Araştırma ve yazı:

Yoga linklerinde bu poz için "Bu poz; vücudu dengeler ve zihni sakinleştirir, tüm omurganın kaslarını ve eklemlerini güçlendirir, kaygı ve stresi azaltır" benzeri son derece ümitlendirici şeyler yazar.

Bu sözlerin hepsi de doğrudur.

Gelin, bu mutluluk pozunun (ve söylenenlerin) nedenselliğini pagan açıdan kanıtlayalım... ve genelde söylenmeyen yararlara göz atalım.

Öncelikle yoga konusundan biraz ayrılıp sadece bağdaş kurmanın yararları ile başlayalım.

1 - Bağdaş kurarak yere oturmak iskemlede oturmaktan daha sağlıklıdır.

Hatha Yoga - Eva Ruchpaul
Bağdaş kurulduğunda bacaklardaki dolaşım yavaşlar, bacaklar sarkık oturulduğu gibi ayaklara kan hücumu olmaz. Belden aşağısında kan dolaşımı sanki kış uykusundaymış gibi ağırdır. Bunun sonucu olarak da gövde ve beyinde daha hızlı bir kan dolaşımı meydana gelir.

Built to Move: The Ten Essential Habits to Help You Move Freely and Live Fully Kelly - Juliet Starrett
Bedenlerimiz yere dayalı pozisyonlarda oturmak için yaratılmıştır; belki de bu yüzden dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri hala koltuklardan kaçınmak ve bunun yerine otobüsü beklemek için çömelmek, yemek için diz çökmek, otobüste bağdaş kurup oturmak gibi şeyler yapmayı alışkanlık haline getiriyor.

Bu oturuş hz. Muhammet tarafından da sevilen bir pozisyondur.

Ebû Dâvûd, Edeb, 26
Resûlullah Efendimiz sabah namazını kıldıktan sonra güneş iyice yükselinceye kadar, bağdaş kurarak otururdu.

[Değerli okurlar, söyleyin bana; peygamberin yaptığı eylem yoga meditasyonundan başka nedir? Sorular linkindeki yanıtlarımda defalarca yazdım, bıkmadan yazacağım: TÜM namaz hareketleri tapınma (bir üst otoriteye boyun eğme, bir efendiye kul olma) hareketleri DEĞİL, insanlara bedensel ve ruhsal sağlık verici hareketlerdir. Namaz kılmak, bir çeşit yoga meditasyonu yapmak; daha da iyisi, yoga meditasyonu ile tapınmak (Allah' yakınlaşmak) demektir.
]

Batılı kültürün verdiği en büyük zararlardan bir diğeri iskemlenin icadıdır. İskemlenin ortaya çıkışı antik Mısır olsa da, bu eşyanın yaygınlaşmasını var eden batı kültürünün ataları olan antik Yunanlılar ve Romalılardır. İskemle temel mobilya olduğundan beri toplum içinde yere oturmak, bağdaş kurabilmek, ya da ayakları beden altına kıvırıp almak olanaksızlaşmıştır. Bu nedenle ayaklar gün boyunca sürekli kanın bu bölgede birikmesine neden olan aşağı sarkık halde durmak zorunda bırakılmışlardır. Batılılar bu durum düzeltmek için bağdaş kurmayı doğal saymaya başlayacaklarına, ayaklarını bir masa üzerine uzatmayı yeğlemişlerdir.

2 - Yerde oturmak (apartmanın 8. katındaki bir dairede olsa bile) toprağa yaklaşmak anlamındadır. Tabidir ki en iyi sukhasana, toprak üzerine oturup, avuçları toprağa koymuş şekilde yapılandır.

[Bu hayırlı poz Müslümanlıkta "teyemmüm" olarak yer alır. Teyemmüm, yere çömelip elleri (avuçları) toprağa sürterek abdest almaktır. Abdest, tapım öncesi arınmadır. Müslümanlık o kadar pagan (doğa ile gerçek ile barışık, bitişik, iç içe) bir dindir ki, çömelerek elleri toprağa koymak, arınmak olarak kabul edilmektedir.
]

Hıristiyanlık ve Yahudilikte Cehennem yerin (toprağın) altındadır. (Yahudi, Hıristiyan ve Yunan mitolojisi benzeri ataerkil din ve mitolojilerin baş tanrıları -örneğin Zeus/Olympos- hep göklerdedir.) Toprağın altında reelde ateş denilebilecek bir yapı olan "magna" bulunur. Cinsel organlar da gövdenin (torsonun) en altındadırlar ve seks daima ateş ile sembolize edilir. Bu nedenle yere oturduğunuzde cinsel organların ateşi ve magma ateşi birbirlerine yakınlaşmaktadır.

3 - Dizlerin birbirinden ayrık olması süptil elektromanyetik enerjilerin pelvik bölgeye rahat akmasını sağlar. Bacakları ayırarak oturmak kapalı bacaklar arasında sıkışan cinsel organları rahatlatır, ferahlatır, kan dolaşımını kolaylaştırır. Biraz daha basite inelim mi? Böylece bölge biraz hava alır, kendine gelir! (Bilmem fark etmiş miydiniz? Can'ı, yaşamı var eden bölgelerin -hem de koca bedende sadece bu bölgelerin- bir ömür boyu Ay ve güneş ışığı almaları yasaktır.)

Bağdaş kurma sırasında ise dizler birbirinden hayli (bir iskemlede otururken ayırdığınızdan daha fazla) açıktır. Bu durum kalça-bacak eklemini esnetir. Kalçanın esnek olması çok önemlidir; çünkü kalça-bacak esnekliği ne kadar fazla ise bacaklar çok daha kolay, daha geniş açılı ve çok daha sıklıkla ayrılır… bu da cinsel organlarla ilgili yukarıda söz ettiğim sonuçları daha kolay, daha yoğun var eder. Bu duruşun olağan kabul edildiği bir kültürde insanların cinsel organları daha rahat, daha sağlıklı, cinselliğe daha açık, beden mutluluğa daha yakındır... çünkü beden ve beyin işbirliği içinde çalışırlar. (Motor sistemin beyni etkilediği hakkındaki bilimsel araştırma için 6 - Yogaya, Pilatese ve Göbek Dansına Bilim Onayı adlı yazımı okuyabilirsiniz.)

Şimdi yogaya geçelim.

Söz edeceğim gerçek açıkça dile getirilmese de, yogadaki neredeyse HER poz kalça eklemlerinin (bacak-kalça bağlantısının) açılması/esnemesi temelindedir. Bu yüzden yoga yapanların pelvik bölgesi yapmayanlara göre daha fazla canlıdır. Yoga ortamında bağdaş kurmanın "yogaca" adı olan sukhasana pozunun en alttaki (en son) iki çakrayı beslediği söylenir. Bu iki çakra zaten cinsellikle de ilgilidir.