DARK MOON LILITH NEDİR?
1- Lilith Kimdir ya da Nedir?
|
2- Lilith’in Var Edilme Nedeni Nedir?
|
3- Astroloji Gerçekte Nedir?
4- Neden Adı "Dark Moon"dur?
|
5- Dark Moon Neyi Göstermektedir?
|
6- Astrolojik Dark Moon Neresidir?
Yazı: |
|
2- Lilith’in Var Edilme Nedeni Nedir?
Önceki bölümde dile getirdiğim Yakın Doğu’nun tahıl, tarım ve deniz tanrıçalarına yönelik bu öfkenin nedeni nedir?
Sorunun yanıtı tarihsel gerçeklerde gizlidir.
Musa adlı (varlığı kanıtlanamamış olan, hatta bazı modern araştırmacılarca [örneğin Burak Eldem] böyle biri bulunmadığı savunulan) bir kimlik, mevsimlik işçi olarak Mısır’a gelen göçerleri “sizler seçilmişsiniz” söylemi ile ardına takar, onlara Mısırlıları "soydurduktan" sonra (bu sözcük bana ait değildir, Tevrat'tan alıntıdır: Tevrat, Çıkış 12:36) Mısır’dan “kutsal topraklara götürüyorum” vaadi ile çıkartır.
Onların peşine düşen, “Firavn” sözcüğü ile lanetlenen ve II. Ramses olduğu düşünülen firavun aslında halkından çalınmış malların peşindedir.
II. Ramses (yani “firavn”) tarihe gayet olumlu işler ile geçmiştir.
Mısır Tarihi, Erik Hornung - s.116
II. Ramses, (...) atmış altı yıllık iktidarı sırasında sürekli üstün başarılara imza atan bir firavun olur.
Örneğin onun döneminde Mısır’ın ezeli düşmanı Hitit devleti ile girdiği Kadeş savaşı galibiyeti sonrasında tarihin ilk resmi barış antlaşmasını imzalanmıştır. Dostluk öylesine ilerlemiştir ki, Kadeş savaşının yenilen tarafı olan Hitit kralı III. Hattuşil kendisine Mısırlı hekimlerin bakmasını isteyebilmiştir. İki düşman hanedan arasında evlilikler düzenlenmiş; üstelik bu evlilikler resmi olarak değil, kral ve kraliçeler karşılıklı yazışarak –tanışarak- oluşmuştur.
Ramses tarihe bölgede gerçekleşen korkunç kıtlığı önceden sezip önlem alması ve başarılı şekilde yönetmesi ile de geçer. Öyle ki, düşmanı olan toprakların liderleri ondan yardım istemek zorunda kalırlar… Ezeli düşman Hititlerin kraliçesi de bu gruptadır. Ramses hepsine erzak yardımında bulunmuştur.
Sözün özü tarih bilimine bakacak olursak Tevrat çıkışlı dinsel anlatımlar hiç de gerçekleri yansıtmamaktadırlar.
Musa ölümüne dek (tam kırk yıl boyunca) bu ümit içindeki insanları çölde, yersiz-yurtsuz dolaştırır… çünkü hesap tutmamıştır: Toprak kazanmak adına saldırılan uyarlıklar sürekli onları geri püskürtmektedir.
Umut yolculuğuna çıkan yoksul işçiler sonunda değim yerinde ise “uyanırlar”, Musa’ya baş kaldırırlar, Mısır’a (hatta eski inançlarına) dönmek isterler… Ama yeni tanrı Yahveh, ürkütücü işkencelerle onları cezalandırır.1 İşte Tevrat’taki anaerkil krallıkların tanrılarına öfkenin bir nedeni de (Lilith’in var olma nedeni) Yahudilerin sürekli eski inançlarına (Ana Tanrıça inancına) geri dönmek istemeleridir. Tevrat bu olayları sayfalar boyunca anlatır.
Özetle Lilith yoktur; Lilith adı altında hedefe konan düşman, bereket tanrısı olan eski dişil ağırlıklı tanrıça inancıdır.
Lilith -sözde- kadınlığın başkaldırmış halidir; asidir, terstir, tehlikelidir vb. vb. Oysa asıl amaç -amiyane tabiri ile- “martavallarla kadınları kafaya almak”tır.
Konuyu açalım:
Görüntüde mitler aracılığı ile “düzgün kadınlar” övülmekte, “asi ve özgürlükçü kadınlar” yerilmektedir.
Geçiniz!
Kimsenin aslında "düzgün kadın"la en küçük alakası yoktur. Gerçekte yapılmak istenen ortada iki adet (iki tip) ve birbirine zıt konumlu kadın karakteri olduğu düşüncesini yaymak, böylece kadınları iki ayrı modele yönlendirmek, yani bölmek, birbirine düşman etmektir.
Oysa her kadın temelde tektir! “Kadın”dır!
Kadınlarin pek çoğu (bence hepsi) kimi zaman şartlara/ortama uyum sağlar, kimi zaman ses yükseltirler. Nerede, ne kadar, ne zaman, ne yapması gerektiğini neredeyse her kadın içgüdüleri ile bilerek doğar. Her kadın -kendi yaşam modeli içinde, özgün biçimde, bir diğerine uymayacak şekilde- yeri gelince asi, yeri gelince genel-geçere uyumludur. Birbirine zıt ve düşman iki model yoktur; farklı yaşam tarzları içinde gerektiği gibi (kimi yoğun çaresizlikle) davranan “kadın” vardır. Bu kadın, ya da kadınların pek çoğu, topyekun şekilde, erkekegemen baskılara -kim ne derse desin- binyıllardır BİR ARADA, BÖYLELİKLE karşı koymaktadırlar. Bu yetenekleri yüzünden üstlerine yüklenen, sağduyulu her erkeği dilhun edecek1 baskılara rağmen erkekler üzerindeki (ve de genelde makrodaki) etkinlikleri değişmeden kalmıştır. Kadın, kadının kurdu değildir. Kadın, dişi ve erkeği birleştirmenin (eşleşmenin) dostluktan bile önemli olduğunu sezdiği için bu çirkin sözle itham edilecek davranışlarda bulunur.
[Eşleşmenin önemi (ezoterizmden öte, fizik bilimi temelinde) Manyetik Maji Eğitimi 1. Dönem kapsamında detaylı şekilde anlatılmaktadır.]
DİP NOTLAR
[1]
İnsanların pek çoğunda bulunan “yanlış yapınca tanrı cezalandırır” korkusunun çıkış noktası budur. Her şeye gücü yeten tanrı, yarattığı varlığı ceza vermesine gerek olacak şekilde yarattı ise ya yeteneksizdir, ya da adil değildir.
Kısaca; bu “ceza veren tanrı” inancı bütünü ile boştur. Pek çok kişiyi dinsizliğe yöneltmek için yaratılmıştır. Yaşanan tersliklerin nedeni, ilahi esinden kişisel hatalarla uzak kalmaktır.
[2]
Her erkeğin yaşamında anne, kız evlat, kız kardeş benzeri özel önemi olan bir kadın
|