TUTSAK EVREN ve SINIRLARIN ÖTESİ
İÇİNDEKİLER
|
ÖNSÖZ
|
KONU
|
SATIN ALIN!
120 sayfa - ₺36
Üyelere Ücretsiz
-
KİTABI ÜCRETSİZ İSTEYİN!
Önsöz
BAŞ TANRILAR
1 – YILDIRIM ve ŞİMŞEK
1.1 - Yıldırım ve Şimşek Tanrıları
1.2 – Yahve’nin Yıldırım ve Şimşekleri
2 - BULUT, HAVA, FIRTINA ve GÖK GÜRÜLTÜSÜ
2.1 - Bulut, Hava, Fırtına ve Gök Gürültüsü Tanrıları
2.2 - Yahve ve Bulut, Hava, Fırtına ve Gök Gürültüsü
2.3 - Uğursuz Hava Elementi
3 - EJDER
3.1 - Baş Tanrılar ve Ejderle Savaşları
3.2 - Yahve’nin Ejderle Savaşı
4 - İNSAN
4.1 - İnsanın Yaratılışı
4.2 - İnsanın Hizmetkarlığı
5 - TUFAN
5.1 - Mezopotamya Tufanı
5.2 - Antik Yunan Tufanı
5.3 - Hinduizm Tufanı
5.4 - Maya Tufanı
5.5 - Yahveh ve Tufan
6 - DİĞER BENZERLİKLER
|
IŞIK
1 - IŞIK TANRILARI
1.1 - Baş Tanrılar ve Işık
1.2 - Hıristiyanlıkta Işık
1.3 - Yahudilikte Işık
1.4 - Yahudi Ezoterizminde Işık
2 - IŞIK
2.1 - Işık Nedir?
2.2 - Klasik Görelilik Kuramı
2.3 - Genel Görelilik Kuramı
2.4 - Özel Görelilik Kuramı
2.5 - Evrendeki En Büyük Engel
2.6 - Işık Yaşam için Gerekli Midir?
2.7 - Görmek Hissetmek İçin Bir Engel Midir?
2.8 - Sonuç
3 - IŞIĞIN ÖTESİ (Takyonlar)
3.1 - Takyonlar Nedir?
3.2 - Tarihçe
3.3 - Sanal Kütle
3.4 - Özellikleri
3.5 - Ezoterik Teoriler
3.6 - Müslümanlık ve Takyonlar
3.7 - Bilimsel Teoriler
3.8 - Takyon Kondensi
3.9 - Sicim Kuramı ve Takyonlar
3.10 - Sonuç
ALLAH ve YAHVEH
Sonsöz
|
KİTABIN ÖNSÖZÜ
“Bu kitap, 722 teorisi adını verdiğimiz yaratılış hakkındaki teorinin sadece bir bölümünü kapsamaktadır. Kitap boyunca anlatılan ve kanıtlanmaya çalışılan engellemenin neden var olduğu ve ardındaki gerekçeler –yine din, bilim, mitoloji ve ezoterizm temelinde- bir diğer kitapta anlatılacaktır”
diyerek konuya girelim ve konuşmaya başlayalım.
İlk Çağ uygarlıklarının inanç ve dinlerinin yaratılış mitleri ve baş tanrıları çarpıcı şekilde benzerdir. Benzerlik, “göçlerle oluşan kültürel etkileşim” teorisi ile açıklanacak olabilir; ancak dikkat edilmesi gerekli nokta, söz konusu benzeşmenin inançların tapım kuralları ya da içeriğinde değil, sadece baş tanrılar ve yaratılış mitlerinde görülmesidir. Bu nedenle mitografların “yaratılış” şeklinde adlandırılabilecek temel bir bilgiye (ya da geçmişe, oluşuma, yapıya) kolektif bilinç dışı ile ulaşıp, sezdikleri şeyleri yazmaları ile mitleri oluşturdukları düşünülebilir.
Baş tanrılar yaratılış olayı ile iç-içedirler; çünkü makrokozmosu var eden kendileridir. Onlar, insan beyni tarafından mutluluk (hatta iyilik) şeklinde algılanan her şeyin kaynağı sayılabilecek bir “öncel evren”e saldırmış, çıkan kozmik1
savaşta galip gelmiş, öncel evreni (gerçekliği) bölerek makrokozmosu var etmiş, kendilerini de yeni oluşumun lideri konumuna getirmişlerdir.
Ve de ilginçtir; baş tanrıların benzeşen özellikleri, Yahudilik ve Hıristiyanlık tek tanrısı Yahveh’de de izlenmektedir!
Bu kitapta baş tanrıların ortak niteliklerine ve yönettikleri kavramların negativitesine (insan dahil tüm canlılar üzerinde yarattıkları zarara) dikkat çekilmekte, bu tanrılar ile Yahudilik ve Hıristiyanlık yaratıcı tanrısı Yahveh arasındaki andırma –hiçbir düşünceye gönderme yapmadan, tarafsızca- gözler önüne serilmeye çalışılmakta, evrenin yapısı/ötesi hakkında alışılmadık bazı varsayımlarda bulunulmakta, böylece sıra dışı bir teori ortaya atılmaktadır.
Teorinin var edilebilme nedeni;
- mitleri “eski cahil insanların masalları” şeklinde değil, bilgi haznesi biçiminde görmek,
- mitlerde geçen sözcükler ve manaları düz mantıkla, yani “sadece görünen gerçektir” şeklinde özetlenebilecek logical positivist (ve belki de dar) bir bakış açısı ile ele almamak,
- çeşitli kaynaklardan ele geçirilen verileri mitoloji, bilim, din ve ezoterizm adlı disiplinlerin tümü kapsamında değerlendirmektir.
Gizler, söz konusu bakış açısına itibar edilmediği için binyıllardır gizli kalmaktadır belki de...
Kitapta Yahveh adlı tanrı hakkındaki bilgiler Yahudi (Musevi) halkı ile ilgisizdir. Yahudilik dini değil, sadece Tevrat2
anlatımı hakkındaki araştırma, bu dine inanan (ülkemizde ya da İsrail devleti dahil, farklı coğrafyalarda yaşayan) Musevilere karşı tavır olarak kesinlikle algılanmamalıdır. Eleştirdiğimiz konular, Tevrat’ta yazılı olan bazı bilgilerdir. Günümüzde ise bunlar genelde aşılmış, bu dine inanan nice insan pozitif kimliklere ulaşmayı başarmıştır. Araştırılan konu sadece bir kitaplarda yer alan sözlerdir; bu içeriği geride bırakmış, ya da bu görüşleri benimsemeyi seçmiş bireyler değil.
Yahudiler; yüzyıllardır yüzleşmek zorunda kaldıkları problemlere rağmen yıkılmamış, negativite tarafına kaymamış; değerli, zeki, yaşamın dinamiklerini güzel şekilde çözümlemiş, hoş insanlardır. Bu sözler çocukluğu ve ergenliği sırasında içinde olduğu bazı ortamlar nedeni ile pek çoğunu yakından tanıma şansı elde etmiş biri olan şahsım tarafından söylemektedir. Bir diğer deyişle Yahudiler hakkındaki olumlu görüşlerim romantik bir yaklaşım değil; bilfiil yaşanmış olaylara (anılara) dayalıdır.
Kitap bir psuedo-bilim kitabıdır; çünkü yazar bir bilim adamı değil, bir okültisttir. Bu durum içeriğin küçümsenmesine neden olmamalıdır. Unutulmamalıdır ki çok önemli sonuçları bilimci3 olmayan kişiler elde edebilmiştir.
Örneğin;
- Demir-Sülfür Dünya Kuramını4
Münihli patent avukatı Günter Wächtershäuser,
- Homeros'un İlliada'sında yer alan Truva kendini arkeolog olmayan Scheilleman,
- Kur’an’da Ad kavmi şeklinde sözü edilen mitolojik İrem kentini serüvenci Ranulph Fiennes, avukat George Hedges ve filmci Nicholas Clapp
bulmuştur.
Her doğru şeyi illaki bilimin söyleyeceğini veya bilimin asla yanılmayacağını düşünmek hatadır. Bu konuda bazı örnekler aşağıdadır:
- Einstein’ın rölativite prensibi bilim çevrelerinde uzun yıllar reddedilmiş, hatta saygı görmemiştir.
- Einstein kara delikleri matematiksel şekilde keşfettiği halde varlıklarına kendi inanmamış, kuantum mekaniğinin (özellikle kuantum dolanıklığının) gerçekdışı olduğunu kanıtlamak adına büyük çaba göstermiştir.
- Newton’un pasif (durağan) uzayının gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkmıştır.
- Hawking, kara delikler teorisinde yanıldığını kendisi itiraf etmiştir.
“Bilim ortamında beyninizi havaya uçuracak şeylerden biri çok iyi anladığınızı sandığınız bir şeyin tamamen yanlış olduğudur.” Don Lincoln (Fermilab)
Bu örneklerin verilmesinin amacı bilimi eleştirmek değildir. Bilim, kuşkuculuğu ve kesin kanıt arama gayreti nedeni ile ezoterimden farklı ve benzersizdir. Ancak bu yapı, New Age teorisyenlerinin, kurgubilim yazarlarının, ya da okültistlerin sadece gereksiz düşler kuran ütopyacı insanlar olduklarını göstermez. Her bir gerçek, sinesinde farklı bir işlevsellik ve yarar barındırır.
Astrolojik olarak ortalama 2000 yılında girilen ve iki bin yıl sürecek olan Kova Burcu Çağı,5 alışılmadık yenilikler ve ani değişimleri yönetmektedir. Bu yüzden içinde yaşama şansını elde ettiğimiz bu yılların akıl almaz bulgulara gebe olduğunu söylemek zor değildir.
"Radyoaktivite diye bir şeyin var olduğunu düşünüyor muyduk? Kuantum güçlerini bulacağımıza kim inanırdı? Bu tür şeylere açık olmalıyız.” Dr. Michio Kaku
“Cin lambadan çıkmıştır, artık onu geri sokamazsınız.” Andrei Linde
DİP NOTLAR
[1]
Tüm kozmosu içeren, evren bazlı.
[2]
Yahudilerin kutsal kitabının adı “Eski Ahit” olsa da, bu kitapta -Kuran’da ve güncel yaşamda kullanıldığı şekli ile- “Tevrat” olarak anılmaktadır.
[3]
Yabancı dillerin birçoğunda, dilimizdeki gibi cinsiyetçi “bilim adamı” kelimesi yoktur.
Örnekler: İngilizce scientists, Fransızca scientifique, Almanca wissenschaftler, İtalyanca scienziato,
İspanyolca científico. Tüm bu sözcükler dilimize en doğru şekilde "bilimci" olarak çevrilebilir. Nasıl ki “matmematik insanı” yerine “matematikçi” sözcüğü kullanılıyorsa, kanımızca “bilim insanı” yerine “bilimci” sözcüğünü koymak daha doğru olacaktır.
[4]
Demir-kükürt kuramı.
[5]
Dünya ekseninin yalpalaması yüzünden ilkbahar ekinoksunun gerisine düşen burç kayar. Ekinoks noktasının gerisindeki –iki bin yılda bir değişen- burç, astrolojide “Dünyanın burcu” olarak nitelenir ve söz konusu burcun yaşamın genel dinamikleri üzerinde söz konusu olduğuna inanılır.
KİTABIN KONUSU (Tanıtım Metni)
Tüm evren ve insanlık olumsuz bir gücün tutsağı olabilir mi? Bu güç, evreni kendi çıkarları doğrultusunda sınırlamış sayılabilir mi? Mitolojilerde “baş tanrılar” olarak yer alan ve birbirlerine şaşılacak kadar benzeyen evrenin hakimi kimlikler, reel bir negatif yapının İlk Çağa özgü tanımlanmaları mıdırlar? Bu kitapta söz konusu sınırlamaların varlığı kadar, sınırların ötesinde ne olduğu (insanların nelerden uzak tutulduğu) mitoloji, fizik bilimi, din ve ezoterizm temelinde kuramsallaştırılmaktadır. Eğer mitolojiye ve/veya bilime meraklı iseniz bu kitabı severek okuyacak; belki de farklı şekilde düşünmeye koyulacak ve soracaksınız: Dünya üzerinden silinemeyen acının nedeni bu kitapta sunulan verilerde mi gizlidir?
|