/yanlıştır” cetvelleri kullanmadan- yardım etmeye girişin. Sevmeye asla çalışmayın, sevgi zorlama ile elde edilemez. Karşılıksız vermeyi ve böylece strese girmemeyi, giderek ortamın hoşunuza gidecek yanlarını görmeyi ve keyif almayı deneyin.
Bunu da başaramazsanız, -her nasıl yaparsanız- su ile uğraşın, suya yakın olun. Deniz kenarında gezin, bol su için, daha fazla duş alın, balık tutmayı deneyin, yüzün, deniz yolculuklarına çıkın, bunlara imkan bulamıyorsanız deniz kenarında oturup sadece denize bakın.
SONUÇ
Siz gizemi düşünmek, gizem denen şeyin aslında ne olduğunu, gizem maskesi ile nelerin saklandığını anlamak ve engeli aşarak gili olanla, gizlenenle, kontağa geçmek için bu yaşamdasınız. Bu sınıfı başarı ile bitirip okuldan son olarak mezun olmanız için (bu dünyaya bir daha gelmemeniz için) “Kozmik Bütün” adlı gerçeği içinize sindirmeniz gerekmektedir. Herkesin aslında kendi (yalnız bir birey/varlık/gerçek/ruh) olsa da, enginin, engin bir bütünlüğün, parçası olduğunu, her şeyin her şey ile hissi bir kontak içinde bulunduğunu deşifre etmeniz, anlamanız ve sonunda da kabul etmeniz şarttır. İnanın… İçgüdülerinize, iç sese güvenin, hissetmeye başlayacaksınız.
Bu karmada bir de ilginç bir durum vardır: Son safha olduğu için evren/Allah/tanrı (odağın adı ve niteliği beyin yapısına ve hayata bakış açısına göre değişiklik gösterebilir) bu karmadaki kişilerin nerede olduğu hakkında (iyi bir yere gelip gelmediği konusunda) bir de sağlama yapmasına olanak verir bazen. Başarılı ruhların kimisi büyük şanslar, kimisi ideal aileler, kimisi ise hayırlı ve muhteşem evlatlar ile yaşarken ödüllendirilir.
Bu durum dünyada son kez bulunan ruhun veda partisi, daha doğrusu “bekarlığa veda partisi”dir; çünkü ölüm ötesinde onu -Müslümanlıkta anlatıldığı şekli ile- benzersiz eşler (kayıp yarı ile bütünleşme ve dünyasal yaşamda sürekli hissedilen o yalnızlığın sona ermesi) ortamı beklemektedir.
|