ANTİ-MADDE
8 - Anti-Madde ve Ezoterizm
Araştırma ve yazı: |
|
Birbirinin “anti”si iki madde eşit miktardaki yanyana geldiklerinde bilim adamlarının değimi ile birbirlerini imha (annihilate) etmektedirler. Bu annihilate sürecinde ortaya 511 keV’lik1 çok büyük bir enerji, radyasyon şeklinde (genelde gamma ışınları biçiminde) açığa çıkmaktadır.
Anti-madde (AM), evren ilk kurulurken (722 sistemine göre bölünürken) meydana gelen bir maddedir. Madde ile eşit miktarda ortaya çıkmıştır ve bu durum “ortadan bölünme” fikrini çağrıştırdığı için “Bölünen Evren” teorisini doğrular niteliktedir.
Ancak yukarıda söylediğim gibi eşit miktardaki madde ve anti-madde birbirlerini imha etmektedirler. Oysa madde evreni (makrokozmos) ve madde evreni canlıları (bizler) var olduğuna göre bunlar birbirlerini bir şekilde veya bir nedenle yok edememişler demektir. Bu durum “Neden Big Bang ile ortaya çıkan madde ve AM birbirlerini imha ederek evreni bir radyasyon denizine çevirmediler?” sorusu ile açıkça ortaya konabilir. Maddenin bir kısmı, anti-madde ile birleşmeden var olmayı sürdürebilmiştir. Maddeden yapılı makrokozmos var olduğuna göre madde, anti-maddeden fazladır.
Ancak bu durumun nasıl meydana geldiği, ya da neden böyle bir yapının var olduğu bilim dünyasında çözülememiştir.
Evrenin kuruluş, ya da var oluşu (ezoterik söylem ile “yaratılışı”) aşamasında fermiyonlar (yani kuvveti taşıyan değil, maddeyi yapan parçacıklar) anti-fermiyonlara üstün gelmelerine “baryogenez” (baryogenesis) denir; çünkü bu durum “baryonik2 bir asimetri var etme” anlamındadır.
Çeşitli hipotezler bu asimetrinin nedenine farklı açıklamalar getirseler de Andrei Sakharov’a ait olan anti-maddenin, maddeye oranda daha çabuk bozunmasında dayalı olan ve “CP simetrisi ihlali” (CP violation) adlı açıklama en kabul görenidir.
Evreni ve bizleri var eden “maddenin üstünlüğü” durumu, yaşamdaki en değerli şeyin “madde ortamında var olma” (hayatta olma) şeklinde gören dar görüşe göre olumlu olarak değerlendirilir. Oysa ezoterizm, makrokozmosun Öncel Evren’in bölünmesi ile meydana geldiğini varsaymaktadır. Fark edilmelidir ki, madde baskınlığı “madde ve anti-madde şeklinde ayrılan, ama hala da dengede olan yapının bir nedenle dengesinin bozulması” biçiminde de görülebilir ve bu görüş, evrenin bir dengesizlikle oluştuğunu ortaya koyar.
Madde; ya “üstün gelmiş”, ya da “getirilmiş”, yani kayırılmıştır! Evren, doğal simetri ya da denge korunamadığı için var olmuş bir mekandır. Bir diğer söyleyişle orta dünya (iyi ve kötünün yer aldığı evren) bir eşitliğin bozulmasına dayalıdır. Eşitlik bozulduğunda üstün gelen (belki de eşitliği bozan) taraf, yani madde, makrokozmosu meydana getirmiştir.
Dengeyi bozmak adına dengeden kaçan parça (yani evreni var eden kısım) ise sadece bütünün 1/1015’lik parçasıdır.
Kuantum parçacıklarına ezoterik açıdan bakalım:
Maddeyi meydana getiren (kütlesi olan) parçacıklar (fermiyonlar) ½ (yarım) spin sahibidirler; yani tam değildir, yarımdırlar, tamın yarısıdırlar. Madde olarak ortadan bölünmüş evrenin (makrokozmosun) üyeleridirler zaten.
Kuvveti taşıyan (kütlesi olMAYAN) parçacıklar (bozonlar) tam spin sahibidirler; yani tamdırlar. Madde olarak ortadan bölünmüş evrenin (makrokozmosun) üyeleri sayılmazlar; çünkü kütleleri yoktur.
Kütlesi olan fermiyonlar, bir arada bulunmamaları ile tanınırlar.
Kütlesi olmayan bozonlar ise sürekli bir arada bulunmak istemektedirler. “Bir arada bulunmak” şeklinde adlandırılan tutumu ezoterik bakış açısı ile “öncel evren yekpareliğini yaratma eğilimi” şeklinde özetlemek mümkündür.
Kısaca; kütleli olanlar yarım ve yalnız, kütlesiz olanlar tam ve “bir arada”lık eğilimindedirler.
Spini yarım olanların antisi vardır ve bunlar birleşince birbirlerini bilime göre “imha etmektedirler". Bilim adamlarının “imha” dediği durum ise -bir öğrencimin “Nirvana'ya kavuşmak” şeklinde özetlediği gibi- tamlaşmaktır aslında. Ancak madde evreninde tamlaşmak mümkün olmadığı için imha şeklinde tezahür eder.
Tüm bu bilimsel verileri ezoterik açıdan bakıp Bölünen Evren teorileri açısından değerlendirirsek şu sonuca varabiliriz: Makro varlıkları olarak yarımız. Makroda var olmanın (bedenli/kütleli olmanın) yegane koşulu yarım olmaktır. Diğer yarımızla karşılaştığımız zaman bu evrende var olamayız. Var olamamamız, yarım kalmamız için evren bu şekilde bölünmüştür. Tamlığa kavuşmanın yegane yolu ruhu, bu evrende bir daha çökmeyecek (doğmayacak) frekansa getirmek, yani evrimselleşmektir. Bu teoriyi ortaya atan ilk inanç ise (bence benzersizdir) Orfizm'dir.
DİP NOTLAR
[1]
Kilo elektron volt
[2]
Baryon: Atom çekirdeğini yapan proton ve nötronlar gibi üç kuarktan oluşan atomaltı parçacık. Atom çekirdeği, proton ve nötronlardan oluşur. Proton ve nötronlar, üç kuarktan oluşur.
[3]
Spin, bilim dilinde “temel parçacıkların açısal momentumu” şeklinde tanımlanır; fizik biliminde "kendi etrafında dönüş” manasındadır ve parçacıkların temel özelliklerindendir.
|